40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
19 Aralık 2025 Cuma
Kenya, Fransız askeri personele diplomatik ayrıcalıklar ve dokunulmazlıklar tanıyacak olan Fransa ile savunma işbirliği anlaşmasının önerisini kamuoyu görüşüne açtı.
Kenya Ulusal Meclisi, anlaşmanın değerlendirilmeye başladığını ve Savunma Bakanlığı Komitesine sevk edildiğini, bunun için milletvekillerinin anlaşmayı oylamasından önce anayasal zorunluluğu olan kamu katılım sürecinin başlatıldığını açıkladı.
Ulusal Meclisten yapılan açıklamaya göre, önerilen anlaşma, her iki ülkeden gelen askeri kuvvetlerin resmi görevlerini yerine getirirken; varlıkları, faaliyetleri ve korunmalarına ilişkin yasal çerçeveyi belirliyor.
Anlaşma kapsamında, Kenya ve Fransa, ülkelerine gelen askeri kuvvetlere “belirli ayrıcalıklar, dokunulmazlıklar ve lojistik yardım sağlamanın yanı sıra savunma işbirliği faaliyetlerini kendi yasalarına, egemenliklerine ve toprak bütünlüklerine uygun olarak yürütmelerini sağlamak”la yükümlü olacak.
Savunma ve güvenlik alanlarında ikili işbirliğini artırmayı amaçlayan anlaşma, askeri eğitim, kapasite geliştirme, bilgi paylaşımı ve ortak tatbikatlar gibi alanlarda da işbirliğinin genişletilmesini hedefliyor.
(TBMM) – Yeni Yol Partisi’nin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi milletvekilleri, “Umut ediyoruz ki ocak ayı içerisinde yasal düzenlemeler Genel Kurul’dan geçerek Türkiye‘de ve bölgemizde bir daha terörden bahsedilmeyecek. Kalıcı barışın tesis edildiği, kardeşlik ikliminin kurulduğu günleri hep birlikte yaşama umudunu taşıyoruz. Bu manada bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de biz grup olarak destek vermeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda temsil edilen siyasi partilerin grup koordinatörleriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Yeni Yol grubunun komisyon üyeleri Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Bülent Kaya ile DEVA Partisi Mersin Mehmet Emin Ekmen ve Gelecek Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, toplantı öncesi açıklama yaptı.
“Örgütün fiili varlığına son vermeye imkan verecek yasal adımları da atmamız gerektiğini düşündük”
Komisyon kurulmadan önce, sürecin sivil bir inisiyatif niteliği kazanabilmesi amacıyla TBMM gündemine taşınması gerektiğini ifade ettiklerini hatırlatan Bülent Kaya, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu taleplerimiz doğrultusunda Meclis komisyonunun kurulmuş olmasını önemli bir aşama ve eşik olarak görmüştük. Komisyonda da gerçekten son derece faydalı toplantılar ve dinlemeler yapıldı. Bu dinlemeler ışığında bundan sonraki süreç her siyasi partinin grubu olsun olmasın TBMM Başkanlığı’na hem bu sürece dair yaklaşımlarını hem de komisyonun yetki ve görev sahası itibarıyla Türkiye‘nin demokratikleşmeye ihtiyacı ile ilgili perspektifini sunmasıyla ilgili raporlarını sunma aşamasına geçtik. Biz de Yeni Yol grubu olarak bugün kendi raporumuzu Sayın Meclis Başkanımıza arz etmiş olacağız. Bundan sonra bu raporların tamamlanmasından itibaren Sayın Meclis Başkanımızın komisyonun ortaklaşabileceği bir rapor hazırlığı ile ilgili çalışma olacak. Biz de bu çalışmalara hem raporumuz hem de o aşamadaki istişarelerde gerekli katkıyı vermeye devam edeceğiz.
