DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Kayseri PARÇALI AZ BULUTLU 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

19 Aralık 2025 Cuma

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Özgür Aksoy Tiyatro Günleri’ne Görkemli Final

      Özgür Aksoy Tiyatro Günleri’ne Görkemli Final
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Gemlik Belediyesi ile Bursa Barosu iş birliğinde bu yıl 6’ncısı düzenlenen Özgür Aksoy Tiyatro Günleri, sanat dolu beş günün ardından sona erdi. Gemlik’te artık gelenekselleşen tiyatro günleri kapsamında altı oyun tiyatroseverlerle buluştu.

      Geçtiğimiz pazar günü Bursa Şehir Tiyatrosu’nun çocuklar için sahnelediği “Pırtlatan Bal” oyunu ile başlayan programda; Antalya Barosu Yırtık Cübbe Tiyatro Ekibinin Kaç Baba Kaç, Eskişehir Sui Generis Tiyatro Grubunun Açık Denizde, Bursa Barosu Tiyatro Advocato Ekibinin Bir Efes Masalı, Bursa Devlet Tiyatrosunun Şair, Şiir, Şuur ve Gemlik Belediyesi Gösteri Sanatları Topluluğu Tiyatro Ekibinin İstemeseler Bari adlı oyunları sahnelendi.

      Festivalin kapanış gecesinde salonu dolduran Gemlikliler, özellikle Gemlikli gençlerin sahnelediği İstemeseler Bari oyununa büyük ilgi gösterdi. Oyunda sürpriz bir rolle sahneye çıkan Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, barış, kardeşlik ve dayanışma mesajları verdi.

      Özgür Aksoy’un annesi Gülay Aksoy başta olmak üzere ailesi de tiyatro günleri boyunca oyunları ilgiyle takip etti.

      Kapanış programında konuşan Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Özgür Aksoy Tiyatro Günleri’ne emek ve katkı sunan herkese teşekkür ederek, sanatın toplumsal gücüne vurgu yaptı. Başkan Deviren konuşmasında, Özgür Aksoy’un kıymetli annesi Gülay Aksoy’a verdikleri destek için şükranlarını sundu; Bursa Barosu’na, festivalde sahne alan tüm tiyatro ekiplerine ve beş gün boyunca salonu doldurarak sanata sahip çıkan Gemlik halkına gönülden teşekkür etti.

      Özgür Aksoy ile tanıştığı ilk günden itibaren onun bu kentin yönetiminde mutlaka yer alması gerektiğini düşündüğünü ifade eden Deviren, Aksoy’un çocukları, insanları ve sanatı seven, duyarlı bir yol arkadaşı olduğunu belirtti. Bugün Özgür Aksoy’un ideallerini yaşatmanın ve sürdürmenin herkesin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Başkan Deviren, “Sahne, insanın kendisiyle yüzleştiği yerdir. Orada sorunların ve ayrımların ne kadar anlamsız olduğunu görürsünüz. Sanatın birleştirici gücüyle, Özgür Aksoy’un anısını ve değerlerini yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      Başkan Tugay: Kooperatiflerle iş birliği içinde sorunları aşacağız

      Başkan Tugay: Kooperatiflerle iş birliği içinde sorunları aşacağız
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Kooperatifçilik Buluşmaları programında konuştu. İklim krizi ve kuraklık gibi sorunlara karşı başta tarımda olmak üzere pek çok alanda kooperatiflerle birlikte çalışmanın önemine değinen Başkan Tugay, “Hep beraber daha başarılı işler yapmak için kararlı bir tutum içindeyiz. Kooperatifçiliğin bundan sonra daha fazla destekçisi olacağımızı söylemek istiyoruz. Ben İzmir’i sadece Türkiye için değil, dünya için örnek gösterilecek çalışmalar yapma potansiyeline sahip bir şehir olarak görüyorum.  Birlikte olursak tüm sorunları aşarız. Bu şehrin evladı olarak ne gerekiyorsa yapacağım” ifadelerini kullandı.

      İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, 2025’in Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan edilmesi nedeniyle İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) düzenlenen İzmir Kooperatifçilik Buluşmaları programına katıldı. “Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar” anlayışıyla organize edilen buluşmada yerel yönetimlerin, iş dünyasının, kooperatiflerin temsilcileri ve bürokratlar, alanlarında uzman isimler ile akademisyenler yer aldı. 

      “Kooperatiflerimizle gurur duyuyoruz”
      İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, açılış konuşmasında “Şehrimizin kent kültüründe, geleneğinde uzun süredir kendine yer bulmuş kooperatifçiliğin bugününü ve yarınını konuşmak için bir araya geldik. İzmir’de 300’e yakın tarımsal kalkınma, sulama, süt ve su ürünleri kooperatifleri mevcut. İçlerinde Türkiye’ye örnek gösterilecek başarılara sahip kooperatiflerimiz var. Biz kooperatiflerimizle gurur duyuyoruz. Hep beraber daha başarılı işler yapmak için kararlı bir tutum içindeyiz” dedi. 

      “Suyun yüzde 40’ını yeniden kullanılabilir hale getirmek istiyoruz”
      Tarım ve gıdada, sürdürülebilir bir yaşam için ihtiyaç duyulan temel konularda ciddi problemler olduğunu, başta iklim krizinden kaynaklı kuraklık konusunda ciddi adımların atılması gerektiğini belirten Başkan Tugay, temiz su rezervlerinin azaldığına işaret etti. Başkan Tugay, “2025 yılı kaydedilmiş tarihteki en kurak yıl. Bu konu, bizim için öncelikli. Temiz su rezervlerini daha planlı, suyu daha verimli kullanmak gerekli. Altyapıyı oluşturmakla ilgili çabalarımız var” diye konuştu. 
      Suyun yüzde 70-75 oranda tarımda kullanıldığını ama tarımda suyun kullanımıyla ilgili ciddi hatalar olduğunu belirten Tugay, “Daha az suyla üreteceğimiz ve katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz lazım. Şehrimizde büyükbaş hayvancılık yoğun yapılıyor. Yem olarak silaj ekiliyor. Tarım Bakanlığı buna teşvik de veriyor. Bunun yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Bizler önümüzdeki günlerde yoğun bir şekilde arıtma sularının ve gri su dediğimiz lavabolardan, duşlardan gelen suyun yeniden kullanımıyla ilgili çaba içinde olacağız. Mevzuatı inceledik, çalışmalarımız var. Hedeflediğimiz; kullandığımız suyun yüzde 40’ını yeniden kullanılabilir hale getirmek. İzmir’in yeraltı su rezervleriyle ilgili görünen o ki yeterli doküman yok. İzmir’in tüm havzalarının hidrojeolojik haritalarını yapacağız” dedi. 

      “Beraber çalışmamız gerek”
      İzmir’de 94 bin civarında ruhsatlı kuyu olduğunu ama bunun dört katı kadar da kaçak ruhsatsız kuyu bulunduğunu belirten Tugay, “Kaçak kuyulara göz yumulmaması lazım. Sulama tekniklerinde iyileştirme yapılabilir. Kooperatiflerimizin duyarlılıklarını, tarımı ileriye taşıma konusunda irade gösterdiklerini biliyorum. Çalışmalarımızı kooperatiflerle beraber yapmak istiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi kooperatifleri hep destekledi. Geçmiş başkanlarımıza da teşekkür diyorum. Bu desteği elbette sürdüreceğiz ama sadece destek olmak değil, beraber çalışmamız lazım. En az 100 bin aile tarımla geçiniyor. Çok büyük bir rakam. Onların yaptıkları işi sürdürebilmeleri için buna ihtiyacımız var. Sulamadan ürün seçimine, tarım tekniklerinden toprağı uygun gübre ve organik materyallerle beslemeye kadar doğru şeyler yapmalıyız. Bu, kooperatifler ile çalışmak istediğimiz bir konu” sözlerine yer verdi. 

