40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
21 Aralık 2025 Pazar
SEUL, 19 Aralık (Xinhua) — Güney Kore’nin batı kıyılarında bir balıkçı teknesinin alabora olması sonucu bir kişi kaybolurken, 4 kişi kurtarıldı.
Yerel YTN televizyonunun cuma günü bildirdiğine göre 5 kişinin bulunduğu balıkçı teknesi, ülkenin batısındaki liman kenti Incheon açıklarında alabora oldu.
Sahil güvenlik, olay yerine devriye gemileri gönderdi. 4 kişi kurtarılırken, bir kişiden haber alınamadığı bildirildi.
(İSTANBUL) İstanbul Barosu ‘Hayata Dönüş’ operasyonlarının yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Katliamdan sorumlu kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin davanın operasyondan ancak on yıl sonra açılabildiğinin anımsatıldığı açıklamada, “Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17.11.2025 tarihinde görülen son celsede dosya zamanaşımı gerekçesiyle düşürülmüş, failler cezasız bırakılmıştır. Zamanaşımı, yaşam hakkı ihlallerini ortadan kaldıran bir kalkan olamaz” denildi.
F Tipi hücre sistemi ve tecrite karşı siyasi mahkumlar tarafından birçok hapishanede başlatılan ölüm orucu eylemlerine karşı, 19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında 20 ayrı hapishaneye düzenlenen operasyonlarda 30 siyasi tutuklu ve 2 asker hayatını kaybetmiş, 242 kişi ise yaralanmıştı. Bu operasyonların yıl dönümünde İstanbul Barosu bir açıklama yaptı. Katliamdan sorumlu kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin davanın operasyondan ancak on yıl sonra açılabildiğinin anımsatıldığı açıklamada, “Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17.11.2025 tarihinde görülen son celsede dosya zamanaşımı gerekçesiyle düşürülmüş, failler cezasız bırakılmıştır. Zamanaşımı, yaşam hakkı ihlallerini ortadan kaldıran bir kalkan olamaz” denildi. Açıklama şöyle:
“Önceki dönem Baro başkanlarımızdan Av. Yücel Sayman, tecritin ve ölüm oruçlarının sona ermesi için operasyondan önce kurulan müzakere heyetinde yer almış, İstanbul Barosu bu süreçte aktif rol üstlenmiş ancak ne yazık ki katliamın önüne geçilememiştir.
“Zamanaşımı, yaşam hakkı ihlallerini ortadan kaldıran bir kalkan olamaz”
Katliamdan sorumlu kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin dava ise operasyondan ancak on yıl sonra açılabilmiş; yargılama süreci ise seyrek duruşmalarla yıllara yayılmıştır. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17.11.2025 tarihinde görülen son celsede dosya zamanaşımı gerekçesiyle düşürülmüş, failler cezasız bırakılmıştır. Zamanaşımı, yaşam hakkı ihlallerini ortadan kaldıran bir kalkan olamaz. Ağır insan hakları ihlallerinin soruşturulmasının ve faillerin yargı önüne çıkarılmasının geciktirilmesi, adaletin tecellisini fiilen imkansız hale getirmekte; muhakeme ihmalleri zinciri, hukuki sorumluluğu ortadan kaldıran bir araca dönüştürülmektedir. Bu nedenle cezasızlık, benzer ihlallerin tekrarını besleyen yapısal bir sorundur.
İstanbul Barosu, geçmişle yüzleşmenin ve sorumluların hesap vermesinin, yalnızca mağdurların adalete erişimi için değil, toplumun bütünü için zorunlu olduğunun bilinciyle; hapishanelerde tecrit ve kötü muameleye karşı, bağımsız yargılama ve etkili soruşturma taleplerini kararlılıkla sürdürecektir. Katliamda hayatını kaybedenleri saygı ile anıyor; hayatta kalan ancak bedenlerinde ve ruhlarında onulmaz yaralar taşıyanların adalet, hakikat ve onarım taleplerini, hukukun evrensel ilkeleri doğrultusunda sahiplenmeye devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz”

KAYSERİ’nin Develi ilçesinde veteriner hekim Mikail Bozlağan’ı (24) şehit ettikten sonra Ankara’da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde teröristlerin bombalı eylemde bulunması sonrası olayda ihmali olduğu iddiasıyla dönemin Kayseri İl Jandarma Komutanı Y.Y. 2 farklı suçtan yargılandığı davada, suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti.
