40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
03 Aralık 2025 Çarşamba
Türkiye finans piyasalarında tartışmaların odağında yer alan ALJ Finans, son günlerde kamuoyunda dikkat çeken yeni bir gelişmeyle gündeme geldi. Türkiye’nin en büyük “tefecisi” olduğu iddia edilen şirketin, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından 1,5 milyar TL tutarında borçlanma aracı ihracına onay aldığı duyuruldu.
Bu karar, özellikle kredi kullanan ve geri ödemelerde ciddi zorluk yaşayan binlerce vatandaşın tepkisine yol açtı. Zira uzun süredir “yüksek faizli ve ağır şartlarla” kredi kullandırdığı öne sürülen ALJ Finans’ın, aldığı bu destekle birlikte daha da büyüyeceği ve vatandaşın üzerindeki baskıyı artıracağı iddia ediliyor.
ALJ Finans’tan kredi kullanan çok sayıda kişinin, geri ödeme planlarında altından kalkamayacak derecede ağır koşullarla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor. Özellikle dar gelirli vatandaşlar ve küçük işletmeler, şirketin yüksek faiz politikaları nedeniyle adeta borç batağına saplandıklarını söylüyor.
Borçlarını ödeyemeyen vatandaşların icra dosyaları kabarırken, ALJ Finans’ın agresif tahsilat yöntemleri de sosyal medyada sıkça şikâyet konusu oluyor. Şirketin, borçluları yasal takibe sürükleyerek hem maddi hem manevi açıdan çıkmaza soktuğu iddia ediliyor.
ALJ Finans’ın arkasında “yeşil sermaye” desteği olduğu yönündeki iddialar ise kamuoyundaki tartışmayı derinleştiriyor. Şirketin, siyasi ve ekonomik bağlantılar sayesinde ayakta tutulduğu ve büyütüldüğü ileri sürülüyor.
SPK’nın verdiği 1,5 milyar TL’lik ihraç onayı, bu iddiaları güçlendirir nitelikte yorumlanıyor. Ekonomistler, bu tür şirketlerin düzenleyici kurumlar tarafından desteklenmesinin, finans sektöründe güven sorunu yarattığını belirtiyor.
Normal şartlarda finansal piyasaları düzenlemek, yatırımcıları ve tüketicileri korumakla görevli olan SPK’nın, vatandaşları zor durumda bıraktığı iddia edilen bir şirkete böylesine büyük bir ihraca onay vermesi, eleştirilerin odağında.
Uzmanlara göre, bu onay sadece ALJ Finans’ın değil, benzeri şirketlerin de cesaret bulmasına yol açabilir. Zira vatandaşın borç batağında çırpınırken bir düzenleyici kurumun şirketi desteklemesi, “kime hizmet edildiği” sorusunu akıllara getiriyor.
Kamuoyunda en çok sorulan soru şu: “Kim dur diyecek bu tefecilere?”
Vatandaşların yaşadığı mağduriyet her geçen gün büyürken, düzenleyici kurumların sessizliği dikkat çekiyor. Borçlarını ödeyemeyen binlerce insan, seslerini duyuracak bir otorite arıyor.
Ekonomi çevreleri, bu durumun yalnızca bireysel mağduriyetlerle sınırlı kalmayacağını, uzun vadede Türkiye’nin finansal güvenliğine ve yatırım ortamına zarar vereceğini savunuyor.
ALJ Finans’a verilen 1,5 milyar TL’lik SPK ihracat onayı, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Borç yükü altında ezilen vatandaşların feryadı büyürken, finans sektöründeki denetim ve etik tartışmaları da giderek derinleşiyor.
Kamuoyunun beklentisi net: Vatandaşın cebini ve geleceğini tehdit eden bu uygulamalara karşı devletin ve düzenleyici kurumların acilen harekete geçmesi.