Raporumuzda böyle bir sürecin önemini Türkiye‘nin uzun yıllardır devam eden 40 yıla aşkın bir süredir devam eden bu olayların güvenlik politikalarının yanında mutlaka başka enstrümanlarla da devreye alınarak Türkiye‘nin artık bu çatışma, şiddet ve terör ortamından kurtulması gerektiğine dair kanaatlerimizi ortaya koyduk. Böyle bir süreçle yüz yüze dolayısıyla bunu tarihin rafları arasında alabileceğimiz yepyeni bir sayfa açabileceğimiz bir süreci elbette baştan itibaren desteklediğimizi ifade ettik. Bu ihtiyacı ortada ortaya koyduktan sonra raporumuzda bu sürecin yani örgütün silahlı fiili varlığına son verme ile ilgili iradesini, kararını ve bunu da hayata geçirebilmesi ile ilişkin sahada attığı adımları daha da hızlı alınabilecek. Bu fiili varlığına son vermeye imkan verecek yasal adımları da atmamız gerektiğini düşündük ve buna dair bir perspektif ortaya koyduk. Bir diğer ana başlığımız da şuydu: Biz Türkiye‘de çatışma, şiddet ve terörden bağımsız bir şekilde 86 milyon vatandaşımızın ihtiyaç hissettiği ve belki de bugüne kadar güvenlikçi politikalar sebebiyle ötelenen temel hak ve hürriyetleri, özgürlükçü politikaların da ne olması gerektiğini ortaya koyduk.
Dileriz ki, her zamandan daha çok sonuca ulaştığımız bugünlerde Türkiye bu çatışma ve şiddet ortamından tamamen çıkmış olur. Ama her ne sebeple olursa olsun çatışma ve şiddet sona ermese dahi Türkiye’nin ve bizim Yeni Yol grubu olarak 1’nci gündem maddemiz Türkiye’nin demokratikleşmesidir, temel hak ve hürriyetleridir. Bunu da sonuna kadar bu süreçlerden bağımsız olarak bu süreçlere rehin edilmeden Türkiye’nin hak ettiği bu özgürlük, özgürleşme taleplerini mutlaka her platformda dile getirmeye devam edeceğiz.”
“Komisyon çalışmalarının neredeyse sonuna gelindi”
Mehmet Emin Ekmen ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Başkan raporumuza dair genel çerçeveyi paylaştı. Biz de ele geçirilmiş olan bu fırsatın heba edilmeden, zayi edilmeden ve zehirlenmeden bir an önce sona erdirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Önerilerimizi sizinle de arkadaşlarımız paylaştılar. Zaman yönetiminde zaman zaman gecikme olduğuna dair bir kanaat var. Ortak raporun bir an önce yayınlanarak yasama faaliyetlerine de geçmemiz gerektiğini ifade ediyoruz. Tek cümle ile söylemek gerekirse Sayın Başkanımızın da ifadesiyle bu sürece rehnetmeden temel haklar, özgürlükler, adalet, demokrasi alanında hukuk devleti alanında atılması gereken adımların da gecikmeden atılması gerektiğini özel olarak vurguladık.”
Mustafa Bilici ise şunları söyledi:
“Devlet örgütle geçmişte yaklaşık 13 kez görüşme yapmıştır. Bu çatışma ortamının sona ermesi, kalıcı barışın tesis edilmesi için yapılan bu görüşmeler maalesef sekteye uğramıştır. Ama bu kez Meclis’te grubu bulunan bulunmayan birçok parti tarafından komisyonda bir uzlaşı içerisinde bugüne kadar çalışma yapıldı ve komisyon çalışmalarının neredeyse sonuna gelindi. Umut ediyoruz ki ocak ayı içerisinde yasal düzenlemeler Genel Kurul’dan geçerek artık Türkiye’de ve bölgemizde bir daha terörden bahsedilmeyecek. Kalıcı barışın tesis edildiği, kardeşlik ikliminin kurulduğu günleri hep birlikte yaşama umudunu taşıyoruz. Bu manada bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de biz grup olarak destek vermeye devam edeceğiz.”
