40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi
Alibeyköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde fen laboratuvarlarında kullanılan elektrik panolarıyla eğitim setlerini üreten, okul öncesi düzeyine uygun ilk kodlama robotuna imza atan öğrenciler, atölyelerde geleceğe hazırlanıyor.
Elektrik elektronik teknolojisi alanındaki öğrenciler, okulun pano atölyesinde kontaktör, şalter ve elektrik tesisatına ait ekipmanla çalışıp, fen ve fizik laboratuvarlarında kullanılan eğitim panolarını tasarlayarak çalışır hale getiriyor.
Öğrenciler, projelerini önce çizerek, daha sonra da pano montajını yaparak bu sistemleri farklı okullara kurulum için hazırlıyor.
Döner sermaye kapsamındaki çalışmalarla birçok okula elektrik eğitim setleri ulaştırılırken, öğrenciler gerçek iş ortamına benzer deneyim kazanıyor.
Okulun elektronik atölyesinde tasarlanan Türkiye’nin okul öncesi düzeyine uygun ilk kodlama robotu, çocukların sıralama ve yön algısını geliştirmek amacıyla 1,5 yıllık AR-GE süreciyle hazırlandı.
Geliştirilen robot seti, İstanbul’daki anaokullarına gönderiliyor. Böylece çocuklara programlamanın temeli olan sıralama becerisinin kazandırılması hedefleniyor.
“Öğrencilere eğitim verecek şekilde teslim ediyoruz”
Lisede görev yapan elektrik öğretmeni Yusuf Üstün, AA muhabirine, öğrencilere atölyede elektrik tesisatının nelerden oluştuğunu ve nasıl çalıştığını detaylı gösterdiklerini ifade etti.
“Çocuklarımız mezun olduktan sonra piyasada herhangi bir tesisatçıda veya herhangi bir panocuda aktif çalışabilecek düzeye geliyor. Aynı zamanda burada pano atölyesinde 4 farklı eğitim setimiz var. Bunların hepsinin tasarımı ve üretimi bize ait. Malzemeleri dışarıdan alıyoruz doğal olarak. Öğrencilerimiz buradaki aldığımız malzemeleri planşet (montaj levhası) haline getirerek, ihtiyaç doğrultusunda bunları döner sermaye çatısı altında diğer okullara da üretip gönderebiliyoruz. İhtiyaç dahilinde gidip montajını yapabiliyoruz.”
Üstün, bir öğrencinin teorik olarak panonun piyasada baştan sona yapılış şeklini öğrendiğini söyledi.
Ortaokul ile liselerde fen bilgisi ve fizik atölyelerinde kullanılan deney setlerini de ürettiklerini bildiren Üstün, “Elektrik elektronik teknolojisi dalında, pano tesisat alanında eğitim için gerekli olan planşetleri biz burada sıfırdan tasarlayarak öğrencilerle üretiyoruz. Malzemeleri getiriyoruz. Bizim koordinatörlüğümüzde de çocuklar bunu çalışır hale getiriyor. Daha sonra okullarda ihtiyaç duyulursa öğrencilerimizle beraber gidip montajını yapıyoruz, devremizi bağlıyoruz. Çalışır düzeye getirip onlara sadece öğrencilere eğitim verecek şekilde teslim ediyoruz.” bilgisini verdi.
“Hazır materyali almak yerine okulumuzda üretim yapıyoruz”
Kızıltepe, bu sayede Türkiye’deki okul öncesi ilk kodlama robotunu ürettiklerini vurgulayarak, üniversitelerde düzenlenen yarışmalara katılarak Gebze Teknik Üniversitesi’nde birinci, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ise ikinci olduklarını dile getirdi.
Okul öncesi kodlama robotunda programlamanın temelinde sıralama olduğuna dikkati çeken Kızıltepe, “Anaokulunda da çocuklara sıralamayı öğretiyoruz. Robotumuzun üzerinde hareket ettiği matı var. Matın üzerinde şekiller, hayvanlar, meslekler olabiliyor. Öğretmenimiz burada şekiller, meslekleri veya rakamları öğretirken programlamanın temeli olan sıralamayı da öğretiyor. Robotun üstündeki tuşlara çocukların yön vererek onu belli bir yerden belirli noktaya hareket ettirmesini istiyoruz. Burada da çocuklara belirli bir hedef veriyoruz. Hedefi yapabilmesi için de belli sıralamada robotu kodlaması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Kızıltepe, öğrencilerin tasarladığı robotla Kayseri’de düzenlenen Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda da “yumurta toplayan” kategorisinde Türkiye birincisi olduklarını aktardı.
