35,9822$% 0.33
37,0520€% -0.52
44,6398£% 0.29
3.259,64%0,99
2.816,54%0,57
9.774,40%-2,30
ANKARA-BHA
Anahtar (A) Parti basın toplantısında 6 Şubat depremlerinin yıldönümüne dair değerlendirmeler yapan Genel Başkan Yardımcısı Emine Küçükali, “Bu hükümet döneminde tam 8 kez imar affı çıkarıldı. Deprem riskini azaltmak mı amaçlandı, yoksa günü kurtarmak mı?Bugün Malatya’da, Hatay’da, Kahramanmaraş’ta insanlar hâlâ konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Plansız bir inşa süreciyle şehirlerin kimliği yok ediliyor. Esnaf, yıkılacak binaların altında esnaflık yapmak zorunda bırakılıyor. Yıkımı yönetemeyenler, felaket sonrası süreci de yönetemediler. Biz bunları görmek zorundayız. Çünkü deprem öldürmez, ihmal öldürür.” dedi.
Anahtar Parti Çevre, Şehircilik, Afet ve Su Politikaları Başkanı Emine Küçükali, partisinin genel merkezinde 6 Şubat depremlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Küçükali, özetle şunları söyledi:
“6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizdekaybettiğimiz vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum, geride kalan ailelerine ve tüm milletimize sabır diliyorum. Acıları, anıları ve yaşadıkları felaket, bizim için unutulmayacak bir sorumluluktur. Bugün burada sadece 2 yıl önce kaybettiklerimiz anmak için değil, bir daha böyle bir acıyı yaşamamak için ne yapmamız gerektiğini konuşmak için toplandık. 6 Şubat doğal afet mi, yönetilemeyen bir felaket mi?6 Şubat’ta doğa harekete geçti. Ancak asıl yıkım, doğanın değil, ihmalin ve hazırlıksızlığın yarattığını hepimiz gördük. Depremin büyüklüğü elbette kaçınılmazdı, fakat 11 ili enkaz altında bırakan plansızlık ve denetimsizlik engellenebilir miydi? Elbette pek tabi ki engellenebilirdi. 6 şubatta biz ülkemizde bu acıyla daha birkaç aydır yüzleşirken biz 60 bin canımızı enkazda bırakmışken Tayvan’da da aynı benzer büyüklükte deprem oldu ve sadece 3 kişi hayatını kaybetti.
Bilim insanları yıllardır Doğu Anadolu Fayı’nın tehlikede olduğunu söylemiyor muydu? Söylüyordu. Hatta Kahramanmaraş’ta bir bilim adamı depremden sadece 3 gün önce uyarmıştı.
Deprem yönetmeliğine uygun olmayan binaların varlığı bilinmiyor muydu biliniyordu. Biliniyordu ve bilinmesine de 2018 seçimlerinde oy almak uğruna imar barışı ile de 11 ilde toplam 294 bin yapı kayıt altına alınmıştı. Devlet vatandaşına böyle tuzak hazırlar mı? Ülke topraklarının yüzde 96’sının deprem riski altında olduğu bir ülkede bu tür kaçak yapıları görmezden gelen af ve benzeri aldatmacalar vatandaşı göz göre göre öldürmeye teşebbüs değil midir? Bakanıyla, genel müdürüyle, belediye başkanıyla, imar müdürü ile mimarı mühendisi müteahhitti ile organize bir suç değil midir? Riski yönetemedikleri için afet asrın felaketine dönüştü. Ve o gün iktidar bunu asrın felaketi diye itiraf etti fakat bu riski biz yönetemedik enkaz altında kaldık demedi. Arama kurtarma çalışmalarında plansızlığın koordinasyonsuzluğun yetki karmaşasının nelere mal olacağını hepimiz tahmin edebilirdik.Peki, hükümet bilimi dikkate alsaydı, bu felaket bu kadar büyük olur muydu?
Deprem, doğal bir olaydır. Ancak, bu denli büyük bir yıkıma dönüşmesi bir yönetim krizidir. Çünkü; depremler doğa olayıdır ama felaket yönetilemezse, yönetimdekilerin yaptığı yanlışlar neticesinde, felakete dönüşür. Hem de 23 yıl tüm yetki sorumlulukları elinde bulunduran iktidar partisinin sorumsuzluğu ve ciddiyetsizliğidir.
Erdoğan: Muhalefet boş gündemlerle uğraşıyor