42,8230$% 0
50,5117€% 0.12
57,8617£% 0.15
6.116,16%0,12
4.443,08%0,11
11.311,06%-0,27
02:00
23 Aralık 2025 Salı

ZONGULDAK’ta Hikmet Aytaş (78), 60 yıl önce ağabeyleriyle birlikte başladığı saatçiliği tek başına 5 metrekarelik dükkanında sürdürüyor. Yaklaşık 40 senedir aynı iş hanında 25 senedir de aynı dükkanda çalışıp 3 çocuğunun üniversite eğitimlerini de mesleğiyle karşıladığını söyleyen Aytaş, “Öğrendikten sonra zevkli ama stresli meslek” dedi.
Kentte 60 yıl önce Hikmet Aytaş, ağabeyleri ile birlikte saatçilik yapmaya başladı. Zaman içerisinde dayısı ve yeğenleri de bu mesleğe başladı. Yaklaşık 40 yıldır aynı iş hanında saat tamirciliği yapan Aytaş’ın ağabeyleri, dayısı ve yeğenleri hayatını kaybetti. Kentte az sayıda kalan saat tamircisinden biri olan Hikmet Aytaş, ailesinden de mesleği devam ettiren tek kişi olarak 25 yıldır 5 metrekarelik aynı dükkanında, saatleri tamir etmeyi sürdürüyor.
ZEVKLİ AMA STRESLİ BİR MESLEK
İlerleyen yaşına rağmen her gün dükkana gelerek tezgahına oturduğunu ve saat tamiri yaptığını anlatan Aytaş, “17-18 yaşlarında başladım, yaş 78. Abilerimin yanında öğrendim. İki ağabeyim Zonguldak’ta saatçiydi, onlar vefat etti. Biz bu işi devam ettiriyoruz böyle. 60 sene oldu. Öğrendikten sonra zevkli ama stresli meslek. Bir ölüyü canlandırmak gibi. Bozuk saati tamir etmek onun gibi bir şey, zevkli. Gelen çok, mümkün mertebe hallediyoruz vatandaşın işini. Sanatkara değer verilmezse meslek yavaş yavaş biter ama arz talep meselesi. Zamanla yine birileri öğrenecek bu işi. Çünkü tamirci olmayınca millet ne yapsın, saatini atsın mı? Yapılması lazım. Değerli saati varsa bozuk saati atsın mı? Arz talep meselesi, illa birileri öğrenecek yapacak bu işi. Bana bir tezgah yetiyor. Tezgaha oturdum mu bana yetiyor. Öğrenmek isteyen iyi bir ustanın yanında ekmek yer bu meslekten çünkü iyi bir meslek. Herkes yapamıyor, yaptıktan sonra fazla yapan olmuyor, kazanç fazla oluyor. Kendim çalışıyorum, yaş var ama gittiği yere kadar gidecek” diye konuştu.
‘GENÇLER BİR MESLEK ÖĞRENSİNLER’
Ailesinin geçiminden çocuklarının üniversite eğitimine kadar masrafları mesleği ile çıkardığını anlatan Hikmet Aytaş, “Ben çocuklarımı büyüttüm, okuttum, üniversiteye gönderdim; şu mesleğimle beraber yaptım. Şimdi hepsi iyi bir yerdeler. Bana gelen çoğu müşteri, ‘Allah seni başımızdan eksik etmesin’ diyor. Bunu bana söyleyen çok var. Müşterinin memnun olduğunu anlıyorum, çünkü usta yok. Nereye gitsin, İstanbul’a, Ankara’ya mı gitsin tamir ettirsin? Gençler bir meslek öğrensinler. İlla saatçilik değil, araba tamirciliği olsun, kuaför olsun, devam ettirsinler. İnsanlar bozuk saatlerini yaptırmaya çalışsın, randıman alırlar. Ama şimdi hastalık var zevk için takıyor, aksesuar olsun diye takanlar var” ifadelerini kullandı.