Kızıltepe, bilgisayarda programlama için kullanılan modüler kartlar sayesinde öğrencilerin kablolama sistemi olmadan kısa süre içinde programlamayı öğrendiğini söyledi.
Okul öncesi kodlama robotunu İstanbul Sanayi Odasının bir projesiyle Eyüpsultan’daki tüm okullara gönderdiklerini anlatan Kızıltepe, lise kademesi için robot setlerini de İstanbul ve farklı illerde bazı okullara gönderdiklerini sözlerine ekledi.
“Kendimizi dışarıdaki hayata temel olarak hazırlamaya çalışıyoruz”
Okulun 11. sınıf öğrencisi Bedirhan Yılmaz ise elektrik alanında kendisini geliştirerek mühendis olmak istediğini dile getirdi.
Lisede 11. sınıf öğrencisi olan Mustafa Tarcan, burada aldığı eğitimlerin kendisi için ilerde iş kolu olacağını söyledi.
Tarcan, “Ev veya iş hayatında bir şey bozulduğunda bunu tamir edip onarabileceğimi bilmek güzel bir şey. Evde en basitinden bir ampul bozulsa bile onu onarıp geri yerine takabiliyorum. Yani bir priz yerinden çıktığında bunu geriye monte edebiliyorum. Usta parası cebinde kalıyor. Kendin yapıyorsun, ailenin de sana bakış açısı değişiyor.” dedi.
11. sınıf öğrencisi Kerim Ege Okur, atölyede mikro denetleyici dersi kapsamında eğitimler aldıklarını, modüler kartları sınıftaki arkadaşlarıyla tasarlayarak ürettiklerini anlattı.
Okur, “Burada LED yakmak istediğimiz zaman kendi tasarladığımız karttan hiç kablo karmaşası olmadan tek bir kod atarak bunu biz yapabiliyoruz.” dedi.
Öğrencilerden Eyüp Doğan da öncelikle 3D baskı için gerekli modellemelerin yapıldığını belirterek, “Yazılımımızı hazırladıktan sonra oluşturduğumuz 3D baskı üzerine gerekli donanımları inşa ediyoruz. Bu şekilde robotumuz hazır hale geliyor. Mekatronik için kodlamayı, tasarlamayı ve elektronik devre şemaları oluşturmayı öğreniyoruz.” şeklinde konuştu.
Esenler‘de, kendisini polis olarak tanıtan şüpheliler, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile irtibat kurduğu iddiasıyla korkuttukları 71 yaşındaki kadının yaklaşık 1 milyon lira değerindeki altınlarını alıp kaçtı.
Birlik Mahallesi’ndeki 5 katlı binanın 2. katında ikamet eden Sadiye Türkoğlu’nu telefonla arayan şahıslar, kendilerini polis olarak tanıttı.
Şüpheliler, “Türkoğlu’ndan altın karşılığında silah aldığını iddia eden bir kadını yakaladıklarını, evinin dronla izlendiğini, yurt dışındaki bir FETÖ üyesini aradığı için kendisinin ve 2 oğlunun başının belada olduğunu” söyledikleri kadını korkuttu.
Kadından, temize çıkması için evdeki altınları savcıyla birlikte kapıya gelecek kişiye vermesini isteyen şüpheliler, “albayrak” parolasını söyleyen kişiye kapıyı açmasını istedikleri Türkoğlu’nu kandırdı.
Şüphelilerin yönlendirdiği Türkoğlu, daha sonra kapıya gelen ve “albayrak” şifresini söyleyen kişiye kapıyı açıp, 50 yıldır biriktirdiği ve içinde hatıra olarak sakladıkları da bulunan yaklaşık 1 milyon liralık altınlarını verdi.