      Üretimde ve tüketimde kooperatifçilik anlayışı
      Sadece üretimde değil tüketimde de kooperatifçilik anlayışını yıllardır savunduğunu söyleyen Tugay, “Kooperatifçiliği demode görenler var ama sektöre hakim güçlere karşı üretici ve tüketicinin koruyucusu olan tek ve en önemli yapı kooperatiflerdir” diye konuştu. Konuşmasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tanzim satış marketleri İZMAR’dan örnek veren Başkan Tugay, sene sonuna kadar 20 markete ulaşılacağını belirtti.

      “Üzerime düşeni yapacağım”
      Büyük felaketler yaşanmaması için planlamanın ve birlikte çalışmanın öneminden söz eden Tugay, “Biz kooperatifçiliğin bundan sonra daha fazla destekçisi olacağımızı söylemek istiyoruz. Bu yolu kooperatiflerimizle, tarım ve gıda alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarımızla ama bir taraftan da şehirde gıda sistemi, konseyi oluşturarak izleyeceğiz. Tüm kurumların bu çabaların bir parçası olmasını diliyorum. Ben İzmir’i sadece Türkiye için değil, dünya için örnek gösterilecek çalışmalar yapma potansiyeline sahip bir şehir olarak görüyorum. Ben üzerime düşeni yapacağım. Birlikte çalıştığım arkadaşlara yürekten inanıyorum.  Birlikte olursak her türlü sorunu aşarız. Bu şehrin evladı olarak her türlü mücadeleyi yapacağım” ifadelerini kullandı. 

      “Üretim süreçleri, çağın gerektirdiği yöntemlerle desteklenmeli”
      Toplantıda konuşan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise İzmir’de Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren 163 tarımsal kalkınma kooperatifi, 81 sulama kooperatifi ve 45 su ürünleri kooperatifi olmak üzere toplam 289 tarımsal amaçlı kooperatif bulunduğunu hatırlattı. İzmir’de birlikte üretim kültürü ve ortak akla dayalı çalışma geleneğinin oldukça güçlü olduğunu vurgulayan Özgener, “Tohumdan çatala kadar tüm üretim zincirinin izlenebildiği, üreticilerimizin emeğinin karşılığını aldığı planlı bir tarımsal üretim modelinin benimsenmesinin yararlı olacağı kanaatindeyiz. Bu yaklaşımın sahada karşılık bulabilmesi ve kalıcı sonuçlar üretebilmesi için üretim süreçlerinin çağın gerektirdiği yöntemlerle desteklenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda, tarımda üretim süreçlerine teknolojik yeniliklerin dahil edilmesi ve üreticilerin örgütlenmesiyle sürdürülebilir büyümenin sağlanabileceği kanaatindeyiz” dedi. 

      İş birliği vurgusu
      Tarım kooperatiflerinin kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesinin de büyük önem taşıdığını kaydeden Özgener, kooperatiflerin daha etkin bir yapıya kavuşmasının iş birliği kültürünün kurumsallaşmasıyla mümkün olacağını söyledi. Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kapsamda kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplumun ortak hareket etmesi kritik önem taşıyor. İş birliği ve güç birliği kültürünün yaygınlaştırılması, yerel potansiyelimizin daha etkin kullanılması amacıyla gerçekleştirilecek her çalışmaya, İzmir Ticaret Odası olarak destek vereceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Toplantımızın yenilikçi yaklaşımların filizlendiği, iyi uygulama örneklerinin paylaşıldığı ve sürdürülebilir iş birliklerinin temellerinin atıldığı güçlü bir platform oluşturacağına yürekten inanıyorum.”

      Sektörel tespitler
      İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz, tarım sektörünün kooperatifçiliğe ihtiyaç duyduğunu belirterek İzmir Ticaret Borsası tarafından yapılan çalışmaları aktardı. Kooperatifçiliğin temelinde tarım olduğunu, tarımsal üretimin doğal yapısında birlikte hareket etme felsefesinin bulunduğunu kaydeden Korkmaz, tarımsal kooperatifler açısından Türkiye’nin potansiyelinin yüksek olduğunu ifade etti.
      Gün boyu sürecek etkinlik kapsamında dört panel hazırlandı. Program kapsamında “Uluslararası Kooperatifler Yılında Kooperatifçiliğin Vizyon Arayışları”, “Yeni Nesil Kooperatifçilik Arayışları”, “Kooperatifçiliğin Gelişiminde Yerel Yönetimlerin Rolü”, “İzmir’in Kooperatifçilik Birikimi ve Geleceği-2074 Yılı Perspektifi” panelleri yapılacak.

