DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Kayseri PARÇALI AZ BULUTLU 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

20 Aralık 2025 Cumartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Yavuz Ağıralioğlu: “Türkiye’nin Tarımını Geçmişin Ezberleriyle Değil, Geleceğin Hakikatleriyle Buluşturacağız”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (ANKARA) – Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, ” Türkiye‘nin tarım sorunu, kaynak yetersizliğinden değil, kaynakların yanlış, verimsiz ve tek boyutlu kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Biz, Türkiye’nin tarımını geçmişin ezberleriyle değil, geleceğin hakikatleriyle buluşturacağız. Bu milletin toprağı, ihmale değil, adalete, akla ve alın terine layıktır” dedi.

      Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, sosyal medya hesabından partisinin tarım politikaları ve gıda güvenliği önerilerini açıkladı.  Ağıralioğlu, şunları kaydetti:

      “Gıda güvenliği, milli güvenliğin ta kendisidir. Sadece maliyet–fiyat meselesi değildir. Sadece üretici–tüketici meselesi değildir. Sadece Tarım Bakanlığı’nın konusu değildir. Gıda güvenliği, milli güvenliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye’nin tarım sorunu, kaynak yetersizliğinden değil; kaynakların yanlış, verimsiz ve tek boyutlu kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Vizyonumuz: Toprağı tüketen değil, kaynağı yöneten; suyu harcayan değil, suyu koruyan; doğayla kavga eden değil, doğayla uyumlu; popülist değil, bilim temelli bir anlayış üzerine kuruludur. Bu vizyon, kısa vadeli pansuman çözümler değil, uzun vadeli yapısal dönüşümü hedeflemektedir.

      “Birlikte üretim modeliyle üreticimizin sermayesini kooperatif verecek”

      Çağrımız nettir: Birlikte üretim modeliyle üreticimizin sermayesini kooperatif verecek. Kooperatif, alacağını üreticinin mahsulü ile tahsil edecek. Komşu tarlalar birlikte ekilecek; tapu çiftçinin cebinde kalacak; tarla yolları üreticilerimizin olacak. Tapudaki değişiklikten tarlanın haberi olmayacak; üretim geniş ölçekte sürdürülecek. Ne ekileceğine, nasıl sulanacağına, gübre ve ilacın nasıl kullanılacağına Havza Koordinasyon Kurulu karar verecek. Bu kurul; havzadaki üreticiler, sanayiciler, perakendeciler, üniversiteler, valilik ve ilgili bakanlıkların temsilcilerinden oluşacak. Tarım Bakanlığı, bu kurulun kararlarını uygulatmakla yükümlü olacak; kararları değiştirme yetkisi olmayacak. Bakanlık, tarımsal faaliyetleri anlık izleme ve karar destek koordinasyon birimiyle yönetecek; üretimin ve üreticinin 365 gün yanında olacak. Üreticinin sermayedarı yine devlet olacak; ancak bu sermayeyi kooperatif yönetecek. Hazineden ayrılan bütçe, tarım finansman gideri olarak kullanılacak. Üreticinin ürünü, mutlak kar garantisiyle kooperatif tarafından satın alınacak.

      “Bu milletin toprağı, ihmale değil, adalete, akla ve alın terine layıktır”

      Herkes kendi işine bakacak. Sanayici, şehir hali esnafı ve perakendeci, istediği kriterde ürünü kooperatiften talep edecek. Kooperatif, üretimi organize edecek; ürünü sanayiciye teslim edecek. Her tarımsal ürün, küçük-büyük ayrımı olmaksızın tüm sanayici ve perakendecilere aynı fiyattan verilecek. Sanayici belirsizlikten kurtulacak; ihracatına ve Ar-Ge’sine odaklanacak. Tüm gıda ürünlerinin raf satış fiyatları, kooperatif ve bakanlık izleme birimleri tarafından anlık olarak takip edilecek. Tarla ve bahçe ürünleri, büyükbaş–küçükbaş hayvancılık, topraklı–topraksız seracılık, arıcılık, ipek böceği, kolza üretimi, akvaponik sistemler, kıyı ve tatlı su balıkçılığı dahil tüm üreticiler; tarımsal girdilerini ve nakit avanslarını kooperatiften alacak, ürettiğini kar ederek kooperatife satacak; borcu mahsuplaşacak, üreticinin net karı hesaplarına yatırılacak. Tarım politikaları, iklim uyumu ve su yönetimiyle entegre edilecektir. Bu çağrı bir temenni değil; bilimsel, teknik ve ekonomik temelleri olan bir politikadır. Baştan söyleyelim: Biz, Türkiye’nin tarımını geçmişin ezberleriyle değil; geleceğin hakikatleriyle buluşturacağız. Bu milletin toprağı, ihmale değil; adalete, akla ve alın terine layıktır.”