Eve gelen çocuklarına durumu anlatan Türkoğlu, dolandırıldığını anladı. Polis merkezine giderek şikayetçi olan Türkoğlu, yaklaşık 50 yıllık tasarrufunun bulunmasını istiyor.
“Üçüncü kez arayınca açtım”
AA muhabirine konuşan Sadiye Türkoğlu, evde yalnızken bir numaradan arandığını, tanımadığı için telefonu kapattığını söyledi.
Yine aranınca telefonu tekrar kapattığını anlatan Türkoğlu, şunları anlattı:
“Üçüncü kez arayınca açtım. ‘Teyze sen Sadiye Türkoğlu musun?’ dediler. Evet dedim. ‘Sana iftira atılmış. Bir kadın ile Sivas Zara’dan bir kişi, sana altın vermiş, tüfek almış. Seni temize çıkarmak istiyoruz. Kemal ile Kamil senin oğulların değil mi? Onları da kattılar, durdurduk ama sen topun ağzındasın. Dronla gözetleniyorsun.’ dediler. ‘Benim suçum ne?’ dedim. ‘Seni 112’ye bağlıyorum, emin olman için.’ dedi. Sonra tekrar aradı. ‘Sen yurt dışına telefon açmışsın, FETÖ’cülerle görüşmüşsün, 48 lira borcun var.’ dedi. ‘Onu biliyorum, öderim dedim.”
Şüphelinin kendisinin kimseye kapıyı açmamasını ve altınları savcıyla gelecek polise vermesini istediklerini aktaran Türkoğlu, kapıya gelip “albayrak” şifresini söyleyen şüpheliye altınları verdiğini aktardı.
Sonrasında ise dolandırıldığını anladığını belirten Türkoğlu, “Eşimi kaybetmeden önce ev alma umuduyla 50 yıldan beri biriktirdiğim altınlar vardı. Oğlumun sünnet düğününde takılan Reşat altını hatıra diye saklıyordum.” ifadelerini kullandı.
İBB’nin 155 yıllık köklü kuruluşu İETT, Türk sinemasındaki nostaljik yolculuğuna özel bir etkinlikle ışık tuttu. Beyoğlu Sineması’nda düzenlenen “Türk Sineması’nda İETT” etkinliği, emektar kaptanları, sinemaseverleri ve usta isimleri bir araya getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü ve İETT iş birliğiyle düzenlenen “Türk Sineması’nda İETT” başlıklı özel etkinlik, sinemaseverlerden büyük ilgi gördü. Etkinlikte, Türk sinema tarihinin unutulmaz filmlerinde İETT’nin sembolik ve gerçek rolünü yansıtan birbirinden değerli sahnelerden oluşan bir seçki gösterildi. İETT’nin şehir hayatı ve kültüründeki yerinin perdeye nasıl yansıdığı izleyicilerle paylaşıldı.
NEBİL ÖZGENTÜRK VE ŞÜKRAN KUYUCAK ESEN İLE SİNEMA YOLCULUĞU
Etkinliğin önemli bir bölümünü, yazar ve yönetmen Cengiz Özkarabekir moderatörlüğünde gerçekleşen özel söyleşi oluşturdu. Akademisyen ve sinema araştırmacısı Şükran Kuyucak Esen ile 2001 yapımı “İçinden Otobüs Geçen Yeşilçam” belgesel filminin yönetmeni Nebil Özgentürk, İETT’nin Türk sinemasındaki izdüşümünü, anılarını ve analizlerini katılımcılarla paylaştı. İETT’nin sadece bir ulaşım kurumu değil, Türk sinemasının görsel hafızasında sosyolojik bir figür ve mekan olarak nasıl konumlandığı izleyicilerle paylaşıldı.
YOĞUN KATILIMLI BİR GECE
Etkinliğe; İETT Genel Müdürü İrfan Demet, İETT yöneticileri, kurumun emektar kaptanları ve çok sayıda sinemasever katıldı. Programın sonunda, başrollerini Türkan Şoray ve Ayhan Işık’ın paylaştığı 1961 yapımı “Otobüs Yolcuları” filminin gösterimi yapılarak, nostaljik bir final gerçekleştirildi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi Yüzyılın Konut Projesi kapsamında 81 ilde inşa edilecek 500 bin konut için başvurular yarın sona erecek.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda, TOKİ tarafından 81 ilde dar gelirli vatandaşların uygun koşullarda ev sahibi olmalarını sağlayacak Yüzyılın Konut Projesi için başvurular 10 Kasım’da başladı.
