40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi
(ANKARA) – CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politika Kurulu Başkanı ve Ankara Milletvekili Gamze Şengel Taşcıer, “Bugün gerçekleştirilen ikinci Asgari Ücret Tespit Toplantısı’nda işçi konfederasyonu fiilen masada yer almamaktadır. Emekçilerin örgütlü temsilinin bulunmadığı bir ortamda bu kavramların kullanılmasının kamuoyunda yanıltıcı bir algı yaratma amacı taşıdığı açıktır. Emeğin örgütlü temsilinin olmadığı bir masada alınan kararların toplumsal meşruiyet üretmesi mümkün değildir. İstihdamı koruma gerekçesiyle ücretlerin baskı altında tutmaya çalışan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı suçüstü yakalanmasına rağmen uzun süredir emekçiyi yoksulluğa mahküm etmekten başka hiçbir sonuç üretmeyen bu politika tercihinde ısrar etmektedir” dedi.
CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politika Kurulu Başkanı ve Ankara Milletvekili Gamze Şengel Taşcıer, Asgari Ücret Tespit Toplantısı’nın ikinci gününe ilişkin yazılı açıklama yaptı. Şengel Taşcıer şunları kaydetti:
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ı iki gündür hayretle dinliyor ve ibretle takip ediyoruz. Öncelikle ifade etmek isteriz ki, CHP açısından mesele, asgari ücretin kaç lira olacağıyla sınırlı değildir; emeğin bu ülkede hangi siyasal ve ekonomik rejim altında yaşamını sürdürdüğüdür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan dilinden düşürmediği ‘sosyal diyalog’un, ‘ortak nokta’nın ve ‘makroekonomik dengeler’in ne olduğu emek mücadelesinin içinden gelen herkes için açıktır.
“‘Sosyal diyalog’ kavramı tarafların görüşlerinin karar alma süreçlerine gerçek anlamda yansıdığı koşullarda karşılık bulur”
Bakan Işıkhan tarafından yapılan açıklamalar, asgari ücret sürecinin fiili işleyişiyle örtüşmemektedir. ‘Ortak nokta’ söylemi, tarafların eşit ve etkin biçimde temsil edildiği bir müzakere zemini bulunmadığı sürece anlamını yitirmektedir. Bugün asgari ücret masasında böyle bir zeminden söz etmek mümkün değildir. ‘Makroekonomik dengeler’ vurgusu ise emeğin geçim koşullarını ikincil plana iten, ücretleri enflasyonun sebebi olarak konumlandıran bir politikanın sürdürüldüğünü göstermektedir. Bu yaklaşım, milyonlarca emekçi açısından hayat pahalılığı, gelir kaybı ve güvencesizlik anlamına gelen dengesizliğin kendisini ifade etmektedir. Öte taraftan ‘Sosyal diyalog’ kavramı da ancak tarafların görüşlerinin karar alma süreçlerine gerçek anlamda yansıdığı koşullarda karşılık bulur.
“Asgari ücret süreci artık ciddi bir temsil ve demokrasi sorunudur”
Bakanlık tarafından dile getirilen ‘enflasyona karşı koruma’ söylemi de çalışanların yaşadığı somut gerçeklikle örtüşmemektedir. Emekçiler, alım gücündeki kaybı her ay doğrudan deneyimlemektedir. Sayın Bakan’ın enflasyonu düştükçe, emekçinin tansiyonu çıkmaktadır. Bugün gerçekleştirilen ikinci Asgari Ücret Tespit Toplantısı’nda işçi konfederasyonu fiilen masada yer almamaktadır. Emekçilerin örgütlü temsilinin bulunmadığı bir ortamda bu kavramların kullanılmasının kamuoyunda yanıltıcı bir algı yaratma amacı taşıdığı açıktır. Emeğin örgütlü temsilinin olmadığı bir masada alınan kararların toplumsal meşruiyet üretmesi mümkün değildir. İstihdamı koruma gerekçesiyle ücretlerin baskı altında tutmaya çalışan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı suçüstü yakalanmasına rağmen uzun süredir emekçiyi yoksulluğa mahküm etmekten başka hiçbir sonuç üretmeyen bu politika tercihinde ısrar etmektedir. Bu bakımdan Asgari ücret süreci artık ciddi bir temsil ve demokrasi sorunudur. Sayın Bakan’ın masada yer almayan işçi tarafını ziyaret ederek, sürecin eksik temsilini örtmeye ve kendi perspektifi üzerinden bir meşruiyet zemini oluşturmaya çalıştığının farkındayız. Türk-İş ve Hak-İş ziyaretleri de bu telaşın bir sonucudur. Bu telaştan milyonlarca emekçiye bir kazanım çıkmaz.”
BURSA’nın İnegöl ilçesinde Mehmet H. (45), arkadaşına kullanması için verdiği otomobilini, park halinde kurşunlanmış halde buldu. Aracın park halindeyken hedef alınmadığı belirlenirken, olaya ilişkin inceleme başlatıldı.
Olay, İnegöl ilçesi Yenimahalle Katip Sokak’ta meydana geldi. Mehmet H. iddiaya göre, 15 DG 843 plakalı otomobilini dün kullanması için arkadaşına verdi. Yine iddiaya göre arkadaşı, işlerini hallettikten sonra Mehmet H.’nin otomobilini aldığı sokağa park edip, anahtarı teslim etti. Sabah işe gitmek için park halindeki otomobilinin yanına gelen Mehmet H., kurşun izlerini görünce 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede, otomobile tabancayla ateş açıldığı ve 6 mermi isabet ettiği tespit edildi. Park halindeyken hedef alınmadığı belirlenen otomobili, kullanmak için alan kişi, ifadesine başvurulmak üzere aranırken, olaya ilişkin inceleme başlatıldı.
Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa),
1) KONYA’DA ÇÖKEN BİNAYA İLİŞKİN BİLİRKİŞİ RAPORU: DUVARLAR İNCE OLDUĞU İÇİN YIKILMIŞ OLMA OLASILIĞI YÜKSEK
KONYA’da 2 kişinin yaşamını yitirdiği, 3 kişinin ise yaralandığı 4 katlı Taşoluk Apartmanı’nın çökmesine ilişkin davada tutuksuz 10 sanığın yargılanmasına devam edildi. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, binanın bodrum katında bulunan duvarların 40 santimetre olması gerekirken 30 santimetre olduğu ve bu nedenle de binanın yıkılmış olma olasılığının yüksek olduğu belirtildi.
Selçuklu ilçesi Selçuk Mahallesi Beyşehir Caddesi’nde 24 Ocak’ta saat 20.00 sıralarında, 7 dükkan, 14 daire ve 2 bloktan oluşan, zeminle birlikte toplam 4 katlı Taşoluk Apartmanı’nın alt katındaki balık restoranında duvardaki seramikler dökülmeye ve sesler gelmeye başladı. Balıkçıda çalışan Ali El Hüseyin (20) ve Abrurrahman Keji (17), üst kattaki dairelerde oturanların kapı zillerine basıp, o anda evlerinde olan birçok kişinin binayı tahliye etmesini sağladı. 1992 yılında inşaat, 1994 yılında da iskan ruhsatı alınan bina, kısa süre sonra da çöktü. 79 kişinin ikamet ettiği binanın 1’inci katında oturan ve enkaz altında kalan aynı aileden Muhammed Jethan (24) ve amcası Halid El Jethan (55) ve kuzeni Ahmet Muhammed Jethan (23) 7 saat sonra sağ kurtarıldı. Muhammed Jethan’ın kuzeni, olay tarihinden 7 ay önce evlenen Turki Muhammed (22) ve eşi Emine Mustafa (18) yaşamını yitirdi.
10 SANIK YARGILANIYOR
Taşoluk Apartmanı’nın çökmesiyle ilgili 10 sanık hakkında ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’, ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlarından dava açıldı. Suç oranlarına göre haklarında 2 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edilen sanıkların üçüncü duruşması, bugün 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanıklardan daha önce tahliye edilen ancak başka suçtan tutuklu bulunan balık işletmecisi Kazım Fünlü (45), SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri) ile katılırken, diğer tutuksuz sanıklardan sadece Volkan D. (50) ve dükkan sahiplerinden Mehmet P. (65) salonda hazır bulundu.
‘BEN KİMSEYE KAPI AÇ DİYE TALİMAT VERMEDİM’
Sanıklardan Kazım Fünlü, “Ben kimseye dükkanlar arasına kapı aç diye talimat vermedim. Orası yapılırken ben açık cezaevinde mahkumdum. Tüm iletişimimi telefonla yaptım” dedi.
Volkan D. de “Benim bu olaydı suçum yok’ ‘diye kendini savundu. Mehmet Parla da hakkında adli kontrol kararının kaldırılmasını talep etti.
BİLİRKİŞİ DUVAR İNCELİĞİNİ İŞARET ETTİ
Mahkeme heyeti, bilirkişi heyetinden istenilen raporun mahkeme sunulduğunu belirtti. Raporda, binanın bodrum katında bulunan duvarların 40 santimetre olması gerekirken, 30 santimetre olduğu ve bu sebepten dolayı da yıkılmış olma olasılığının yüksek olduğunun belirtildiği açıklandı. Mahkeme heyeti, aynı bilirkişi heyetinden çöken binanın bulunduğu yerdeki toprağın yapısı ve su tesisatıyla ilgili bilirkişi raporu istedi.
Duruşmayı, 24 Mart 2026 tarihine erteledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16’ıncı Büyükelçiler Konferansı genel değerlendirme toplantısında konuştu
(ANKARA) – Çalışma ve ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “İşçi kesiminin masada olmaması çok önemli bir eksiklik değil. Çünkü biz biraz önce TÜRK-İŞ’in masasına gittik, görüşlerini aldık. Şimdi de HAK-İŞ’in masasında bu istişareleri yaptık. Aldığımız bu görüşleri de komisyona ileterek, sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesine katkı sağlayacağım” dedi.
Çalışma ve ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesinde, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde yaptığı görüşmenin ardından, HAK-İŞ Genel Merkezi’nde, HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ile görüştü.
Ziyaretlerin ardından açıklama yapan Bakan Işıkhan, asgari ücret görüşmeleri kapsamında, sosyal diyalog sürecini devam ettirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu görüşmeler neticesinde elde ettiğimiz verileri komisyona ileteceğim ben de. Sosyal diyalog sürecini başlatıyoruz. Burada özellikle şunun altını çizmek isterim, masada işçi kesiminin olmaması çok önemli bir eksiklik değil. Çünkü biz biraz önce TÜRK-İŞ’in masasına gittik, görüşlerini aldık. Şimdi de HAK-İŞ’in masasında bu istişareleri yaptık. ve aldığımız bu görüşleri de komisyona, genel müdürümüze ileterek sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesine katkı sağlayacağım.”
Arslan: “TİSK’i, insan onuruna yaraşır bir iş ve ücret konusunda sorumluluk almaya çağırıyoruz”
Bakan Işıkhan’dan sonra konuşan HAK-İŞ Başkanı Arslan da görüşmenin verimli geçtiğini, asgari ücrete ilişkin görüşlerini aktardıklarını söyledi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK), işçi sendikalarının masada olmamasını fırsata çevirmek istediğini belirten Arslan, şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanı da TİSK kongresinde çağrı yaptı, ‘Elinizi taşın altına koyun’ diye işverenlere. Bence işveren kesimi, işçi kesiminin bulunmadığı komisyonda, oradaki pozisyonunu kullanarak asgari ücreti olması gerekenin daha altında bir yerde belirlenme girişimlerinden vazgeçmeli, böyle bir girişim içinde olmamalı. Buradan TİSK’in Sayın Başkanı ve ekibini, böyle bir fırsata dönüştürme çabalarının yerine, asgari ücretlinin ülkemizde yaşadığı zorluğu, asgari ücret rakamlarının enflasyon karşısında eridiğini, bunun da dikkate alınarak, insan onuruna yaraşır bir iş ve ücret konusunda sorumluluk almaları çağrısını yapıyoruz.”
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının değişmesi gerektiğini tekrarlayan Arslan, “Anladığımız kadarıyla asgari ücret tespit komisyonuyla ilgili düzenlemeler ocak ayından sonraya kalmış durumda” dedi.