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Antalya’da bir kişinin bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili 4 sanık yargılanıyor

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Antalya‘nın Aksu ilçesinde çıkan kavgada bir kişinin bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin 1’i tutuklu 4 sanığın yargılanmasına devam edildi.

      Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Ö.S, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar A.S, D.S, S.T. ile müştekiler ve taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu.

      Duruşmada mahkeme başkanı, olay gününe ilişkin bölgedeki güvenlik kameralarından istenen görüntülerin bulunamadığını belirten yazı ile HTS kayıtlarının dosyaya girdiğini belirtti.

      Sanıklar tarafından olay günü çekilen görüntü duruşmada izletilirken, görüntüde maktul Seyit Muhammet Talay’ın sanık A.S’nin evinin önünden geçtiği ve tartışma yaşandığı anların yer aldığı görüldü.

      Duruşmada savunma yapan Ö.S, tutuklu yargılanması nedeniyle ailesinin sıkıntı yaşadığını, kendisinin de sağlık problemlerinin bulunduğunu belirterek, tahliyesini talep etti.

      Maktulün babası Ramazan Talay, sanıkların olay günü polisi aradıklarını söylediklerini ancak HTS kayıtlarına göre polisi aramadıklarının anlaşıldığını iddia etti.

      Sevim Talay’ın duruşmada gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.

      Mahkeme heyeti Ö.S’nin tutukluluk halinin devamına ve olay yeri yakınlarındaki MOBESE kayıtlarının istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

      Olay

      İlçede çiftçilik yapan Seyit Muhammet Talay (27) ile 25 Aralık 2024’te evinin önünde yüksek sesle müzik dinleyen Ö.S. arasında tartışma çıkmıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine bıçakla yaralanan Talay, kaldırıldığı hastanede 3 gün sonra hayatını kaybetmişti.

      Gözaltına alınan şüphelilerden Ö.S. tutuklanmış, kızları A.S. ve D.S. ile damadı S.T. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

      Kaynak: AA / Sinan Özmüş – Güncel
      Devamını Oku

      Hamas Siyasi Büro Üyesi Ebu Avn: “İsrail’in 75 yılı aşkın sürdürdüğü işgalin sonucudur”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Eski Hamas Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar’ın Özel Kalem Müdürü ve hareketin Siyasi Büro Üyesi Dr. Kemal Ebu Avn, 7 Ekim 2023’te İsrail‘e karşı düzenlenin “Aksa Tufanı” saldırılarının, İsrail işgalinin bir sonucu olduğunu söyledi.

      Ebu Avn, İstanbul’da Filistin İletişimciler ve Medya Derneğinde (FİMED) Enes eş-Şerif salonunda Gazze Şeridi’ndeki duruma ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

      Hamas yetkilisi Ebu Avn, Türkiye halkına ve hükümetine Filistin davasına verdiği destekten dolayı teşekkür ederek, “Türkiye’deki kardeşlerimizle tarihi bağlarımız var, dünyaya 400 yıl hakim oldu. Türkiye’nin Filistinlilerin nezdindeki yeri daima ayrı olmuştur.” dedi.

      Türklerin, “Filistinliler ile omuz omuza mücadele ettiğini” ifade eden Ebu Avn, Mavi Marmara’da ve Lübnan’da İsrail saldırılarında hayatını kaybedenleri hatırlattı.

      Aksa Tufanı operasyonu İsrail’in işgalinin sonucudur”

      Aksa Tufanı hakkında Ebu Avn, “Filistin-İsrail çatışması 7 Ekim’de başlamadı. Aksa Tufanı, İsrail’in 75 yılı aşkın sürdürdüğü işgalin sonucudur.” diye konuştu.

      Gazze’deki çatışmayı İsrail’in başlattığının altını çizen Ebu Avn, “Gazze’nin tek seçeneği savunma ve müdafaaydı, Aksa Tufanı operasyonu da budur. (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu 7 Ekim’den önce 2023’te Birleşmiş Milletlerde (BM) yaptığı konuşmada Büyük İsrail’den ve Orta Doğu’nun yeniden çizilmesinden bahsederek sadece Filistinlilere karşı değil tüm Müslümanlara savaş açmıştı.” ifadelerini kullandı.

      “İsrail Nil’den Fırat’a kadar işgal etmek istiyor”

      Ebu Avn, “Mesele sadece Filistin-İsrail çatışması değildir. İşgalci İsrail tüm bölgeyi hedef alan planlarını gerçekleştirmek istiyor. Lübnan, Suriye, Mısır, Türkiye ve Suudi Arabistan’da bile gözü var. Nil’den Fırat’a kadar işgal etmek istiyor. Biz de buna karşı ümmetin savunma hattı olarak görüyoruz kendimizi.” şeklinde konuştu.

      Hamas Siyasi Büro Üyesi, “İşgalci İsrail hepimizi bir hedef olarak görmekte ve hedef almak üzere kendi takvimine göre ilerlemektedir.” uyarısında bulundu.

      Ebu Avn, Aksa Tufanı’nın Filistin davası için stratejik bir dönüm noktası olduğuna vurgu yaparak, “Aksa Tufanı, bölgede işgalci İsrail’in hedefindeki ülkeler için bir fırsattı. İsrail onları hedef almadan bölgedeki bütün ülkeler işgalci İsrail’in saldırısını beklemektense ona geri adım attırmak için tek çatı altında bir araya gelmeli.” dedi.

      İsrail’in güçlü bir İslam ülkesi görmek istemediğini belirten Ebu Avn, “İsrail’in ABD Başkonsolosu Türkiye’yi düşman olarak gördüklerini, Gazze’de uluslararası güce Türk askerinin katılmasını istemediklerini söyledi.” diye konuştu.

      Ebu Avn, “Filistin davası ve Kudüs davası yalnızca Filistinlilerin değil tüm Müslümanların meselesidir. Eğer biz uyanmazsak çok kötü sonuçlar olacak ve işgalci İsrail’in vahşetini daha ileri bir şekilde göreceğiz. Gazze’yi yok edip oradan geçerlerse tüm bölge tehlikeye girecek.” uyarısı yaptı.

      “Türkiye’nin daha önce arabulucu olmasını Biden yönetimi ve Netanyahu engelledi”

      Türkiye’nin arabuluculuğunun Filistin halkı için önemini vurgulayan Ebu Avn, “Sürecin başından bu yana anlaşma yapılması için hep olumlu adımlar attık. Biz Türkiye’deki kardeşlerimizin arabulucu olmasını, bu sürece dahil olmasını hep istedik ama o dönem (eski ABD Başkanı Joe) Biden yönetimi ve Netanyahu bunu engelledi.” dedi.

      Gazze’deki ateşkes anlaşmasına ilişkin Ebu Avn, “Hamas ateşkeste kabul ettiği tüm maddeleri hassas bir şekilde uygulamış, verdiği sözleri yerine getirmiştir. Filistin tarafı tüm maddeleri uyguladı buna rağmen İsrail ateşkesi 1400’den fazla kez ihlal ederek 400’den fazla Filistinliyi şehit etti. İnsani yardımların girişini engelledi, Refah Sınır Kapısı’nın açılması ateşkeste yer almasına rağmen bunu uygulamıyor.” ifadelerini kullandı.

      Hamas Siyasi Büro Üyesi Ebu Avn, Gazze’deki eğitim, sağlık ve tüm temel sektörlerde durumun son derece zor olduğunu, İsrail’in ateşkese rağmen yardım girişini kısıtladığını, ihtiyaç duyulan yardımların girişine izin vermediğini tekrarladı.

      Gazze’de 3 çocuğu ve 7 torunu ile kardeşi ve onun çocuklarının da hayatını kaybettiğini aktaran Ebu Avn, “Kanımızın son damlasına kadar onurumuzu korumaya, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.

      Gazze’de kurulması planlanan uluslararası istikrar gücüne Türk askerinin katılmasına ilişkin Ebu Avn, “Katar’da yapılan görüşmeden bir sonuç çıkmadı. Biz Türk ordusunun Gazze’de olmasından mutlu oluruz, bunu destekliyoruz da. Türk kardeşlerimiz Filistinlerin en çok güvendiği insanlardır.” diye konuştu.

      Ebu Avn, Hamas’ın silah bırakmasına ilişkin, ABD ve İsrail’in Gazze’de “Filistin direnişinin silahlarının yüzde 90’ını yok ettiği” yönündeki açıklamasını hatırlattı.