“Toplumsal rızayı üretecek daha geniş bir perspektifin ortaya konulması gerektiğini de raporumuzda belirttik”
Bir gazetecinin “Yasal düzenlemelerden söz ettiniz. Mesela ne tür yasal düzenlemeler yer alıyor? Raporda terörle mücadele kanunu ve ceza infaz kanununda bir değişiklik olacak mı? Olursa nasıl olacak” sorusuna Kaya, “Evet, raporun içeriğinde de bu konuya değindik. Elbette iki husus konuşulmaktadır. Mevcut kanunlar çerçevesinde yapılacak bir düzenlemeyle bu sürecin yönetilip yönetilemeyeceği değerlendirilmektedir. Biz, her iki seçeneğe de olumlu baktığımızı ve asıl önemli olanın sonuç alınması olduğunu ifade ettik. Ancak özel bir yasanın gündeme gelmesi halinde, toplumun farklı kesimlerinin çeşitli sorunları ve adalet talepleri bulunduğu bilinmektedir. Bu nedenle, toplumsal rızayı üretecek daha geniş bir perspektifin ortaya konulması gerektiğini de raporumuzda belirttik” yanıtını verdi.
Nijerya‘nın Plateau eyaletinde madencilere düzenlenen silahlı saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Berom Gençlik Derneği Başkanı Solomon Dalyop, yerel gazeteye yaptığı açıklamada, dün eyaletin Fan bölgesindeki maden alanında çalışan genç madencilerin silahlı kişilerin saldırısına uğradığını belirtti.
Saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Dalyop, 3 kişinin de kaçırıldığını ifade etti.
Dalyop, saldırganların, herhangi bir provokasyon olmaksızın madencilere saldırdığını söyledi.
Öte yandan, Nijerya’daki işçi sendikaları, ülkede artan güvenlik sorunlarına karşı önlem alınması talebiyle protesto düzenledi.
Nijerya, uzun zamandır ülkenin farklı bölgelerinde silahlı çetelerin yanı sıra terör örgütleri Boko Haram ve DEAŞ’ın Batı Afrika kolu ISWAP’ın saldırılarına maruz kalıyor.
KAYSERİ’de husumetli oldukları A.S. tarafından tabancayla vurulan Ethem Tatlı öldü, oğlu M.T. ve yeğeni V.T. yaralandı.
Olay, saat 15.30 sıralarında Organize Sanayi Bölgesi 22’nci Cadde’de boş bir arazide meydana geldi. Ethem Tatlı, oğlu M.T. ve yeğeni V.T. ile aralarında husumet bulunan A.S. arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışma silahlı kavgaya dönüştü. Kavgada Ethem Tatlı, oğlu ve yeğeni, A.S. tarafından tabancayla vuruldu. Ethem Tatlı hayatını kaybederken, oğlu ve yeğeni ise yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar ilk müdahalelerinin ardından hastaneye kaldırıldı. Ethem Tatlı’nın cenazesi ise yapılan incelemenin ardından Kayseri Devlet Hastanesi morguna götürüldü.
Polis, kaçan şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışma başlattı.
Haber-Kamera: Furkan KAVUKLU/KAYSERİ,
‘KARDEŞLERİNİN KANININ YERDE KALMAMASI İÇİN MÜCADELE EDİYORLAR’
Yalova‘da 6’ncı kattaki evinin penceresinden düşüp ölen şarkıcı Güllü‘nün çocukları Tuğyan Ülkem Gülter ile Tuğberk Yağız Gülter hakkında suç duyurusunda bulunan sanatçının kardeşleri Kader Tut ile Raşit Günyer’in avukatı Sevilay Demirsu, ‘mirastan pay istedikleri’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Avukat Sevilay Demirsu, “Bir süredir basında, müvekkillerim Kader Tut ve Raşit Günyer ile ilgili olarak ısrarla birtakım ithamlarda bulunulmaktadır. Ancak belirtmek isteriz ki; Raşit Günyer ve Kader, yalnızca kardeşlerinin kanının yerde kalmaması için, olabildiğince mücadele etme kararlılığındadır. Kendilerinin herhangi bir miras ya da parasal beklentileri bulunmamaktadır. Aksine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bu konuda başvuruda bulunmuşlardır. Tuğyan Ülkem Gülter’in kızı A.K.’nin devlet tarafından denetim altına alınmasını, çocuğun korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınmasını ve kendisine kalacak tüm maddi mal varlığının, çocuk reşit olana kadar devlet koruması altına alınmasını talep etmişlerdir. Birleşen dosyada müşteki sıfatını almaları nedeniyle, birkaç gün içerisinde Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek ifadelerini vereceklerdir” diye konuştu.
