40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
19 Aralık 2025 Cuma
Bağcılar‘da kırmızı ışıkta bekleyen araca arkadan gelen bir otomobilin çarpması, araç içi kamerasınca kaydedildi.
Göztepe Mahallesi, İnönü Caddesi’nde kırmızı ışıkta duran otomobile, arkadan gelen başka bir araç çarptı.
Çarpmanın ardından kazaya neden olan otomobilde bulunan 3 kişi, aracı bırakarak olay yerinden uzaklaştı.
Otomobilin araç içi kamerasınca kaydedilen görüntülerde, kaza anı ile şüphelilerin araçtan inerek kaçmaları yer aldı.
(ANKARA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de 29 Ocak 2024 tarihinde İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak yaşamını yitiren 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın aile fertlerini ve akrabalarını Cumhurbaşkanlığı’nda kabul etti.
Erdoğan Dijital Medya isimli X hesabından yapılan paylaşımda, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın aile fertlerini ve akrabalarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti” ifadelerine yer verildi.
Avrupa Politika Merkezinde (EPC) politika analisti Juraj Majcin, Avrupa’nın Rusya- Ukrayna Savaşı’na dair stratejik açmazlarını AA Analiz için kaleme aldı.
***
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya’nın dört yıl içinde NATO’ya saldırabilecek bir noktaya gelebileceğini bir kez daha hatırlattı. Avrupa ülkelerinin çoğu, savunma hazırlığını güçlendirmek, yeni silah sistemleri edinmek ve bazı ülkelerde gençler için askerlik hizmetinin belirli biçimlerini yeniden gündeme almak üzere iddialı planlar açıklasa da tehdidin yarattığı aciliyeti hızlı ve etkili eyleme dönüştürmekte zorlanıyor.
Rusya’nın egemen varlıkları: Kapanmayan dosya
Avrupa’nın kararlı bir jeopolitik aktör gibi hareket etmekte ne kadar zorlandığını en açık gösteren örneklerden biri, Ukrayna‘yı desteklemek için dondurulan Rus varlıklarının kullanımında yaşanan tıkanıklık. Savaşın yıktığı bir ülke için hayati önemdeki bir krediyi desteklemek amacıyla bu fonların devreye sokulup sokulmayacağı meselesi aylardır uzayıp gidiyor.
Varlıkların kullanılmasına ilişkin hukuki zemin güçlü. Bu varlıkların önemli bir kısmı ise Belçika’da tutuluyor. Rusya’nın Belçika’yı hedef alan bir hukuki hamleye girişme ihtimali düşük görülse de Avrupalı devletler, özellikle Belçika, izlenecek yol konusunda ortak zeminde buluşamadı. Bu nedenle karar tekrar ertelendi ve Avrupa Komisyonundan alternatif çözüm önerileri istendi.
Üstelik Rusya’nın Avrupa’da altyapıdan özel sektöre, kamu kurumlarından kritik hizmetlere kadar uzanan “hibrit” faaliyetlerine dair haberler artıyor. Rus tarafı, kendi koşulları kabul görmeyince Avrupa’yı uzlaşmayı engelleyen aktör olarak resmediyor. Moskova’nın ne istediği açık, NATO’nun 1997 sonrası genişlemesini geri sarmak ve yeniden Sovyet dönemini çağrıştıran bir nüfuz alanı oluşturmak istiyor.
Bu tablo içinde Avrupa’nın dondurulan Rus egemen varlıklarını Ukrayna için düzenli ve öngörülebilir bir desteğe çevirememesi, kendi tehdit değerlendirmelerinin sertliğiyle yan yana gelince rahatsız edici bir uyumsuzluk yaratıyor ve söz ile eylem arasındaki mesafe giderek daha görünür hale geliyor.
Ukrayna konusunda geri planda kalmak
Rusya-Ukrayna Savaşı başladığından beri Avrupa ülkeleri, Kiev’e benzeri görülmemiş düzeyde askeri ve diplomatik destek verdi. Hatta birçok başlıkta Avrupa ülkeleri ABD’nin sağladığı desteği de geride bıraktı. Buna rağmen Avrupa, Washington’un yürüttüğü barış temaslarında belirleyici bir rol üstlenemedi. Süreci yönlendirmeye çalışmak yerine daha çok gelişmelere göre pozisyon alan bir çizgi benimsedi. Sonuçta Avrupa’nın etkisi, ABD’nin hedeflerini kabullenmek ve Donbas’ta geniş kapsamlı toprak tavizleri gibi en sorunlu önerileri sınırlamakla kaldı.
ABD, Ukrayna ve bazı Avrupalı liderlerin katıldığı Berlin’deki son zirve, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in “gerçek bir barış süreci için fırsat” dediği bir birlik görüntüsü verdi. Zirvede, NATO benzeri güvenlik garantileri de gündeme geldi ve toprakla ilgili kararların Ukrayna’ya ait olduğu bir kez daha teyit edildi.
Yine de Rusya’nın bu çerçeveyi kabul etmesi zor görünüyor. Daha muhtemel olan, Kremlin’in koşulları bu haliyle benimsemeyip görüşmeleri Avrupalılarla Amerikalılar arasındaki ayrışmayı büyütmek için kullanması ve “meşru olmayan lider” diye sunduğu Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’yi hedef alarak sorumluluğu Kiev’e yıkmaya çalışması.
Avrupa’nın yeniden silahlanması
Yakın vadede Rusya’nın NATO’ya yönelik bir saldırı ihtimali tamamen göz ardı edilemediği için Avrupa ülkeleri askeri hazırlıklarını benzeri görülmemiş ölçüde artırdı. Ancak kağıt üzerindeki tablo aldatıcı olabilir. Avrupalı NATO orduları sayıca Rusya’yı geçse bile, NATO’nun ABD liderliğindeki komuta omurgası olmadan Avrupa sahada hala dağınık kalıyor.
Washington, yeni ulusal güvenlik stratejisinde odağını Batı Yarımküre ve Hint-Pasifik’e kaydırmak istediğini açıkça söylüyor. ABD, söylemde “sorumluluk paylaşımı”ndan “sorumluluk devri”ne doğru kaymış durumda. Bu sebeple, teoride Avrupa daha fazla sorumluluk üstlenebilir. Fakat ABD, Avrupa ordularının hala tam olarak sağlayamadığı üç kritik kapasiteyi sunuyor. Birleşik komuta, operasyonları mümkün kılan stratejik destek unsurları ve geniş ölçekli istihbarat, gözetleme ve keşif kabiliyetleri. ABD bu imkanları sağlamazsa, Avrupa’nın büyük ölçekli harekat yürütmesi zorlaşır.
NATO dışında Avrupa’nın elinde işleyen bir komuta yapısı yok. Üstelik böyle bir yapı kurma konusunda güçlü bir siyasi irade de görünmüyor. Avrupa Birliği’nin (AB) bu boşluğu doldurması da kolay değil. Zira AB, Birleşik Krallık ve Türkiye gibi kritik askeri aktörleri kapsamadığı gibi, bünyesindeki antlaşmalar da savunma alanında kurumsal yetkiyi belirgin biçimde sınırlandırıyor. Bu yüzden Avrupa Komisyonunun Avrupa İHA Savunma Girişimi gibi görece sınırlı önerileri bile, kontrolü başkentlerde tutmak isteyen üye devletlerin itirazına takılıyor. Şekillenmekte olan “Gönüllüler Koalisyonu” da şimdilik, askeri operasyonları planlayıp yönetebilecek bir komuta yapısından çok, ardı ardına yapılan toplantılardan ibaret.
Tabloyu daha da karmaşıklaştıran bir unsur da Trump yönetiminin Moskova ile yeniden angajmana yönelebileceğine dair işaretler. Bu, yaptırımların gevşetilmesini de içerebilir. Böyle bir değişim, özellikle Rusya ile gerilimin yükseldiği bir dönemde, ABD’nin yaklaşımı da daha az öngörülebilir hale gelirse, Avrupa’nın caydırıcılık ve kriz yönetimi konusundaki belirsizliğini artırır.
Daha kararlı adımlar gerekiyor
Avrupa bu dönemi daha az sarsıntıyla atlatmak istiyorsa daha kararlı hareket etmesi gerekecek. Ulusal orduları güçlendirmek önemli ama tek başına yeterli değil. Avrupa hükümetlerinin NATO içinde kurumsal düzenlemeleri ilerletmesi ve özellikle komuta yapılarında Avrupa ayağını güçlendirmesi gerekiyor. Bunlar artık sıra dışı öneriler değil, Avrupa’nın kendi güvenlik gündemini daha fazla sahiplenmesinin doğal bir karşılığı.
[Juraj Majcin, Avrupa Politika Merkezinde (EPC) politika analistidir.]
Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Ordu‘da, Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi’nin Ordu Bölgesel Yönlendirme Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi.
Valilikten yapılan açıklamaya göre, Orman Genel Müdürlüğünce uygulanan Türkiye Dayanıklı Peyzaj Entegrasyonu Projesi (TULIP) çatısı altında yürütülen ve 12 ilçenin faydalandığı projeye ilişkin toplantı, Vali Muammer Erol’un başkanlığında yapıldı.
Giresun Orman Bölge Müdürü Ahmet Ulukan, DSİ Samsun Bölge Müdürü Köksal Buğra Çelik, Karayolları Samsun Bölge Müdür Yardımcısı Fatih Başpınar, İl Tarım ve Orman Müdürü Bayram Ay, Valilik Konferans Salonu’ndaki toplantıda sunum yaptı.
Katılımcıların proje uygulamaları ile ilgili görüş ve taleplerini dile getirdiği toplantıya, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler ile ilçe belediye başkanları ve projede görev alan uzmanlar katıldı.

Trabzon‘un Of ilçesinde “Yerli Malı Haftası” etkinliği gerçekleştirildi.
Yakup Türköz Özel Eğitim Meslek Okulu’nda düzenlenen programda okul yöneticileri, öğretmenler ve öğrencilerin katkılarıyla hazırlanan yiyeceklerin sunumu yapıldı.
Programa katılan İlçe Milli Eğitim Müdürü İdris Kabahasanoğlu, “Ülkemiz son yıllarda yerli ve milli üretimde büyük atılımlar yaptı. Bundan sonra da çok daha güzel işler yapacağına inanıyorum.” dedi.
Okul Müdürü Hüseyin Aygün de yapılan çalışmalar hakkında Kabahasanoğlu’nu bilgilendirdi.