40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
19 Aralık 2025 Cuma
Bitlis‘te Türk Denetimli Serbestlik Sistemi’nin kuruluşunun 20. yıl dönümü dolayısıyla “Denetimli Serbestliğin Bilinirliği” programı düzenlendi.
Bitlis Valiliğinin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Vali Ahmet Karakaya, “Denetimli Serbestliğin Bilinirliği” programına katıldı.
Programda konuşan Karakaya, denetimli serbestlik sisteminin, kadim devlet anlayışının temelini oluşturan “insanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesinin önemli bir yansıması olduğunu belirtti.
Adaletin yalnızca suçluyu cezalandırmakla sınırlı olmadığını, bireyin yeniden topluma kazandırılmasının toplumsal düzenin sağlanması açısından büyük önem taşıdığını kaydeden Karakaya, “Denetimli serbestlik uygulamalarının yalnızca bireyi değil, aynı zamanda ailesini ve toplumu da koruyan güçlü bir sosyal adalet mekanizmasıdır. Sistem, 20 yıllık süreçte önemli başarılara imza atmıştır. Türk Denetimli Serbestlik Sistemi’nin 20. yılını kutluyorum.” ifadelerini kullandı.
Programa, Bitlis Belediye Başkanı Nesrullah Tanğlay, Cumhuriyet Başsavcısı Emre Genç, Adalet Komisyonu Başkanı Cihat Ateş, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Barış Soyal, İl Emniyet Müdürü Vekili İsa Coşar, Bitlis Denetimli Serbestlik Müdürü Ali Gültekin, ilgili kurum müdürleri, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi ( Afad ) Başkanı Ali Hamza Pehlivan, “16 yıl önce Afad‘ın ilk kurulduğunda 250 kadar olan personel sayısı bugün 9 bine kadar ulaşmış, kadrolu arama kurtarma personeli sayısı 3 bin 600’e çıkmıştır.” ifadesini kullandı.
Pehlivan, kurumun 16. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla bir video mesajı yayımladı.
Afad‘ın NSosyal’deki hesabından paylaşılan video mesajda Pehlivan, Afad‘ın 17 Aralık 2009’da kurulmasıyla, Türkiye’nin kriz yönetiminden risk yönetimi anlayışına geçtiğini ve çağın gerektirdiği normlara haiz bütünleşik afet yönetimi sistemini uygulamaya başladığını söyledi.
Pehlivan, Afad‘ın, kurulduğu günden bugüne afetlere hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamalarını içeren çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade etti.
Afad‘ın, etkin planlamaya ve uygulamaya verdiği önemin tezahürü olarak Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP), Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) ve Türkiye Afet Sonrası İyileştirme Planı’nı (TASİP) hazırladığını ve yürürlüğe koyduğunu anımsatan Pehlivan, Afad‘ın, Türkiye’de ve dünyada yaşanan afetlerden edinilen tecrübelerden, bilimsel ve teknolojik gelişmelerden yararlanarak kurumsal kapasitesini, kabiliyetlerini, araç-ekipman ve personel sayısı ile niteliğini her geçen gün artırdığını belirtti.
Pehlivan, şunları kaydetti:
“16 yıl önce Afad‘ın ilk kurulduğunda 250 kadar olan personel sayısı bugün 9 bine kadar ulaşmış, kadrolu arama-kurtarma personeli sayısı 3 bin 600’e çıkmış, bakanlıklar, kamu kurum-kuruluşları, özel sektör ve STK’lardan eğitilen, yetiştirilen, akredite edilen personel ile birlikte ülkemizdeki arama kurtarma personel sayısı 150 bine ulaşmıştır. Bu sayı içinde gönüllülük esasıyla başvuru yapan toplam 483 ekip, 16 bin 58 kişi AFAD Akreditasyon Sistemi ile sahada görev alacak yeterliliğe ulaşarak akredite edilmiştir. Ayrıca sahada profesyonel ekiplere yardımcı olan 78 bin Destek AFAD Gönüllüsü yetiştirilmiştir.”
“Türkiye’nin yardım elini 5 kıtada 80’den fazla ülkeye ulaştırmakta”
Başkan Pehlivan, sahip olduğu kapasite ile AFAD’ın, afetlere dirençli toplum oluşturmak hedefiyle, risk odaklı afet yönetimi anlayışıyla afet ve acil durum süreçlerini yönettiği, ilgili tüm paydaşlarıyla, bakanlıklarla, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’ler ile etkin koordinasyon sağladığını söyledi.
Çalışmalarının yurt içiyle sınırlı kalmayan AFAD’ın, “İnsanımız için ülkemizde, insanlık için sınırların ötesinde” şiarıyla yurt dışında arama-kurtarma ve insani yardım çalışmaları yürüttüğünü dile getiren Pehlivan, “AFAD, ülkemizin dayanışma, sevgi, kardeşlik duygularını yansıtan şefkat ve yardım elini 5 kıtada 80’den fazla ülkeye ulaştırmaktadır.” ifadesini kullandı.
Pehlivan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde olduğu gibi, afetlerle mücadelenin her aşamasında ‘gece gündüz’ demeden canla başla fedakarca görev yapan, devletimiz adına en zor anında milletimizin yanında olan, derdiyle dertlenen, yaralarını sarmak için gayret gösteren AFAD ailemizin tüm mensuplarının 16. kuruluş yıl dönümünü içten en iyi dileklerimle kutluyorum.
Tensipleriyle kurulan AFAD’a sağlamış oldukları üstün desteklerden dolayı başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın İçişleri Bakanımıza, dünden bugüne teşkilatımızın her kademesinde görev yapmış ve yapmakta olan AFAD ailemizin değerli mensuplarına, afetlerle mücadelede birlikte çalıştığımız bakanlıklarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza, STK’larımıza, gönüllülerimize ve AFAD’a güvenini, desteğini, dualarını esirgemeyen necip milletimize şükranlarımı sunuyorum. AFAD’ımızın 16. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun.”
(ANKARA) – Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Türkiye’de sadece asgari ücret değil tüm ücretler Avrupa standartlarına çekilmeli ve hükümet bu hususta fedakarlık yapmalıdır. Örneğin; bu kadar faiz ödeyeceğimize vatandaşa para verelim, bu kadar garanti ücretli yol, köprü yapacağımıza vatandaşa para verelim, uçak inmeyen havaalanı yapacağımıza vatandaşa para verelim” ifadesini kullandı.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Asgari ücret 27 bin de olsa 37 bin de olsa hiç bir sorunu çözmeyecek bunu hepimiz biliyoruz. Ne işçi üzülmeli ne işveren yıpranmalı. Bunun tek çözümü devletin sorumluluk alması ve insani bir yaşam için gerekli ücreti belirleyip işverene de yük olmadan işçinin konforunun sağlanmasıdır. Türkiye’de sadece asgari ücret değil tüm ücretler Avrupa standartlarına çekilmeli ve hükümet bu hususta fedakarlık yapmalıdır. Örneğin bu kadar faiz ödeyeceğimize vatandaşa para verelim, bu kadar garanti ücretli yol, köprü yapacağımıza vatandaşa para verelim, uçak inmeyen havaalanı yapacağımıza vatandaşa para verelim” ifadesini kullandı.
(TBMM) – TBMM Genel Kurulu’nda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Bir terör örgütünün tasfiyesini sağlamak suç olabilir mi? Sosyal barışı temin etmek kabahat olabilir mi? Siyasetin meşru zeminde ve meşru yollarda yapılmasına zemin hazırlamak ihanet olabilir mi? Terörsüz bir Türkiye kurmak suç olabilir mi? Terör meselesini şehitler vermeden, gaziler gelmeden çözmek ihanetle eşdeğer tutulabilir mi? Asıl ihanet Terörsüz Türkiye çabalarını sabote etmek, baltalamaktır” dedi.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurul’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor. MHP Yozgat Milletvekili İbrahim Ethem Sedef, şunları söyledi:
“Kayıt dışı istihdamla mücadelenin daha etkin devam etmesi, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin arttırılması, çalışanların ücretlerini enflasyona ezdirmeyecek güçlü sosyal politikaların sürdürülmesi, emeklilerimizin yaşam standartlarının iyileştirilmesi, mesleki yeterlilik kurumunun daha geniş alanda, daha geniş sektöre yayılması başlıkları Türkiye’nin hem sosyal hem de ekonomik geleceğinin temel taşlarındandır. Esnaf ve sanatkarlarımızın odalar ve kooperatifler aracılığıyla kullandıkları kredi limitlerinin arttırılması ve esnaflarımızın emeklilik için aranan prim gün sayısı şartının 9 bin günden 7 bin 200 güne düşürülmesi bütün esnafımızın beklentileri arasındadır.
Dünyada rekabet artık bilgi, beceri üzerinden yürümektedir. Bugün mesleki yeterlilik kurumu tarafından verilen yeterlilik belgeleri hem işverenin hem çalışanın güvencesi haline gelmiştir. Ancak geliştirilmesi gereken yönleri de mevcuttur. Belgelendirme süreçlerinin Anadolu’nun tüm şehirlerine daha eşit yayılması, yeni nesil mesleklerin yapay zeka, siber güvenlik, savunma teknolojileri, yenilenebilir enerji gibi alanların mesleki yeterlilik sistemine hızla dahil edilmesi, mesleki eğitim ile özel sektör arasındaki bağın güçlendirilmesi sağlanmalıdır.”
“TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalıdır”
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar devletler arası verilen mücadelelerde fark yaratmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri seviye yapay zeka ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Teknoloji ve doğru yöntemlerle harmanlaşmış bir çalışma sistematiğinin muadil istihbarat teşkilatlarıyla karşılaştırıldığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir.
Türk ve Türkiye yüzyılı hedeflerimiz için tüm kurumlarımız eşgüdüm halinde üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Dünya ile beraber ülkemizde belirsizliklerle dolu bir iklimde artık her an tetikte olmalıdır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek isterim. TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir.”
“MHP, Terörsüz Türkiye teşebbüsü nedeniyle haksız şekilde ihanetle suçlanmaktadır”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin şunları söyledi:
“Devlet Bahçeli Terörsüz Türkiye hamlesini başlattıktan sonra Türkiye’de çok şey değişmiştir. İç ve dış siyasette tam manasıyla paradigma değişimi gerçekleşmeye devam etmektedir. MHP lideri bu sürecin gerçekleşmesi için bütün siyasi riskleri göğüsleyip bizzat gövdesini taşın altına koymuş, MHP kadroları da büyük bir bağlılıkla liderinin arkasından tereddütsüz yürümüştür. Bu beklenmedik anda gelen Terörsüz Türkiye hamlesi ufukta toplumsal barış güneşinin parlamasını sağlamış, siyasi uzlaşma alanını genişletmiştir. Bu hamle ülkede iyimserlik havasının hakim olmasını sağlamış, geleceğe dair umutları arttırmıştır. Terörün bir gün bitebileceğine inanmayan çoğu çevreler bile Terörsüz Türkiye çabalarının doğurduğu müsbet hava karşısında şaşkınlığını gizleyememiştir. Sahada gerçekleştirilen gözlemler ve halkla kurulan yakın temas sonrasında tepkilere dair teşkilatlarımıza gelen bilgiler fevkalade olumludur. Buna rağmen Türk milliyetçiliği davasının siyasetteki alemdarı MHP, Terörsüz Türkiye teşebbüsü nedeniyle haksız şekilde ihanetle suçlanmaktadır. Meyveli ağaç taşlanmaktadır. Halbuki bu çabalarımız ihanet değil ferasettir.
Bir terör örgütünün tasfiyesini sağlamak suç olabilir mi? Sosyal barışı temin etmek kabahat olabilir mi? Siyasetin meşru zeminde ve meşru yollarda yapılmasına zemin hazırlamak ihanet olabilir mi? Terörsüz bir Türkiye kurmak suç olabilir mi? Terör meselesini şehitler vermeden, gaziler gelmeden çözmek ihanetle eşdeğer tutulabilir mi? Asıl ihanet Terörsüz Türkiye çabalarını sabote etmek, baltalamaktır. Dışarıdan gelen tehdidi savuşturmanın yolu bütün olmaktan geçmektedir. Şimdi artık ayağımız yere daha sağlam değmektedir. Artık gelecekten daha emin, yarınlardan daha umutluyuz.”
‘MEHMETÇİĞİMİZE HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM’
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, MKE mühendisleri tarafından yerli imkanlarla geliştirilen Türkiye’nin ilk piyade tipi Modern Makineli Tüfeği’ne ilişkin paylaşım yaptı. Görgün, “Ordumuzun ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen MKE Modern Makineli Tüfek’in (MMT) kalifikasyon süreçlerinin başarıyla tamamlanması, yerli ve milli savunma sanayiimizin ulaştığı mühendislik seviyesinin somut bir göstergesidir. Zorlu NATO standartlarını başarıyla geçen, hafifliği ve etkinliğiyle sahada önemli bir güç çarpanı olacak MMT’nin, kahraman Mehmetçiğimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu başarıda emeği geçen MKE ailemizi, mühendislerimizi, teknisyenlerimizi, başkanlığımız personelini ve tüm paydaşlarımızı gönülden tebrik ediyorum. Türkiye, kendi silahını kendi aklıyla tasarlayıp üretmeye kararlılıkla devam ediyor” ifadelerine yer verdi.