‘POLİÇE İHBARI SİGORTACI TARAFINDAN İLETİLDİ’
Güllü‘nün hayat sigortası poliçeleriyle ilgili de açıklamada bulunan Demirsu, şöyle konuştu:
“Bu poliçeye ilişkin çalışma tamamen bizim çalışmamızdır. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu konuda maddi bir hata yapılmış, rahmetli Gül Tut tarafından yaptırılmış bir poliçe gibi sorulduğu için, poliçelerin bulunmadığı yönünde cevap verilmiştir. Bu nedenle gerekli bilgilendirmeyi içeren bir dilekçe hazırladık. Poliçeyi yaptıranlar da dahil olmak üzere, bize ulaşan tüm ihbarları savcılığa bildirdik ve bu konuda yeniden müzekkere yazılmasını talep ettik. Savcılık makamı henüz talebimiz hakkında kabul ya da ret yönünde bir cevap vermemiştir. Ancak dosyanın ciddiyeti dikkate alındığında bu hususla ilgileneceğini düşünüyoruz. Süreci yakından takip edeceğiz. Eğer savcılık bu talebimize cevap vermezse, müvekkillerim adına Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na ayrı bir şikayet başvurusunda bulunacağız. Zira bu ihbar, bir sigortacı tarafından tarafımıza iletilmiştir. Bu sigortacının doğru söylemiş olması ihtimalinde, söz konusu durum ölüm sebebine etki eden unsurlardan biri olabilir. Yalan söylemiş olması ihtimalinde ise iftira söz konusu olacağından, hakkında ayrıca araştırma yapılması gerekecektir.”
‘BİRDEN FAZLA KİŞİNİN İTMESİ KONUSUNDA KESİN BULGULAR VAR’
Güllü
“Bugünün en önemli konularından biri ise Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’na bugün itibarıyla sunduğumuz bilimsel mütalaadır. Gül Tut’un ölüm sebebiyle ilgili olarak, daha önce müşteki konumunda olan ve şu anda şüpheli sıfatı bulunan taraf vekilleri tarafından bir bilimsel mütalaa sunulmuş ve olayın kaza olabileceğine dair bir değerlendirme yapılmıştı. Savcılık tarafından aldırılan raporda ise bu ölümün bir ivme, itme ya da atma sonucu meydana gelmiş olabileceği ifade edilmiştir. Bizim aldırdığımız bilimsel mütalaa, savcılık tarafından Ankara’da yaptırılan raporu doğrular niteliktedir. Bu mütalaada, rahmetli Gül Tut’un bir ivme ya da itme ile hatta birden fazla kişinin itmesi ve ivmesi sonucunda hayatını kaybetmiş olabileceğine dair kesin nitelikte bulgular yer almaktadır. Sunulan mütalaa 40 sayfadan oluşmaktadır. Bir örneği bizde bulunmaktadır ve UYAP üzerinden dosyaya yüklenmiştir. Bu hususu kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Araştırmalarımız ve çalışmalarımız devam etmektedir. Gelişmeleri kamuoyunun bilgisine sunmaya devam edeceğiz.”
‘TUĞBERK’İN BU OLAYIN İÇİNDE YER ALDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ’
Şarkıcı Güllü‘nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter’in de şüpheli olduğunu söyleyen Avukat Sevilay Demirsu, “Dün alınan ifade Tuğberk için müşteki sıfatıyla alınan bir ifadeydi. Ancak bu soruşturma kapsamında son derece deneyimli savcıların görev yaptığını biliyoruz. Daha önce de bazı kişilerden müşteki sıfatıyla ifadeler alınmış, ardından elde edilen diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sanık ve şüpheli sıfatına geçildiği görülmüştür. Ceza soruşturmalarında sıfatlar geçişkendir ve delillere göre değişir. Biz, Tuğberk’in bu olayın içinde bir şekilde yer aldığını düşünüyoruz. Bu yönde elimizde bazı deliller bulunmaktadır ve bunları savcılık makamına sunmaya devam ediyoruz. Söz konusu deliller savcılık tarafından incelenecek, doğrulanması halinde Tuğberk’in dosyadaki hukuki konumu değişecektir. Doğrulanmaması halinde ise mevcut konumunu koruyacaktır. Dün alınan ifade sırasında yöneltilen bazı sorular, bizim daha önce defalarca sorduğumuz sorulardır. Bu sorular, yalnızca bir müştekiye yöneltilecek sorular olmanın ötesinde, ek araştırma gerektiren ve kişinin şüpheli olabileceğine dair savcılık makamında bir kanaat oluşmuş olabileceğini göstermektedir. Bu hususlarla ilgili olarak da ayrıca çalışmalar yapılacaktır. Süreç henüz yeni başlamıştır” ifadelerini kullandı.
‘BU ÖLÜMDEN KİM FAYDA SAĞLIYOR?’
Sevilay Demirsu, Gül Tut’un hesabından para çekilip çekilmediği ve Bireysel Emeklilik Sistemi bilgileri hakkında ise şunları söyledi:
“Burada söz konusu olan, Güllü Hanım’ın banka hesabı değil, Bireysel Emeklilik Sigortasıdır. Tarafımıza gelen ihbara göre, söz konusu poliçenin içeriğindeki paraya, rahmetlinin vefatından 4 gün sonra, 1 Ekim tarihinde başvuruda bulunulmuş ve bu paranın çekildiği iddia edilmiştir. Bu paranın yasal mirasçılar tarafından alınmış olması ihtimal dahilindedir. Bunun netleştirilebilmesi için ilgili hesap hareketlerinin incelenmesi gerekmektedir. Biz de poliçenin içeriğine ilişkin tarafımıza iletilen bilgilerin araştırılması talebiyle konuyu zaten savcılık makamına sunduk. Şu aşamada elimizde net bir rakam bilgisi bulunmamaktadır. Ancak şunu ifade edebilirim, poliçe ilk yapıldığında, 2009 yılı itibarıyla aylık prim tutarının, dönemin asgari ücretinin yaklaşık iki katı olduğu anlaşılmaktadır. O dönem asgari ücret yaklaşık 920 lira civarındaydı. Buna göre poliçe yaklaşık aylık yaklaşık 2 bin lira primle başlatılmıştır. Güllü Hanım’ın zaman zaman toplu ödemeler yaptığı ve primleri düzenli olarak ödediği de ifade edilmektedir. Bu nedenle poliçe kapsamında hatırı sayılır bir birikim oluşmuş olabileceğini düşünüyoruz. Elbette bu olayın tek sebebinin maddi çıkar olduğu iddiasında değiliz. Ancak bir cinayet soruşturmasında ilk sorulması gereken sorulardan biri, bu ölümden kimin fayda sağladığıdır. Bizim elimizdeki poliçelere ilişkin bilgilerin doğrulanması halinde, bu ölümden kimin fayda sağladığı hususu da netlik kazanacaktır.”
‘YASAL MİRASÇILARI TUĞYAN VE TUĞBERK’TİR’
Şarkıcı Güllü’nün yasal mirasçılarının çocukları olduğuna dikkat çeken Demirsu, “Yasal mirasçı Tuğyan ve Tuğberk’tir. Sigorta şirketinden, poliçe kapsamındaki paranın çekilmesine ilişkin hareketler getirtilirse, paranın ne kadar olduğu ve kime ödendiği teyit edilebilir hale gelecektir. Kişilerin bilgisi dışında kendilerine bireysel emeklilik yaptırılamaz, mutlaka kişinin imzası gereklidir. Ancak kişilerin bilgisi dışında kendilerine hayat sigortası yaptırılması mümkündür. Mevzuatımız bu şekildedir” dedi.
Haber-Kamera: Memet Can YEŞİLBAŞ Bursa,