       

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      Alzheimer hastalığı Nilüfer’de detaylı ele alındı

      Alzheimer hastalığı Nilüfer’de detaylı ele alındı
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği seminerde Alzheimer hastalığının evreleri, korunma yolları ve hukuki boyutu ele alındı. Seminerde, vasi tayini, hukuki ehliyet ve yaşlı istismarına karşı alınması gereken yasal önlemler de paylaşıldı.

      Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Alzheimer hastalığı ve hukuki süreç” konulu seminer Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin’in de takip ettiği seminere ilgi yoğun oldu. 
      Moderatörlüğünü Prof. Dr. Mustafa Bakar’ın yaptığı seminerde nöroloji uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, adli tıp ve nöroloji uzmanı Dr. Elif Nalan Tolgay ve avukat Muzaffer Baran konuşma yaptı. Nöroloji uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, Alzheimer’ın genellikle yaşlılıkta ve çeşitli zihinsel bozukluklarla ortaya çıkan bir beyin hastalığı olduğunu söyledi. Şikâyetlerin genellikle unutkanlık ile başladığını dile getiren Yıldız, erken evrede tespit edilmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Hastalığın ruhsal belirtileri de olduğunu ifade eden Yıldız, “Huzursuzluk, uyku bozukluğu, depresyon gibi ruhsal belirtileri de olabiliyor. Başlangıç evresinde yolu, tarihi şaşırma, kelime bulamama gibi belirti verirken, orta evrede kişileri tanıyamama başlar ve yıkanma ile beslenme konusunda yardım gerekir. Kişi, ileri evrede ise yakınları tanıyamaz” dedi. Demansa yakalanmamak için genetik faktörlerin önemli olduğuna işaret eden Yıldız, eğitim ve sağlıklı yaşamın koruyucu bir faktör olduğunu dile getirdi.

      İSTİSMARA DİKKAT

      Adli tıp ve nöroloji uzmanı Dr. Elif Nalan Tolgay, Alzheimer’da yaşlı istismarı konusuna değindi. Hastaların kandırılmaya ve telkine açık hale geldiğini ifade eden Tolgay, “Hastalığın başlangıç dönemlerinde yasal danışman uygun olurken, ilerleyen dönemlerde hastanın vesayet altına alınması gerekir” dedi. Erken evre demansta, hukuki ehliyetin raporlanmasında, kararın ve zamanın spesifik olduğunu anlatan Tolgay, “Evini satmaya kalkan kişinin bugün için hukuki ehliyeti tam olabilir ancak bu durum ertelenirse yeniden raporlama yapıldığında aynı olaya ehliyeti olmayabilir. Mesela, araç satabilir ama her şeyini çocuğuna devretmek için hukuki ehliyeti olmayabilir. Raporun hangi hukuki işlem için verildiği önemlidir” diye konuştu.

      VASİLER HARCAMALARI RAPOR ETMELİ

      Avukat Muzaffer Baran, söz konusu hastalıkta vasi tayin edilebileceğini ve bunun önemli bir sorumluluk söyledi. Bu tip konularda beraber yaşadığı çocuğu varsa öncelikli olduğunu dile getiren Baran, “Birinci derece yakını önceliklidir. Ancak yoksa, mahkeme bazen uzak akrabaları vasi tayin edebilir” dedi. Vasinin sadece hastanın günlük harcamaları yapmakla sınırlı olduğunu vurgulayan Baran, “Vasi tayin olan kişi, vasi tayin edilen kişinin tüm varlığını harcayabileceğini düşünüyor. Ancak harcayamaz. Mesela evini satamaz. Yıl sonunda harcamaların gelir gider raporunu vermelidir” diye konuştu. Baran, hastanın suiistimal edildiği düşünülüyorsa hemen bildirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

      TEDAVİDE GELİŞMELER VAR

      Mustafa Bakar, Alzheimer hastalığında tanı yöntemleri ve tedavide gelişmelerin olduğunu söyledi.  Genellikle yaşlılarda görülse de son yıllarda 30’lu yaşlardaki kişilerde de rastlandığına dikkat çeken Bakar, “Hastalık ne kadar erken başlarsa maalesef o kadar hızlı ilerliyor. Bir ailede böyle bir öyküsü varsa kontrol edilmesi gerekiyor. Tedavilerdeki gelişmeler daha çok hastalığın ilk aşamalarında etkili” dedi. Mustafa Bakar, kişinin tansiyon, şeker, kalp rahatsızlığı varsa sürekli kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, kişinin beynini çalıştırmasının hastalıktan koruyacağını söyledi.

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      S&P Global Ratings, Renault SA’nın kredi notunu ‘BBB-‘ye yükseltti

      S&P Global Ratings, Renault SA’nın kredi notunu ‘BBB-‘ye yükseltti
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

       Renault Group, S&P Global Ratings’in Renault SA’nın uzun vadeli kredi notunu “BB+”dan “BBB-”ye yükselttiğini duyurdu. Yatırım yapılabilir seviyeye çıkan bu not artışı, Renault Group’un yenilenen ürün gamının, çoklu enerji stratejisinin (EV, ICE ve hibrit) ve özellikle ortaklıklar üzerinden sürdürdüğü uluslararası büyüme hamlelerinin başarısını ortaya koydu. Söz konusu değerlendirme, Renault Group’un iş modelinin dayanıklılığına ve güçlü likidite yapısına da açık bir vurgu niteliği taşıyor.

      Konuyla ilgili açıklama yapan Renault Group CEO’su François Provost, “Renault Group’un karlılığını artırma, nakit akışını güçlendirme ve güçlü likidite profilini pekiştirme konusunda kaydettiği önemli ilerlemeyi takdir eden S&P Global Ratings’in not artışını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu artış, ekiplerimizin son yıllarda Renault Group’ta gerçekleştirdiği başarılı dönüşümün somut bir karşılığıdır. Çalışanlarımız, hissedarlarımız ve ortaklarımız için değer yaratmaya odaklanmaya devam ederken, disiplinli bir finansal politika izleyerek karlı büyümeyi sürdürmeye kararlıyız” dedi.

       

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      Yazılım testinin stratejik önemi artmaya devam edecek

      Yazılım testinin stratejik önemi artmaya devam edecek
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Yazılım testi sektörü son yıllarda önemli bir ivme kazanmış durumda. Dijitalleşme hızlandıkça, şirketlerin sunduğu yazılım çözümlerinin hatasız, güvenli ve kullanıcı dostu olması daha kritik hale geliyor. Bu durum, yazılım testine olan ihtiyacı belirgin şekilde artırıyor.  Yazılım testinin geleceği ise daha stratejik, daha bütünsel ve çok daha insana dokunan bir noktaya evriliyor. TesterYou Kurucusu Barış Sarıalioğlu, “Testin geleceğini sadece teknolojide değil, insan zihninin gelişiminde görüyorum. Çünkü kalite, önce bir bakış açısıdır; teknoloji ise o bakışın yansıması” diyor.

      Bankacılık, finans, sigorta ve e-ticaret gibi yüksek işlem hacimli sektörlerde, hatalı yazılımın müşteri kaybına ve ciddi maddi zararlara yol açabilme riski, test süreçlerinin stratejik önemini artırıyor.

      Türkiye’de birçok kurum artık yazılım testini sadece teknik bir kontrol değil, müşteri memnuniyeti, güvenlik ve iş sürekliliği açısından kritik bir kalite aracı olarak görüyor. Sektörün büyümesiyle birlikte test mühendisliği bir kariyer alanı haline gelirken; test otomasyonu, yapay zekâ destekli test araçları ve kullanıcı deneyimi odaklı test yaklaşımları gibi modern yöntemlere olan talep de hızla artıyor.

