40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi
(ANKARA)- Türk-İş ve Hak-iş başkanları ile yaptığı görüşmelere dair konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “İşçi sendikalarımızdan almış olduğumuz görüşleri diğer komisyon üyelerimize ifade edeceğim. İnşallah her dönem yaptığımız gibi 2026’da geçerli olacak ücretin enflasyona ezdirmeme ilkesine dikkat edeceğiz. İşçilerimizin refahı ve satın alma gücünü koruyacak ve geliştirecek nitelikte olmasına dikkat ediyoruz” dedi.
Sendika başkanları ile yaptığı görüşmelerden sonra, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına katılmak için bakanlığa giden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan gazetecilerin sorularını yanıtladı.
2026 yılında geçerli olacak asgari ücret düzeyini belirlemek amacıyla işçi sendikalarıyla istişare süreçlerini sürdürdüklerini söyleyen Bakan Işıkhan, “İşçi kesimi masada yok. Olmayabilir. Ancak ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak Türk-İş’e giderek Türk-İş masasını kurduk. Hak-İş’e giderek Hak-İş masasını kurduk ve asgari ücretle ilgili olarak iki başkanın taleplerini ve geleceğe yönelik tekliflerini aldım” dedi.
“2026’da geçerli olacak ücreti n enflasyona ezdirmeme ilkesine dikkat edeceğiz”
Türk-İş ve Hak-İş’ten aldığı önerileri komisyona sunacağını söyleyen Bakan Işıkhan, sözlerine şöyle devam etti:
“İşçi sendikalarımızdan almış olduğumuz görüşleri diğer komisyon üyelerimize ifade edeceğim. İnşallah her dönem yaptığımız gibi 2026’da geçerli olacak ücretin enflasyona ezdirmeme ilkesine dikkat edeceğiz. İşçilerimizin refahı ve satın alma gücünü koruyacak ve geliştirecek nitelikte olmasına dikkat ediyoruz. Sizler de biliyorsunuz asgari ücret düzeyinin belirlenmesinde birçok parametre var. Enflasyon düzeyi, satın alma gücü, uluslararası hesaplamalar, sosyal politika ihtiyaçları, vatandaşlarımızın hepsini biz bu komisyonda ele alıp değerlendireceğiz.
Bu süreç içerisinde saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye yüzyılına hem işçimizle, hem işverenimizle, emekçilerimizle birlikte hareket ederek belli bir noktada mutabakata ulaşacağımızı ümit ediyorum.”
Bir gazetecinin Türk-İş’in açıkladığı taleplere ilişkin sorusuna cevap veren Bakan Işıkhan, “Türk-İş’in dile getirmiş olduğu bu talep talepleri biz komisyonda ele alıyoruz ve değerlendiriyoruz. En son görüşmede tüm verileri alıp şimdi komisyonundaki komisyon üyeleri ile paylaşacağım. Bu yüzden her şey sosyal diyalog ortamında atmosferinde gelişiyor. Ben bundan dolayı da çok büyük bir memnuniyet duyuyorum. En azından işçilerimizin taleplerini dileklerini komisyonda yansıtma fırsatım olacak. Bu benim zaten en önemli görevlerinden bir tanesi” dedi.

SİNEMA sanatçısı Engin Çağlar’ın hayatını kaybettiği trafik kazasına ilişkin tutuklu sanık Berkay Orhan’ın yargılandığı davada ilk duruşma görüldü. Mahkeme, sanığın ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle tahliyesine karar verdi.