Şehirlerin barınma talebi, nüfus yoğunluğu ve ekonomik yapısı dikkate alınarak planlanan 500 bin sosyal konut için başvurular, e-Devlet üzerinden bugün saat 23.59’da, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Emlak Katılım Bankası üzerinden ise yarın saat 17.00’de sona erecek.
Başvuru sürecinin bitmesinin ardından hak sahipliğini belirleyecek kuralar ise 29 Aralık’ta başlatılıp 27 Şubat’a kadar devam edecek.
“Ev Sahibi Türkiye” sloganıyla başlatılan kampanya kapsamında evler yüzde 10 peşinat, 240 aya varan vade imkanlarıyla satışa sunulacak. Evlerin yüzde 40’ı yani 200 bini, 80 metrekarelik 2+1 konutlardan oluşacak. Yüzde 30’u yani 150 bini, 65 metrekarelik 2+1, kalan 150 bini ise 55 metrekarelik 1+1 konutlardan oluşacak.
Konutlar, 2+1 ve 1+1 şeklinde yatay mimari ve geleneksel dokuya uygun tasarlanacak.
Projede en fazla konutun inşa edileceği ilk 5 şehir, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Konya olarak kayıtlara geçti. Proje kapsamında toplam konutun beşte biri İstanbul’da inşa edilecek.
İlk teslimat Mart 2027’de
Projede şehit yakınları, gaziler, engelliler, emekliler, gençler ile 3 ve daha fazla çocuğu bulunan ailelere özel kontenjanlar oluşturuldu.
Hak sahiplerinin yüzde 5’ini şehit aileleri ve gaziler, yüzde 5’ini engelliler, yüzde 20’sini emekliler, yüzde 10’unu 3 ve daha fazla çocuğa sahip aileler, yüzde 20’sini 18-30 yaş arası gençler, kalan yüzde 40’lık kısmını ise diğer alıcılar oluşturacak.
Konutların fiyatı ve taksit tutarları İstanbul ve Anadolu illerinde farklı olacak. Anadolu’da 1+1 konutlar 1 milyon 800 bin lira, 65 metrekarelik 2+1’ler 2 milyon 200 bin lira, 80 metrekarelik 2+1’ler ise 2 milyon 650 bin liradan satışa sunulacak. Anadolu’da 1+1 konutların taksitleri 6 bin 750 lira olacak. 65 metrekarelik 2+1’lerin taksitleri 8 bin 250 lira, 80 metrekarelik 2+1’lerin taksitleri ise 9 bin 938 lira olarak belirlendi.
İstanbul’da ise 1+1 konutlar 1 milyon 950 bin lira, 65 metrekarelik 2+1’ler 2 milyon 450 bin lira, 80 metrekarelik 2+1’ler de 2 milyon 950 bin liradan satışa sunulacak. İstanbul’da 1+1 konutların taksitleri 7 bin 313 lira, 65 metrekarelik 2+1’lerin taksitleri 9 bin 188 lira, 80 metrekarelik 2+1’lerin taksitleri ise 11 bin 63 lira olarak belirlendi.
Konutların teslimatlarının ise Mart 2027 itibarıyla başlaması planlanıyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Boubon kökenli anıtsal bronz imparator heykeli, Roma dönemine ait Demosthenes portresi ile Urartu ve Lidya uygarlıklarına ait eserlerin de aralarında bulunduğu kültür varlıklarının New York’tan Türkiye‘ye uzanan yolculuğunu tamamladığını bildirdi.
Bakan Ersoy, NSosyal hesabından, tarihi eserlerin ABD’den Türkiye‘ye dönüş yolculuğuna ilişkin paylaşımda bulundu.
