42,8230$% 0
50,5117€% 0.12
57,8617£% 0.15
6.116,16%0,12
4.443,08%0,11
11.311,06%-0,27
02:00
23 Aralık 2025 Salı

Havza’da “Şiirin Sesi, Ruhun Nefesi” isimli şiir dinletisi düzenlendi.
Havza Kaymakamlığı himayesinde Havza Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü, Havza Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ve Havza Belediyesinin destekleri ile Havza Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen dinletide, Türk Edebiyatında tanınan şairlerin şiirlerinden seçmeler okundu.
Osman Çetin’in organizatörlüğünü yaptığı şiir dinletisinin ardından etkinlikte görev alanlara, Kaymakam Mustafa Ayvat ve Belediye Başkanı Murat İkiz tarafından teşekkür belgesi verildi.
Kaymakam Ayvat, keyif dolu bir program izlediklerini belirterek, “Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan bu geceye emeği geçen herkese teşekkür ederim. İlçemizde kültürel faaliyetlerin artarak devam etmesine önem veriyoruz. Gelen taleplere göre sosyal ve kültürel etkinliklerimizin sayısını hızla artırmaktayız.” dedi.
Başkan İkiz de etkinlikte emeği geçenlere teşekkür etti.
Şiir dinletisine, İlçe Jandarma Komutanı Astsubay Kıdemli Başçavuş Özkan Parlak, İlçe Emniyet Müdürü Kenan Bıyık, Havza Gençlik ve Spor Müdürü Cafer Uzun, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Oğuz Ertuğ, Madeni İşler Odası Başkanı Cesur Şahin, Bakkal ve Bayiler Esnaf Odası Başkanı Vahit Yılmaz, davetliler ve vatandaşlar katıldı.

TÜRKİYE Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) İzmir Bölge Temsil Kurulu (BTK) Başkanı Hakkı Karadeveci, vatandaşların bu yılbaşında yurt içi destinasyonları daha fazla tercih ettiğini belirterek, “Vize randevularında yaşanan sıkıntılar, vize ücretlerindeki artış ve belirsizlikler, özellikle yılbaşı gibi kısa süreli tatillerde yurt dışı planlarını sınırladı” dedi.
Yılbaşı dönemine yönelik tatil rezervasyonları Türkiye genelinde ve İzmir özelinde geçen yıla kıyasla artış gösterdi. Türkiye genelinde yılbaşı rezervasyonlarında yüzde 10-15’lik bir artışın söz konusu olduğunu dile getiren TÜRSAB İzmir BTK Başkanı Hakkı Karadeveci, İzmir ve çevresinde bu artışın yüzde 15-20’ye kadar çıktığını söyledi. Yılbaşı tatilinin hafta sonu ile birleşmesi, iç turizme yönelik kampanyaların artması, ulaşım maliyetlerinde görece denge sağlanmasının talebi artırdığını aktaran Karadeveci, döviz kurlarındaki dalgalanmaların bazı tüketicileri kısa süreli ve yakın destinasyonlara yönlendirdiğini belirtti.
‘EGE BÖLGESİ YILBAŞINDA CİDDİ TALEP GÖRÜYOR’
Yurt içinde yılbaşında en çok tercih edilen rotaların Kapadokya, Sapanca, Uludağ, Kartalkaya, Abant ve Ege Bölgesi olduğunu dile getiren Karadeveci, Ege Bölgesi’nin dört mevsim turizme uygun yapısı nedeniyle tercih edildiğini belirterek, “Ege Bölgesi, ılıman iklimi, gastronomisi ve alternatif tatil seçenekleriyle yılbaşında ciddi talep görüyor. İzmir ise bu talebin merkezlerinden biri haline geldi” diye konuştu.
İzmir’de yılbaşı döneminde en çok tercih edilen ilçelerin Çeşme, Alaçatı, Urla, Seferihisar ve Foça olduğunu vurgulayan Karadeveci, “Şehir merkezindeki nitelikli oteller de önemli ölçüde talep görüyor. Bu bölgelerde yılbaşı haftasında doluluk oranlarının yaklaşık yüzde 90’a, bazı tesislerde ise yüzde 100’e yaklaştığını söylemek mümkün” dedi.
‘VİZESİZ YA DA KOLAY VİZE ALINABİLEN DESTİNASYONLARA İLGİ ARTTI’
Vatandaşların yılbaşında yurt içi destinasyonları bu yıl daha fazla tercih ettiğini aktaran Karadeveci, şöyle devam etti:
“Vize randevularında yaşanan sıkıntılar, vize ücretlerindeki artış ve belirsizlikler, özellikle yılbaşı gibi kısa süreli tatillerde yurt dışı planlarını sınırladı. Bu nedenle pek çok vatandaşımız yeni yılı yurt içinde karşılamayı tercih etti.”
Yurt dışı tercihlerinde vizesiz ya da kolay vize alınabilen destinasyonlara ilginin belirgin şekilde arttığına dikkati çeken Karadeveci, “Özellikle Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek gibi Balkan ülkeleri, Gürcistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Mısır yılbaşı döneminde yoğun talep alıyor. Vize sorunu yaşamayan veya uzun süreli Schengen vizesi bulunan vatandaşlarımız ise İtalya, Fransa, Almanya, Hollanda ve Çekya gibi Avrupa destinasyonlarını tercih ediyor” diye konuştu.