Ankara’da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde 1 Ekim 2023’te saat 09.30 sıralarında 38 TP 962 plakalı hafif ticari araç ile müdürlüğün giriş kapısı önüne gelen 2 terörist, bombalı saldırı eyleminde bulundu. Araçtan inen teröristlerden biri kendini patlatırken, diğeri etkisiz hale getirildi. Saldırıda 2 polis memuru yaralandı. Yaralı polisler, sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı.
Bombalı eylemi gerçekleştiren teröristlerin hafif ticari aracı, bir gün önce Kayseri’nin Develi ilçesinde gasbettikleri belirlendi. Şüphelilerin ilçeye bağlı Çataloluk Mahallesi’nde evli 1 çocuk babası veteriner teknikeri Mikail Bozlağan’ı darbettikten sonra tabancayla öldürüp, şehit ederek, gasbettikleri araçla bölgeden ayrıldıkları tespit edildi.
TERÖRİSTLER SINIRI PARAMOTOR İLE GEÇMİŞ
Yaşanan olaydan yaklaşık 7 ay sonra Tomarza ilçesi İmamkulu Mahallesi’ndeki dağda mantar arayan vatandaşlar, çalıların arasında paramotor buldu. İhbar üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ekipler, bölgede geniş çaplı inceleme başlattı. Parçalara ayrılmış olan paramotor, incelenmek üzere İl Jandarma Komutanlığı’na götürüldü. Özel harekat polisleri ise paramotorun parçalarının bulunduğu bölgede çalışma başlattı. Teröristlerin sınırdan paramotor ile geçerek Kayseri’ye geldikleri ve olayı gerçekleştirdikleri belirtilmişti.
DÖNEMİN JANDARMA KOMUTANINA DAVA
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, dönemin İl Jandarma Komutanı Y.Y. hakkında, 112 Çağrı Merkezi’ne gelen bir otomobile ateş açılması olayının savcılığa bildirilmediği, olay yeri inceleme yapmayıp, gerekli tedbirleri almadıkları, aracın PTS kaydını girmemeleri nedeniyle söz konusu aracın bulunmasına yönelik gerekli araştırmanın yapılmamasına sebebiyet verdikleri iddialarıyla ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’ suçlarından dava açıldı.
Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Eylül’de görülen davanın ilk duruşmasında tutuksuz sanık dönemin Kayseri İl Jandarma Komutanı Y.Y. söz konusu suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek “Ben söz konusu olaya ilişkin sadece tecrübe aktarımı ve idari hükümleri almakla yükümlüyüm. Vereceğiniz karara da saygılıyım. En kısa sürede karar vermeniz durumunda diğer davalardaki mağduriyetim giderilmiş olacaktır” dedi.
DOSYA BİLİRKİŞİYE GİTTİ
Aralarında polis memuru ve jandarma personelinin de olduğu 8 kişinin tanık olarak dinlendiği duruşmada, mahkeme heyeti verdiği ara kararla, sanık Y.Y.’nin hukuki sorumluluğun olup olmadığının tespiti için davanın uzman polis ve jandarmanın olduğu bilirkişi heyetine gönderilmesine karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
RAPOR MAHKEMEYE ULAŞTI
Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi sonrası Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi talimatlı olarak dosyayı inceleyerek bilirkişi görevlendirdi. Bu kapsamda Ankara Üniversitesi’nde görevli bir ceza hukukçusu, emekli emniyet amiri ve emekli kıdemli albaydan oluşan bilirkişi heyeti, dönemin İl Jandarma Komutanı Y.Y. hakkındaki raporunu tamamladı.
