40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
18 Aralık 2025 Perşembe

Nilüfer Belediyesi, kentin spor vizyonunu ve geleceğe dair stratejik yaklaşımını ortaya koyan “Nilüfer Spor Manifestosu”nu düzenlediği özel bir geceyle kamuoyuna duyurdu. Türkiye’de bir belediye tarafından sporun bir kamu politikası ve yaşam kültürü olarak ele alındığı ilk manifesto olma özelliğini taşıyan belge, sporu yalnızca sportif başarılarla sınırlamayan bütüncül bir anlayış ortaya koyuyor.
Sağlıklı kentleşme, kapsayıcı toplumsal katılım ve genç nesillerin potansiyelini artırmak hedefiyle yola çıkan Nilüfer Belediyesi, bugün Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan “Spor Manifestosu”nu kamuoyuna açıkladı. Manifesto, sporu sadece bir yaşam biçimi olarak ele almakla kalmayıp, sosyo-kültürel kalkınmanın da merkezine yerleştirerek toplumsal dönüşümün en etkin aracı olarak tanımlıyor.
Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir tarafından açıklanan ve kapsamlı bir analiz, hedef ve eylem planını bir araya getiren manifesto; eğitimden sağlığa, kent güvenliğinden gençlik politikalarına kadar uzanan geniş bir perspektifte sporun rolünü yeniden tanımlıyor.
Nilüfer Belediyesi’nin, kentin sporla kurduğu bağı güçlendirmek ve bu alandaki vizyonunu kurumsal bir çerçeveye oturtmak amacıyla hazırladığı “Nilüfer Spor Manifestosu”, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Baran Güneş, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Türkiye Voleybol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Ersin Yılmaz, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları, meclis üyeleri, Nilüfer Belediyespor Kulübü Başkanı Muharrem Or ile iş dünyası temsilcileri, sporcular ve kulüp yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen özel bir organizasyonla paylaşıldı.
“SPOR NİLÜFER’İN YAŞAM KÜLTÜRÜDÜR”
Gecede Nilüfer’in spor anlayışını, vizyonunu ve geleceğini şekillendiren “Spor Manifestosu”nu açıklayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Spor, Nilüfer’in yaşam kültürüdür” mesajını verdi. Başkan Şadi Özdemir, sporu sadece yarışma ve başarıyla sınırlayan anlayışın ötesine geçiren Nilüfer Spor Manifestosu ile kentin planlamasından gençlik politikalarına, halk sağlığından toplumsal dayanışmaya kadar yaşamın her alanına yayılan, kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaşam kültürü olduğunu vurguladı.
Manifesto ile seçim döneminde “100 Güldüren Projeler” kapsamında vaat ettikleri spor vizyonunu somutlaştırdıklarını belirten Başkan Şadi Özdemir; sporu toplumun ahlakını ve disiplinini güçlendiren bir değer olarak gören Mustafa Kemal Atatürk’ün yaklaşımından ilham aldıklarını söyleyerek, manifestonun temel felsefesini şu sözlerle açıkladı:
“Biz sporu sadece başarıya indirgemiyoruz. Sadece kupa kazanmak olarak görmüyoruz. Bizim için spor; önleyici, koruyucu ve birleştiricidir. Gençler için bir okul, kadınlar için güçlenme alanı, toplum için ise dayanışmadır. Spor yapan genç hayata tutunur, çocuklar kendini yalnız hissetmez. İşte tam da bu yüzden Nilüfer’de sporu bir kamu sorumluluğu olarak ele alıyoruz.”
Başkan Şadi Özdemir, mahallelerdeki erişilebilir spor alanlarından bisiklet yollarına, gençlere ve kadınlara yönelik programlardan engelli bireyler için oluşturulan olanaklara kadar birçok çalışmanın bu manifestonun bir parçası olduğunu dile getirdi. Konuşmasını “Bu daha başlangıç” diyerek tamamlayan Başkan Şadi Özdemir, Nilüfer’in sporla büyüyen hikayesini Nilüferlilerle birlikte yazmaya devam edeceklerini söyledi.
