40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
03 Aralık 2025 Çarşamba
Türkiye genelinde binlerce esnaf, son dönemde vergi borçları nedeniyle karşı karşıya kaldığı e-haciz uygulamaları nedeniyle adeta ayakta kalma mücadelesi veriyor. Devletin tahsilat politikalarının sertleşmesiyle birlikte, esnafın hem ticari hem de kişisel hesaplarına ani blokeler konuluyor. Kredi kartı hesapları, evlerine gelen havaleler, hatta yaşadıkları konutlara kadar uzanan e-hacizler, ekonomik krizle boğuşan küçük işletmeleri çöküşün eşiğine getiriyor.
Son aylarda giderek artan şikayetler, vergi dairelerinin borcu olan esnafa yönelik elektronik haciz (e-haciz) uygulamalarında sertleştiğini ortaya koyuyor. Borç tutarının büyüklüğüne bakılmaksızın, esnafın kişisel banka hesaplarına gelen her türlü para — ister müşteri ödemesi, ister aile desteği olsun — otomatik olarak bloke ediliyor. Pek çok esnaf, müşterilerinden aldığı ödemelere bile ulaşamadan paralarına el konulduğunu belirtiyor.
İstanbul’da kırtasiye işletmeciliği yapan 38 yaşındaki Murat K., yaşadığı mağduriyeti şöyle özetliyor:
“Vergi borcum var, kabul ediyorum. Ama bu kadar acımasızca bir uygulama olur mu? Müşterinin EFT’si hesaba düşüyor, vergi dairesi anında çekiyor. Kira ödeyemiyorum, çocuğun okul masrafını karşılayamıyorum. Kredi kartımdan gelen paraya bile haciz koydular.”
Yalnızca banka hesapları değil, esnafın yaşadığı konutlara da e-haciz uygulanabiliyor. Maliye, borcun tahsilinde daha etkin olmak adına tapuda kayıtlı tüm mal varlıklarını inceleyip, teminat altına almak için e-haciz işlemleri başlatabiliyor. Bu durum, sadece ticaret hayatını değil, sosyal yaşamı da doğrudan etkiliyor.
Ankara’da oto yedek parça ticareti yapan bir başka esnaf, e-haciz nedeniyle evine satış kısıtı getirildiğini belirterek şunları söylüyor:
“Ev kredisiyle aldığım daireme e-haciz kondu. Satış, ipotek, devir işlemleri tamamen durdu. Devlet bizden vergi alacak diye bizi vatandaştan saymıyor artık.”
Mali müşavirler ve hukukçular ise, tahsilat işlemlerinin bu kadar sert ve otomatik ilerlemesinin, borçluların tamamen sistem dışına itilmesine yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Vergi Usul Kanunu’na göre borcun varlığı, devlete tahsil yetkisi verse de, bu yetkinin ölçülü ve sosyal etkiler dikkate alınarak kullanılmasının altı çiziliyor.
Mali Müşavir Sibel Yılmaz’a göre:
“E-haciz, aslında dijital tahsilatın hızlı bir yolu ama gelir yaratamayan, borcunu yapılandırmak isteyen bir esnafı tamamen kilitlemek; ne tahsilat sağlar, ne çözüm. Devletin alacağı var, esnafın da yaşama hakkı. Bu dengenin yeniden kurulması gerekiyor.”
Son dönem ekonomik daralma, pandemi sonrası toparlanamayan küçük işletmelerin borçlarını çevirmesini daha da zorlaştırdı. Uzmanlar ve esnaf örgütleri, Maliye’nin daha yapılandırmacı ve destekleyici bir vergi politikası benimsemesini talep ediyor. Borçların yeniden yapılandırılması, e-haciz öncesi uyarı ve müzakere süreçlerinin zorunlu hale getirilmesi gibi öneriler gündemde.
TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu) ise yaptığı son açıklamada şöyle dedi:
“Esnafımız devletine borcunu inkâr etmiyor. Ama ayakta durabilmesi için nefes alacak alana ihtiyacı var. Bu kadar sert uygulamalar, zaten zor durumda olan işletmeleri tamamen yok eder.”
Editör Notu:
E-haciz uygulamaları yasal zemine oturmuş olsa da, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak tahsilat süreçlerinde insani ve ekonomik etkilerin göz önünde bulundurulması gerektiği unutulmamalıdır. Esnaf, sadece vergi mükellefi değil, aynı zamanda bu ülkenin üretim gücüdür.