ADIYAMAN’ın Besni ilçesinde eşi Selvi Sarı (47) ile bacanağı Muharrem Arslan‘ı (55) tabancayla vurarak öldüren Ahmet Sarı‘nın (54) ifadesi ortaya çıktı. Ahmet Sarı, evin tadilatını yaparken eşinden yardım istediğini, ancak onun işe gittiğini bu nedenle de tartışma yaşandığını söyledi. Tartışma sırasında eve gelen bacanağı Arslan ile eşine kaç el ateş ettiğini hatırlamadığını belirten Sarı, çifte cinayetin ardından kaçtığı Gölbaşı ilçesinde çorba içmeye gittiğini ifade etti.
Olay, 10 Aralık’ta akşam saatlerinde Aşağı Sarhan Mahallesi’nde meydana geldi. Boyacılık yapan Ahmet Sarı ile eşi Selvi Sarı ve bacanağı Muharrem Arslan arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Ahmet Sarı, tabancayla eşi ve bacanağına ateş ederek kaçtı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler, eve girdiğinde Selvi Sarı ve Muharrem Arslan’ın yerde kanlar içindeki cesetleriyle karşılaştı. Sarı ve Arslan’ın cenazeleri, Besni Devlet Hastanesi’ndeki otopsi işlemlerinin ardından Mustafa Baba Camisi’nde kılınan cenaze namazı sonrası toprağa verildi.
OTELDE YAKALANDI
Psikolojik sorunları olduğu öğrenilen Ahmet Sarı’nın, olayın ardından motosikletle Gölbaşı ilçesine giderek bir otele yerleştiği tespit edildi. Polis, otele düzenlediği operasyonla şüpheliyi yakaladı. Besni İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri tamamlanan Ahmet Sarı, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
EŞİNDEN TADİLAT İÇİN YARDIM İSTEMİŞ
Cinayet şüphelisi Ahmet Sarı’nın emniyetteki ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde olay günü eşi Selvi’den evlerinin tadilatı için yardım istediğini, ancak eşinin kendisine yardım etmeyip işe gittiğini ifade etti. Eşi eve dönünce aralarında tartışma çıktığını belirten Ahmet Sarı, “Bu sırada eşim bağırınca Muharrem Arslan eve geldi. Kapıyı açıp açmadığımı hatırlamıyorum. Muharrem evdeyken ‘sen benim kocam değilsin, namussuzsun”‘ dedi.
‘KAÇ EL ATEŞ ETTİM BİLMİYORUM’
Eşinin kendisine sarf ettiği sözler üzerine sinirlendiğini belirten Ahmet Sarı, “Ben kapının girişine göre odanın yaklaşık iki üç adım içerisindeyim. Eşimin benim üzerime doğru gelmesiyle başladı. Yakamı tuttu. Muharrem bize doğru yaklaşarak ‘ayıp sen ne yapıyorsun bırak’ dedi. Daha sonra ben de kendime hakim olamayıp ahırdan aldığım evin dış kısmına bıraktığım tabancayı aldım. Hatırlamadığım sayıda ateş ettim” diye konuştu. Sarı, çifte cinayetin ardından evden çıkıp motosikleti ile Gölbaşı ilçesine gittiğini ve burada bir çorbacıya girip çorba içtiğini, burada kaldığı otelde de yakalandığını söyledi.

ZONGULDAK’ta Hikmet Aytaş (78), 60 yıl önce ağabeyleriyle birlikte başladığı saatçiliği tek başına 5 metrekarelik dükkanında sürdürüyor. Yaklaşık 40 senedir aynı iş hanında 25 senedir de aynı dükkanda çalışıp 3 çocuğunun üniversite eğitimlerini de mesleğiyle karşıladığını söyleyen Aytaş, “Öğrendikten sonra zevkli ama stresli meslek” dedi.
Kentte 60 yıl önce Hikmet Aytaş, ağabeyleri ile birlikte saatçilik yapmaya başladı. Zaman içerisinde dayısı ve yeğenleri de bu mesleğe başladı. Yaklaşık 40 yıldır aynı iş hanında saat tamirciliği yapan Aytaş’ın ağabeyleri, dayısı ve yeğenleri hayatını kaybetti. Kentte az sayıda kalan saat tamircisinden biri olan Hikmet Aytaş, ailesinden de mesleği devam ettiren tek kişi olarak 25 yıldır 5 metrekarelik aynı dükkanında, saatleri tamir etmeyi sürdürüyor.
ZEVKLİ AMA STRESLİ BİR MESLEK
İlerleyen yaşına rağmen her gün dükkana gelerek tezgahına oturduğunu ve saat tamiri yaptığını anlatan Aytaş, “17-18 yaşlarında başladım, yaş 78. Abilerimin yanında öğrendim. İki ağabeyim Zonguldak’ta saatçiydi, onlar vefat etti. Biz bu işi devam ettiriyoruz böyle. 60 sene oldu. Öğrendikten sonra zevkli ama stresli meslek. Bir ölüyü canlandırmak gibi. Bozuk saati tamir etmek onun gibi bir şey, zevkli. Gelen çok, mümkün mertebe hallediyoruz vatandaşın işini. Sanatkara değer verilmezse meslek yavaş yavaş biter ama arz talep meselesi. Zamanla yine birileri öğrenecek bu işi. Çünkü tamirci olmayınca millet ne yapsın, saatini atsın mı? Yapılması lazım. Değerli saati varsa bozuk saati atsın mı? Arz talep meselesi, illa birileri öğrenecek yapacak bu işi. Bana bir tezgah yetiyor. Tezgaha oturdum mu bana yetiyor. Öğrenmek isteyen iyi bir ustanın yanında ekmek yer bu meslekten çünkü iyi bir meslek. Herkes yapamıyor, yaptıktan sonra fazla yapan olmuyor, kazanç fazla oluyor. Kendim çalışıyorum, yaş var ama gittiği yere kadar gidecek” diye konuştu.
‘GENÇLER BİR MESLEK ÖĞRENSİNLER’
Ailesinin geçiminden çocuklarının üniversite eğitimine kadar masrafları mesleği ile çıkardığını anlatan Hikmet Aytaş, “Ben çocuklarımı büyüttüm, okuttum, üniversiteye gönderdim; şu mesleğimle beraber yaptım. Şimdi hepsi iyi bir yerdeler. Bana gelen çoğu müşteri, ‘Allah seni başımızdan eksik etmesin’ diyor. Bunu bana söyleyen çok var. Müşterinin memnun olduğunu anlıyorum, çünkü usta yok. Nereye gitsin, İstanbul’a, Ankara’ya mı gitsin tamir ettirsin? Gençler bir meslek öğrensinler. İlla saatçilik değil, araba tamirciliği olsun, kuaför olsun, devam ettirsinler. İnsanlar bozuk saatlerini yaptırmaya çalışsın, randıman alırlar. Ama şimdi hastalık var zevk için takıyor, aksesuar olsun diye takanlar var” ifadelerini kullandı.

ERZİNCAN’da kayak antrenörü Canser Atila, ailesi ile birlikte gezmeye gittiği Refahiye’de Dumanlı Tabiat Parkı’ndaki göl üzerinde buz pateni yaptı.
Kent merkezine 70 kilometre uzaklıkta bulunan Refahiye ilçesindeki Dumanlı Tabiat Parkı’nda kar yağışı ile birlikte güzel görüntüler oluştu. Sıcaklığın sıfırın altında 9 dereceye düştüğü bölgede Dumanlı Tabiat Parkı’ndaki göl de buz tuttu. Buz kalınlığının 10 santimetreyi geçtiği gölü gezen kayak antrenörü Canser Atila, buz pateni yaptı.
Buz tutan gölde paten yaptığı görüntüleri kayıt altına alan Canser Atila, ‘Dumanlı Yaylası’nda Refahiye’deyiz. Göl çok güzel donmuş. Muhteşem bir görüntü var. Harika” dedi.