“BAŞARI TESADÜF DEĞİL, İSTİKRARIN ÜRÜNÜDÜR”
Nilüfer Belediyespor Kulübü’nün Türkiye’nin en köklü ve çok branşlı yapılarından biri olduğuna dikkat çeken Nilüfer Belediyespor Kulübü Başkanı Muharrem Or da, elde edilen başarıların planlı çalışma ve güçlü altyapı sayesinde geldiğini vurguladı.
Konuşmasında Nilüfer’in yetiştirdiği voleybolculardan Öykü Saruhan’ın hikayesine atıfta bulunan Muharrem Or, “Öykü’nün başarısı yalnızca bireysel bir yeteneğin sonucu değil; doğru zamanda verilen desteklerin ve sabırla kurulan bir altyapının ürünüdür. Bizim gücümüz sadece kazandığımız kupalarda değil; çocuklara verdiğimiz umut ve gençlere açtığımız yolda yatıyor” ifadelerini kullandı.
KATILIMCILARIN GÖRÜŞLERİ ALINDI
Açılış konuşmalarının ardından katılımcıların görüşleri alındı. “Ortak bir spor kültürü yaratmak kentin geleceğini nasıl şekillendirir?” sorusundan yola çıkılarak yapılan ankette konukların önerilerini topladı. Anket sonuçlarının manifestonun sahadaki karşılığını güçlendireceği belirtildi.
Etkinlikte, Nilüfer’de spor kültürüne emek veren sporcular ile Süperlig ve Türkiye 1. lig takımları arasındaki tek kadın baş antrenör olan İlknur Kurtuluş, Nilüfer Belediyespor Hentbol Başantrenörü Gökhan Durmaz ve Nilüfer Belediyespor Eker Voleybol A Takımı destekçisi Eker Spor Kulübü Başkanı Ece Eker’e “Onur ve Katkı Belgesi” verildi. Türkiye Voleybol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Ersin Yılmaz da, daha nice sporcuların yetişmesine duyduğu inancı temsilen, Milli Takım imzalı formayı Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Kulüp Başkanı Muharrem Or’a takdim ederken, Başkan Özdemir ve Or da Nilüfer Belediyespor Eker Voleybol A Takımı sporcularının imzaladığı formayı Yılmaz’a hediye etti.
ÖZETLE NİLÜFER SPOR MANİFESTOSU
Öte yandan Nilüfer Spor Manifestosu, belediyelerin geleneksel spor hizmetlerinin ötesine geçerek; sporu kent planlaması, gençlik politikaları, halk sağlığı ve toplumsal dayanışma başlıklarıyla birlikte ele alan stratejik bir çerçeve sunuyor. Manifesto; sporun yalnızca rekabet ve başarı odaklı değil, yaşam boyu katılımı teşvik eden, kapsayıcı ve eşitlikçi bir toplumsal araç olduğuna dikkat çekiyor.
“SPOR, HERKES İÇİN BİR YAŞAM HAKKI”
Nilüfer Spor Manifestosu, günlük yaşamda sporu herkes için ulaşılabilir kılmayı amaçlıyor. Bu çerçevede belgenin temel hedefleri şöyle öne çıkıyor:
Her Yaştan Kentliye Açık Spor İmkanları: Okullar, parklar ve meydanlar başta olmak üzere kentin günlük yaşam alanlarında sporun doğal olarak yer alması.
Gençlik ve Toplum Odaklı Yaklaşım: Gençlerin sadece sportif başarı değil, aynı zamanda sosyal bağ, öz güven ve yaşam becerileri geliştireceği alanlar yaratmak.
Toplumsal Sağlık ve Refah: Sporu, fiziksel sağlığın ötesine taşıyarak ruh sağlığı ve toplumsal dayanışmanın temel bir bileşeni olarak konumlandırmak.
Kapsayıcılık ve Fırsat Eşitliği: Dezavantajlı gruplar, kadınlar, yaşlılar ve özel gereksinimli bireyler için eşit katılım imkânları sağlamak.
Manifesto; sporun yalnızca rekabet ya da başarıya odaklı bir faaliyet olmadığını; toplumun her bireyinin yaşam kalitesini yükselten, sosyal bağları güçlendiren, eşitlikçi bir araç olduğunu vurguluyor.
TÜRKİYE’DE BİR İLK: STRATEJİK SPOR POLİTİKASI
Belediyeler geleneksel olarak spor tesisleri inşa eder, kulüpleri destekler veya gençlik programları yürütür. Ancak Nilüfer’in Spor Manifestosu, bu çalışmaların ötesine geçerek sporu stratejik bir kamu politikası haline getiriyor ve bütüncül bir sosyal dönüşüm aracı olarak tanımlıyor. Sporun kent planlamasından eğitim politikalarına, toplumsal sağlığa kadar uzanan geniş bir vizyonla ele alınması, bu yaklaşımı Türkiye’de benzersiz kılıyor.
Sporun kent yaşamına entegrasyonu ve herkese ulaşan fırsatlar sunması, manifestonun en çarpıcı yönlerinden biri. Bu vizyon, yalnızca yarışma odaklı değil; hayat boyu spor, katılımcı topluluklar ve sağlıklı nesiller yaratma perspektifini benimsiyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mudanya Belediyesi, Türkiye Triatlon Federasyonu iş birliğiyle 19–20 Eylül 2026 tarihlerinde düzenlenecek Mudanya Triatlonu Türkiye Kupası Finali’ne ev sahipliği yapacak. Daha önce triatlon organizasyonlarına başarıyla ev sahipliği yapan Mudanya’da, federasyonla iş birliği protokolü imzalandı.
Mudanya Belediyesi ile Türkiye Triatlon Federasyonu arasında, Mudanya Triatlonu Türkiye Kupası Finallerinin Mudanya’da düzenlenmesine ilişkin iş birliği protokolü imzalandı. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ile Türkiye Triatlon Federasyonu Organizasyon Kurulu Başkanı Ender Baş’ın imzaladığı protokol kapsamında, 19–20 Eylül tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanından profesyonel ve amatör triatletler Mudanya’da bir araya gelecek.
Geçtiğimiz yıllarda Avrupa Balkan Şampiyonası ve Yaş Grupları Sprint Türkiye Kupası Finallerine ev sahipliği yapan Mudanya, 2026’nın en önemli spor organizasyonlarından birine daha ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
DENİZ, TARİH VE DOĞANIN BULUŞTUĞU PARKUR
Mudanya Triatlonu Türkiye Kupası Finalleri, doğa ile iç içe bir parkurda gerçekleştirilecek. Yarışlar, Mudanya’nın mavi sularında yapılacak yüzme etabıyla başlayacak; ardından sporcular, Mudanya’nın eşsiz deniz manzaraları eşliğinde bisiklet etabını tamamlayacak. Organizasyonun koşu etabı ise Mudanya’nın tarihi sokaklarında ve sahil hattında koşulacak.
Doğal ve kentsel dokunun bir arada sunulduğu parkur, hem sporculara teknik bir yarış deneyimi sunacak hem de izleyiciler için görsel bir şölen oluşturacak.