      Hamas yetkilisi, “Gazze’deki mevcut silahlar otomatik tüfekler ve basit silahlardır. Gazze’deki silahlar bir tehdit oluşturmuyor. Bölge için tehdit oluşturan silahlar İsrail’in silahlarıdır. Gazzeli bir çocuk oyuncak silahını bile vermez, bu Filistin halkı için onur meselesidir, canlarını verirler ama silahını vermezler.” değerlendirmesinde bulundu.

      FİMED Genel Müdürü İbrahim el-Medhun ise düzenledikleri toplantının önemine değinerek, bu buluşmanın bir başlangıç olduğunu, gelecek dönemde de Filistin’den yetkilileri ağırlayacaklarını belirtti.

      Medhun, Ebu Avn’ın Gazze’den Ekim 2023’ten önce bir takım görevler sebebiyle ayrıldığını ve İsrail saldırılarında çocukları, torunları ve akrabalarından çok sayıda kişiyi kaybettiğini hatırlattı.

      Kaynak: AA / Muhammed Emin Canik – Güncel
      Devamını Oku

      Yeşilçam’ın Ünlü Oyuncusu Engin Çağlar’ın Ölümüne Neden Olan Sürücü 47 Günde Tahliye Oldu

      Yeşilçam’ın Ünlü Oyuncusu Engin Çağlar’ın Ölümüne Neden Olan Sürücü 47 Günde Tahliye Oldu
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Haber: Zuhal ÇİLOĞLAN

      (İSTANBUL) Yeşilçam’ın ünlü oyuncularından Engin Çağlar’ın ölümüne neden olmaktan yargılanann motosiklet sürücüsü Berkay Orhan 47 gün sonra ilk duruşmada tahliye edildi. İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Orhan hakkında ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı verdi.

      ‘Kadın Değil Baş belası’, ‘Kınalı Yapıncak’, ‘Feride’, ‘Makber’, ‘Bana Derler Fosforlu’, ‘Vatansızlar” ve ‘Rüyalar Gerçek Olsa’ gibi birçok Yeşilçam filminde rol alan Engin Çağlar (85), 1 Kasım akşamı Şişli’de yolun karşısına geçmeye çalışırken hızla gelen bir motosiklet sürücüsünün çarpması sonucu yaşamını yitirmişti. Söz konusu olay sonucunda ise motosiklet sürücüsü Berkay Orhan çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanmıştı. Orhan hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla iddianame hazırlanmış, ardından da dava açılmıştı.

      Bilirkişi raporunda Engin Çağlar asli kusurlu sayıldı

      Dosyadaki trafik bilirkişi raporunda Engin Çağlar, yüzde 75 ile asli kusurlu, sanık Berkay Orhan ise yüzde 25 ile feri kusurlu olarak tespit edildi.

      İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşması ise bugün görüldü. Duruşmaya Engin Çağlar’ın eşi ve iki oğlu katıldı. Duruşma, iki saat gecikmeli olarak, 14: 30’da kimlik tespitiyle başladı. Tutuklu bulunduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS ile mahkeme salonuna bağlanan sanık Berkay Orhan, savunmasında şunları söyledi:

      “Herhangi bir kaçma şüphem yoktur”

      “Ben olay günü seyir halindeyken kırmızı ışığın yanmasıyla durdum, yeşil ışık yanınca tekrar harekete geçtim. Sol tarafımdaki bir aracın önünden yaya çıkınca ben de fark ettiğim anda fren yaptım. Kendimi de riske atarak sağa doğru manevra yaptım. Yaya da adımlarını hızlandırınca kaza gerçekleşti. Olayın gerçekleştiği yerin 10 metre gerisinde trafik ışığı var, 50 metre ilerisinde de yaya geçidi vardır. Fakat kaza gerçekleşince ayağa kalkıp çevredekilerde polisi ve ambulansı aramalarını istedim. Herhangi bir kaçma şüphem yoktur. Sabit ikametgahım ve sabit bir iş yerim var. Tahliyemi talep ederim. Aksi kanaatdeyseniz de ev hapsi de olur, gerekirse haftanın 7 günü imza atarım”

      “Hızım, şehir içi hız limitine uygundu”

      Duruşma savcısı sanık Orhan’a üç soru yöneltti. Savcı; Orhan’a olay tarihindeki hızını, ayrıca, olay anında yorgunluk, uyuşturucu gibi bir durum olup olmadığını ve motosikletinin ışık aksamının sağlamlığını sordu.

      Orhan ise “Hızım, şehir içi hız limitine uygundu. Zaten ışıklardan yeni kalkmıştım. Motorum çok hız yapan bir araç değildi. Motorun silindir hacmi 250 cc idi. Uyuşturucu asla kullanmadım. Motorumda da bir sıkıntı yoktu, her şey sağlamdı” şeklinde cevapladı.

      Eşim yaşına göre son derece sağlıklı ve aklı başında bir insandı”

      Ardından sanık avukatları savunma yaptı. Daha sonra ise Çağlar’ın eşi Filiz Övet, “Bildiğim tek şey, eşim yaşına göre son derece sağlıklı ve aklı başında bir insandı. Akşam yemek soframıza beklerken bu acı olayı yaşadık. Şikayetçiyim” dedi. Oğlu Eser Övet ise “Babam 88 yaşında olabilir ama çok sağlıklıydı. Eve gelen telefonla haberimiz oldu olaydan. Son derece üzgünüm, şikayetçiyim” diye konuştu. Sanıktan diğer oğlu da şikayetçi oldu.

      Savcılık; olay yerinde keşif yapılması ve delillerin henüz toplanmamış olması nedeniyle sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdi.

      Ardından taraf avukatlarının mütalaaya karşı beyanları alındı. Sanık Orhan, tekrar tahliyesini talep etti.

      Dava 12 Şubat’a bırakıldı

      Ara kararını kuran hakim, dosyadaki eksik hususların giderilmesine ve sanığın ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliye edilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 12 Şubat 2026’da görülecek

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Başkan Köymen, lösemili çocuklarla “Ata Tohumu” ekti

      Başkan Köymen, lösemili çocuklarla “Ata Tohumu” ekti
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Maltepe Belediyesi ve LÖSEV işbirliğiyle, belediyeye bağlı “Çocuk Tarım Parkı”nda anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Yerli Malı Haftası kapsamında düzenlenen etkinliğe katılan Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen, lösemili çocuklarla birlikte, parka “Ata Tohumu” ekti. Kanseri önlemek ve yenmek için sağlıklı yaşamın ve gıdanın önemine yönelik düzenlenen etkinlikte çocuklara hediyeler de verildi.

      Maltepe Belediyesi 12-18 Aralık Yerli Malı Haftası kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) ile birlikte, lösemi tedavisi gören çocuklara, “Çocuk Tarım Parkı”nın kapılarını açtı. Çocukları bu etkinlikte Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen de yalnız bırakmadı. Çocuklarla yakından ilgilenen Başkan Esin Köymen, LÖSEV İstanbul İl Koordinatörü Ayşe Ertuğrul’dan çocukların durumu ve etkinlik hakkında bilgi aldı.

      TOHUMU TOPRAĞA BIRAKTILAR

      Sonrasında çocuklarla birlikte ekimin yapılacağı alana geçen Köymen, bakla ve bezelye içeren “Ata Tohum”larını toprağa ekti. Çocuklara burada “Ata tohumu nedir?”, “Toprak neden önemlidir?”, “Arı ve uğur böceği gibi faydalı böcekler”, “Yaprak bitkileri gibi zararlı böcekler”, “Bitki kardeşliği” ve “Tohumun geleceğimiz olması” konularında bilgi verildi.

      “KANSERDEN KORUNMAK İÇİN SAĞLIKLI BESLENMELİYİZ”

      Etkinlikle ilgili bilgi veren LÖSEV İstanbul İl Koordinatörü Ayşe Ertuğrul, kanserin kader olmadığını, bilinçli ve sağlıklı yaşamla önlenebileceğini belirterek şunları söyledi: “Burada sağlıklı bir neslin yetişmesi için toprağa ata tohumu ekiyoruz. Özellikle LÖSEV olarak yerel yönetimlerle yakından işbirliği kuruyoruz. Yerli Malı Haftası kapsamında düzenlediğimiz bu etkinlik aslında ülke ekonomisine katkı sunmanın yanı sıra sağlıklı nesillerin yetişmesi için beslenmenin önemine de dikkat çektiğimiz bir etkinlik. Temiz ve yerli beslenmeyle kanserin engellenebileceğini ve kanserden korunabileceğimizi biliyoruz. O yüzden LÖSEV olarak ata tohumu bizler için oldukça önemli. Böylesi bir parkı açan ve bizlerin kullanımına sunan Maltepe Belediyesi’ne teşekkür ediyorum.” dedi.

      ÇOCUKLARA “AYŞE İLE BÜLENT”

      Etkinlik sonrasında Başkan Köymen tarafından çocuklara saksı içinde çiçek ve belediyenin çocuk dergisi “Ayşe ile Bülent” hediye edildi.

       

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku