42,8230$% 0
50,5117€% 0.12
57,8617£% 0.15
6.116,16%0,12
4.443,08%0,11
11.311,06%-0,27
02:00
23 Aralık 2025 Salı

Balıkesir Edremit Tarıma Dayalı İhtisas (Jeotermal Kaynaklı Sera) Organize Tarım Bölgesi’nde bölge ekonomisi ve tarıma dayalı sanayinin gelişimine önemli katkılar saylayacak büyük ölçekli yatırım için parsel tahsis sözleşmesi imza töreni gerçekleştirildi.
Türkiye’nin köklü gıda firmalarından Burcu Gıda Konservecilik ve Salça Sanayi A.Ş, Edremit Tarıma Dayalı OTB’de büyük ölçekli sanayi parseli tahsis talebinde bulunarak önemli bir yatırım kararına imza attı.
İmza törenine Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş, Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, Belediye Başkan Yardımcısı Cavit Cebeci, Edremit Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin, Edremit Ziraat Odası Başkanı Ali Yılmaz Diker ile Burcu Gıda Yönetim Kurulu üyeleri; Cemil Bahadır, Özcan Bahadır ve Burcu Bahadır Savaş katıldı.
Gerçekleşen imza töreninde Edremit Tarıma Dayalı OTB’nin bölge için taşıdığı stratejik öneme vurgu yapılırken, gerçekleştirilen yatırımın uzun vadede Edremit ve çevresine önemli ekonomik katkılar sunacağı ifade edildi.
1992 yılında Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde kurulan Burcu Gıda, salça ve konserve ürünleri başta olmak üzere geniş ürün yelpazesiyle hem yurt içinde hem de uluslararası pazarlarda güçlü bir konuma sahip bulunuyor. Yaklaşık bin kişinin üzerinde istihdam sağlayan firma, Edremit Tarıma Dayalı OTB’de gerçekleştireceği bu yeni yatırımla üretim kapasitesini artırmayı, tarımsal ürünlerin katma değerli şekilde işlenmesini ve bölge tarımının sanayi ile entegrasyonunu güçlendirmeyi hedefliyor.
İmza töreninde açıklama yapan Burcu Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Bahadır; “Edremit Tarıma Dayalı İhtisas OTB, bizim için son derece kıymetli bir yatırım alanıdır. Bu bölgede yer almaktan ve Edremit’e değer katacak bir yatırımın parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Planladığımız bu yatırımla birlikte, ilk etapta en az 500 kişiye doğrudan istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Üretime geçtiğimizde bu sayının artarak devam edeceğine inanıyoruz.” dedi.
İmza töreninde açıklama yapan Edremit TDİOTB Yönetim Kurulu Başkanı Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş, Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Tarım Bölgesi’nin yalnızca bir tarım alanı değil, tarım sanayi entegrasyonunu sağlayan, aynı zamanda bölgenin geleceğini şekillendirecek stratejik bir kalkınma projesi olduğunu vurguladı. Edremit Tarıma Dayalı İhtisas OTB’nin, tarımın sanayiyle buluştuğu, katma değerin üretildiği ve istihdamın artırıldığı çok kıymetli bir kalkınma hamlesidir. Bugün Burcu Gıda gibi güçlü ve köklü bir markanın bölgemize yatırım kararı alması, Edremit’in yatırım güvenilirliğinin ve potansiyelinin açık bir göstergesidir.” dedi.
Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş da törende yaptığı değerlendirmede, Edremit’in tarımsal üretim gücünün sanayi yatırımlarıyla daha da değer kazandığını belirterek, “Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Tarım Bölgesi, ilçemizin kalkınma vizyonunun en önemli ayaklarından biridir. Burcu Gıda gibi ülkemizin köklü ve güçlü bir markasının Edremit’i tercih etmesi, doğru bir yolda ilerlediğimizin göstergesidir. Bu yatırım; istihdamdan üretime, tarımdan ihracata kadar birçok alanda Edremit’e ve bölgemize önemli katkılar sunacaktır. Belediye olarak üretimi, istihdamı ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen her yatırımın yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Törende ayrıca, tahsis edilen sanayi parsellerinin 2026 yılının ilk yarısında yatırımcıya teslim edilmesinin planlandığı belirtilirken, bu sürecin Edremit ve çevresinde yatırım ortamının geliştirilmesini ve ekonomik canlılığı artıracağı konusunda görüş birliğine varıldı. Katılımcılar, Burcu Gıda’nın Edremit Tarıma Dayalı OSB’de hayata geçireceği yatırımın bölgeye hayırlı olmasını temenni ederek, kamu–özel sektör iş birliğiyle katma değerli yatırımların artarak devam edeceğini ifade etti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

BSHA / VAN – Hekim Birliği Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Dr. Burak Taşdemir ve Doğu Anadolu Şubesi’nin katılımıyla, hastanede görev yapan asistan hekimlerin yaşadığı ağır ve kronik sorunları kamuoyuyla paylaşıldı.