“TRİATLON MUDANYA’NIN VAZGEÇİLMEZİ OLDU”
Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, triatlon yarışlarının Mudanya’da düzenlenmesinden büyük memnuniyet ve heyecan duyduklarını belirterek, organizasyonun ilçe için kalıcı bir spor etkinliğine dönüştüğünü vurguladı. Yarışlara bu yıl üçüncü kez ev sahipliği yapacaklarını ifade eden Dalgıç, şöyle konuştu:
“Mudanya’nın tarihi ve kültürel dokusuna son derece yakışan triatlon yarışları hem Mudanyalılar hem de ilçemize gelen sporcular için artık vazgeçilmez bir organizasyon haline geldi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen sporcuları ve misafirlerimizi Mudanya’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Her geçen yıl katılımın ve ilginin artması, bu organizasyonun ilçemizin tanıtımına sağladığı katkıyı da açıkça gösteriyor. Bu yıl da yarışları sorunsuz, güvenli ve yüksek standartlarda gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”
Mudanya Triatlonu Türkiye Kupası Finalleri, 19–20 Eylül tarihlerinde sporcuları, izleyicileri ve sporseverleri Mudanya’da bir araya getirerek ilçede iki gün boyunca spor dolu anlara sahne olacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü öğretim üyesi, VERİMER (Veri Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Tuğba Altıntaş, 18 Aralık Sağlık İdarecileri Günü dolayısıyla sağlık kurumları işletmeciliği ve sağlık yönetimi alanının önemine dikkat çekti.
Sağlık hizmetlerinin yönetimsel boyutunu kapsayan stratejik bir alan
Sağlık Kurumları İşletmeciliği veya Sağlık Yönetimi sağlık hizmetlerinin yalnızca tıbbi boyutuyla değil; yönetim, planlama ve sürdürülebilirlik ekseninde de ele alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tuğba Altıntaş, “Sağlık Kurumları İşletmeciliği ve Sağlık Yönetimi, sağlık hizmetlerinin sadece tıbbi değil; aynı zamanda yönetimsel, ekonomik ve organizasyonel boyutunu kapsayan stratejik bir alandır. Bu programlardan mezun olanlar, sağlık kurumlarının etkin, verimli ve hasta odaklı şekilde yönetilmesinde aktif rol üstlenmektedir.” dedi.
Mezunlar çok yönlü bir yönetim becerisi kazanıyor
Programın mezunlara kazandırdığı temel yetkinliklere değinen Prof. Dr. Altıntaş, “Mezunlarımız; yönetim ve organizasyon, finansal planlama ve bütçe yönetimi, insan kaynakları, kalite ve akreditasyon süreçleri, sağlık mevzuatı ile hasta memnuniyeti ve hizmet kalitesi gibi alanlarda donanım kazanıyor. En önemli kazanım ise sağlık hizmetlerini hem hasta hem kurum hem de çalışan perspektifinden değerlendirebilmeleridir. En önemli kazanımlardan biri, mezunların sağlık hizmetlerini hem hasta hem kurum hem de çalışan perspektifinden değerlendirebilme yeteneği elde etmeleridir. Böylece sağlık hizmetlerinin daha düzenli ve sürdürülebilir sunulmasına katkı sağlarlar.” diye konuştu.
İstihdam alanı oldukça geniş
Sağlık Kurumları İşletmeciliği mezunlarının Türkiye’de çok geniş bir yelpazede görev alabildiğini belirten Prof. Dr. Altıntaş, “Mezunlarımız; kamu ve özel hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri, tıp merkezleri, aile sağlığı merkezleri, özel sağlık şirketleri, ilaç ve medikal firmalar, sağlık sigortası ve özel emeklilik şirketleri ile sağlık turizmi firmalarında istihdam edilebilmektedir. Mezunlar genellikle idari kadrolarda; hasta hizmetleri, kalite birimleri, insan kaynakları, satın alma ve planlama gibi bölümlerde görev alırlar.” ifadesinde bulundu.
Uluslararası alanda da geçerliliği olan bir meslek
Sağlık yönetiminin küresel ölçekte geçerli bir alan olduğunun altını çizen Prof. Dr. Altıntaş, “Yabancı dil yeterliliğini geliştiren mezunlar, yurt dışındaki hastanelerde, sağlık turizmi firmalarında, uluslararası sağlık kuruluşlarında ve sağlık danışmanlığı ile proje yönetimi alanlarında çalışma imkânı bulabilmektedir. Özellikle sağlık turizmi ve uluslararası hasta yönetimi alanları, mezunlar için önemli fırsatlar sunmaktadır.” şeklinde konuştu.
Özel sektör daha hızlı fırsatlar sunuyor
Kamu ve özel sektör karşılaştırmasına da değinen Prof. Dr. Altıntaş, “Mezunların istihdamında özel sektör daha hızlı ve esnek fırsatlar sunmaktadır. Özel hastaneler, sağlık grupları ve sağlık şirketleri bu mezunlara yoğun talep göstermektedir. Kamu sektöründe ise Sağlık Bakanlığı ve bağlı kurumlarda görev alma imkânı bulunmaktadır; ancak bu alanda atamalar daha sınırlı ve rekabetçidir. Bu nedenle mezunların büyük bir kısmı kariyerine özel sektörde başlamayı tercih etmektedir.” dedi.
Dijitalleşme ve veri temelli yönetim öne çıkacak
Önümüzdeki yıllarda sağlık yönetimi alanında öne çıkacak trendlere de değinen Prof. Dr. Altıntaş, “Dijitalleşme, sağlık bilişim sistemleri, yapay zekâ destekli karar mekanizmaları, veriye dayalı yönetim, hasta deneyimi ve memnuniyeti odaklı yaklaşımlar ile kalite ve hasta güvenliği uygulamaları önümüzdeki dönemin belirleyici başlıkları olacak. Bu gelişmeler, sağlık kurumları işletmeciliği mezunlarının önemini her geçen gün artırmaktadır.” diye konuştu.
Sağlık yöneticileri sistemin görünmeyen kahramanları
Prof. Dr. Tuğba Altıntaş, sağlık yöneticilerinin sistemdeki hayati rolüne dikkat çekerek, “Sağlık Kurumları İşletmeciliği, sağlık sisteminin arka planda ama hayati rol üstlenen bir alanıdır. İyi yönetilen sağlık kurumları hem sağlık çalışanlarının yükünü azaltır hem de hastalara daha kaliteli hizmet sunar.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bolivya‘da hafta sonundan bu yana etkili olan şiddetli yağışların yol açtığı sellerde 20 kişi hayatını kaybetti.
Bolivya Sivil Savunma Bakan Yardımcısı Alfredo Troche, yerel basına yaptığı açıklamada, Santa Cruz kentinde sel felaketinin yaşandığını ve Pirai Nehri’nin taştığını söyledi.
Sellerde şu ana kadar 20 kişinin yaşamını yitirdiğini bildiren Troche, çok sayıda kişinin de kayıp olduğunu belirtti.
Troche, arama ve kurtarma çalışmalarının aralıksız devam ettiğini, kayıplar nedeniyle “büyük” üzüntü duyduklarını ifade etti.
Öte yandan Bolivya Devlet Başkanı Rodrigo Paz, bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmek amacıyla Hükümet Sarayı’nda Kriz ve Durum Odası kurulduğunu açıkladı.
Paz, selden etkilenen bölgelerde ulusal acil durum ilan edilmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
El Nino ve La Nina iklim olaylarının etkilerinin sürdüğünü aktaran Paz, gelecek 3 ila 5 ay boyunca yoğun yağışlar ve ardından kuraklık yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Yerel basına göre, can kaybının artmasından endişe edilirken, sel felaketinin yol açtığı maddi zararın milyonlarca dolar seviyesinde olduğu tahmin ediliyor.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bir mobilya fabrikasının bahçesinde çıkan yangın hangara sıçradı. Yangın ekiplerin müdahalesiyle büyümeden söndürüldü.
Edinilen bilgiye göre, OSB 34. Cadde üzerinde bulunan bir mobilya fabrikasının bahçesinde bulunan atık maddeler henüz bilinmeyen bir sebepten alev aldı. Yangın fabrikanın hangarına da sıçrarken, ihbar üzerine bölgeye polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri de yangına müdahale etti. Ekiplerin müdahalesiyle yangın büyümeden kontrol altına alındı. Soğutma çalışmalarının ardından yangın tamamen söndürüldü.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. – KAYSERİ