40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
2025, küresel piyasalarda ABD dolarının uzun süredir süren tartışmasız hâkimliğinin sorgulandığı bir yıl olarak tarihe geçti. Yılın ilk yarısında yaşanan sert değer kaybı, siyasi belirsizlikler, politika riskleri ve değişen sermaye akışlarıyla birleşerek doların geleceğine dair soru işaretlerini artırdı. Peki, bu kırılma 2026’ya nasıl yansıyacak?
ABD doları, yaklaşık 10 yıllık güçlü bir yükselişin ardından 2025’e tarihsel zirvelere yakın seviyelerde girdi. Bu yükseliş dönemi, ABD ekonomisinin görece güçlü performansı, derin ve likit sermaye piyasaları ile diğer gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek faiz oranları sayesinde destekleniyordu.
1973’ten bu yana en kötü ilk yarı
Ancak bu tablo uzun sürmedi. Ocak-Haziran döneminde dolar, başlıca para birimlerine karşı yaklaşık yüzde 11 değer kaybetti. Bu, 1973’ten bu yana en kötü ilk yarı performansı olarak kayıtlara geçti ve doların uzun süreli üstünlüğünün sona erdiği yorumlarına yol açtı. Doların değer kaybının temel nedeni Fed’in politikaları değil, piyasa beklentilerinin bozulmasıydı. 2024 seçimlerinin ardından piyasalar, ABD’nin küresel ekonomik üstünlüğünü sürdüreceğini varsaymıştı. Ancak bahar aylarında devreye giren yeni gümrük tarifeleri, politika dalgalanmaları ve artan kamu borcu tartışmaları, büyüme ve enflasyon beklentilerini aynı anda sarsınca ABD varlıkları hızla yeniden fiyatlandı ve dolar da baskı altında kaldı.
Fed’in kısa vadede faiz indirimi sinyali vermemesi durumu değiştiremedi. Piyasalar, ABD’de daha yavaş büyüme, ilerleyen dönemde düşmesi muhtemel faiz oranları ve Avrupa gibi diğer gelişmiş ekonomilere kıyasla azalan avantajları fiyatlamaya başladı.
Dolar üzerinde ciddi baskı
Yabancı yatırımcıların ellerinde 30 trilyon doları aşan ABD varlıkları bulunuyor. Bu varlıkların büyük bölümü uzun süredir kur riski korunmadan tutuluyordu; yatırımcılar dolardaki kalıcı güce güveniyordu. 2025 başındaki değer kaybı ile birlikte bu güven sarsıldı ve yatırımcılar döviz riskini azaltmak için dolar sattı. Sahip olunan varlıkların büyüklüğü göz önüne alındığında, bu küçük değişiklikler bile dolar üzerinde ciddi baskı oluşturdu.
Siyasi belirsizlik de tabloyu ağırlaştırdı. Seçim sonrası dönemde Fed’in bağımsızlığı, ticaret politikalarının öngörülebilirliği ve kurumsal normların geleceği konusunda soru işaretleri oluştu. Yabancı yatırımcılar için sorun sadece büyümenin yavaşlaması değil, aynı zamanda “oyunun kurallarının” ne kadar istikrarlı kalacağıydı.
Son 12 ayın dip seviyelerinde
Temmuz ayında açıklanan beklenenden iyi ekonomik veriler ve tarifelerin ekonomiyi hemen yavaşlatmadığına dair işaretler, doların düşüşünü durdurdu. Ancak yılın ikinci yarısında ABD doları, son 12 ayın en düşük seviyelerine yakın seviyelerde işlem gördü. Bu durum, yaşananın geçici bir dalgalanma olmadığını, daha kalıcı bir yeniden değerlendirme olduğunu gösteriyor.
2026’da dolar ne durumda olacak?
2026 için öngörüler net değil. Bazı stratejistler, ABD büyümesinin yavaşlaması ve faiz farklarının kapanmasıyla doların daha da zayıflayacağını tahmin ediyor. Diğerleri ise küresel risklerin artması durumunda doların tekrar “güvenli liman” olarak güçlenebileceğini belirtiyor.
Günlük hayatta doların zayıflaması, Avrupa tatillerinin ve ithal ürünlerin daha pahalı hale gelmesi olarak hissediliyor. Doların kaderi, önümüzdeki yıl ABD’nin hâlâ dünyanın “en az riskli” adresi olarak görülüp görülmeyeceğine bağlı olacak.

OECD: 2026’da Avrupa’nın Yıldızları: Türkiye, Polonya ve Litvanya
1
Kriz Derinleşiyor: Bankalar Vatandaşın Eline De, Evine de Göz Dikti!
2
ATO’dan mobilya sektöründe ihracat hamlesi
3
FuzulEv Dosya ve Organizasyon Masrafı Oyunu: Vatandaşları Mağdur Eden Taktiklere Dikkat!
4
AK Parti Develi Belediye Başkanı Adem Şengül Belediyeyi Sülale Şirketine Çevirdi!
5
“Kayseri’de Esnaf Kredisi Krizi: ‘Torpili Olmayan 2 Yıldır Bekliyor, Sıra Bitmiyor’”