ERZİNCAN’da kayak antrenörü Canser Atila, ailesi ile birlikte gezmeye gittiği Refahiye’de Dumanlı Tabiat Parkı’ndaki göl üzerinde buz pateni yaptı.
Kent merkezine 70 kilometre uzaklıkta bulunan Refahiye ilçesindeki Dumanlı Tabiat Parkı’nda kar yağışı ile birlikte güzel görüntüler oluştu. Sıcaklığın sıfırın altında 9 dereceye düştüğü bölgede Dumanlı Tabiat Parkı’ndaki göl de buz tuttu. Buz kalınlığının 10 santimetreyi geçtiği gölü gezen kayak antrenörü Canser Atila, buz pateni yaptı.
Buz tutan gölde paten yaptığı görüntüleri kayıt altına alan Canser Atila, ‘Dumanlı Yaylası’nda Refahiye’deyiz. Göl çok güzel donmuş. Muhteşem bir görüntü var. Harika” dedi.

MUĞLA’nın Bodrum ilçesinde 1 çocuk annesi Vildan Meydanaçar (61), 2 yıl önce geçirdiği beyin anevrizması nedeniyle 1 yıl içinde 3 kez ameliyat oldu. Zorlu tedavi süreci ve doktorlarının ‘Başın ağrıyabilir’ uyarısına rağmen katıldığı kursta çalmayı öğrendiği darbuka ile hayata tutunan Meydanaçar, müziğin iyileşme sürecine katkı sağladığını söyledi.
Bodrum’da yaşayan 1 çocuk annesi Vildan Meydanaçar, 2 yıl önce beyin anevrizması nedeniyle 1 yıl içerisinde 3 ameliyat geçirdi. Ameliyatların ardından yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen hayata küsmeyen Meydanaçar, Bodrum Halk Eğitim Merkezi’nin, ritim kurslarına katıldı. Meydanaçar, doktorlarının ‘Başın ağrıyabilir’ uyarılarına rağmen Bodrum Gençlik Merkezi’ndeki kursta darbuka çalmayı öğrendi. Romatizma nedeniyle elinden fizik tedavi gören Meydanaçar, buna rağmen darbukayı bırakmayıp, fizik tedavi seanslarının ardından kurslara katılmaya devam ederek aynı zamanda halk oyunlarıyla da ilgilenerek yaşam enerjisini artırdı.
‘YAŞAMAM GEREK’
Darbuka çalarak hayata tutunduğunu belirten Vildan Meydanaçar, müziğin kendisine moral verdiğini ve iyileşme sürecine katkı sağladığını söyledi. Hastalık sürecinin zorlu geçtiğini vurgulayan Meydanaçar, “2 yıl önce beyin anevrizması geçirdim. Dikişlerim patladı, plaka takıldı, mikrop kaptı 1 yıl içerisinde 3 sefer ameliyat oldum. Çok şükür şimdi çok iyiyim. Bu bana Allah’ın verdiği ikinci bir lütuf. Ameliyattan önce darbuka geçmişim yoktu. Ameliyattan sonraya denk geldi iyi ki de geldi. Vurmalı ritim çalgılarını hep çalmak istemiştim. Kursa başlama sürecim çok iyiydi her şey çok güzeldi. Darbuka kursunda çok daha mutlu olmayı ve keyif almayı öğrendim. Romatizma nedeniyle elinden gördüğü fizik tedavimde 3 haftadır devam ediyor ama ben buraya tekrar darbuka çalmaya geldim. Rutin kontrollerim var onun dışında her şey çok güzel. Müzik hayatımızda var olan bir şey, bir de halk oyunları oynuyorum. Çok yönlü olmayı, doğayı, hayvanları seviyorum. Geçirdiğim süreç çok zordu. Müziği herkese tavsiye ediyorum. ‘Bu hastalık neden bana geldi’ demek yerine ‘Bunu yeneceğim ve başaracağım’ demek gerek. Oğlum var, daha onu evlendireceğim. ‘Yaşamam gerek’ dedim ve bunu düşünerek yaşadım” dedi.
‘RİTİMLE FİZİKSEL VE RUHSAL HASTALIKLARDAN KORUNMUŞ OLUYORLAR’
Ritmin ruhsal etkilerine değinen Bodrum Halk Eğitim Merkezi Ritim ve Müzik Grubu Öğretmeni Sezen Ceyhan, “İnsanlar burada güzel vakit geçiriyorlar. Vakit geçirirken öğreniyorlar. Ritimleri hayatlarına dahil edip oluşabilecek herhangi bir fiziksel ve ruhsal hastalıklardan korunmuş olmuş oluyorlar. Güzel dostluklar kazanıyorlar. Ritim hayatımızın olmazsa olmazıdır. Kalp atışımızın ritmi bozulduğunda tıbbi olarak ‘aritmi’ diyoruz. Dolayısıyla ritme uyum sağlamak çok da kolay olmuyor. Kursa katılanlar hem ruhsal olarak dinleniyorlar hem de matematiksel olarak dinç oluyorlar. Bu kurslar ücretsiz oluyor, insanlar kendilerini eve kapatmasınlar buradaki etkinliklere katılsın” diye konuştu.

