40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
21 Aralık 2025 Pazar
Haber: Mehmet OFLAZ
(ANKARA) – Kahramanmaraş‘ta 6 Şubat depremlerinde Saray Apartmanı’nın yıkılması nedeniyle açılan davada, sanıklara 2 yıl 11 ay ile 4 yıl 8 ay arasında değişen hapis cezaları verildi ve adli kontrol kararının devamına hükmedildi. “Geçmişleri, cezanın gelecekleri üzerindeki olası etkileri ile mahkemeye yansıyan olumsuz bir kişilikleri veya davranışlarının bulunmaması”, sanıkların lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezalarda indirim yapıldı.
6 Şubat depremlerinde, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan Saray Apartmanı’nın bir kısmının yıkılması sonucu, binanın zemin katındaki iş yerinde bulunan 2 kişi hayatını kaybetti.
Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Saray Apartmanı’yla ilgili iddianame, depremin üzerinden 1000 gün geçtikten sonra kabul edildi. Fenni mesul Memet Temur ile müteahhit Ali Kaya’nın ortakları Aligül Çiçek ve Ahmet Yıldız hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma”, müteahhit Ali Kaya hakkında ise “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçlarından dava açıldı.
Elbistan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Saray Apartmanı davasında 4 tutuksuz sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, depremde babasını ve abisini kaybeden Merve Sözbir, beyanında sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında; sanıklar Ahmet Yıldız, Ali Kaya ve Aligül Çiçek’in “söz konusu binanın müteahhitleri olduklarını ikrar ettiklerini, yıkılan binanın inşai faaliyetlerini finanse ettiklerini, malzeme kalitesi ve niteliğini belirleyerek yapım sürecinde aktif rol aldıklarını” ifade etti. Mütalaada, inşaatın statik projesini çizen ve fenni mesullüğünü yapan kişinin ise sanık Memet Temur olduğu belirtildi. Mütalaada, sanık Ali Kaya’nın yaklaşık 10 yıl boyunca ailesiyle birlikte aynı binada ikamet ettiği ve zemin kattaki bağımsız bölümde kıraathane işlettiği kaydedildi.
Yapı sahipleri Ahmet Yıldız ve Aligül Çiçek ile statik proje müellifi ve fenni mesul Memet Temur’un, “binanın yapım aşamasındaki sorumlulukları dikkate alındığında, öngörmeleri gereken neticeyi istememelerine rağmen yükümlülüklerine uygun davranmadıkları” vurgulandı. Yeterli ve nitelikli malzeme kullanılmaması, projelerin sağlamlık ve depreme dayanıklılık koşullarına uygun hazırlanmaması ve mimari projeye aykırı şekilde çatının beşik çatı olarak inşa edilmesi gibi kusurlu hareketler sonucu, depremin etkisiyle binanın yıkıldığı ve binada bulunan kişilerin hayatını kaybettiği ifade edildi.
Savcı, bu kapsamda sanıklar Memet Temur, Ahmet Yıldız ve Aligül Çiçek’in “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçunu işlediklerini, sanık Ali Kaya’nın ise yapıyı kendi ve ailesi için yaptırması ve binada ikamet etmesi hususları dikkate alındığında eyleminin “taksir” düzeyinde kaldığı kanaatine varıldığını kaydetti.
Müşteki avukatı, “Dosyada mevcut raporlarda belirtildiği üzere sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri sabittir. Sanıkların en üst hadden cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“Müvekkiller yapının inşasında en iyi malzemeleri kullanmışlardır”
Sanık avukatları ise dosyada mevcut bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yetersiz olduğunu savunarak, “Müvekkiller yapının inşasında en iyi malzemeleri kullanmışlardır. Müvekkillerin bu olayda kusuru bulunmamaktadır. Bu nedenle müvekkillerin öncelikle beraatine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanık fenni mesul Memet Temur’a “bilinçli taksir” suçundan 4 yıl 8 ay hapis cezası verdi; “sanığın geçmişi, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri ile mahkemeye yansıyan olumsuz bir kişiliği veya davranışının bulunmaması” lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek indirim yapıldı ve sanığın 3 yıl 10 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.
