40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
21 Aralık 2025 Pazar

Dünyanın Finans Musluğu ve Bedava Para Dönemi
Japonya’nın küresel ekonomideki en büyük rolü, yıllardır dünyanın geri kalanına çok düşük maliyetli para sağlamasıydı. Japonya Merkez Bankası, ekonomiyi canlandırmak için faizleri sıfırda, hatta bazen ekside tutarak yatırımcılar için benzersiz bir fırsat yarattı. Finans dünyasında carry trade olarak bilinen bu mekanizma, aslında oldukça basit bir mantığa dayanıyordu: Yatırımcılar Japonya’dan neredeyse yüzde sıfır faizle borçlanıyor, aldıkları bu parayı getirisi daha yüksek olan Amerikan tahvillerine, teknoloji hisselerine ve hatta gelişmekte olan ülkelerin piyasalarına yatırıyorlardı.
Ancak 2025 yılına gelindiğinde bu tablo değişmeye başladı. Japonya’da enflasyonun hedeflenen seviyelerin üzerine çıkmasıyla birlikte merkez bankası faiz artırım yoluna girdi. Faizlerin yüzde 0,75 seviyelerine tırmanması, o “bedava” görülen paranın artık bir maliyeti olduğu anlamına geliyor. Bu durum, yıllardır düşük faizli Yen borçlanarak dünyaya yayılan devasa sermayenin artık ana vatanına dönmeye başladığını gösteriyor. Musluğun kapanması, küresel piyasalarda likiditenin azalması ve borçlanma maliyetlerinin artması riskini beraberinde getiriyor.
Japon Halkının Değişken Faiz Çıkmazı
Makroekonomik rakamların ötesinde, bu değişim Japonya’daki sade vatandaşın hayatını doğrudan etkileyen bir boyuta sahip. Japonya’da konut kredisi kullananların yaklaşık yüzde 80’i değişken faizli modelleri tercih etmiş durumda. Son yirmi yıldır faizlerin hiç artmadığı bir ülkede yaşayan insanlar için bu tercih oldukça mantıklı görünüyordu. Ancak şimdi faizlerin yükselmeye başlaması, milyonlarca Japon hanesinin aylık taksitlerinin otomatik olarak artması demek.
Bu durum, tüketim odaklı bir ekonomide halkın harcama gücünün azalmasına yol açıyor. Türkiye gibi ülkelerde kredi limitlerinin gelirlerin kat kat üzerine çıkabildiği bir sistemin aksine, Japonya’da yasalar bireysel borçlanmayı sıkı bir şekilde denetliyor. Bir kişinin yıllık gelirinin üçte birinden fazla tüketici kredisi kullanması yasaklanmış durumda. Bu nedenle Japon vatandaşı, artan taksit ödemeleri karşısında limitlerini artırarak nefes almak yerine harcamalarını kısmak zorunda kalıyor. Tasarruf kültürüyle bilinen bir toplumun daha da içine kapanması, küresel markaların Japonya pazarındaki satışlarını da tehdit ediyor.
Şirketler İçin Zorlu Sınav ve Zombi Firmalar
Japon iş dünyası da bu faiz şokundan muaf değil. Ülkede “zombi şirket” olarak adlandırılan, aslında kâr etmeyen ancak faizler sıfır olduğu için borcunu sürekli çevirerek hayatta kalan binlerce işletme bulunuyor. Bedava kredi döneminde bu şirketler bir şekilde çarkı döndürebiliyordu. Ancak kredi maliyetlerinin artması, bu yapıların sürdürülebilirliğini ortadan kaldırıyor. Japonya’daki küçük ve orta ölçekli işletmelerin neredeyse yüzde 90’ı aktif olarak banka kredisi kullanıyor ve bu kredilerin çoğu kısa vadeli çevrimlere dayanıyor.
Şirketlerin karşılaştığı bir diğer sorun ise zayıf Yen’in yarattığı maliyet baskısı. Japonya ham madde ve enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke. Yen değer kaybettiğinde ithal edilen ürünlerin fiyatı artıyor. Şirketler bir yandan artan kredi faizlerini ödemeye çalışırken, diğer yandan pahalılaşan hammadde maliyetlerini karşılamakta zorlanıyor. Bu durum, şirketlerin kâr marjlarını hızla eritirken, Japon ekonomisinin rekabet gücünü de test ediyor. Eğer bu şirketler borçlarını ödeyemez hale gelirse, bankacılık sistemi üzerinde ciddi bir batık kredi yükü oluşabilir.
Trilyon Dolarlık Sermayenin Eve Dönüşü
Japonya’nın dış dünyadaki yatırımlarının büyüklüğü, bu krizin neden küresel bir mesele olduğunu kanıtlıyor. Japonya, kamu ve özel sektörüyle birlikte dünyanın en büyük alacaklısı konumunda. Japon emeklilik fonları ve sigorta devleri, ellerindeki trilyonlarca doları getirisi yüksek olduğu için yıllardır Amerikan hazine tahvillerinde ve Avrupa borsalarında tutuyordu. Özellikle dünyanın en büyük emeklilik fonu olan Japonya Kamu Emeklilik Yatırım Fonu, küresel piyasaların en önemli aktörlerinden biri.
Şimdi ise denge değişiyor. Japonya içindeki tahvil getirileri yükseldikçe, bu dev fonlar için yurt dışındaki kur riskini almanın cazibesi azalıyor. Eğer bir Japon sigorta şirketi, kendi ülkesindeki tahvillerden makul bir getiri alabiliyorsa, parasını binlerce kilometre uzaktaki bir ülkede tutmak yerine ülkesine getirmeyi tercih ediyor. Bu durum, “sermayenin eve dönüşü” olarak adlandırılıyor. Japonlar ellerindeki Amerikan tahvillerini satıp Yen’e döndükçe, Amerika’nın borçlanma maliyetleri yükseliyor ve küresel piyasalarda tahvil fiyatları düşüyor. Bu, sadece bir ülkenin para politikası değişikliği değil, dünya üzerindeki trilyonlarca doların yer değiştirmesi anlamına geliyor.
Küresel Ekonomi İçin Yeni Bir Risk Dönemi
Japonya’da yaşanan bu finansal dönüşüm, gelişmekte olan piyasalar için de uyarı niteliğinde. Dünyadaki likidite bolluğunun ana kaynaklarından biri olan Japon sermayesinin geri çekilmesi, gelişmekte olan ülkelerin dış finansman bulmasını zorlaştırabilir. Yatırımcıların risk iştahı azaldığında, ilk etkilenenler genellikle kırılgan ekonomiler oluyor. Japonya’nın 10 trilyon doları aşan dış varlıklarının bir kısmının bile harekete geçmesi, döviz kurlarında ve borsa endekslerinde büyük dalgalanmalar yaratmaya yetiyor.
Olası Senaryolar
Önümüzde birkaç olası yol bulunuyor. İlk senaryo, Japonya’nın yavaş ve kontrollü bir şekilde faiz artırması. Yen bir noktada dengelenir, tahvil getirileri yüksek ama yönetilebilir seviyelerde kalır. Bu en olası ama aynı zamanda “hiçbir şey ters gitmezse” mümkün olan senaryo.
İkinci senaryo, kapsamlı reformlar. Daha fazla vergi geliri, harcama disiplini ve sosyal güvenlik reformlarıyla borç yükünün azaltılması. Ancak siyasi gerçekler bu ihtimali zayıflatıyor.
Üçüncü senaryo, daha sert bir ayarlama. Yenin hızlı değer kaybı, tahvil faizlerinde ani sıçrama ve küresel piyasalarda ciddi dalgalanma. Düşük olasılıklı ama etkisi çok yüksek bir risk.
Son senaryo ise sessiz bir finansal baskı dönemi. Faizler enflasyonun altında tutulur, borç zaman içinde reel olarak erir. Bunun bedelini ise tasarruf sahipleri ve emekliler öder.
| Varlık Kategorisi | Tahmini Değer (Milyar USD) | Küresel Piyasadaki Etkisi / Rolü |
| Toplam Dış Varlıklar | 10.500 – 11.000 | Dünyanın en büyük dış yatırım hacmi. |
| Hanehalkı Finansal Varlıkları | 13.500 – 14.000 | Japon halkının elindeki nakit, mevduat ve hisse senedi toplamı. |
| GPIF (Kamu Emeklilik Fonu) | 1.650 | Dünyanın en büyük emeklilik fonlarından birisi; ABD ve Avrupa hisselerinin ana alıcısı. |
| Döviz Rezervleri | 1.250 | Büyük çoğunluğu ABD Hazine Tahvillerinden oluşur. |
| Sigorta Şirketleri (Özel) | 2.600 | Uzun vadeli küresel borçlanma araçlarının (tahvil) en büyük kurumsal yatırımcısı. |
| Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu | 3.400 | Japonya’nın dünyadan net alacağı (Dünya lideri). |
Osmaniye‘nin Düziçi ilçesinde iki motosikletin çarpışması sonucu yaralanan sürücüler hastaneye kaldırıldı.
Üzümlü Mahallesi Refik Cesur Bulvarı’nda sürücülerinin isimleri ve plakaları öğrenilemeyen iki motosiklet çarpıştı.
Kazada yaralanan sürücüler, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince Düziçi Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Kaza anı, bir iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedildi.
SİİRT’te, otomobil ile kamyonetin çarpıştığı kazada 2 kişi yaralandı. Kaza, çevredeki bir işyerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Kaza, sabah saatlerinde Siirt- Kurtalan kara yolu, Siirt Adliyesi Kavşağı’nda meydana geldi. Sürücülerinin isimleri ve plakaları öğrenilemeyen otomobil ile kamyonet çarpıştı. Kazada araçlarda bulunan 2 kişi yaralandı. İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar, sağlık ekipleri tarafından yapılan müdahalenin ardından Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu bildirilirken, kaza çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.
MUĞLA’nın Menteşe ilçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’ne (OGM) bağlı Orman ve Köy İlişkileri (ORKÖY) Daire Başkanlığı kredi destekleri kapsamında alınan 36 traktör ve 1 iş makinesi törenle orman köylülerine teslim edildi. Törende konuşan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, ” Arzumuz köylülerimizin yerinde kalması ve doğdukları yerde yaşamaya devam etmelerinin sağlanması’ dedi.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü, Orman ve Köy İlişkileri (ORKÖY) Daire Başkanlığı kredi destekleri kapsamında alınan 36 traktör ve 1 ekskavatörün teslimi için tören düzenledi. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Makine İkmal Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen anahtar teslim törenine; Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Muğla Valisi İdris Akbıyık, Muğla Orman Bölge Müdürü Mustafa Ülküdür, Muğla İl Müftüsü Rüstem Can, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda üretici katıldı.
‘ARZUMUZ KÖYLÜLERİMİZİN YERİNDE KALMASI’
Törende konuşan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Ormanlarımızın korunması geliştirilmesi ve sürdürülebilir bir şekilde işletilmesinin yanında, çok önemli görevlerimizden birisi de orman köylülerinin desteklenmesi. Ekonomik olarak kendilerine ek gelir imkanları sunacak fırsatlar vermenin yanında hayat şartlarının iyileştirilmesi, evlerinin mantolanması, kalorifer sistemi kurulması, güneş enerjisiyle onlara sürekli sıcak su ve enerji temin edilmesi gibi hayat şartlarını iyileştirecek faaliyetlerine de destek oluyoruz. Bu verdiğimiz desteklerde faiz tamamen kaldırıldı. Yüzde 20’si de hibe olarak kendilerine sunuluyor. Önceki bakanlarımızdan birinin ifadesiyle ‘Bunu, baba oğluna yapmaz’ derdi. Yüzde 20’si hibe, kalan kısmı da faizsiz olarak 4-5 yıl yıl faizsiz geri ödemeli krediler sunuyoruz. Ev hanımlarına verdiğimiz ‘mikro kredi’ diye ifade ettiğimiz bir kredi çeşidimiz var. Evin hanımı mutlu olursa, gelir elde ederse o ailenin saadeti olur. Arzumuz köylülerimizin yerinde kalması ve doğdukları yerde yaşamaya devam etmelerinin sağlanması” dedi.
Konuşmaların ardından protokol üyeleri tarafından orman köylülerine anahtar teslimi yapıldı. Tören, Muğla İl Müftüsü Rüstem Can tarafından edilen dua ile sona erdi.
Ordu‘da hobi olarak kurslara katılan üç kadın, usta öğretici olma başarısı gösterdi.
Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Ordu Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitimi Kursları (ORMEK) vatandaşlara istihdam imkanları sunuyor.
Kurslara katılan Necla Güler, Özlem Oskay ve Çağla Gündüz, Altınordu ilçesindeki ORMEK şubesinde el sanatları üzerine açılan çeşitli kurslara katıldı.
Kadın kursiyerler kurs saatini tamamlayarak ustalık belgesi için başvuruda bulundu.
Sınavlarda başarı göstererek usta öğretici olan üç kursiyer, ORMEK danışmanlığında çalışmalarını yürüterek Ordu Olgunlaşma Enstitüsünün açtığı sınavları da kazanarak göreve başladı.
Hayallerine kavuşan ve meslek sahibi olan kadınlar, el emeği ürünlerini daha fazla kişiye ulaştırabiliyor.
Güler, Oskay ve Gündüz, kendilerine bu imkanı sunan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler’e ve ORMEK’e teşekkür etti.