Haklarımız var, talep ediyoruz, vazgeçmiyoruz!
Taşdemir, konuşmasında şu ifadelere yer verdi, “Bizler, sağlık sisteminin ağır yükünü omuzlayan ve aynı anda hem nitelikli uzmanlık eğitimi almaya hem de kesintisiz sağlık hizmeti sunmaya çalışan asistan hekimleriz. Uzun süredir güvencesiz çalışma koşulları, yetersiz altyapı ve malzeme, artan iş yükü, şiddet riski ve ihlal edilen özlük hakları nedeniyle hem mesleki hem de insani sınırlarımız zorlanmaktadır. Yaşanan bu sorunlar yalnızca biz sağlık emekçilerini değil, doğrudan halkın güvenli, nitelikli ve erişilebilir sağlık hizmeti alma hakkını da tehdit etmektedir. Eğitim hakkımızın sistematik biçimde göz ardı edildiği, hasta güvenliğinin risk altına girdiği ve verilen sözlerin tutulmadığı bu koşullar artık sürdürülemez bir noktaya ulaşmıştır. Bugün burada, yalnızca kendi haklarımız için değil; etik, güvenli ve nitelikli bir sağlık sistemi için yaşadığımız sorunları kamuoyuyla paylaşmak ve yetkilileri sorumluluk almaya davet etmek üzere bir aradayız. Taleplerimiz karşılanmadığı takdirde meşru mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.

Haklarımız var, talep ediyoruz, vazgeçmiyoruz!”
Asistan Hekimlerin Çalışma Koşullarına ve Sağlık Hizmetine İlişkin Sorunlar
Polikliniklerde muayene edilmesi gereken hasta sayılarının fazlalığı hastalara nitelikli muayene için yeterli süre ayrılmasını engellerken, eğitim sürecindeki asistan hekimlerin akademik ve bilimsel gelişimini de ciddi biçimde sekteye uğratmaktadır.
Hastanemizde araştırma görevlilerinin tez çalışmalarını yürütebileceği, ilgili branşların güncel kaynaklarına erişebileceği, teknolojik altyapısı güçlü bir kütüphane bulunmamaktadır
Birçok bölümde eğitim seminerleri yalnızca asistan hekimlerle sınırlı kalmakta; öğretim üyelerinin eğitim sürecine aktif katılımı yetersiz olmaktadır.
Servisler ve yoğun bakım üniteleri gibi kontrollü alanlara hastane personeli dışındaki kişilerin denetimsiz erişimi ile ziyaret saatleri ve ziyaretçi sayısına ilişkin düzenlemelerin yetersizliği, çalışma düzenini bozmakta ve hasta sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Acil servis gibi yüksek riskli birimler dahil olmak üzere hastanenin hiçbir biriminde etkin ve işlevsel bir şiddet önleyici sistem bulunmamaktadır. Teknik donanım (dedektör vb.) ve güvenlik personeli eksikliği, çalışma alanlarımızı can güvenliğimizin tehlikede olduğu mekânlara dönüştürmektedir.
Hastanede tanı ve tedavi süreçlerinde kullanılan sarf malzemeleri ile temel tıbbi ekipmanlarda eksiklikler bulunmaktadır. Günlük kullanım için gerekli hijyen ve koruyucu malzemelerin yetersizliği, hizmet sunumunu aksatmakta; tüm birimlerde enfeksiyonların önlenmesine yönelik uygulamaların etkinliğini azaltmaktadır. Bu durum hem sağlık çalışanları hem de hastalar açısından risk oluşturmaktadır.