Ersoy, “Boubon kökenli anıtsal bronz imparator heykeli, Roma dönemine ait Demosthenes portresi ile Urartu ve Lidya uygarlıklarına ait eserlerin de aralarında bulunduğu kültür varlıklarımız New York’tan Türkiye‘ye uzanan yolculuğunu tamamladı. Başmelek Mikail tasvirli mermer sütun başının da yer aldığı bu eserler, ABD’deki Metropolitan Sanat Müzesi’nden iadesi sağlanarak, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne teslim edildi. Yürütülen bilimsel ve hukuki çalışmalar sonucunda bu toprakların mirası olan eserleri ana vatanına yeniden kavuşturmuş olduk.” ifadelerini kullandı.
Kültürel mirasın korunması ve ait olduğu topraklara dönmesi için uluslararası işbirliği içinde çalışmaları kararlılıkla sürdürdüklerinin altını çizen Ersoy, bu süreçte emeği geçen herkese, özellikle Kültür Varlığı ve Müzeler Genel Müdürlüğü ekiplerine teşekkür etti.
Kaçırılan tarih Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Türkiye‘nin kültürel mirasının korunması ve ait olduğu topraklara kazandırılması yönünde yürütülen uluslararası çalışmalar yeni bir aşamaya ulaştı.
ABD’de yürütülen bilimsel ve hukuki süreçlerin ardından geçen hafta iadesi sağlanan tarihi eserler, Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne teslim edildi.
New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi koleksiyonunda bulunan ve aralarında farklı uygarlıklara ait nadir eserlerin yer aldığı kültür varlıkları, Türkiye‘ye getirilerek muhafaza altına alındı. Eserlerin teslimiyle uzun süredir devam eden iade süreci fiilen tamamlanmış oldu.
Türkiye‘ye getirilen eserler arasında Boubon kökenli anıtsal bronz imparator heykeli, Roma dönemine ait Demosthenes portresi, Urartu ve Lidya uygarlıklarına ait eserlerle birlikte Başmelek Mikail tasvirli mermer sütun başı da yer alıyor.
Farklı dönem ve coğrafyalara ait bu eserler, Anadolu’nun çok katmanlı tarihine ışık tutan önemli örnekler arasında bulunuyor.
Eserlerin iadesi, yürütülen bilimsel incelemeler, köken araştırmaları ve hukuki süreçler sonucunda sağlandı. Süreçte, uluslararası kurumlarla koordinasyon içinde çalışıldı.
18 Boubon kökenli eser Türkiye‘ye kazandırıldı
Bu son iadeyle Boubon kökenli eserlerin Türkiye‘ye kazandırılan toplam sayısı da 18’e ulaştı. Bunların 6’sının insan boyundan büyük tasarlanan anıtsal imparator heykelleri olduğu belirtildi.
Süreç, Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi (HSI) ile yakın işbirliği içinde yürütüldü.
California’da özel bir koleksiyonda bulunan eserin iadesine başlangıçta olumlu yaklaşmayan koleksiyoncu hakkında başlatılan tahkikata, Türkiye de görgü tanığı ifadeleri ve bilimsel raporlamalarla delil sağlayarak katkıda bulundu.
Eserin kaçak kazıyla Boubon Antik Kenti’nden çıkarıldığına ilişkin bu veriler, soruşturmanın temel dayanağını oluşturdu ve koleksiyoncu hakkında tutuklama emri çıkarıldı.
Manhattan Bölge Savcılığına ve Türkiye’ye karşı hukuki girişimlerde bulunmaya çalışan koleksiyoncu, ortaya konan kanıtların caydırıcılığı sonucunda eseri savcılığa teslim ederek Türkiye’ye iadesini kabul etti.
Yapılan incelemeler, eserin 1960’lı yıllardaki kaçakçılık sürecine dahil olan tüm aktörleri de ortaya koydu.
Eserler gerekli konservasyon ve bilimsel çalışmaların ardından sunulacak
Eserlerin iadesi, Türkiye’nin kültür varlıklarının korunmasına yönelik uzun soluklu politikasının güncel bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası müzeler ve ilgili kurumlarla yürütülen işbirliği sayesinde Anadolu kökenli eserlerin kökenlerine uygun şekilde değerlendirilmesi ve iadesi sağlanıyor.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne teslim edilen eserlerin, gerekli konservasyon ve bilimsel çalışmaların ardından kamuoyuyla buluşturulması bekleniyor.