40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi
MERSİN’de yabancı uyruklu kadınları borçlandırıp pasaportlarına el koyarak fuhşa zorlayan 4 şüpheli gözaltına alındı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3’ü tutuklandı.
Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, yabancı uyruklu kadınları borçlandırarak pasaportlarına el koyan ve fuhşa zorlayan şebekeyi tespit etti. Şebekenin, deşifre olmamak amacıyla kadınları 3 veya 4 kişilik gruplar halinde sürekli olarak ülkeye giriş çıkış yaptırdığı belirlendi. Bu tespitler üzerine, suç örgütünü yönettiği belirlenen şüphelilere yönelik Mersin ve Bingöl’de eş zamanlı operasyon düzenlendi. İsimleri açıklanmayan şüphelilerden 3’ü Mersin’de, 1’i ise Bingöl’de saklandıkları adrese yapılan baskınlarda gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda, 1 tabanca, 1 şarjör ve çok sayıda fişek, 12 cep telefonu ve fuhuş faaliyetinden elde edildiği düşünülen 89 bin 900 TL para ele geçirildi.
Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3’ü çıkarıldıkları nöbetçi mahkemede tutuklandı, 1’i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Öte yandan 2 yabancı uyruklu kadın, sınır dışı edilmek üzere Düzensiz Göçmen Ön Kabul ve Sevk Merkezi’ne teslim edildi.
Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN,
Türkiye‘deki sinema salonlarında bu hafta bilim kurgudan aksiyona, komediden animasyona 4 film vizyona girecek.
James Cameron‘un merakla beklenen macera, aksiyon ve bilim kurgu türündeki fantastik filmi “Avatar: Ateş ve Kül” izleyici ile buluşacak.
Serinin üçüncü filmi, Jake ve Neytiri’nin ailesinin, yaşadıkları kaybın yasını tutarken, Pandora’da savaşın büyümesini ve ailenin agresif bir Na’vi kabilesi olan Kül insanlarıyla yolunun kesişmesini anlatıyor.
Cameron’un, senaryosunu Rick Jaffa, Amanda Silver ve Shane Salerno ile birlikte kaleme aldığı filmde Sam Worthington, Zoe Saldana, Sigourney Weaver, Kate Winslet, Stephen Lang, Edie Falco, Oona Chaplin, Jemaine Clement ve Giovanni Ribisi’nin arasında olduğu ünlü isimler rol aldı.
“Hind Rajab’ın Sesi”
Dünyanın birçok yerinde festivallerden ödülle dönen, Kaouther Ben Hania’nın çektiği ABD, Fransa ve Tunus ortak yapımı “Hind Rajab’ın Sesi” filmi, Gazze Şeridi’nde yaşayan ve İsrail’in Gazze Şeridi’ni işgali sırasında IDF tarafından öldürülen beş yaşındaki Filistinli bir kız olan Hind Rajab’ın hikayesini konu alıyor.
“Doğudan Fragmanlar”
Erkan Yazıcı’nın yönettiği, Güldestan Yüce ve Turgay Atalay’ın oynadığı “Doğudan Fragmanlar”, 1916’da Rus işgalinin Trabzon’u tehdit ettiği bir dönemde, iki kadının başından geçen zorlu bir yolculuğu beyaz perdeye taşıyor.
” Şahinbey : Saatin Sırrı”
Haftanın animasyon filmi ” Şahinbey : Saatin Sırrı”, Gaziantep savunmasını araştıran bir grup çocuğun, müzenin altındaki kastellerde Sultan 2. Abdülhamit tarafından Şahinbey’e hediye edilmiş bir saat bulmalarını ve saati bulunduğu yerden almak için planlar yaparken kendilerini takip eden yabancılar olduğunu fark etmelerini konu ediniyor.
Yönetmenliğini Bilal Arıoğlu’nun yaptığı filmin yapımcılığını İsrafil Kuralay üstlendi.
Adana‘nın Karataş ilçesinde, yeğenini tabancayla öldürdüğü öne sürülen tutuklu sanığa “haksız tahrik altında kasten öldürme” suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık A.A. (35) ile taraf avukatları katıldı.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkında mütalaasında, A.A’nın boşanıp tekrar aile büyüklerinin araya girmesiyle birlikte yaşamaya başladığı eski eşi C.S’ye sarkıntılık yaptığı gerekçesiyle yeğeni Batuhan Bulut’u evlerinin önünde tabancayla öldürdüğünü ifade etti.