Pediatri gibi temel branşlarda yan dal birimlerinin bulunmaması, mevcut yan dalların ise ciddi imkân eksiklikleriyle çalışması; hem halkın nitelikli sağlık hizmetine erişimini hem de hekimlerin eğitim süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Özellikle yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki yetersizlikler hayati riskler doğurmaktadır. Çevre il ve ilçelerden gelen, acil doğum ve yenidoğan bakım ihtiyacı olan gebeler ile bebeklerin, yenidoğan transport ambulansı ve uzman personel gibi hayati altyapıların sağlanmadan, yalnızca “acil çıkış” kararı ile sevk edilmesi kabul edilemez bir uygulamadır. Bu durum, en temel hasta hakları olan yaşam hakkı ve güvenli sağlık hizmeti alma hakkını ihlal etmekte, hasta ve bebekleri ölümcül risklere maruz bırakmaktadır. Tüm sağlık yöneticilerinin, bürokratik kolaylıkları değil insan hayatını merkeze alan; etik, güvenli ve sürdürülebilir bir sevk sistemini kurmak gibi tartışmasız bir sorumluluğu bulunmaktadır. Yetkilileri, yalnızca istatistiksel verilerle övünmek yerine sahada yaşanan bu gerçekliği görmeye, sorumluluk almaya ve acilen somut çözümler üretmeye çağırıyoruz.
Hastane içerisinde ne sağlık emekçilerinin ne de hastaların günlük temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği, kısa süreli de olsa soluklanabileceği bir kantin bulunmamaktadır.
Yemekhanede hazırlanan yemeklerin sunumunda zaman zaman hijyenle ilgili aksaklıklar yaşanmakta; bazı birimlerde görev yapan personele yemek ulaştırılmasında güçlükler görülmektedir. Akşam nöbetlerinde sunulan yemeklerin niteliğinin iyileştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Hijyenik ve yeterli besin değerine sahip yemeklerin üretilmesi çalışan sağlığı açısından hayati önemdedir.
Uzun süredir devam eden hastane ek bina inşaatı nedeniyle hem çalışanların hem de hastaların faydalanacağı imkânlar gecikmektedir. İnşaat sürecinin yarattığı gürültü ve görüntü kirliliği ciddi bir sorun olup, sürecin hızlandırılması gerekmektedir.
Doktor dinlenme ve çalışma odalarında bulunan koltuk ve sandalye gibi malzemeler kullanıma uygun olmayıp ergonomik açıdan ciddi sorunlar barındırmaktadır.
Mesai sonrasında yoğunlaşan özel vaka kabulü, sağlık personelinin (hemşire, asistan vb.) mesleki gelişimlerini ve standart güncellemelerini sekteye uğratmaktadır.Mevcut kadronun özel vakalara odaklanmak zorunda bırakılması, acil gelen vakalara ve diğer rutin hizmetlere ayrılması gereken personel sayısını azaltmaktadır. Bu da acil vakalara müdahale sürelerinin uzamasına ve tüm hastalar için hizmet kalitesinin baskı altına girmesine yol açmaktadır
Nöbet sonrası izin uygulamalarında birimler arasında farklılıklar oluşması, bazı birimlerde mağduriyetlere yol açmaktadır. Nöbet ertesi izinlerin ilgili mevzuatta tanımlandığı şekilde tüm birimlerde eksiksiz uygulanması gerekmektedir.
Özellikle uzun süreli tedavi gören hastaların bulunduğu servislerde, tedavinin bir parçası olarak hastalara uygun sosyal alanlar oluşturulması gerekmektedir.
Sözleşmede net bir şekilde 19 Aralık 2025 tarihinde promosyon ücretlerinin ödenmesi ilgili banka tarafından taahhüt edilmesine rağmen keyfi gerekçelerle süreç geciktirilmiştir.
Asistan hekimler olarak nöbet ertesi izin hakkı, nitelikli uzmanlık eğitimi, güvenli çalışma ortamı ve insanca yaşayabileceğimiz ücret artışı için uzun zamandır mücadele ediyoruz. Hastanenin hizmet yükünün büyük kısmını omuzlayan, aynı anda hem eğitim almaya hem de etkin sağlık hizmeti sunmaya çalışan asistan hekimlerin ücretleri yoksulluk sınırının altında kalmaktadır. Dahası; hak edilen ödemelerin zamanında yatırılmaması bu adaletsizliği derinleştirmekte ve ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Üstelik yanı başımızdaki eğitim ve araştırma hastanesinde görev yapan meslektaşlarımızla yapılan ek ödemeler arasındaki belirgin fark, aynı işi yapan hekimler arasında kabul edilemez bir ücret adaletsizliği yaratmaktadır.
Başta Rektörlük Olmak Üzere İlgili Tüm Yöneticileri Sorumluluk Almaya Davet Ediyoruz
Buradan başta üniversite rektörlüğü olmak üzere ilgili yöneticileri sorumluluk almaya davet ediyoruz. Sayın Rektör tarafından yaklaşık bir yıl önce asistan hekimlere bizzat iletilen iyileştirme ve düzenleme vaatlerinin büyük bir kısmı bugüne kadar hayata geçirilmemiştir. Verilen sözlerin tutulmaması, sorunlarımızın ötelenmesi ve yapısal eksikliklerin görmezden gelinmesi hem çalışma barışını zedelemekte hem de sunulan sağlık hizmetinin niteliğini doğrudan etkilemektedir. Bizler, yalnızca kendi özlük haklarımız için değil, nitelikli sağlık hizmeti ve sürdürülebilir bir eğitim ortamı için bu sorunları dile getiriyoruz. Yetkililerden beklentimiz; taleplerimizin muhatapsız bırakılmaması, verilen sözlerin gecikmeksizin yerine getirilmesi ve sorunlara kalıcı, şeffaf ve somut çözümler üretilmesidir. Aksi halde, demokratik ve meşru haklarımızı kullanmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz. Toplum için, nitelikli ve iyi hekimlik için buradayız, burada olmaya devam edeceğiz. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Yenişehir Belediyesi’nin Saya Park AVM iş birliğiyle düzenlediği Yılbaşı Festivali, iki gün boyunca sanat ve müzik dolu anlara ev sahipliği yaptı. Bu yıl ikinci kez düzenlenen festival, büyük ilgi gördü.
Festival, Cumartesi günü Yenişehir Belediyesi KİGEM’in üç farklı branşta hazırladığı dans gösterileriyle başladı. 18 bale, 60 hip-hop ve 5 zumba öğrencisinin sahne aldığı gösteri, izleyenlere hareket ve ritim dolu keyifli anlar yaşattı.
Pazar günü ise Yenişehir Belediyesi Nevit Kodallı Polifonik Korosu’nun özel yılbaşı konseriyle devam etti. Şef Mehmet Erkoç yönetiminde sahne alan koro, çok sesli müziğin seçkin örneklerinden oluşan repertuvarıyla dinleyicilere unutulmaz bir müzik gecesi yaşattı.
Festivale dair açıklamada bulunan Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Yeni yıl öncesinde hemşehrilerimizi sanatla buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Emeği geçen tüm ekiplerimize ve katılan herkese yürekten teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren Lokomotif Çocuk Köyü’nde psikolog olarak görev yapan Büşra Karataş, çocuklarda ekran kullanımının giderek arttığına dikkat çekerek ailelere önemli uyarılarda bulundu. Karataş, ekranı tamamen yasaklamanın kalıcı bir çözüm olmadığını, asıl amacın çocuklara rutin kazandırmak ve teknolojiyle sağlıklı bir denge kurmayı öğretmek olduğunu dile getirdi.
“EKRAN BAĞIMLILIĞI AŞIRIYA KAÇMAMALI”
Lokomotif Çocuk Köyü’nün psikologlarından Büşra Karataş, ailelerin ekran bağımlılığı konusunda merak ettiklerini ve çocuklarıyla bu süreci nasıl faydalı yönetebileceklerini aktardı. Karataş, ekran bağımlılığının tablet, telefon ve televizyon gibi teknolojik cihazların çocuklar tarafından kontrolsüz ve aşırı kullanımıyla ortaya çıktığını ifade etti. Bunun beraberinde ekran bağımlılığı olan çocuklarda kontrol kaybı, ani öfke patlamaları, dikkat ve odaklanma sorunları, uyku bozuklukları ve dil gelişiminde gecikmeler görüldüğünü belirten Karataş, bu durumun hem fiziksel hem de ruhsal gelişimi olumsuz etkilediğini vurguladı.
“BELLİ BİR KURALIMIZ OLSUN”
Ailelere tavsiyelerde bulunan Karataş, ekranı tamamen yasaklamanın kalıcı bir çözüm olmadığını, asıl amacın çocuklara rutin kazandırmak ve teknolojiyle sağlıklı bir denge kurmayı öğretmek olduğunu dile getirdi. Bu bağlamda yapılması gerekenleri anlatan Karataş, “Cihazlarınızı evlerinizin görünür alanlarında tutun. Örneğin evin salonunda masanın üzerinde. Akşam saat 9’da belirli bir kuralımız olsun ve herkes yatmadan önce teknolojik cihazları masanın üzerine bıraksın” diyerek, bu gibi rutinlerle çocuklardaki ekran bağımlılığının yönetilebileceğinden bahsetti.
Psikolog Karataş, çocukların spor, sanat ve kültürel faaliyetlere yönlendirilmesinin ekran süresini doğal şekilde azalttığını da aktardı.
AİLELERİN ROLÜ BÜYÜK
Anne ve babaların çocuklar için en güçlü rol model olduğuna dikkat çeken Karataş, ebeveynlerin kendi ekran sürelerinin çocukların ekran alışkanlıklarını doğrudan etkilediğini söyledi. Yemek sırasında, uyku öncesinde ve belirli saatlerin dışında ekran kullanılmamasının çocuklarda sınır bilinci oluşturduğunu vurgulayan psikolog Karataş, birçok konuda olduğu gibi ekran bağımlılığında da anne ve babalara önemli roller düştüğünü söyledi.
“EKRANI FAYDALI HALE GETİRİN”
Karataş, dijital medyanın çocuklar tarafından doğru kullanımı konusunda endişe duyan ailelere de önerilerde bulundu. Sürekli telefon, tablet ya da teknolojik cihazlarla vakit geçiren bir ebeveynin çocuğundan kitap okumasını bekleyemeyeceğini ifade eden Karataş, çocuklara teknolojiyi doğru amaçlarla kullanma alışkanlığı kazandırılması gerektiğini vurgulayarak, “Örneğin online bir alışveriş yaparken çocuğunuzu sürece dahil edebilirsiniz. Bu hem dijital dünyanın faydalı amaçlarla da kullanılabileceğini öğretir hem de birlikte kaliteli zaman geçirmenizi sağlar” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından geleneksel hale getirdiği 10 kilometrelik Şehit Asteğmen Kubilay Koşusu 19’uncu kez düzenlendi. Başkan Cemil Tugay, “Cumhuriyet’i geleceğe gençler taşıyacak” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Menemen’de 95 yıl önce meydana gelen kanlı ayaklanmada Cumhuriyet karşıtı güçler tarafından şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşlarını anmak için düzenlenen 10 kilometrelik Şehit Asteğmen Kubilay Koşusu 19’uncu kez yapıldı. Koşu, Menemen Karaağaç Yolu üzerinden başladı, Cumhuriyet Meydanı’nda noktalandı. Sporcular, bu yıl formalarının arkasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gözleri, meşale figürü ve “Devrimlerin yılmaz bekçisiyiz” yazısıyla koşuya katıldı. Kategorilerinde ilk ona giren sporcular para ödülü kazanırken, ilk üçe girenlere para ödülünün yanı sıra kupa takdim edildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın katıldığı madalya töreninde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, CHP Menemen İlçe Başkanı Hüseyin Özbey, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Erdal Karagöz, siyasi partilerin temsilcileri, bürokratlar ve vatandaşlar da yer aldı. Başkan Tugay’ın yanı sıra Güç, Özbey ve Karagöz de sporculara ödüllerini verdi.
“Ne mutlu bu mücadelenin parçası olan herkese”
Törende konuşan Başkan Dr. Cemil Tugay, “Üç yiğit insanımızı andığımız bir gün. Genç bir öğretmen Cumhuriyet’i koruma görevini yerine getirirken katledildi. O günden bugüne her 23 Aralık bizim için biraz hüzün, biraz ders çıkarma gününe dönüştü. Bizlere vatandaşlık hakkını veren, demokrasiyi bu ülkeye kazandıran, kadınıyla erkeğiyle tüm yurttaşlarına eşit bakan rejim Cumhuriyet’tir. İstiklal Savaşı’nı kazanan o halka armağan edilmiştir. Cumhuriyet ne kadar kutsalsa onun için canını vermiş herkes kutsaldır. Ülkemizle, milletimizle gurur duyuyoruz. Bugün burada yarışa katılan birbirinden değerli gençlerimiz Cumhuriyet’imizi geleceğe taşıyacaklardır. Ne mutlu bu mücadelenin parçası olan herkese” dedi.
İşte kazananlar
356 sporcunun ter döktüğü koşunun ödül alan isimleri şöyle: Büyük Erkekler Kategorisi’nde; Ufuk Arda birinci, Keremcan Çelik ikinci, Mikail Al üçüncü oldu. Büyük Kadınlar Kategorisi’nde ise Hasibe Demir birinciliği, İpek Öztosun ikinciliği, Özlem Özgün üçüncülüğü elde etti. Genç Erkekler Kategorisi’nde de; Çağrı İlkbahar birinci, Mustafa Bozkurt ikinci, Samed Tosun üçüncü oldu. Genç Kadınlar Kategorisi’nde ise Ravza Aktan ipi göğüsledi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı