DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Kayseri PARÇALI AZ BULUTLU 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

22 Aralık 2025 Pazartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Hüda-Par Genel Başkanı Yapıcıoğlu’dan Çözüm Süreci Açıklaması: PKK Yokken de Kürt Meselesi Vardı, İkisini Birbirinden Ayırın

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Haber: Ahmet ÜN – Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN

      (DİYARBAKIR) – Diyarbakır‘da düzenlenen partisinin 13’üncü kuruluş yıl dönümünde konuşan HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, yeni çözüm sürecine ilişkin, “Pkk yokken de Kürt meselesi vardı. ve siz eğer meseleyi sadece şiddet sorununa, asayiş sorununa ya da terör sorununa her ne diyecekseniz, indirgerseniz bunu çözdükten sonra eğer siz asıl meseleyi çözmezseniz sorun bitmiş olmaz ki. İkisini birbirinden ayırın. Ama ayırmadılar” dedi.

      Hür Dava Partisi’nin (HÜDA-PAR) 13’üncü kuruluş yıl dönümü Diyarbakır’daki Selahaddin Eyyubi Konferans Salonu’nda düzenlenen programla kutlandı. Kuran’ı Kerim tilavetinin okunmasıyla başlayan programda, HÜDA-PAR’ın çalışmaları anlatan sinevizyon gösterimi izletildi.

      Programda konuşan HÜDA-PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

      Yaklaşık bir saat süren konuşmasının büyük bölümünde yeni çözüm süreciyle ilgili açıklamada bulunan Yapıcıoğlu, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunmak üzere partisinin raporunun yazılmakta olduğunu söyledi.

      Komisyonunun 19 toplantı sonucunda her partinin bir rapor hazırlaması ve daha sonra bu raporların birleştirilmesi kararlaştırıldığını anlatan Yapıcıoğlu, “Sayın Meclis Başkanı’nın isteği, ümidi, talebi şudur ki bütün partilerin altına imza atabileceği ortak bir rapor çıksın. Fakat bazı partiler biliyorsunuz raporlarını Meclis başkanlığına sundular. Bu raporların içeriğine bakıldığında ortak bir raporun hazırlanmasının çok kolay olmadığını görülüyor. Birbirine çok uzak talepler, birbirine çok uzak tanımlamalar, tarifler işimizin zor olduğunu, ortak bir rapor çıkarmanın adeta imkansız olduğunu gösteriyor. Ama diyoruz ki Allah’ın izniyle HÜDA -PAR varsa paniğe gerek yok. Biz de raporumuzu hazırladık. İki ana bölümden, giriş ve özetten başka iki ana bölümden ve pek çok başlıktan oluşan 50 sayfaya yakın bir rapor. Sadece rapor değil, biz aynı zamanda bir de kanun teklifi hazırladık. Bu kanun teklifimizi de komisyonda temsil edilen, özellikle grubu bulunan partilerin tamamına anlattık” diye konuştu.

      ‘Hazırladığımız kanun teklifi ile bu tıkanıklığı açacak bu engeli aşacak bir teklifte bulunuyoruz’

      AK Parti, CHP, DEM Parti, MHP ve Yeni Yol Grubu’na aktardıkları kanun teklifini aynı zamanda talep ettiği için yeniden Refah Partisi’ne verdiklerini dile getiren Yapıcıoğlu, şunları söyledi:

      “Şimdi komisyondaki görüşmelerde meselelerin tıkandığı noktalardan bir tanesi şu. Biliyorsunuz başından aslına iki şey söyleniyor. Bir ‘Terörsüz Türkiye’ iki iç cephenin tahkim edilmesi. ya da bir barış, iki demokratikleşme. ya da biz de diyoruz ki PKK’nın tasfiyesi ve kardeşlik hukukunun ihyası. Yani aslında birbirinin içine geçmiş, çok sefer de birbiriyle karıştırılan iki meselemiz var. Bir sorunumuz var, bir de meselemiz var. Şimdi bir cenah diyor ki, silah bırakma ve örgütün kendi örgütsel varlığını tamamen sona erdirmesi fiilen gerçekleşmedikçe, sahada biz bu durumu bu durumu görmedikçe yetkili devlet organları bunu kayıt altına alıp tespit ve ilan etmedikçe yasal düzenleme anlamında bir adım atmayacak. Bir başka cenah da diyor ki özellikle silah bırakma ve örgütü tasfiye kararı alanlar diyorlar ki biz yapmamız gerekenleri yaptık. Biz bu kararı aldık. Ama filen bütün silahları bırakmak ve yeni adamlar atmak için artık devletin adım atmasını bekliyoruz. Yasal düzenleme yapılmadan bir adım daha atmıyor. Sürecin tıkandığı noktalardan bir tanesi budur. Biz de hazırladığımız kanun teklifi ile bu tıkanıklığı açacak bu engeli aşacak bir teklifte bulunuyoruz. Diyoruz ki, gelin biz bir meclisten bir kanun geçirelim.”

      ‘Silahla arasına mesafe koymuş olanlarla ilgili bir kanun çıkaralım’

      Hazırladıkları kanun teklifinin sadece bir kişiye, bir örgüte, bir sürece, bir döneme mahsus olmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:

      “Hukuk kurallarının genel özelliği onların soyut olması ve benzer durumda olan herkese eşit uygulanmasıdır. Öyleyse gelin bir silahla arasına mesafe koymuş olanlarla ilgili bir kanun çıkaralım. Ama bunun uygulanması için yani o ceza indirimleri ya da cezaevindekilerin serbest bırakılması ya da silahlı eylemlere karışmamış olanların ifadelerinin alınıp cezaevine girmeden serbest bırakılmaları için gerçekten silahla araya mesafe konulduğunun silahın bırakıldığının tespiti şart olsun. Neyin şartı? O çıkardığımız kanunun uygulanmasının şartı. Şimdi bu formül aslında aradaki o güvensizlik problemini aşmak için bize göre en iyi formüldür. Bunu diğer partilerle de paylaştım. İlk incelemelerinden sonra görüştüklerimizden Bazıları bu formülün iyi bir formül olduğunu söylediler. Biz bunu bilinçli bir şekilde sadece taslak olarak gerekçelerini yazmadan diğer partilerle paylaştık ki mümkünse bütün partiler ortak bir kanun teklifi şeklinde bunu hazırlayıp meclis başkanlığına versinler. Biz bu teklifimizi meclis başkanlığına sunmuş değiliz. Ama diğer partilerle bu taslağımızı paylaştık.”

      ‘Kürt meselesi 100 yıl aşkın bir süredir var’

      “2013-2015 sürecinde adına çözüm süreci dedikleri bir süreç vardı ve o süreç bozuldu. O süreç bozulmadan önce de biz çokça söyledik. Sesimizi yükselttik, kısık sesle söyledik, meydanlarda söyledik, televizyonlarda söyledik, kendi iş toplantılarımızda söyledik, ziyaret ettiğimiz yerlerde söyledik, karşılaştığımız yetkililere söyledik” diyen Yapıcıoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

      “Yapmayın, etmeyin. Bu tuttuğunuz yol yol değil. Bu yol sizi arzu ettiğiniz hedefe götürmez. Buradan kalıcı bir barış çıkmaz. Sadece geçici bir çatışmasızlıktır. Buradan çözüm üretemezsiniz dedik. Dinletemedik. O gün farklı farklı etiketlerle bizleri etiketlediler. Ama bugün isim vermeden şöyle bir bir olayı nakledeyim ki, ne dediğim biraz daha iyi anlaşılsın. O dönemde yetkili makamda olan birisi biz bu uyarılarımızı yaptığımızda isim vererek bizim aleyhimize bazı cümleler kuruyordu. HÜDA-PAR bu meselede muhatap alınmadığı için böyle konuşuyor gibi laflar ediyor. Aradan 10 yıl geçti. Bu zat, komisyona, yani mecliste kurmuş olan komisyona önceki dönemden kalma tecrübelerini aktarmak için geldi. Kurduğu cümlelere baktım. 10 yıl önce bizim söylediklerimiz. Hani eleştirdiği cümlelerimiz var ya. Aynısını tekrar ediyor. Sunumlar bitti. Ben bu arkadaşın yanına gittim, selam verdim. Dedim ki: “Sizin kurduğunuz cümleler bana çok tanıdık geldi.” Tebessüm etti. Yemeğe davet ettim. Kabul etti, beraber yemeğe gittik. ya o gün sen bizi böyle eleştiriyordun, şimdi tekrar ediyorsun demedim tabii. Fakat oturduk, meseleyi konuştuk. Önceki süresinde yaptığımız uyarıları hatırlattık. Başkanım haklısınız dedi. Haklıydınız dedi. O dönemde yaptığımız eleştirilerin en başlıcası şuydu. Biz diyorduk ki: “Ya bir Kürt meselesi var. Bu Kürt meselesi 100 yıl aşkın bir süredir var.”

      ‘Kürt meselesinin çözümü ile ilgili olmaktan çok kendi söylemlerini topluma dayatmaya çalışıyorlar’

      PKK yokken de Kürt meselesinin var olduğunu aktaran Yapıcıoğlu, “Siz eğer meseleyi sadece şiddet sorununa, asayiş sorununa ya da terör sorununa her ne diyecekseniz, indirgerseniz bunu çözdükten sonra eğer siz asıl meseleyi çözmezseniz sorun bitmiş olmaz ki. İkisini birbirinden ayırın. Ama ayırmadılar. O dönem ayırmadılar. Şu anda özellikle devlet yetkililerinin yapmış olduğu açıklamalar baktığımızda bu iki şeyi birbirinden kesin çizgilerle ayırmaya niyetli olduklarını söylüyorlar. İnşallah yine karıştırmazlar. Karıştırmazlarsa meseleyi çözeriz. Bazıları da ben yine isim vermeyeyim. Takip edenler kimden bahsettiğimi bilecekler. Hem komisyonda yapmış oldukları konuşmalarda, hem kamuoyuna yapmış oldukları açıklamalarda, hem sunmuş oldukları raporlarda süreçle silahların bırakılmasıyla ya da Kürt meselesinin çözümü ile ilgili olmaktan çok kendi söylemlerini topluma dayatmaya, kendi sorunlarını toplumun bütününün gündemine getirmeye çalışıyorlar. Ama inşallah bizim raporumuz son rötuşlarını atıp kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra herkes görecek ki HDP’nin memleketin her meselesinde ilkeli duruşunu koruyor. Ciddi emek sarf ediyor, kafa yoruyor ve uygulanabilir çözüm modellerini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Bilal Erdoğan, Kütahya’da Panele Katıldı

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      1) BİLAL ERDOĞAN, KÜTAHYA’DA PANELE KATILDI

      İLİM Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik büyümesine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak “25 yıl önce 200 milyar dolar milli geliri olan bir ülke, bugün sene sonu itibarıyla 1,6 trilyon dolarlık bir ekonomi oluyor. Yani 8 kat. Kişi başına milli gelir 3 bin dolardan 18 bin dolara dayanmış. Bu demektir ki, toplumun 30 sene önceki beklentileri ile bugünküler farklıö dedi.

      İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Küresel Araştırma Düşünce Merkezi (GRTC) tarafından düzenlenen ‘Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü’ başlıklı panele konuşmacı olarak katılmak için Kütahya‘ya geldi. Kütahya Rahvan Atlı Spor Kulübü üyelerince karşılanan Bilal Erdoğan, tarihi Germiyan Sokağı’nda vatandaşlarla selamlaşarak, panelin düzenlendiği Kadim Konağı’na geldi. Konak bahçesinde hazırlanan alanda ok atışı yapan Erdoğan, daha sonra dernek üyeleri ve katılımcılarla buluştu. Moderatörlüğünü GRTC Başkanı Mustafa Önsay’ın yaptığı panelde Erdoğan’ın yanı sıra Prof. Dr. Ömer Türker, Prof. Dr. Sait Gökalp, Prof. Dr. Süleyman Elik ve Prof. Dr. Ubeydullah Sezikli de yer aldı.

      İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, toplumun iaşe kaygıları azaldıkça, daha sofistike ve daha değerli denilebilecek alanlara yönelmeye başladığını söyledi. Türkiye’nin ekonomik büyümesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “25 yıl önce 200 milyar dolar milli geliri olan bir ülke, bugün sene sonu itibarıyla 1,6 trilyon dolarlık bir ekonomi oluyor. Yani 8 kat. Kişi başına milli gelir 3 bin dolardan 18 bin dolara dayanmış. Bu demektir ki, toplumun 30 sene önceki beklentileri ile bugünküler farklı. Bunu anne babalarımızın yaşadıklarıyla, bugün çocuklarımızın yaşadıklarını kıyasladığımızda net şekilde görebilirizö dedi.

      ‘ÖNDERLİK ETTİ, BİRÇOK ALANDA EZBERLERİ BOZAN ÇIKIŞLAR YAPTI’

      Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin birçok alanda önemli mesafeler kat ettiğini belirten Bilal Erdoğan şunları söyledi:

      “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bir devletten beklenebilecek hizmetler noktasında çok büyük mesafeler kat edildi. Bugün ülkenin ulaşım altyapısı, eğitim altyapısı, sağlık altyapısı birçok alanda batı ülkeleriyle yarışır, bazılarını biraz geride, bazılarından ise daha ileri gelmiş durum. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız, siyasetin tesirini, müessir olduğunu belli şeyleri yapabildiğini de topluma gösterdi, kanıtladı ve önderlik etti, birçok alanda ezberleri bozan çıkışlar yaptı, toplumun önüne gidip toplumun da alışkanlıklarını etkiledi. Merkez sağdan bahsedecek olursak, Tayyip Erdoğan merkez sağı dönüştürmüştür, başka açılardan baktığımızda Türkiye’de solu bile dönüştürdü diyebiliriz.ö

      Panelin ardından Erdoğan dernek üyelerine teşekkür belgelerini takdim etti. Hediye takdimi sonrası program sona erdi.

      Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
      Devamını Oku

      Kayseri’de 2 otomobilin çarpışması sonucu 2’si yaya 4 kişi yaralandı; kızının yaralandığını duyan baba tepki gösterdi

      Kayseri’de 2 otomobilin çarpışması sonucu 2’si yaya 4 kişi yaralandı; kızının yaralandığını duyan baba tepki gösterdi
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      KAYSERİ’de iki otomobilin çarpışması sonucu 2’si yaya 4 kişi yaralandı. Yaralanan yayalardan S.G.’nin babası A.G., kaza yerine gelerek, “Kızıma kim çarptı” diye bağırarak tepki gösterdi. Polis ekipleri tarafından sakinleştirilen baba A.G., daha sonra kızının tedavi gördüğü hastaneye gitti.

      Kaza, saat 21.30 sıralarında Kocasinan ilçesi Keykubat Mahallesi Güllübahçe Caddesi’nde meydana geldi. S.G. idaresindeki 34 NFP 218 plakalı otomobil, İ.Y. yönetimindeki 38 AKS 565 plakalı otomobil ile çarpıştı. Bu sırada kontrolden çıkan otomobillerden biri yaya olarak yoldan geçen E.G.Y. ve S.G.’ye çarptı. Çevredekilerin ihbarı ile kaza yerine çok sayıda polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kazada yayaların yanı sıra otomobil sürücüsü İ.Y. ile S.G.’nin yanında yolcu konumundaki S.G. de yaralandı. Yaralılar, ilk müdahalelerinin ardından ambulanslarla çeşitli hastanelere kaldırıldı. Kaza yerine gelen yaralı yaya S.G.’nin babası A.G., “Kızıma kim çarptı” diye bağırarak tepki gösterdi. Polis ekipleri tarafından sakinleştirilen baba A.G., daha sonra kızının tedavi gördüğü hastaneye gitti.

      Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

      Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
      Devamını Oku

      2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu’nda.

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (TBMM) – Yeni Yol Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulu’nda, “Son iki yıldır asgari ücret artışları gerçekleşmiş enflasyona göre değil, bir sonraki yılın enflasyon beklentisine göre belirlenmektedir. Ara dönem artışları da hayal oldu. Bu, emeği koruyan bir sosyal devleti değil, çalışanı enflasyon karşısında savunmasız bırakan bir anlayışı yansıtmaktadır. Geçmiş yılların kayıpları telafi edilmeden yapılacak her artış, asgari ücretliyi sistematik bir biçimde yoksullaştırmaktadır” dedi.

      TBMM Başkanvekili Pervin Buldan’ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda dün ilk sekiz maddesi kabul edilen 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin görüşmeleri devam ediyor. Grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileri maddeler üzerindeki görüş ve önerilerini dile getiriyor.

      Yeni Yol Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, asgari ücretlinin geçinmeye değil ayakta kalmaya çalıştığını belirterek şunları söyledi:

      “Gıda, giyim, barınma ve ulaşım harcamaları lüks kalemlere dönüşmüş durumda. Elbiselerin aile içinde el değiştirdiği, tadilat yapılıp kullanıldığı, yılda bir yeni bir kıyafet almanın bile zorlaştığı bir dönemdeyiz. 10 milyon civarında kişi asgari ücretle çalışıyor. Buna asgari ücretin biraz üstünde maaş alan kişileri de eklediğimizde toplumun yarısına yakını belirlenecek bu ücretten direkt olarak etkileniyor. Asgari ücret artık maalesef taban değil genel ücrete dönüşmüş durumda. Nitelikli, niteliksiz ayrımı silikleşti, ortadan kayboldu. Asgari ücret tüm ücretler üzerinde baskılayıcı bir ücret çıpasına dönüştü. Satın alma gücü açısından asgari ücret özellikle son üç dört yılda ciddi biçimde eridi. Maaşlar artıyor gibi görünse de asgari ücretlinin pazarda doldurabildiği fileler küçülüyor. 2 çocuklu bir aile için, hele de çocukları okula gidiyorsa tablo daha da ağır.

      Geçen yıl öngörülen enflasyon baz alınarak yapılan artış ağır bir hak kaybı yarattı. Sadece bu hesaplama farkı nedeniyle her asgari ücretli devletten yüzde 15 alacaklı hale geldi. Asgari ücretli zaten yılın ilk aylarında zammı tüketmişti bile. Bu yıl yapılması gereken artış yalnızca hedef enflasyonu değil geçmiş kayıpları da telafi edecek bir düzeyde olmak zorunda, aksi halde, asgari ücret daha yılın ilk aylarında açlık sınırının gerisinde kalabilir. TÜRK-İŞ, DİSK gibi kurumların açlık sınırı, yoksulluk sınırı gibi tespitlerine zaman zaman iktidardan itirazlar geliyor ve bunlar birçok hesaplamada dikkate dahi alınmıyor. Son iki yıldır asgari ücret artışları gerçekleşmiş enflasyona göre değil, bir sonraki yılın enflasyon beklentisine göre belirlenmektedir. Ara dönem artışları da hayal oldu. Bu, emeği koruyan bir sosyal devleti değil, çalışanı enflasyon karşısında savunmasız bırakan bir anlayışı yansıtmaktadır. Geçmiş yılların kayıpları telafi edilmeden yapılacak her artış, asgari ücretliyi sistematik bir biçimde yoksullaştırmaktadır.”

      Kaya: Emekliler için çok ciddi bir kriz, yoksulluk ve sosyal dışlanma riski bizi bekliyor

      DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya

      “Emekliler tuvaleti, banyosu olmayan bir otel odasını kiralayabilirlerse kendilerini şanslı sayıyorlar, ona da imkanı yetmeyenler otobüs terminallerinde, hastanelerin bekleme salonlarında ya da metro istasyonlarında yaşıyorlar. Diyarbakır’da 61 yaşındaki Recep Becerikli’nin izbe bir dükkanda yaşamını sürdürdüğü haberlere yansıdı. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü basına duyuru yaparak kendisini geçici olarak otele yerleştireceklerini ilan etti. Şimdi, yurttaşlara gerekli sosyal desteği sunmanız için haberlere konu olmaları mı gerekiyor? Bir de zaten geçici bir çözüm sunuyorsunuz, bu kalıcı bir çözüm de değil. Ayrıca, 1 milyon kişi yaşı dolmasına rağmen çalışmaya devam ediyor yani emekliler için çok ciddi bir kriz, yoksulluk ve sosyal dışlanma riski bizi bekliyor.

      Asgari ücretle çalışanlara baktığımızda durum yine farklı değil. Yoksulluk sınırını geçtim, açlık sınırının altında yaşamlarını, geçimlerini sürdürmelerini istiyorsunuz, bekliyorsunuz yurttaşların. Açlık sınırı altında dediğimiz zaman asgari ücrete, kızıyorsunuz. Sokak röportajlarına ‘algı operasyonu’ diyorsunuz ‘taraflı’ diyorsunuz. Çarşı pazara hiç mi gitmiyorsunuz diye insan düşünmeden edemiyor. Şurada Kızılay Meydanı’na gidip yurttaşa kendiniz sorabilirsiniz. Ev kirasını bile ödemeye yetmeyen asgari ücretle nasıl geçindiklerini, daha doğrusu geçinemediklerini dinleyebilirsiniz; hiç mi merak etmiyorsunuz? Yurttaşlar ‘Biz yaşamıyoruz, hayatta kalmaya çalışıyoruz’ diyorlar. İnsanca yaşamak yani sağlıklı beslenmek, sağlıklı barınma koşullarına sahip olmak, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek yani erişebilmek asgari ücretli bir birey için, onun ailesi için mümkün değil değerli arkadaşlar. Şimdi, tatile, sinemaya, konsere gidebilmek, bir kitap alıp okuyabilmek bu ülkedeki milyonlarca asgari ücretli, emekçi ve ailesi için hayali bile kurulamayacak bir lüks artık. Asgari ücretli emekçilere söyleyin bakalım Türkiye’nin üst orta gelir grubunda bir ülke olduğunu; nasıl bir tepkiyle karşılaşacağınızı ben de merak ediyorum.

      Bunun yanında, ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerden bahsetmek istiyorum; ‘ev gençleri’ dediğimiz gençler. Ülke genelinde oran yüzde 35; rekor gene bizde, Diyarbakır ve Şanlıurfa yüzde 55’le bu rekoru taşıyor yani vekili olduğum Diyarbakır’da 15-29 yaş arası gençlerin yarısından fazlası ne okula gidiyor ne iş gücüne katılıyor. Sonrasında hepimiz birlikte soruyoruz ‘Neden çeteleşme artıyor, neden bağımlılık artıyor, neden gençler intihara sürükleniyor’ diye. Aslında cevabı tam da bu verilerde açık bir şekilde görülüyor.”

      Karaca:  Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 8. bütçesi gasp bütçesidir

      CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Meclis’te bütçe yapılmadığını, ‘bütçecilik’ oyunu oynandığını söyledi. Karaca şu ifadeleri kullandı:

      “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 8. bütçesi gasp bütçesidir. Anayasa’nın 153. maddesini, Anayasa Mahkemesi kararlarını Meclis’in kürsüsünde paspas gibi ezip, Can Atalay’ın seçilme hakkını gasp ettiğiniz için bu rejim gasp rejimidir. Eğer rejim demokratik bir rejim olsaydı Meclis’te hesap vermesi gereken bakanlar yılda iki kez Meclis’e uğrayıp kürsüde parmak sallamaya, milletvekillerine had bildirmeye cesaret edemezlerdi.

      Mecliste bütçe yapılmıyor; bütçecilik oyunu oynanıyor. Ritüeli var, dayatılan bir metni var, ama sonucu baştan belli bir oyun! Bu yüzden kürsüyü, bütçe oyununuzu meşrulaştırmanın dekoruna çevirdiniz. Aslında bütçe değil, iktidarınızın sınıf tercihinizi görüşüyoruz. Kimin sırtına yük bindirip, kimin cebine servet aktaracağınızı konuşuyoruz. Bu bütçe emekten sermayeye kaynak transferinin, güvenceli emeğin değil, güvencesizliğin; açlıkla, yoksullukla mücadelenin değil, yoksulluğu lütufla yönetme anlayışınızın yasasıdır. Bu bütçe halkın hesap sorma hakkını büyütmenin değil, borçla, vergilerle, bağımlılıkla halkı terbiye etme politikanızın aracıdır.”

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Burhaniye Belediyesi’nden Gülşah Durbay Anısına Lokma Hayrı

      Burhaniye Belediyesi’nden Gülşah Durbay Anısına Lokma Hayrı
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Geçtiğimiz günlerde genç yaşta hayatını kaybeden Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Burhaniye Belediyesi tarafından düzenlenen lokma hayrı ile anıldı.

      Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler’in öncülüğünde Belediye Hizmet Binası önünde gerçekleştirilen lokma hayrına; Burhaniye Belediye Başkan Yardımcıları Tamer Midilli ve Ahmet Demir, CHP Burhaniye İlçe Başkanı Aylin Yıldırım ve yönetim kurulu üyeleri ile vatandaşlar katıldı.

      Merhume Gülşah Durbay’ın anısına düzenlenen hayırda Başkan Deveciler, “Bizleri derin bir üzüntüye boğan, kıymetli kardeşimiz ve yol arkadaşımız Gülşah Durbay’ın ruhuna lokma hayrı gerçekleştirdik. Adı kalbimizde, hatırası daima bizimle olacak.” dedi.

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku