40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
21 Aralık 2025 Pazar
İsrail askerleri, işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kenti ile Doğu Kudüs’ün kuzeyinde yer alan Er-Ram kasabasında 3 Filistinliyi yaraladı.
Filistin Kızılayından yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail askerleri Ramallah’ın kuzeyindeki Celezun Mülteci Kampı’na baskın düzenledi.
Filistinlilere saldırıda bulunan İsrail askerleri 2 Filistinliyi gerçek mermiyle yaraladı. Yaralılar hastaneye kaldırıldı.
Ram kasabasındaki Ayrım (Utanç) Duvarı’nı geçmeye çalışan bir Filistinli de askerlerin açtığı ateş sonucu yaralandı.
İsrail, Ekim 2023’ten bu yana Filistinli işçilerin İsrail’deki işlerine dönmesine izin vermiyor. Filistinliler de tehlikeli olmasına rağmen Ayrım Duvarı’na tırmanarak İsrail tarafına geçmeye çalışıyor ve bu tür saldırılara maruz kalıyor. Bu tür saldırılarda son dönemde artış yaşandığı göze çarpıyor.
Filistin İşçiler Birliğinin verilerine göre, 8 Ekim 2023-28 Ekim 2025 arasında 44 Filistinli işçi, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybederken binlercesi de gözaltına alındı.
Polonya Cumhurbaşkanı Karol Nawrocki, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Varşova ziyaretinin Rusya için kötü haber olduğunu söyledi.
Polonya’nın PAP haber ajansına göre Nawrocki, Ukraynalı mevkidaşı Zelenskiy ile başkent Varşova’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya geldi.
Liderler, ikili ve heyetler arası görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.
Nawrocki, Zelenskiy’nin Varşova ziyaretini “Varşova için, Kiev için iyi bir haber, tüm bölge için iyi bir haber ve Moskova ile Rusya Federasyonu için kötü bir haber.” olarak nitelendirdi.
Rusya’nın uluslararası düzeni bozduğunu ve uzun yıllardır siyasi sistemlerin istikrarsızlaştırılmasına etki ettiğini savunan Nawrocki, dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna’ya devredilmesi yönündeki çabaları desteklediklerini vurguladı.
Nawrocki, ülkesinin diğer Avrupa ülkeleri gibi hibrit saldırıların hedefi olduğunu, buna dron saldırıları ve altyapıya yönelik saldırıların da dahil olduğunu anlattı.
Tam ölçekli işgalin başlamasından sonra Polonyalıların Ukrayna’ya yönelik çabalarının ve çok boyutlu yardımının yeterince takdir edilmediği ve anlaşılmadığı izleniminde olduğunu dile getiren Nawrocki, Ukrayna’nın bu eğilimi durdurabilecek araçlara sahip olduğunu vurguladı.
Nawrocki, MiG-29 savaş uçaklarının Ukrayna’ya devri konusuna da değinerek, Varşova’nın “stratejik ve simetrik ortaklık” arayışında olduğunu ve antidron sistemlerini içeren olası takasın mümkün olduğuna işaret etti.
Rusya, Ukrayna ile Polonya arasındaki ilişkileri bozmayı amaçlıyor
Zelenskiy de Nawrocki ile görüşmesinin olumlu geçtiğini ve Varşova ziyaretinin iki ülke ilişkilerinde yeni sayfa açmasını umduğunu dile getirdi.
Polonya’ya dronlara karşı korunma konusunda danışmanlık sunmaya hazır olduklarını belirten Zelenskiy, işbirliği kapsamında başka neler yapılabileceğini yerinde görmesi için Nawrocki’yi ülkesine davet ettiğini vurguladı.
Rusya’nın Ukrayna ile Polonya arasındaki ilişkileri bozmayı amaçladığını kaydeden Zelenskiy, “Elbette dış etkenler var ancak liderler olarak ilişkilerimizin güçlü olması için hareket etmeliyiz. Bu, iki ülkenin söylemine de büyük ölçüde bağlı. Birbirimize çok dikkatli yaklaşmalı, karşılıklı saygı göstermeli ve son derece temkinli olmalıyız.” dedi.
Zelenskiy, Ukrayna’nın, Rusya’ya ait Oreşnik balistik füze sistemlerinin Belarus’ta nereye konuşlandırıldığını bildiğini ve bu bilgiyi ortaklarıyla paylaştığını sözlerine ekledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütünün (IOM) Sudan Misyon Şefi Mohamed Refaat, Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle insanların yalnızca güvenli alanlar bulabilmek amacıyla kaçtığını belirtti.
Refaat, BM Cenevre Ofisi’nin haftalık basın toplantısına çevrim içi katılarak değerlendirmede bulundu.
Sudan’da çatışmaların tırmandığına işaret eden Refaat, insanların korkuyla evlerinden kaçmak zorunda kaldığını ve ülkenin Kurdufan bölgesinde ekim sonundan bu yana 50 binden fazla insanın yerinden edildiğini belirtti.
“Sudan’daki insanlar kendi istekleriyle hareket etmiyor, sadece güvenli alan bulmak için kaçıyor.” diyen Refaat, tüm BM üyesi ülkeler ve destek sağlayabilecek herkesi Sudan halkının korunmasını sağlamaya çağrısında bulundu.
“Sudan genelinde derin güvensizlik ve şiddet devam ediyor”
Refaat, “Kurdufan’da yaşanan bu yer değiştirmeler rastgele değil, insanların korkması nedeniyle oluyor. Sudan genelinde derin güvensizlik ve şiddet devam ediyor. Bu durum da siviller için koruma risklerini artırıyor ve güvenli insani yardıma erişimi engelliyor.” diye konuştu.
Güney Kurdufan eyaletinin merkezi Kadugli kasabasında çatışmaların devam ettiğini kaydeden Refaat, bunun durmaması halinde 90 ila 100 bin kişinin yerinden edileceğini tahmin ettiklerini söyledi.
Refaat, Sudan’da ordu ile çatışan HDK tarafından ekim sonunda ele geçirilen Faşir kentinden 109 binden fazla kişinin kaçmayı başarabildiğini söyledi.
“(Faşir’den kaçanların) birçoğu, lojistik ve güvenlik sorunları nedeniyle daha ileriye gidemeyerek komşu köylerde mahsur kalmış durumda.” diyen Refaat, Faşir’de insanların hayatta kalabilmesi için gerekli temel unsurların tamamen yok edildiğini söyledi.
Refaat, IOM’un yaşanan fon kesintileri nedeniyle zor bir süreç yaşadığını ve sadece bu yıl 83 milyon dolarlık kaynak kaybettiğini açıkladı.
Sudan, 15 Nisan 2023’ten bu yana ordu ile HDK arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor.
Dünyanın en kötü insani krizlerinden birine yol açan bu çatışmalar on binlerce Sudanlının hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 13 milyon kişinin yerinden edilmesine neden oldu.
HDK, ülkenin 18 eyaletinden 5’inin merkezlerini kontrol ederken, Sudan ordusu güney, kuzey, doğu ve orta kesimler dahil olmak üzere kalan 13 eyaletin büyük bölümünde ve başkent Hartum’da hakimiyetini sürdürüyor.
T3 Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Kuzucu Hıdır, Hacettepe Üniversitesi‘ne nükleer enerji altyapı desteğine yönelik, “Birçok çalışma genellikle simülasyon ve yazılım odaklı gerçekleştirilirken, bu tür altyapıların üniversiteler bünyesinde kurulması büyük önem taşıyor. İnşallah verilen bu destek kapsamında, nükleer enerjideki deneysel çalışmaların daha da artarak devam edeceğine inanıyorum.” dedi.
Elvan Kuzucu Hıdır ve Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, TEKNOFEST Nükleer Enerji Teknolojileri Tasarım Yarışması Akademik Teşvik Ödülü İmza Töreni’nin ardından nükleer enerji alanındaki yeni destek modeline ilişkin, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Hıdır, yarışmada dereceye giren Hacettepe Üniversitesi takımının çalışmalarını sürdürülebilir kılmak adına üniversite bünyesinde teknolojik altyapı kurulacağını bildirdi.
Yarışmanın bu yıl ikinci kez düzenlendiğini ve ana kavramsal tasarım ile alt tasarım kategorilerini kapsadığını belirten Hıdır, eylül ayında Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nde yapılan finallerde Hacettepe Üniversitesi ekibinin önemli bir başarıya imza attığını kaydetti.
Hıdır, bu süreçte hem öğrencilerin çabalarının hem de akademisyenlerin sağladığı akademik desteğin kritik rol oynadığını ifade etti.
Simülasyondan deneysel ortama geçiş vurgusu
Nükleer enerji gibi stratejik alanlarda sadece teorik ve yazılım odaklı çalışmaların yeterli olmadığını vurgulayan Hıdır, şunları kaydetti:
“Yarışmacı takımımızdaki arkadaşlarımız ödüllerini aldılar, ancak bu çalışmaların sürdürülebilirliği için özellikle nükleer enerji gibi bir alanda deneysel ortamların sağlanması çok kıymetlidir. Birçok çalışma genellikle simülasyon ve yazılım odaklı gerçekleştirilirken, bu tür altyapıların üniversiteler bünyesinde kurulması büyük önem taşıyor. İnşallah verilen bu destek kapsamında, nükleer enerjideki deneysel çalışmaların daha da artarak devam edeceğine inanıyorum.”
TEKNOFEST tarihindeki ilk bilimsel altyapı desteği
Türkiye’nin tam bağımsızlık yolculuğunda enerji bağımsızlığının hayati önemde olduğunu ifade eden Hıdır, T3 Vakfı olarak gençlerde toplumsal bir zihinsel dönüşüm hedeflediklerini belirtti.
Hıdır, gençlerin sadece teknoloji tüketen değil, araştıran ve üreten bir nesil olması gerektiğini dile getirerek, çip, kuantum ve nükleer enerji gibi kritik alanlardaki yarışmalarla bu sürecin öncülüğünü yapmayı amaçladıklarını söyledi.
Nükleer enerji alanında sadece dünyadaki çalışmaları takip etmekle kalmayıp özgün projeler üretilmesini hedeflediklerini aktaran Hıdır, “küçük modüler reaktör tasarımları” gibi paradigma değiştirecek alanlara gençleri yönlendirmeyi amaçladıklarını bildirdi. Yarışmanın hayata geçirilmesindeki katkılarından dolayı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) uzmanlarına teşekkür eden Hıdır, kurulacak altyapının Türkiye’nin teknoloji vizyonu için hayırlı olmasını diledi.
Hıdır, Hacettepe Üniversitesi ile başlatılan bu uygulamanın bir pilot çalışma niteliğinde olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
“2025 yılı değerlendirmeleri noktasında, üniversite takımı olarak Hacettepe Üniversitemiz yer aldığı için bu desteği ilk olarak bu şekilde başlatmış olduk. TEKNOFEST kapsamında yarışmacı ekiplerimize maddi destekler ve ödüller veriyorduk, fakat bilimsel bir teknoloji altyapı desteğini ilk defa bu vesileyle hayata geçirmiş olduk. Buradaki örnek modelin diğer yarışmalarımız ve alanlarımız için de örnek teşkil edeceğine inanıyorum.”
“Milli Teknoloji Hamlesi, bir zihniyet dönüşümüdür”
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran da TEKNOFEST yarışmalarının Türkiye’de hayata geçirilmesinde öncü rol üstlenen T3 Vakfı’na teşekkürlerini sundu. Güran, şunları kaydetti:
“Bu bir zihniyet değişimi ve dönüşümüdür, Türkiye’deki ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ vizyonunun hayata geçirilmesinin en önemli uygulama taşlarından biridir. İlköğretim ve ortaokulda okuyan milyonlarca çocuk, artık hayata ‘Ben ne yapabilirim? Neyi keşfedebilirim? Neyi icat edebilirim?’ diyerek başlıyor. Bunun zaman içerisindeki çarpan etkisinin çok daha büyük olacağına inanıyorum. Bu nedenle, T3 Vakfı’na Türkiye’yi ve hatta Türk dünyasını kuşatan bu vizyoner çabası ve çalışmaları için çok teşekkür ediyorum.”
“Kaynak, nükleer enerji mühendisliği alanındaki çalışmalar için kullanılacak”
T3 Vakfı tarafından ilk kez bir üniversiteye başarılarından dolayı parasal bir ödül takdim edildiğine dikkati çeken Güran, 15 milyon liralık desteğin önemine değindi.
Rakamdan ziyade, yapılan çalışmaların değerli olduğunun kamuoyuna ilan edilmesinin kritik bir adım olduğunu belirten Güran, “Bu kaynak, üniversitemizdeki nükleer enerji mühendisliği alanındaki çalışmaların daha iyi hale gelmesi için gerekli olan altyapılarda kullanılacaktır.” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü’nün 1979 yılında kurulduğunu ve bugüne kadar 800’e yakın mezun verdiğini hatırlatan Güran, bölümün kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin en başarılı öğrencilerini bünyesine kattığını söyledi.
Mezunların hem ulusal hem de uluslararası ölçekteki önemli kurumlarda ve akademide görev aldığını paylaşan Güran, yakalanan başarının akademik kadronun sahiplenmesi ve öğrencilerin azmiyle şekillendiğini vurguladı.???????
PORT Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ( Afad ) tarafından, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile işbirliği içinde Sudan‘a sağlanan 30 bin çadırın ilk 10 binini taşıyan gemi, Port Sudan‘a ulaştı.
Sudan‘ın doğusundaki Port Sudan Güney Limanı’nda, 10 bin 80 çadırı taşıyan gemiyi karşılamak için tören düzenlendi.
Törene, AFAD Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen, Türkiye‘nin Hartum Büyükelçisi Fatih Yıldız, Sudan İnsani Yardım Komisyonu Komiseri Selva Adem, IOM Sudan Misyon Şefi Mohamed Refaat, büyükelçilik mensupları ve yerel yetkililer katıldı.
” Türkiye‘ye döner dönmez çalışmaları başlattık”
Törenin ardından AA muhabirine açıklamalarda bulunan AFAD Başkan Yardımcısı Taşdelen, 6 Aralık’ta Mersin Limanı’ndan yola çıkan çadırların karşılama törenini Sudan makamlarıyla beraberce gerçekleştirdiklerini belirtti.
Ekim ayı sonunda Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) Kuzey Darfur eyaletinin merkezi Faşir’e girmesiyle derinleşen insani krize atıfta bulunan Taşdelen, şu ifadeleri kullandı:
“Faşir’de olayların gerçekleşmesinin hemen akabinde Sudan’a gelip 1500 aileye yetecek kadar gıda kolisi dağıtımı gerçekleştirmiştik. Gördüğümüz ihtiyaçlar doğrultusunda özellikle barınma ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında Türkiye‘ye döner dönmez çalışmaları başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetiyle de bu yardımı gerçekleştirmiş bulunuyoruz.”
Taşdelen, çalışmanın Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü ile işbirliği içinde yürütüldüğünü belirterek, 3 ayrı gemiyle yaklaşık 30 bin çadırın sevkiyatının aşamalı olarak gerçekleştirildiğini, IOM’in çadırları en uç noktalara kadar ulaştırmayı taahhüt ettiğini söyledi.
?”Sudan’ın, Sudanlıların yanındayız”
Türkiye‘nin Hartum Büyükelçisi Yıldız ise “Ben sadece Türkiye‘nin Sudan’daki büyükelçisi olarak değil, aynı zamanda Sudan’ın, Sudanlıların bu zor dönemde çekmiş olduğu o sıkıntıların, acıların bir şahidi, bir dostları olarak da buradayım.” şeklinde konuştu.
Ülkenin farklı eyaletlerinde evsiz kalan ailelere barınma desteğinde bulunduklarını dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:
“Bunları sadece bir barınma malzemesi olarak da görmüyoruz. Bunlar Türk insanının zor zamanlarda ‘Sudan’ın, Sudanlıların yanındayız’ dediği sıcak birer de mesajdır. Ayrıca Türkiye ve Sudan arasındaki derin, kadim dostluğun, kardeşliğin de bir göstergesidir. Bütün bu çadırların dağıtımının ihtiyaç sahiplerine gitmesinin takipçisi olacağız. Hem işbirliği yaptığımız IOM hem de Sudan makamları ile birlikte.”
Büyükelçi Yıldız, Türkiye’nin Sudan’da çok önemli bir tercih yaptığını, bu tercihin de burada yaşananlara uzaktan seyirci olmama ve Sudanlılardan biri olma ve onların arasında olma şeklinde gerçekleştiğini vurguladı.
Bu ihtiyaçların günün birinde biteceğini söyleyen Yıldız, “Sudan ve Türkiye birbirlerine dost olarak, kardeş olarak hep ihtiyaç duymaya devam edecekler.” yorumunda bulundu.
“Türkiye, Sudanlı kardeşlerinin yanında hiçbir karşılık beklemeden durmaktadır.”
Sudan İnsani Yardım Komisyonu Komiseri Adem de Türkiye’ye, halkına ve kurumlarına Sudanlılara sundukları büyük destek ve yardımlar için en içten teşekkürlerini sundu.
“Türkiye, Sudanlı kardeşlerinin yanında hiçbir karşılık beklemeden, hiçbir incitici tutum sergilemeden durmaktadır.” değerlendirmesini yapan Adem, Türkiye’nin sunduğu tüm yardımların tek tek sayılmasının mümkün olmadığının altını çizdi.
Selva Adem, AFAD’a son ziyaretinde çadıra ihtiyaç duyduklarını dile getirdiğini, kurumun da sözlerini tutup bu ihtiyacı karşıladığını anlattı.
Sudan hükümeti olarak tüm insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için çalışacaklarını belirten Adem, “Yardımların köylere, kamplara ve ihtiyaç duyulan her bölgeye ulaştırıldığını teyit ediyoruz. Önceki yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır ve bugün gelen çadırlar konusunda da süreç tamamen şeffaftır.” dedi.
IOM Sudan Misyon Şefi Refaat, Sudan hükümeti ve AFAD ile koordinasyon içinde hazırlanan bir dağıtım planı bulunduğunu vurgulayarak, çadırların büyük bölümünün Kuzey Darfur ve Kordofan bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için gerekli koordinasyonun sağlanacağını ifade etti.
Refaat, Türkiye’nin yerlerinden edilen Faşirlilerin sığındığı Tawila bölgesine çadır bağışlayan ilk ve tek ülke olduğunun da altını çizdi.
Türkiye hükümetinin çatışmaların başladığı ilk günden bu yana insani yardımların ulaştırılmasında önemli bir rol üstlendiğini belirten Refaat, Türk sivil toplum kuruluşlarının da Sudan’ın dört bir yanında önemli katkılar sunduğunu dile getirdi.