İlk haksız hareketin maktulden kaynaklandığının tespit edildiğini anlatan savcı, A.A’nın “haksız tahrik altında kasten öldürme” suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması yönünde görüş sundu.
Sanık A.A. ise önceki celselerde yaptığı savunmasını tekrar ettiğini belirterek, “Maktul olay anında direkt bana silahını çekti. Batuhan’ı öldürme amacım yoktu. Hedef gözetmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.” dedi.
Müşteki taraf avukatı ise cinayetin tasarlayarak gerçekleştirildiğini savunarak, sanığın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, “haksız tahrik altında kasten öldürme” suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdığı sanığın mevcut halinin devamına karar verdi.
Adana’nın Karataş ilçesi Meletmez Mahallesi’nde 7 Mayıs 2023’te A.A, iddiaya göre boşandıktan sonra aile büyüklerinin araya girmesiyle tekrar birlikte yaşamaya başladığı eski eşi C.S’ye sarkıntılık yaptığı iddiasıyla yeğeni Batuhan Bulut’u silahla öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanmıştı. Sanık hakkında “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis talebiyle dava açılmıştı.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ve ortaklarının, Suriye‘de terör örgütü DEAŞ dahil terörle mücadele kapsamında temmuzdan bu yana yaklaşık 80 operasyon düzenlediği belirtildi.
CENTCOM’un ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundan yapılan açıklamada, Suriye‘deki terörle mücadele faaliyetlerine ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, ABD ve ortaklarının temmuzdan bu yana DEAŞ’ın kalıntıları dahil terörle mücadele kapsamında Suriye‘de yaklaşık 80 operasyon düzenlediği, bu operasyonlarda 119 teröristin gözaltına alındığı, 14’ünün öldürüldüğü ifade edildi.
ABD askeri personeli ve Suriye İçişleri Bakanlığının geçen ay Suriye’nin güneyinde terör örgütü DEAŞ’a ait 15’ten fazla silah deposunu tespit ve imha ettiği aktarılan açıklamada, bu kapsamda 130’u aşkın havan topu ve roket, çok sayıda tüfek, makineli tüfek, tanksavar mayını ve patlayıcı düzenek yapımında kullanılan malzemelerin imha edildiği kaydedildi.
Açıklamada, CENTCOM’un Suriye’de eylülde düzenlediği operasyonda, ABD’ye saldırmayı amaçladığı belirtilen “Omar Abdul Qader” isimli üst düzey DEAŞ mensubunun öldürüldüğü hatırlatıldı.
Temmuzda düzenlenen baskının ise DEAŞ’ta üst düzey bir elebaşı Ziya Zawba Muslih el-Hardani ve DEAŞ bağlantılı 2 yetişkin oğlunun ölümüyle sonuçlandığı bilgisi paylaşılan açıklamada, bu kişilerin ABD, koalisyon güçleri ve Suriye hükümeti için tehdit oluşturduğu bildirildi.
Açıklamada, bu yıl terör örgütü DEAŞ’ın ABD’de en az 11 komplo veya saldırı planladığı vurgulandı.
Açıklamada ifadelerine yer verilen CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Suriye’deki operasyonlar, DEAŞ’ın yeniden yapılanmasını ve ciddi tehdit teşkil etmesini engellemek için önemli.” ifadelerini kullandı.
Haber: Ahmet ÜN – Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN
(DİYARBAKIR) – Diyarbakır‘da uyuşturucu kullanma yaşının 12’ye hatta 9’e kadar düştüğünü belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Her geçen yıl yüzde 35 oranda artış var. Uyuşturucuyla tanışmış, buluşmuş çocukların sayısındaki artış nedeniyle. Tabii bunun değişik nedenleri var. Ekonomik nedenleri var, sosyal nedenleri var, kültürel nedenleri var ve bu konuda alınmayan tedbirler var maalesef. Yani uyuşturucu bir genel toplum sorunudur” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’da son dönemlerde artan çocuk yaşta uyuşturucu kullanımı ve gençlerin oluşturduğu çeteleşme nedeniyle yaşanan şiddet olaylarını değerlendirdi.
Uyuşturucu kullanımı ve ticareti bütün Türkiye’de en büyük sorunlarından biri olduğunu anlatan Tanrıkulu, “Ama memleketimiz Diyarbakır’da bu kullanım ve ticaret dramatik bir şekilde her geçen yıl çok daha fazla bir şekilde artmakta. Hem ticaret hem kullanım. Kullanım konusunda özellikle çocuklar hedef alınmış durumda. Uyuşturucu kullanma yaşı Diyarbakır’da 12 yaşına hatta yer yer 9 yaşına kadar düşmüş durumda” dedi.
‘Sayı her geçen gün gittikçe artıyor’
Diyarbakır’da uyuşturucu kullanımı ve ticaretinin yaygınlaştığını ifade eden Tanrıkulu, “Kullanım ve yaygın ticaret maalesef çocuklara doğru yöneliyor. Ayrıca 12-18 yaş arasındaki çocuklar da daha fazla bir biçimde uyuşturucu ticaretinde kullanılıyorlar. Özellikle satış işlemlerinde kullanılıyorlar. Bu sayı her geçen gün gittikçe artıyor. Diyarbakır Barosu’nun kayıtları var bu konuda” diye konuştu.
‘Uyuşturucuyla mücadelede güvenlik güçlerinin ve diğer bir birimlerin geri kaldı’
Tanrıkulu, güvenlik güçlerinin uyuşturucuyla mücadelede etkin olması gerektiği çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
“Uyuşturucuyla ilişkilendirilmiş çocukların sayısındaki artış konusunda tablo bu dramatik artışı ortaya koyuyor. Her geçen yıl yüzde 35 oranda artış var. Uyuşturucuyla tanışmış, buluşmuş çocukların sayısındaki artış nedeniyle. Tabii bunun değişik nedenleri var. Ekonomik nedenleri var, sosyal nedenleri var, kültürel nedenleri var ve bu konuda alınmayan tedbirler var maalesef. Yani uyuşturucu bir genel toplum sorunudur. Tabii ki önleyici sistemlerin devreye girmesi gerekir. Fakat bugüne kadar bunda yani hem Türkiye’de güvenlik güçlerinin ve diğer bir birimlerin geri kaldığını düşünüyoruz. Hem de Diyarbakır’da. Yani uyuşturucuyla ilgili eğer mekanizmalar iç içe olmazsa bu kadar çok gelişemez. Nitekim yani yapılan operasyonlardan biliyoruz ki özellikle uyuşturucu ticareti konusunda güvenlik güçlerinin de zaman zaman ilişkili olduğunu bununla ilgili bir gözaltı işlemlerinin yapıldığını, haberlerden de biliyoruz. Kendi kaynaklarımızdan da biliyoruz. Geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle.”
‘Okul çevrelerinde bu güvenlik önlemlerinin mutlaka arttırılması lazım’
“Uyuşturucu kartelleri sonuçta bir vesileyle hem güvenlik odaklarıyla hem yargıyla mutlaka bir ilişki geliştirirler, bir koruma sağlarlar” diyen Tanrıkulu, “O koruma üzerinden de kendi çarelerini geliştirirler. Uyuşturucu insanlığa karşı suçtur, insanın bedenini hedef alan yaşamını hedef alan bir suçtur. Dolayısıyla bunun ticari ile uğraşanlara göz yumulması hiçbir şekilde kabul edilemez. Ben buradan Diyarbakır’dan yani sesleniyorum buradaki yerel makamlara. Daha etkin tedbirlerin alması lazım hukuk kuralları içerisinde ve uyuşturucu kullanım yaşı konusunda özellikle okul çevrelerinde bu güvenlik önlemlerinin mutlaka arttırılması lazım ve diğer mekanizmaların önleyici mekanizmaların devreye girmesi lazım.
‘Çeteler esnafı tehdit ediyor’
Diyarbakır’da son günlerde artan şiddet olaylarına ilişkin ise Tanrıkulu, kentte bugüne kadar yaşanmayan ölçüde bir çeteleşmenin söz konusu olduğunu söyledi. Gençlerin oluşturduğu çetelerin kentteki esnafı tehdit ettiğini aktaran Tanrıkulu, “Esnaf tehdit edilmekte. Günlük yaşama müdahale edilmekte şiddet yoluyla. Bunun da önü alınamamakta. Bu konuda da yani hem sivil toplumun, meslek örgütlerinin hem kurum olarak hem de devletin daha etkin olması lazım. Tekrar söylüyorum ama hukuk kuralları içerisinde. Bu çeteleşmenin, artan suç oranlarının önüne geçmek lazım. Yani gündüz ortasında Diyarbakır’da iş yerleri bombalanıyor. El bombası atılıyor yani. Böyle bir ortam kabul edilemez hiçbir biçimde. Esnaftan büyük şikayet var gerçekten” ifadelerini kullandı.
‘Bu konuda siyasi ayrılıkları bir tarafa bırakıp birlikte çalışmamız lazım’