40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi
Beykoz’da motosiklet sürücüsü Batın Barlasçeki’nin öldüğü, 2 kişinin de yaralandığı trafik kazasına ilişkin Fatma Zehra Kınık hakkında 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Kazada yaralanan Yavuz Selim Öztürk’ün dosya istinaf aşamasındayken şikayetinden vazgeçtiği gerekçesiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce bozma kararı verildi. Bugün yeniden görülen davanın duruşmasında Kınık hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Kaza, 9 Temmuz 2024’te saat 13.30 sıralarında Beykoz Kavacık Mahallesi’nde meydana geldi. 34 FKJ 390 plakalı otomobil sürücüsü eski Kızılay Başkan Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık, Baki Sokak’tan Fatih Sultan Mehmet Caddesi’ne çıktığı sırada, kasksız halde arkasında yolcuyla ilerleyen Yavuz Selim Öztürk’ün kullandığı 34 HUT 980 plakalı motosiklete çarptı. Çarpmanın etkisiyle motosikletteki sürücü ve arkasındaki yolcu Batın Barlasçeki ağır yaralandı. Barlasçeki, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olaya ilişkin Fatma Zehra Kınık hakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Davayı 26 Mayıs’ta karara bağlayan Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Demir’i ‘Taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, olayda yaralanan Yavuz Selim Öztürk’ün dosya istinaf aşamasındayken şikayetinden vazgeçtiği gerekçesiyle Sanık Fatma Zehra Kınık’ın üzerine atılı suçun vasıf değiştirerek ‘Taksirle bir insanın ölümüne neden olma’ suçuna dönüştüğünden verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasının bozulmasına karar verdi ve kararı yeniden incelenmesi için yerel mahkemeye gönderdi. İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararının ardından duruşma Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuksuz sanık Fatma Zehra Kınık Demir katıldı. Duruşmada, kazada hayatını kaybeden Batın Barlasçeki’nin ailesi ve taraf avukatları da hazır bulundu.
‘KUSURUN MOTOSİKLET SÜRÜCÜSÜNDE OLDUĞUNUN KANAATİNDEYİM’
Fatma Zehra Kınık Demir, “Aşamalarda yapmış olduğum savunmamı tekrar ederim. Ben gereken kontrolleri yaparak bana yol verildikten sonra yavaş bir şekilde hareket ettim. Bu noktada ben kusurun motosiklet sürücüsünde olduğu kanaatindeyim. Beraatimi talep ederim. Aksi kanaatte ise mahkeme lehte hükümlerin uygulanmasını talep ederim. Sön söz olarak tekrardan yaralılara ve rahmetli Batın için rahmet ve Allah’tan açil şifalar diliyorum” dedi.
‘BİR CANIN YOK OLMASINA SEBEP OLDU’
Hayatını kaybeden Batın Barlasçeki’nin annesi Hasret Doğan beyanında, “Sanığın cezasız kalmasını kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Ben oğlumu bir daha hiç göremeyeceğim. Yaşasaydı 18 yaşına girecekti, bir canın yok olmasına sebep olmuşken bunun cezasız kalmasını istemiyorum. Ben sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ederim” dedi.
2 YIL 6 AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Kararını açıklayan hakim sanık Demir’i ‘taksirle bir kişin ölümüne neden olma’ suçundan 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Hakim, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarını, cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisini göz önüne alarak takdiri indirim yapılmasına ve 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırmasına karar verdi. Kararda, sanığın ehliyetine ise 1 yıl alıkonulmasına hükmedildi.
Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan Erdal Türkan, bedenini tıp eğitiminde kullanılması için kadavra olarak Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Tıp Fakültesi’ne bağışladı.
ALKÜ’den yapılan açıklamaya göre, Alanya Huzurevi’nde yaşayan 82 yaşındaki Türkan, bedeninin kadavra olarak kullanılması için üniversiteye başvurdu.
Kadavra bağışlarının yerine getirilmesi için yasal belgelerin hazırlanmasından sonra, bağışçı Türkan ile Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kemal Erenler ve Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Seda Arslan’ın eşliğinde ALKÜ Tıp Fakültesi Dekanlık makamında bağış için imzalar atıldı.
Bağışçı Türkan, 35 yıl önce emekli olduğunu, uzun bir süre önce de bedenini bilime adamak istediğini belirtti.
Nihai kararını aldıktan sonra gerekli başvuruları yaptığını kaydeden Türkan, “Bilime faydalı olabilmek adına insanlara yardımım dokunabiliyorsa bu benim için büyük bir mutluluk demektir. Bağış kararımı aldıktan sonra gerekli başvuruları yaptım. ALKÜ’nün bağışları aldığını öğrenince daha mutlu oldum. ALKÜ ailesine ilgilerinden dolayı teşekkür eder, bağışın bilime faydalı olmasını dilerim.” ifadelerini kullandı.
Dekan Prof. Dr. Erenler ise bağışçı Türkan’a teşekkür etti.
Doç. Dr. Seda Arslan da bağışın çok kıymetli olduğunu kaydetti.
Öte yandan, son iki yılda 10 bağışçının bedenini kadavra olarak bağışladığı belirtildi.
Antalya‘nın Serik ilçesinde bir otomobile özel düzenekle gizlenmiş 17 kilogram uyuşturucu ele geçirildi, yabancı uyruklu sürücü gözaltına alındı.
İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, İran uyruklu bir kişinin aracıyla Türkiye’ye uyuşturucu madde getireceğini tespit etti.
Ekiplerce takip edilen araç Serik’te durduruldu. Narkotik köpeğinin uyuşturucu bulunduğunu tespit ettiği araç detaylı arama için oto sanayisine götürüldü.
Sanayide yapılan aramada, otomobilin şaft kısmına özel bir düzenekle yerleştirilmiş 17 kilogram sentetik uyuşturucu ele geçirildi.
Otomobil sürücüsü jandarma tarafından gözaltına alındı.
Büyükçekmece’de Sedef Güler’in halıya sarılmış ve ayaklarına ağırlık bağlanmış halde denizde ölü bulunmasına ilişkin 2 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör katıldı. Maktulün annesi Gülizar Sezer, ablası Sevda Güler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) avukatı ise duruşmaya izleyici olarak katıldı.
Maktulün annesi Gülizar Sezer beyanında, şikayetçi olduğunu belirterek, sanıkların en ağır cezayı almasını istediğini söyledi.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Sanık Yavuz Güngör savunmasında, hiçbir şey yapmadığını, uyandığında Sedef Güler’in ölü olduğunu, olay anında akıl sağlığını kaybettiğini ve maktule bir şey yapmadığını iddia etti.
Sanık Fırat Baykara ise olayda en zayıf halkanın kendisi olduğunu, olayın kendisi üzerine yıkılmaya çalışıldığını ve eve giderken Sedef Güler’in ölü olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Müşteki Gülizar Sezer’in sanıklarla sözlü münakaşaya girmesi nedeniyle mahkeme başkanı duruşmaya bir süre ara verdi.
Aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Firarı sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkındaki yakalama kararının infazının beklenmesini kararlaştıran heyet, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi.
KADEM’den açıklama
Duruşma öncesi adliye önünde açıklama yapan KADEM avukatı Sinem Ermiş, sanıklar hakkındaki suçlamayı hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Bugün 7 Haziran 2024’te İstanbul Büyükçekmece’de vahşice katledilen Sedef Güler’in altıncı duruşmasını takip etmek ve adalet talebimizi yinelemek için bir kez daha toplandık. Sedef, iş bulma vaadiyle kandırılmış, elleri koli bandıyla bağlanmış, ayaklarına zincir ve ağırlık takılarak bir halıya sarılıp denize atılmıştır. Biz bugün yalnızca bir cinayeti değil, görmezden gelinen bir toplumsal yarayı haykırıyoruz.”
KADEM olarak bu davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurgulayan Ermiş, “Kadınların yaşama hakkını savunmak yalnızca hukukçuların değil, her birey ve kurumun ortak sorumluluğudur. Biz, kadınların hayatlarını savunmaktan, adaletin takipçisi olmaktan ve tüm kadınlar özgürce yaşayana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.” diye konuştu.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 7 Haziran 2024’te Büyükçekmece Mimar Sinan Mahallesi Gülcemal Sosyal Tesisleri önündeki balıkçı barınağının bulunduğu mevkideki incelemede, elleri koli bandıyla, ayakları ise zincirle bağlanan maktulün cesedinin sarıldığı halının çuval ve perde parçalarıyla çevrildiği belirtiliyor.
Maktulden alınan parmak iziyle cesedin Sinem Güler’e ait olduğu kaydedilen iddianamede, cesedin sarılı olduğu halının sahibinin ise etiketteki yıkama fabrikası aracılığıyla Z.E’ye ait olduğunun anlaşıldığı, emlak işiyle uğraşan bu kişinin de halının bulunduğu daireyi sanık Fırat Baykara’ya kiraladığı anlatılıyor.
İddianamede, dairenin sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör tarafından kullanıldığı ifade edilerek, incelenen kamera görüntülerinden Güngör’ün 4 Temmuz 2024’te siteye girdiği, ardından Onur Özbey’in Güler’i adrese getirdiği, maktulle buradakiler arasında tartışma yaşandığı, 5 Temmuz’da Yavuz Güngör’ün Sedef Güler’le siteden ayrılıp Fırat Baykara’nın evine gittikleri ve bir süre sonra Baykara’nın da eve geldiği kaydediliyor.
Firari olarak aranan sanık Yavuz Güngör’ün, sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği bildirilen iddianamede, ancak Güngör’ün daha sonra ülkeye iadesinin sağlandığı kaydediliyor.
İddianamede, sanıklar Yavuz Güngör ve Fırat Baykara hakkında “çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkında ise “suçluyu kayırma” suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Haber: Beril KALELİ
(İSTANBUL) İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 ay önce 4 yıl 2 ay hapse çarptırdığı önceki Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık Demir hakkında bu kez 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne, 3 kişinin de yaralanmasına neden olduğu halde tek gün tutuklu kalmayan Zehra Kınık’in 2 yıl süreyle ehliyetine el konulmuştu.
Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık Demir, çarptığı motosiklette bulunan 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve 3 kişinin yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle yargılandığı davanın 26 Mayıs’ta görülen karar duruşmasında, 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmış, 2 yıl süreyle ehliyetine el konulmuş, yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verilmişti.
Şikayetlerden bazıları geri çekildi, karar istinaftan döndü
Kazada yaralananların şikayetlerini geri çekmesi üzerine kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulmasının ardından yeniden görülmeye başlayan davanın 2’inci duruşması bugün gerçekleşti. 15.00 sıralarında başlayan duruşmaya Zehra Kınık ve avukatları da katıldı.
“Maddi ve manevi tazminat ödedik…”
Bir süre sonra kararını açıklayan İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Zehra Kınık hakkında bu kez 2 yıl 6 ay hapis cezası ve yurt dışı çıkış yasağının devamı yönünde karar verdi.