      “Test uzmanları yalnızca hataları tespit eden kişiler değil”

      Yazılım testinin Türkiye’de sadece büyüyen bir sektör değil; aynı zamanda her sektörde rekabet avantajı yaratmanın önemli bir bileşeni haline geldiğini belirten TesterYou Kurucusu Barış Sarıalioğlu, “Yazılım testi artık geçmişteki gibi ürün tamamlandı, şimdi hataları bulalım noktasında devreye giren bir aşamada değil. Bugün kalite, sürecin en başından itibaren inşa ediliyor; planlamadan geliştirmeye, testten müşteri deneyimine kadar her aşamada bir kültür haline geliyor. Gelecekte bu anlayış çok daha derinleşecek. Test uzmanları yalnızca hataları tespit eden kişiler değil, ürünün değerini artıran, sürece yön veren ve yazılımın bütün yaşam döngüsünde kaliteyi tasarlayan profesyoneller olacak.” diyor.

      “Kalitenin kültürünü inşa eden uzmanlara ihtiyaç var”

      Kaliteyi test etmek yerine, kaliteyi üretmenin önemine dikkat çeken Sarıalioğlu, “Quality Engineering yaklaşımı tam da bunu ifade ediyor. Artık bir testçinin işi sadece doğrulamak değil, kullanıcıyı anlamak, riskleri öngörmek, teknolojiyi en doğru şekilde yönlendirmek ve yazılımın geleceğini tasarlamak. Bu, teknik bilginin ötesinde; stratejik düşünme, analitik bakış, iletişim ve empati becerisi gerektiren bir alan. Artık yazılım ekiplerinin içinde ürün vizyonunu, müşteri beklentilerini ve teknolojik altyapıyı birlikte düşünebilen, kalitenin kültürünü inşa eden çok yönlü uzmanlara ihtiyaç var.” dedi.

      “Öğrenmeye açık gençlerle aynı ortamda olmak insana umut veriyor”

      Gençlerle iletişim kurmanın kendisi için oldukça önemli olduğunu belirten Barış Sarıalioğlu, “Kısa süre önce katıldığım DevFest25’te, Quantum Debugging: Kod Kalitesine ve Yazılım Hatalarına Kuantum Gözlüğüyle Bakmak başlığıyla sahnedeydim. Etkinliğe, Fırat Üniversitesi’nin pek çok farklı bölümünden katılan öğrencilerin ilgisi, merakı ve hedefleri beni çok mutlu etti. Ayrıca, Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi’nde Öğrenme Tasarımları tarafından düzenlenen Gameathon Diyarbakır’da, Dijital Dünyanın Koruyucuları: Genç ve Çevik Testçiler Atölyesi’nde gençlerle bir araya geldik ve yaratıcılık, oyun, üretim dolu bir gün geçirdik. Soru soran, tartışan, öğrenmeye açık gençlerle aynı ortamda olmak insana umut veriyor.” dedi.

      “Teknoloji ve Dijital Süreç Ortağı”

      Kendilerini sadece bir teknoloji ya da yazılım şirketi olarak değil; kurumların dijital yolculuğuna eşlik eden Teknoloji ve Dijital Süreç Ortağı olarak tanımladıklarını belirten Barış Sarıalioğlu, “Kullanıcı odaklı düşünme, sürekli öğrenme ve sürdürülebilir kalite anlayışıyla hem bireylere hem de kurumlara ölçülebilir değer sunmayı hedefliyoruz. Global akreditasyonlara sahip eğitim programlarımızla hem yazılım testinin temellerini öğretiyor hem de yapay zekâ destekli test yaklaşımlarında yeni bir bakış açısı kazandırıyoruz. Sunduğumuz danışmanlık ve eğitim hizmetleriyle yalnızca yerel pazarda değil, aynı zamanda Avrupa başta olmak üzere farklı coğrafyalarda da aktif rol üstleniyoruz. Bankacılık, sigorta, e-ticaret, savunma ve yüksek teknoloji gibi kritik sektörlerde edindiğimiz deneyimle, yazılım test süreçlerinin olgunlaştırılması ve dijital kalite kültürünün yaygınlaştırılması konusunda sektöre yön veren aktörlerden biriyiz. Amacımız, geleceğin sadece test uzmanlarını değil, kaliteyi uçtan uca inşa eden Quality Engineer neslini yetiştirmek.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku