40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi

MUĞLA’nın Bodrum ilçesinde yaşayan farklı ülkelere mensup yerleşik yabancılar, Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan ücretsiz kursta Türkçe öğreniyor.
Bodrum’da Halk Eğitim Merkezi tarafından ilçede yaşayan yerleşik yabancılara yönelik ücretsiz Türkçe kursu açıldı. Fas, Çin, Rusya, Tayland, Özbekistan ve Ukrayna başta olmak üzere farklı ülkelerden gelen kursiyerler, başlangıç seviyesinde eğitim alarak Türkçe öğreniyor. Çoğunluğunu genellikle evlendikleri için Bodrum’da yaşamayı tercih eden ve çalışmak için gelen kadınların oluşturduğu kursiyerler, haftanın 3 günü aynı sınıfta Türkçe eğitimi alıyor. Yabancı kursiyerler, eğitim sayesinde Türk kültürünü yakından tanıma fırsatı da buluyor. Kursların, farklı seviyelerde devam edeceği bildirildi.
Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Feriştah Yılmaz, “Eğitimlerimiz ekim ayında başladı. A1 seviyesi bitti şu an A2 seviyesindeyiz. Rusya, Ukrayna, Çin, Fas, Özbekistan ve Tayland olmak üzere farklı milletlerden öğrencilerimiz var. Türkçeyi özellikle günlük hayatta kullanabilecekleri şekilde öğretiyoruz ve kursları Milli Eğitim Bakanlığı’nın planı dahilinde yapıyoruz. Arkadaşlarla bire bir sohbet etmeye çalışıyorum. Çok basit kelimelerle kendilerini ifade edebiliyorlar. Türkçeyi çok seviyorlar. Derslerimiz eğlenceli geçiyor, hepsi sıcak, samimi insanlar” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’Yİ VE TÜRKÇEYİ ÇOK SEVİYORUM’
Kursiyerlerden Rusya uyruklu Olga Volodina, “2018 yılında Rusya’dan Türkiye’ye geldim. Burada bir ev satın aldım ve buraya yerleştim. Türkçeyi çok seviyorum. Türkçem daha iyi oldu ve daha iyi konuşuyorum. Hayatım kolaylaştı, Bodrum Halk Eğitim Merkezi’ne teşekkür ederim. Türkiye’yi çok seviyorum. Türkiye’nin nazik ve misafirperver insanlarını çok seviyorum. İnşallah sınavı geçip B1-B2 seviyesinde derslere başlayacağız” dedi.
Rusya’dan geldiğini ifade eden Marina Kılıç ise şöyle konuştu:
“Eşimle oynadığımız bir oyun sayesinde tanıştık. 1,5 yıl boyunca internet üzerinden görüştük. Daha sonra birbirimizi sevdik ve evlendik. 6 sene önce Türkiye’ye geldim ve buraya yerleştim. Çocuğum hem Türkçe hem de Rusça konuşuyor. Beraber öğrenmeye devam edeceğiz. Türk yemekleri yapmayı öğrendim. Dil öğrenip, kitap okumak istiyorum.”
Fas uyruklu Somia Rafia da “Eşimle internette tanıştık. Fas’a geldi, evlendik ve 1 yıl önce Bodrum’a taşındık. Dersler çok iyi gidiyor. Çalışmak ve entegrasyon için Türkçe benim için çok lazım. Burada başka yabancı arkadaşlar var. Çok şey öğreniyoruz” diye konuştu.
(ANKARA) – Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak şirketlerde elektronik ticari defter sisteminin zorunlu olacağını duyurdu.
Ticaret Bakanlığı‘ndan yapılan yazılı açıklamada, ticari defterlerin elektronik ortamda oluşması, tutulması ve saklanmasına yönelik düzenlemeleri kapsayan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”in 1 Temmuz 2025 tarihinde yürürlüğe girdiği, aynı tarihde Eletronik Ticaret Defter Sistemi’nin (ETDS) kullanıcıların hizmetine açıldığı hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:
“Defterlerini elektronik ortamda tutan şirket sayısı 18 bini aşmıştır”
“Tebliğ hükümleri uyarınca; genel kurul toplantı ve müzakere defteri ile pay defterini elektronik ortamda tutma yükümlülüğü kapsamında olan, kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği Ticaret Bakanlığı iznine tabi şirketlerin ETDS’ye geçişleri için öngörülen süre 1 Ocak 2026 tarihinde sona ermektedir. Yükümlülük kapsamındaki şirketlerin, Türk Ticaret Kanunu’nun ticari defter tutma yükümlülüğüne ilişkin gerekliliklerini yerine getirmeleri bakımından, bu tarihe kadar her iki defter yönünden ETDS’ye dahil olmaları önem arz etmektedir.
Ayrıca, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kuruluşu ticaret siciline tescil edilecek tüm şirketler, pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterini ETDS’de tutmakla yükümlü kılınmıştır. Şirketlerin kuruluşlarının ticaret siciline tescilleri ile birlikte, başkaca bir işleme gerek olmaksızın ticari defterler eş anlı olarak kullanıma açılacaktır. Yönetim kurulu karar defterinin elektronik ortamda tutulması ise şirketlerin tercihine bırakılmıştır. ETDS’nin uygulamaya alındığı 1 Temmuz 2025 tarihinden bugüne kadar, defterlerini elektronik ortamda tutan şirket sayısı 18 bini aşmıştır. Fiziki defter tutulmasında karşılaşılan operasyonel ve ekonomik maliyetler ile güvenlik risklerini ortadan kaldırmak amacıyla oluşturulan ETDS; tacirlerin görüşleri ve beklentileri doğrultusunda geliştirilmekte, kullanıcı dostu özelliklerine sürekli yenileri eklenmektedir.”
Açıklamada, ETDS’ye dair yardımcı dokümanlara, http://etds.ticaret.gov.tr internet adresi üzerinden ulaşılabileceği belirtildi.
Japonya‘da savcılar, 2022’de hayatını kaybeden eski Başbakan Abe Şinzo’nun suikastına ilişkin davada katil zanlısı için müebbet hapis cezası talep etti.
Japonya‘da önce 2006-2007 ve ardından 2012-2020 dönemindeki iktidarlarıyla “ülkenin en uzun süre görev yapan başbakanı” ünvanını taşıyan Abe’nin Temmuz 2022’de uğradığı suikasta ilişkin dava süreci devam ediyor.
The Japan Times gazetesinin haberine göre, suçunu önceki duruşmalarda itiraf eden cinayet zanlısı Yamagami Tetsuya’nın avukatları, müvekkillerinin yetiştirilme tarzı ve çocukluk çağında yaşadığı zorluklara vurgu yaparak cezasının hafifletilmesini talep etti.
Buna karşılık savcılar, zanlının cinayeti işlemeden önce evinde 10 av tüfeği bulundurduğu ve sık sık atış denemeleri yaptığına değinerek, suçun “acımasız ve önceden planlanmış doğasına” işaret etti.
Sanığın, cinayeti işlediği sırada 40’lı yaşlarında olduğu, dolayısıyla yasalar ve toplumsal normlar konusunda bilinçli olması gerektiğini belirten savcılar, Yamagami için müebbet hapis cezası verilmesini istedi.
Abe’nin suikasta uğraması
Abe, Temmuz 2022’de partisinin Nara kentindeki açık hava etkinliğinde konuşma yaptığı sırada suikasta uğramış ve hayatını kaybetmişti.
Yamato-Saidaiji İstasyonu yakınında işlenen cinayetin zanlısı Yamagami, Birleşme Kilisesi’ne (FFWPU) destek veren mesajından dolayı Abe’ye kin beslediğini belirtmişti.
Yamagami, sorgusunda annesinin söz konusu kiliseye bağış yaptığını ve bu bağışın ailesini iflas ettirdiğini savunmuştu.
Kilisenin “manipülatif bağış topladığı ve üye edindiği” gerekçesiyle feshedilmesi için dava açılmış, 2023’te yapılan tasfiye başvurusu Mart 2025’te karara bağlanmıştı.
Mahkeme, Birleşme Kilisesi’nin feshedilmesine karar vermiş ve FFWPU, “dini kuruluş” vasfını kaybederek vergi muafiyet hakkını yitirmişti. Buna karşın FFWPU, Japonya içindeki faaliyetlerini sürdürebiliyor.
Abe’nin uğradığı suikasta ilişkin davanın 3 yılın ardından 28 Ekim’de görülen ilk duruşmasında Yamagami, suçunu kabul etmişti.
Karar duruşması, 21 Ocak 2026’da yapılacak.
İngiltere‘nin dünyaca ünlü çocuk tiyatrosu Little Angel Theatre’da sahnelenen “Wow! Said The Owl” adlı eser, “Vay! Dedi Baykuş” ismiyle minik seyircilerle buluşacak.
Zorlu Performans Sanatları Merkezinden (PSM) yapılan açıklamaya göre, dünyada ilk kez Zorlu Çocuk Tiyatrosu uyarlamasıyla başka bir dilde beğeniye sunulacak oyun, ünlü oyuncu Özge Özder’in anlatımı ve oyunculuğuyla sahneye konulacak.
Mehmet Zorlu Vakfı bünyesinde bugüne kadar 15 farklı oyunla 1 milyondan fazla çocuğa ulaşan ve deprem bölgesine düzenlediği turnelerle de miniklere moral veren Zorlu Çocuk Tiyatrosunun yeni sezondaki ikinci oyunu “Vay! Dedi Baykuş”, 0-5 yaş aralığındaki izleyicileri Zorlu PSM’de renkli bir kukla dünyasına davet ediyor.
Okul öncesi çocuklar için yazılmış bir kitaptan uyarlanan ve gündüz uyanık kalan meraklı küçük bir baykuşun keşif dolu hikayesini anlatan oyunun prömiyeri, 21 Aralık’ta yapılacak.
Uyarlamasını Tim Hopgood, yönetmenliğini ise Joy Haynes’in üstlendiği oyunda, dekor ve kostüm tasarımlarını Fiammetta Horvat gerçekleştirdi.
Oyunda Keith Frederick kuklalara, Dominic Sales de müziklere imza attı.
Prömiyerin ardından sezon boyunca Zorlu PSM’de minik izleyicilerle buluşacak oyunun biletlerine “www.passo.com.tr” adresinden ulaşılabilir.
Konya‘da karısını bıçakla öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan sanık hakkında hazırlanan iddianamede, haksız tahrik ve iyi hal indirim hükümleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, soruşturma ve kovuşturma dosyaları, otopsi raporu, tanık beyanları, olay yeri inceleme bulguları, dijital materyal inceleme raporları ve tutuklu sanık İzzet Ö.’nün (42) ifadesine yer verildi.
Sanık ve maktulün üç çocuklarının bulunduğu belirtilen iddianamede, çiftin üniversite yıllarında tanışıp evlendikleri bildirildi.
İzzet Ö.’nün, Konya’da bulunan özel lisede bilgi işlem personeli olarak çalışmaya başladığı, maktulün ise evinde plastik saklama kapları satarak aile bütçesine katkı sağladığı aktarılan iddianamede, “Sanık ile maktulün şiddetli geçimsizlik yaşadıkları, adli süreçlere rağmen aynı evde yaşamayı sürdürdükleri, iletişimlerini çoğunlukla mesajlaşarak sağladıkları, ayrı odalarda kaldıkları ve ayrı yemek yedikleri anlaşılmıştır.” ifadesi kullanıldı.
Aynı evin içinde telefona gönderilen mesajla tartışma başladı
Olay günü maktulün çocuklarıyla alışveriş için dışarı çıkacakları sırada, sanığın eşinin telefonuna kredi kartını kullanıma kapattığı mesajını yollaması üzerine, ikilinin salonda bir araya gelerek tartışmaya başladıkları belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
“Tartışma esnasında sanığın telefonundan kayda alındığı tespit edilen görüntüde, tarafların kayıttan haberdar olduğu, başlangıçta suça konu olmayan şekilde birbirlerinin ailelerine yönelik olumsuz ifadeler kullandıkları, devamında ise sanığın eşine yönelik küçük düşürücü hakaretlerde bulunduğu ve karşılıklı hakaretlerin yaşandığı anlaşılmıştır. Tartışma sırasında sanık, maktulün telefonla ses kaydı aldığını düşünerek telefonu eşinin elinden alıp duvara fırlatmış, telefonu almak isteyen maktulle boğuşmaya başlamıştır. Sanığın, maktule ait telefonu bıçakla tahrip edip banyoya attığı, elinde bıçakla tartışmayı sürdürdüğü, sanığın 3 yaşındaki çocuğu ağladığı için antreye çıkardığı, bu sırada maktulün yatak odasına kaçtığı tespit edilmiştir. Sanığın, yatak odasına giderek eşini sırt bölgesinden 5 bıçak darbesiyle öldürdüğü, eşinden tepki gelmeyince 112’yi aradığı tespit edilmiştir.”
“Eşe ve kadına karşı kasten öldürme suçunu işlediği anlaşılmıştır”
İddianamede, olay günü tespit edilen ses kayıtlarının bütününde, maktulün yönelttiği hakaretlerin sanığın kendi kusuruyla ortaya çıktığının anlaşıldığı vurgulanarak, şu tespitlere yer verildi:
“Sanığın tartışmayı ilk olarak karısına yönelik küçük düşürücü ve hakaret içeren sözlerle başlattığı belirlenmiştir. Bu nedenle haksız tahrik açısından dengenin sanık lehine değişmediği ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı değerlendirilmiştir. Sanığın resmi nikahlı eşini öldürüp, eşe ve kadına karşı kasten öldürme suçunu işlediği anlaşılmıştır.”
İddianamede sanığa, “Eşe ve kadına karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi, “Maktuldeki öldürücü nitelikteki bıçak darbe sayısı göz önüne alındığında, sanığın herhangi bir pişmanlık göstermeyip, eşine de eylemleri sonrası yardım etmediğinden” iyi hal indirim sebeplerinin uygulanmaması talep edildi.
İzzet Ö. (42), merkez Karatay ilçesi Araplar Mahallesi’ndeki evde, 25 Mayıs’ta tartıştığı eşi Nurhan Ö.’yü (41) bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınmış, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.