Raporda, sanığın astları olan isimleri geçen personelin olay günü görev başında olduğunun görüldüğüne vurgu yapılarak, “Sanığın görev, yetki ve sorumluluğunu düzenleyen mevzuat incelendiğinde bu düzenlemelere göre sanığın bazı işlemleri ancak kendisine yapılan bildirimler üzerine yerine getirebileceği anlaşılmaktadır. İnceleme konusu olayda, sanığa bildirim yapmakla sorumlu personel tarafından söz konusu durumla ilgili bildirim yapılmadığı, bu nedenle sanığın harekete geçmesini gerektirecek durumdan haberdar olmadığı, mevcut koşullar altında görev tanımı kapsamında yerine getirmesi gereken işlemleri elindeki bilgiler çerçevesinde yerine getirdiği görülmektedir” denildi.
KARAR DURUŞMASI YAPILDI
Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında tutuksuz sanık dönemin Kayseri İl Jandarma Komutanı Y.Y. ile avukatı hazır bulundu. Duruşma savcısı sanığın 2 farklı suçtan da suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatini istedi. Adalete güvendiğini söyleyen sanık Y.Y. ise son sözünde, “Adaletli ve vicdan sahibi Türk hakimlerine güveniyorum. Beraatimi istiyorum” dedi. Mahkeme heyeti, sanık Y.Y.’nin ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’ suçlarından ayrı ayrı suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi.

CHANGCHUN, 19 Aralık (Xinhua) — 9. Jilin Uluslararası Buz ve Kar Turizm Endüstrisi Fuarı perşembe günü Çin’in Changchun kentinde başladı.
60.000 metrekareyi aşan sergi alanına sahip fuar, tematik pavyonlarda sunulan sürükleyici deneyimler aracılığıyla Jilin’in buz ve kar odaklı işletmelerinin dinamizmini ve gelecek vadeden potansiyelini sergiliyor.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Arnavutköy’de yapımı süren Piri Reis İlkokulu inşaatında incelemelerde bulundu, Mehmet Zeki Obdan İlkokulunda öğretmenlerle bir araya geldi.
Bakan Tekin, Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu, Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ile 32 derslikli ilkokul binası inşaat alanını gezerek yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Tekin, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’de 2002 yılında 350 bin civarında derslik bulunduğunu, bugün ise 750 bin dersliğe sahip olduklarını bildirdi.
Bakan Tekin, “400 bin artış var gibi görünse de aslında o 350 bin dersliğin yarıya yakını, deprem ya da benzer sebeplerle kullanılamaz hale geldi. 750 bin dersliğin tamamına yakını son 22-23 yılda yapıldı.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin son 22-23 yılda her alanda olduğu gibi eğitimde de devrim niteliğinde işler yaptığını vurgulayan Tekin, “Eğitim öğretim altyapısını, fiziki ve teknolojik altyapıyı dünya standartlarının üzerine taşımış durumdayız. Fiziki altyapı, derslik başına düşen öğrenci, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı gibi göstergeler itibarıyla OECD ortalaması ile hemen hemen aynı durumdayız. Teknolojik altyapı itibarıyla ise UNDP raporlarında Türkiye, okullardaki internet erişimi, akıllı tahta gibi uygulamalarıyla dünyaya örnek gösteriliyor.” diye konuştu.
Yusuf Tekin, fiziki altyapının güçlendirilmesinde belediyelerle işbirliğinin önemine işaret ederek “Belediyeler bize okul yapacağımız alan ürettikçe biz belediyelerimizin, o belediyelerde yaşayan halkımızın, çocuklarımızın okul ihtiyaçlarını gidereceğiz.” dedi.
Buradaki ziyaretinin ardından Mehmet Zeki Obdan İlkokulunu da ziyaret eden Tekin, öğretmenler odasında okulda görev yapan öğretmenlerle bir araya geldi.
Öğretmenler, okuldaki eğitim faaliyetleri ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin eğitim süreçlerine etkisiyle ilgili düşüncelerini Bakan Tekin ile paylaştı.