Kaza, 31 Ekim Cuma günü saat 20.10 sıralarında Merkez Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, caddede motosikletle ilerleyen Berkay Orhan, yolun karşısına geçmek isteyen sinema sanatçısı Engin Çağlar’a çarptı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Bilinci kapalı olarak hastaneye kaldırılan Çağlar, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan Berkay Orhan, ‘Taksirle öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmaya, Engin Çağlar’ın eşi ve oğulları katıldı. Tutuklu sanık Berkay Orhan, bulunduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
‘ÇEVREMDEKİLERDEN POLİS VE AMBULANSI ARAMALARINI İSTEDİM’
Mahkemedeki savunmasında sanık Berkay Orhan, “Sol tarafımdaki bir aracın önünden yaya çıkınca fark ettiğim anda fren yaptım. Kendimi de riske atarak sağa manevra yaptım. Yaya adımlarını hızlandırınca kaza gerçekleşti. Olay yerinin 10 metre gerisinde trafik ışığı, 50 metre ilerisinde yaya geçidi var. Kaza sonrası ayağa kalkıp çevredekilerden polis ve ambulansı aramalarını istedim. Herhangi bir kaçma şüphem yoktur. Sabit ikametgahım ve işim var. Tahliyemi talep ederim. Aksi kanaatteyseniz ev hapsi de olur, gerekirse haftanın 7 günü imza atarım” şeklinde konuştu.
‘HIZ LİMİTİM UYGUNDU’
Sanık Berkay Orhan, “Hızım şehir içi hız limitine uygundu. Işıklardan yeni kalkmıştım. Motorum çok hız yapan bir araç değildi, 250 cc’idi. Uyuşturucu asla kullanmadım. Motosikletimde de herhangi bir arıza yoktu, her şey sağlamdı” ifadelerini kullandı.
TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ
Mahkeme ara kararında, dosyadaki eksik hususların giderilmesine, sanığın ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliyesine karar verdi. Duruşma, 12 Şubat 2026 tarihine ertelendi.
(ANKARA) – CHP’nin İçişleri Politika Kurulu Başkanı ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Murat Bakan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın CHP’nin raporuna yönelik eleştirilerine ilişkin olarak, “Bu eleştiri, raporumuzun omurgasını ıskalayan bir yaklaşımı yansıtıyor. Çünkü bizim raporumuz ‘günlük siyasetin’ diliyle yazılmış bir metin değil; sorunun doğru tanımına dayanan bir demokratikleşme perspektifidir” ifadesini kullandı.
CHP’nin İçişleri Politika Kurulu Başkanı ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Murat Bakan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın CHP’nin raporuna yönelik eleştirilerine sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla yanıt verdi.
Bakan, Yıldız’ın eleştirililerini takip ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu eleştiri, raporumuzun omurgasını ıskalayan bir yaklaşımı yansıtıyor. Çünkü bizim raporumuz ‘günlük siyasetin’ diliyle yazılmış bir metin değil; sorunun doğru tanımına dayanan bir demokratikleşme perspektifidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na Cumhuriyet Halk Partisi olarak sunduğumuz rapor, açık ve net bir ilkeye dayanıyor: Kürt meselesi, Türkiye’de demokrasi güçlenmeden kalıcı biçimde çözülemez. Bu mesele çözülsün diye demokrasi istemiyoruz; demokrasi olmadan bu mesele çözülmez. ve unutulmamalıdır: Kürt meselesinin adil ve kalıcı biçimde çözülmesi de Türkiye’ye demokrasinin yerleşmesine güçlü bir katkı sunacaktır.
Kürt meselesi yalnızca bir ‘güvenlik’ başlığına sıkıştırılamayacak kadar çok boyutlu ve çok katmanlı bir siyasal, toplumsal meseledir. İfade ve örgütlenme özgürlüğü, yerel yönetimler, yargıya güven, cezasızlık algısı vs. Bunların bir kısmı elbette terörle mücadele çerçevesinde ele alınır. Ancak mesele bütünüyle ele alındığında, çözümün anahtarı meşru siyaset alanının genişletilmesi, hukuk devletinin gerçek anlamıyla işlemesi ve demokratik kurumların güçlendirilmesidir.
“Raporumuzun merkezinde pozitif barış yani kalıcı barışı mümkün kılacak özgürlükler vardır”
Tam da bu nedenle, raporumuzun merkezinde ‘negatif barış’ yani yalnızca silahların susması değil; pozitif barış yani kalıcı barışı mümkün kılacak hak, özgürlük ve kurumlar vardır. Sadece ‘terörsüzlük’ hedefiyle yetinmek; demokrasi, denetim ve meşruiyet boyutunu dışarıda bırakmak, sorunu çözmek değil, çoğu zaman sorunu ertelenebilir bir güvenlik yönetimine dönüştürmektir.
Burada bir gerçeğin altını çizmek zorundayız: Hukuk devleti demokrasi olmadan olmaz. ‘Hukuk devleti’ soyut bir etiket değildir; bağımsız ve tarafsız yargı, adil yargılanma, temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması, ifade ve örgütlenme hürriyeti, hesap verebilir yönetim ve ayrımcılıkla mücadele gibi demokratik teminatlarla hayat bulur. Demokrasi zayıfsa, hukuk çoğu zaman yurttaşın güvencesi olmaktan çıkar, iktidarın elinde araçsallaşır. Böyle bir zeminde kalıcı çözüm üretilemez; toplumsal rıza da tesis edilemez.
“Türkiye’de kalıcı çözümün yolu, günlük politikanın dar penceresinden değil, demokratik çerçeveden geçer”
Dahası, komisyonun adında dahi ‘Demokrasi’ varken, demokratikleşmeyi ‘konu dışı’ sayan bir yaklaşım, kavramsal olarak da siyasal olarak da sorunludur. Ortak zemin, demokrasi dışlanarak kurulamaz. Siyaset sorumluluk gerektirir; sorumluluk da hakikati doğru yerden kurmayı gerektirir. Sayın Yıldız, kendi raporlarında çözümü 7 maddelik dar bir ‘teknik düzenleme’ paketi olarak gördükleri için ‘yeni bir şey yok’ sonucuna varıyor. Oysa bizim ortaya koyduğumuz şey, maddelerin sayısıyla ölçülecek bir öneri değildir; rejimin niteliğini, siyasal alanın genişliğini ve kurumların güvenilirliğini tartışmaya açan bütüncül bir demokratikleşme teklifidir. Türkiye’de kalıcı çözümün yolu, günlük politikanın dar penceresinden değil; devletin, toplumun ve siyasetin birlikte nefes alacağı demokratik bir çerçeveden geçer.
Ayrıca MHP’nin kendi raporunda örnek gösterdiği çatışma çözümü deneyimleri dahi, bu gerçeği doğrulamaktadır. ETA ve IRA gibi örneklerde silahsızlanma süreçleri, yalnızca güvenlik tedbirleriyle değil; meşru siyaset kanallarının güçlendirilmesi, insan hakları standartlarının yükseltilmesi, yargı düzeni ve güvenlik anlayışında reformlar ile birlikte yürütülmüştür. Yani bu süreçlerde ‘demokrasi’ dışarıda bırakılmamış; tam tersine çözümün kalıcılaşması için demokrasi bir kaldıraç olarak kullanılmıştır. Bugün Türkiye’de demokrasiyi devre dışı bırakarak benzer bir sonuca ulaşılabileceğini iddia etmek, hem teorik olarak hem pratik olarak tutarlı değildir.”
(ANKARA) – İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan hapis cezası alan eski Danıştay üyesi Ahmet Eğerci, “görevi kötüye kullanma” suçundan Yüce Divan’da yargılandığı davada beraat etti.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda görülen davada, sanık Eğerci ve avukatları hazır bulundu.
AYM Başkanı Kadir Özkaya, dava dosyasına gelen bilgi ve belgelerin okunmasının ardından iddia makamına söz verdi.
Duruşmada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, sanık Eğerci’nin beraatına karar verilmesi istendi. Mütalaaya karşı söz verilen sanık Eğerci de suçsuz olduğunu savunarak, beraatine karar verilmesini talep etti.
AYM Başkanı Özkaya, davaya verilen aranın ardından Yüce Divan kararını açıkladı. Buna göre, eski Danıştay üyesi Ahmet Eğerci, FETÖ’ye ait televizyon kanallarına RTÜK tarafından verilen cezaların iptali için Danıştay’da açılan davalarda, örgüt lehine karşı oy kullanarak 4 kez “görevi kötüye kullanma” suçunu işlediği gerekçesiyle Yüce Divan’da yargılandığı davada “atılı suçun unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle beraat etti.
Örgüt üyeliğinden 10 yıl 8 al hapis cezası almıştı
FETÖ’nün dava takip biriminde yer aldığı belirlenen Eğerci, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 10 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
(ANKARA) – RTÜK, yayın ihlalleri nedeniyle HBO Max ve Netflix’e en üst sınırdan idari para cezası ve katalogdan çıkarma yaptırımı uygularken, üç radyoya da farklı maddelerden yüzde 2 ve yüzde 3 oranlarında idari para cezası verdi. Ceza alan yapımlar arasında hakkında inceleme başlatıldığı duyurulan “Jasmine” dizisi de yer aldı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, gündemindeki yayın ihlallerini değerlendirmek üzere toplandı. Kurul toplantısında son günlerde kamuoyunda “rahatsızlık yaratan” ve hakkında inceleme başlatılan HBO Max’in “Jasmine” isimli dizisi de dahil pek çok yayın ihlaliyle ilgili karar alındı. Üst Kurul toplantısında, iki dijital platform ve üç radyoya idari para cezası verilmesi kararlaştırıldı.
RTÜK İnceleme Başlatmıştı, HBO Max’a “Jasmine” Cezası
HBO max logolu isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta yayınlanan “Jasmine” adlı diziyle ilgili hazırlanan rapor Üst Kurul toplantısında ele alındı. Kurula iletilen izleyici şikayetlerini de değerlendiren Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, HBO max logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşa 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” hükmünü ihlalden en üst sınırdan idari para cezası ve katalogdan çıkarma yaptırımı uyguladı.
NETFLIX’e “Too Hot to Handle: İtalya” Cezası
Üst Kurul toplantısında NETFLIX adlı isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcı tarafından “Too Hot to Handle: İtalya” isimli yarışma programındaki yayın ihlalleri de ele alındı. Programda Türk toplum yapısına aykırı olarak yer verilen müstehcen sahneler, çarpık ilişki ağları yer aldığı tespitiyle NETFLIX’e 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddenin birinci fıkrasının (n) bendinde yer alan “müstehcen olamaz” hükmünü ihlalden en üst sınırdan idari para cezası ve katalogdan çıkarma müeyyidesi uygulandı.
RTÜK’ten Üç Radyoya Müeyyide
Üst Kurul toplantısında radyolardaki yayın ihlalleri de ele alındı. “Radyo Lider İzmir” adlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta, ceza infaz kurumlarındaki mahkümlar ve mahküm yakınlarının sms hattı, ses kaydı veya WhatsApp kanallarıyla gönderdikleri mesajlarının okunduğu, istek parçalarının çalındığı tespiti yapılan toplantıda, bu durumun ceza infaz kurumlarının asayiş ve güvenliğini bozabilecek mahiyette olduğu, atılan sms ve abonelik yöntemleriyle de haksız kazanç sağlandığı belirtildi. Bu gerekçelerle “Radyo Lider İzmir”e 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde yer alan “Yayın hizmetleri; haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan unsurlar içeremez” hükmünü ihlalden yüzde 3 idari para cezası uygulandı.
“Radyomuğla” adlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşa, hükümlü/tutuklulara yönelik olarak müzik yayını yapılan “Kader Mahkumları Özel Programı” isimli programda da kaba ve argo kelimeler bulunan şarkıların yayınlandığı gerekçesiyle ilgili 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan “Yayın hizmetleri Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” hükmünü ihlalden yüzde 3 idari para cezası verildi.
Üst Kurul’da görüşülen bir diğer yayın ihlali ise “Seç FM” adlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşa yönelik oldu. Manisa ve Uşak illerindeki ceza infaz kurumlarında barındırılan mahkumlar ile bu mahkumların yakınlarının istek parçalarının çalınıp mesajlarının okunduğu programda ceza infaz kurumlarının asayiş ve güvenliğini bozabilecek bilgilerin paylaşıldığı gerekçesiyle “Seç FM”e 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “Yayın hizmetleri; hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” hükmünü ihlalden yüzde 2 idari para cezası uygulandı.