Sanıklara 2 ile 4 yıl arası hapis cezası
Mahkeme heyeti, sanık fenni mesul Memet Temur’a “bilinçli taksir” suçundan 4 yıl 8 ay hapis cezası verdi; “sanığın geçmişi, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri ile mahkemeye yansıyan olumsuz bir kişiliği veya davranışının bulunmaması” lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek indirim yapıldı ve sanığın 3 yıl 10 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.
Heyet ayrıca sanıklar müteahhit Ali Kaya, Aligül Çiçek ve Ahmet Yıldız’a aynı suçtan önce 3 yıl 6 ay hapis cezası verdi; ardından aynı gerekçelerle “iyi hal” indirimi uygulanarak cezaları 2 yıl 11 aya düşürüldü.

Borsa, uzun bir süredir net bir yön bulmakta zorlanıyor. Endeks haftalar boyunca yukarıyı zorluyor gibi görünse de belirli bir seviyenin üzerine yerleşemiyor. Günlük ve haftalık hareketler daha çok sınırlı dalgalanmalar şeklinde yaşanıyor. Yükseliş denemeleri çoğu zaman kalıcı olamıyor, geri çekilmeler ise sert değil ama yıpratıcı bir sürece işaret ediyor. Bu tablo, piyasada güçlü ve sürekli bir alıcı kitlesinin henüz oluşmadığını gösteriyor.
Para Girişi Olmadan Kalıcı Yükseliş Zor
Borsadaki en temel sorunlardan biri, sisteme giren yeni paranın sınırlı olması. Mevcut yükseliş denemeleri büyük ölçüde piyasanın kendi iç dinamikleriyle oluşuyor. Kısa vadeli işlemlerle yapılan alımlar endeksi geçici olarak yukarı taşısa da, bu pozisyonlar hızla kapatıldığında endeks tekrar aynı seviyelere geri dönüyor. Kalıcı bir yükseliş için sadece işlem hacmi değil, aynı zamanda piyasaya güvenen ve uzun vadeli bakabilen yeni yatırımcıların da devreye girmesi gerekiyor. Bu gerçekleşmeden endekste güçlü ve sürdürülebilir bir trend oluşturmak zor görünüyor.
Gelişmekte Olan Piyasalar Neden Geri Planda?
Küresel ölçekte bakıldığında, geçmiş yıllarda gelişmekte olan piyasalar daha hızlı büyüme potansiyeli sunduğu için yatırımcıların radarındaydı. Ancak son dönemde tablo değişti. Dünya genelinde fon yöneticileri, özellikle kendi ülkelerinde ya da daha az riskli gördükleri piyasalarda yeterli kazanç fırsatı bulabiliyor. Bu durum, gelişmekte olan piyasalara ayrılan payın artmamasına neden oluyor. Türkiye gibi ülkeler hâlâ bu grupların içinde yer alsa da, fon büyüklükleri artmadığı için piyasaya yansıyan somut bir katkı görülmüyor.
Kur, Enflasyon ve Değerleme Çıkmazı
Son bir yılda küresel ölçekte dolar zayıflarken birçok ülkenin para birimi değer kazanmasına rağmen, bazı ülkeler bu süreçten olumsuz ayrıştı. Bu ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Normal şartlarda, parası değer kaybeden ülkelerin varlık fiyatlarının yabancı yatırımcılar için daha cazip hale gelmesi beklenir. Ancak bu kez farklı bir tablo var. Kurda değer kaybı yaşanırken borsa tarafında belirgin bir ucuzlama oluşmadı. Bu da yatırımcıların kafasında “ucuz ama riskli mi, yoksa pahalı ama belirsiz mi?” sorusunu gündeme getiriyor.
Şirket Karlılıkları ve Enflasyon Muhasebesi Etkisi
Piyasayı baskılayan bir diğer önemli unsur şirketlerin finansal performansı. Son iki yılda birçok şirket karlılık anlamında zor bir dönem geçirdi. Enflasyon muhasebesi uygulaması, bilançolar üzerinde karmaşık bir etki yaratıyor. Borçlu şirketler için bazı düzeltmeler olumlu görünse de, güçlü nakit üreten şirketlerde kâr rakamları olduğundan daha zayıf algılanabiliyor. Sonuçta yatırımcı, bilanço okurken net bir iyileşme göremediği için pozisyon taşımakta isteksiz davranıyor. Kâr artışı görülmeyen bir ortamda değerlemeler de doğal olarak baskı altında kalıyor.
Faiz Politikası ve Temalar Arasındaki Denge
Asgari ücret artışıyla birlikte talebin canlanması, enflasyon üzerinde baskı yaratırsa faiz indirimlerinin hızı yavaşlayabilir. Bu da bankacılık ve gayrimenkul gibi faiz hassasiyeti yüksek sektörler üzerinde kısa vadeli baskı oluşturabilir. Ancak genel beklenti, bu etkilerin sınırlı kalacağı ve ana yatırım temalarının büyük ölçüde korunacağı yönünde. Yatırımcılar, bu noktada veriye dayalı ve seçici bir yaklaşım benimsemeye devam ediyor.
Uluslararası Karşılaştırma ve Değerleme Farkı
Gelişmekte olan piyasalar yıl başından bu yana dolar bazında güçlü getiriler sağlarken, Türkiye piyasası bu performansın gerisinde kaldı. Bu durum, değerleme açısından bir dezavantaj gibi görünse de aynı zamanda potansiyel bir fırsat alanı yaratıyor. Ekonomide atılan adımlar ve şirket bilançolarındaki iyileşme, bu farkın zamanla azalabileceğine işaret ediyor. Özellikle küresel koşulların daha destekleyici hale gelmesi durumunda, aradaki makasın bir miktar kapanması beklenebilir.
2026 İçin Beklentiler ve Sabır Mesajı
Önümüzdeki döneme bakıldığında, 2026’nın 2025’ten daha farklı bir tablo sunması bekleniyor. Enflasyonun kademeli olarak gerilemesi ve faizlerin zamanla düşmesi, piyasa açısından daha olumlu bir zemin oluşturabilir. Bu koşullar, şirket karlılıklarında toparlanmayı ve buna bağlı olarak fiyatlamalarda iyileşmeyi beraberinde getirebilir. Ancak bu sürecin kısa sürede gerçekleşmesi beklenmiyor. Özellikle geçmişte yüksek seviyelerden pozisyon almış yatırımcılar için eski zararların telafi edilmesi kolay olmayacak.
Borsa Matematiği ve Gerçekçi Beklentiler
Endeks belirli seviyelere yükselse bile, herkesin aynı anda kazançlı hale gelmesi mümkün değil. Çünkü geçmişte çok farklı fiyatlardan alınmış hisseler bulunuyor. Bu nedenle yatırımcıların, endeksin nereye gittiğinden ziyade kendi portföylerini gözden geçirmeleri önem kazanıyor. Daha sağlıklı bilançoya sahip, endeksle birlikte hareket edebilen şirketlere yönelmek, önümüzdeki dönemde daha rasyonel bir yaklaşım olabilir.
Yıl Sonuna Girerken Genel Hava
Yılın son günlerine yaklaşılırken piyasalarda doğal bir yavaşlama yaşanıyor. Küresel tatil dönemleri ve düşük işlem hacimleri, hareket alanını daraltıyor. Bu nedenle kısa vadede büyük sürprizler beklemek gerçekçi olmayabili

Wall Street’in deneyimli fon yöneticilerinden Louis Navellier’e göre 2026 yılı ABD ekonomisi için güçlü bir büyüme yılı olacak. Navellier, ticaret politikaları, Fed’in faiz indirimleri ve yapay zekâ yatırımlarının etkisiyle ABD’de büyümenin %5’in üzerine çıkabileceğini savunuyor.
40 yıllık tecrübeden iddialı öngörü
1980’lerden bu yana piyasalarda aktif olan ve yaklaşık 1 milyar dolarlık varlığı yöneten Louis Navellier, bugüne kadar tasarruf ve kredi krizinden dot-com balonuna, küresel finans krizinden pandemi dönemine kadar birçok ekonomik döngüyü yönetti.
Navellier, 2025 yılında Donald Trump’ın gümrük tarifeleri nedeniyle oluşan belirsizliklere rağmen hisse senetlerine yönelik iyimser duruşunu korumuş ve bu pozisyonunun doğru çıktığını savunuyor.
“Stagflasyon” korkuları geride mi kaldı?
2025’in ilk aylarında gündeme gelen yüksek gümrük tarifeleri, piyasalarda stagflasyon ve hatta resesyon endişelerini artırmıştı. ABD ekonomisi ilk çeyrekte %0,6 daralırken, enflasyon yaz ayları boyunca yükselmiş, işsizlikte de artış görülmüştü.
Ancak Navellier, piyasaların bu geçici baskılara takılmak yerine, yapay zekâ yatırımları, maliyet düşüşleri ve büyümenin yeniden hızlanmasına odaklanacağını öngördü. Ona göre şirket kârları bu dönemde belirleyici unsur oldu.
2026 için %5 büyüme tahmini
Navellier bu hafta yaptığı değerlendirmede, 2026 yılı için oldukça iddialı bir öngörü paylaştı:
Bu tahmini destekleyen üç ana faktöre dikkat çekiyor:
Üretimin ülke içine kaydırılması (onshoring)
Dış ticaret açığının daralması
Fed’in faiz indirimlerine devam etmesi
Vergi teşvikleri ve üretim yatırımları öne çıkıyor
Trump yönetiminin yürürlüğe koyduğu One Big Beautiful Bill Act, şirketlere yönelik güçlü yatırım teşvikleri içeriyor. Özellikle %100 bonus amortisman uygulaması, şirketlerin makine, ekipman ve yazılım yatırımlarını hızlandırmasını sağlıyor.
Bu teşviklerin etkisiyle ABD’de üretim kapasitesinin 2026’da belirgin biçimde artması bekleniyor. Hazine Bakanlığı da trilyonlarca dolarlık yatırımın şimdiden sahaya indiğini vurguluyor.
Ticaret açığındaki gerileme büyümeyi destekliyor
2025’in ilk çeyreğinde şirketlerin tarifeler öncesi ithalata yönelmesi, büyümeyi aşağı çekmişti. Ancak son aylarda tablo tersine dönmeye başladı.
Eylül ayında ABD’nin dış ticaret açığı 52,8 milyar dolara gerileyerek 2020’den bu yana en düşük seviyelerden birine indi. Navellier’e göre bu eğilim, 2026’da büyümeye önemli katkı sağlayacak.
Fed faktörü: Daha fazla faiz indirimi mümkün
Navellier, Fed’in 2026 yılında da faiz indirimlerine devam etmesini bekliyor. Mevcut Fed Başkanı’nın görev süresinin Mayıs 2026’da sona ermesiyle, daha güvercin bir başkanın göreve gelmesi ihtimali de piyasalar tarafından fiyatlanıyor.
Faizlerin düşmesi, hem hanehalkı harcamalarını hem de şirket kârlılığını destekleyerek hisse senetleri için olumlu bir zemin oluşturuyor.
Yapay zekâ yatırımları büyümenin lokomotifi
ABD ekonomisindeki güçlü seyrin arkasında yapay zekâ yatırımları önemli bir rol oynuyor. 2025’in ilk yarısında yapay zekâ harcamalarının GSYH’nin yaklaşık %1,1’ine ulaştığı tahmin ediliyor.
2026 için beklentiler daha da güçlü:
Büyük teknoloji şirketlerinin yapay zekâ yatırımlarının 500 milyar doların üzerine çıkması
Veri merkezlerine yönelik harcamaların hızla artması
Navellier, bu yatırım dalgasını internetin ilk yıllarındaki büyüme sürecine benzetiyor.
Enflasyon endişeleri abartılıyor mu?
Tarifelerin enflasyonu yeniden yükselteceği yönündeki endişelere rağmen, son TÜFE verileri bu kaygıları zayıflatıyor. Kasım ayında yıllık enflasyon %2,7’ye geriledi.
Bazı kalemlerde veri eksikliği olsa da, ekonomistlere göre özellikle kira ve barınma kalemleri geçmiş dönemde enflasyonu olduğundan yüksek göstermiş olabilir. Bu durum, Fed’in faiz indirimleri için alanını genişletiyor.
Sonuç: 2026 için iyimser tablo
Navellier’e göre 2026’da büyümenin ilk etapta üretim yatırımları ve veri merkezleriyle sınırlı kalması, ancak faizlerin düşmesiyle otomotiv ve konut gibi sektörlere yayılması bekleniyor.
“Mevcut tablo, 2026’da güçlü bir büyüme senaryosunu destekliyor” diyen Navellier, %5’lik büyüme tahmininin arkasında duruyor.
Kaynak: TheStreet, çeşitli Wall Street analizleri
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz?
Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir.
Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

TED Ankara Koleji Özel Ortaokulunda eğitim gören 6’ncı sınıf öğrencisi Eren Yıldız ile 7’nci sınıf öğrencisi İnanç Yağız Şenay, Uluslararası Kodlama Olimpiyatları’nda yapay zeka kategorisinde dünya genelinde ilk 10’un içinde yer aldı.
TED Ankara Koleji Özel Ortaokulu öğrencileri, Uluslararası Kodlama Olimpiyatları’nda ‘AI Prompt Lab’ kategorisinde büyük başarıya imza attılar. Çevrim içi olarak 15 Kasım tarihinde gerçekleştirilen yarışmada; kendilerine verilen süre içerisinde doğru, açık ve etkili İngilizce yapay zeka istemleri (prompt) oluşturarak, yapay zeka teknolojisini başarıyla uygulayan öğrenciler dünya çapında önemli dereceler elde ettiler.
TED Ankara Koleji öğrencileri aynı yarışma kapsamında iki altın, üç gümüş ve bir bronz madalya sertifikası kazandı. Pırıl Mörel ve Arda Dolay altın madalya, Ece Şen, Defne Gül ve Erenalp Çetintürk gümüş madalya, Çağan Serdar ise bronz madalya almaya hak kazandı.

AKKUYU Nükleer A.Ş., her yıl geleneksel olarak düzenlenen Açık Kapı Günü etkinliğine hazırlanıyor. Çevrimiçi olarak düzenlenecek etkinliği izleyecek olanlar, Rosatom tarafından inşa edilen, Akkuyu NGS’yi ziyaret edebilecek.
Açık Kapı Günü’nde Rusya’daki teknik üniversitelerde uzmanlık eğitimi alan ve işletmedeki nükleer santrallerde stajlarını tamamlayan Türk mühendisler yer alacak. Genç Türk mühendisler, izleyicilere birinci güç ünitesinin ana unsurları hakkında bilgi verecek.
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Teknik Direktörü Andrei Zhukov da etkinlik kapsamında Akkuyu NGS projesinde gelinen noktayı aktaracak. İzleyiciler, Akkuyu NGS’nin Türk mühendisleri eşliğinde nükleer santralin kalbi olan reaktör binası merkez salonuna, uzmanların ünitenin tüm sistemlerini yönettiği 1’inci ünite kontrol odasına, ısı enerjisinin elektriğe dönüştüğü türbin binasına ve elektriğin Türkiye’nin enerji sistemine aktarılacağı ana şalt binasına konuk olacak. Mühendisler, Akkuyu NGS’nin güvenlik sistemleri, otomasyon kontrol sistemleri ve enerjinin reaktör tesisinden şalt sahasına kadar olan yolculuğu hakkında bilgi verecek.
Açık Kapı Günü 2025 çevrimiçi turu, 24 Aralık’ta saat 12: 00’de Akkuyu Nükleer A.Ş. içeriklerinin yayınlandığı YouTube kanalında Türkçe, Rusça ve İngilizce dillerinde izlenebilecek.