İSTANBUL’da kendisini çevresindekiler ‘Lübnanlı Murat’ olarak tanıtan İsmail D.(47) birliktelik yaşadığı Yunanistan uyruklu Eleni M.’yi(60) dolandırdığı iddiasıyla gözaltına alındı. Gerçekte Hataylı ve adının İsmail olduğu öğrenilen şüphelinin, sözde dolara çevirmek için kadından aldığı 60 bin Euro paranın karşılığı olarak sahte 70 bin dolar getirdiği öğrenildi. Şüpheli İsmail D. tutuklandı.
İstanbul‘da polise başvuran Yunanistan uyruklu Eleni M., duygusal birliktelik yaşadığı kişi tarafından dolandırıldığını söyleyerek İsmail D.’den şikayetçi oldu. Turist olarak geldiği İstanbul’da kendisini ‘Lübnanlı Murat’ olarak tanıtan kişiyle sevgili olduklarını ve duygusal birliktelik yaşadıklarını anlatan Eleni M. “Aylardır birlikteydik. Paramın bir kısmını Euro’dan dolara çevirmek istiyordum. Bana yardımcı olabileceğini tanıdıkları olduğunu söyledi. Ona güvendim 60 bin Euro’yu ona verdim. Bir süre sonra yaklaşık 70 bin dolarla geri geldi; ancak ben parayı bozdurmak için gittiğimde hepsinin sahte olduğunu öğrendim” dedi.
POLİSTE 5 SUÇ KAYDI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Dolandırıcılık

Bilecik Pazarcıklılar Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği tarafından “Boza ve Helva Gecesi” düzenlendi.
Şeyh Edebali Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen geleneksel etkinlikte, konuşan Belediye Başkanı Zekiye Tekin, Pazarcıklılar Derneğinin önemli çalışmalara imza attığını belirterek, “Birlik ve beraberlik oldukça bizler dimdik ayakta kalırız. Bu geceyi düzenleyen başta dernek başkanı Ahmet Demirel ve yönetim kuruluna, katılım sağlayan tüm hemşerilerime teşekkür ediyorum.” dedi.
Boza ve Helva Gecesi’ne AK Parti, MHP, CHP ve Yeniden Refah Partisi il başkanları, İl Genel Meclisi Başkanı ve Genel Sekreteri ile Bursa, Bozüyük ve İstanbul’daki dernek başkanları, sivil toplum ve kamu kuruluşları temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Etkinlikte Bilecik’te yaşayan Pazarcıklılar ile çok sayıda davetli yer aldı.
Renkli görüntülere sahne olan ve eğlenceli anların yaşandığı gecede, davetlilere boza ve helva ikram edildi.