DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Kayseri PARÇALI AZ BULUTLU 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

18 Aralık 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

      Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Goldman Sachs Research’e göre gelişen piyasa hisseleri 2025 yılında güçlü şirket kârları ve elverişli makroekonomik koşullar sayesinde son yılların en iyi performanslarından birini sergiledi. MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’nin yılı yaklaşık %30 getiriyle kapatması bekleniyor; bu, 2017’den bu yana en güçlü yıllık performans anlamına geliyor.

      Goldman Sachs Döviz ve Gelişen Piyasalar Baş Stratejisti Kamakshya Trivedi, bu performansın çıtayı yukarı taşıdığını ancak 2026’da da önemli destekleyici faktörlerin devrede olacağını söylüyor. Trivedi’ye göre gelişen piyasalar 2026’da fiyat bazında yaklaşık %13, toplam getiri bazında ise %16 civarında bir artış potansiyeline sahip.


      Yapay zekâ odaklı oynaklığa karşı “dengeleyici” rol

      Mevcut döngünün en dikkat çekici unsurlarından biri, gelişen piyasaların ABD borsalarında yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmadan kaynaklanan ani dalgalanmalara karşı bir denge unsuru sunması. Bölgesel çeşitlilik sayesinde gelişen piyasalar, portföylerde risk dağılımını iyileştiriyor.

      2025 boyunca bu çeşitliliğin somut örnekleri görüldü:

      • İlk çeyrekte Doğu Avrupa gelişen piyasaları %17 yükseldi

      • İkinci çeyrekte Güney Kore ve Tayvan borsaları %28 getiri sağladı

      • Üçüncü çeyrekte Çin ve Güney Afrika öne çıktı, her iki piyasada da yaklaşık %20 artış yaşandı

      Bu coğrafi rotasyonun 2026’da da devam etmesi bekleniyor.


      Kazançların ana motoru: Şirket kârları ve teknoloji

      Goldman Sachs’a göre 2026’da gelişen piyasalarda getirilerin büyük bölümü şirket kârlarındaki artıştan gelecek. 2025’te olduğu gibi teknoloji sektörü öncü konumda kalmayı sürdürüyor. Özellikle:

      • Teknoloji donanımı ve yarı iletken sektörlerinde hisse başı kârların %37 artması

      • İnternet, medya ve eğlence sektörlerinde ise yaklaşık %15 kâr büyümesi

      bekleniyor. Bu tablo, Kuzey Asya (Güney Kore, Tayvan) ve Çin gibi teknoloji ağırlıklı piyasaları ön plana çıkarıyor.


      ABD kaynaklı şoklara karşı daha dayanıklı bir tablo

      Trivedi, 2025’te gelişen piyasaların küresel şoklara karşı geçmişe kıyasla daha dirençli olduğunu vurguluyor. ABD’de ticaret gerilimleri ya da yapay zekâ balonu endişeleriyle S&P 500 sert düşüşler yaşarken, MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’nin bu düşüşlere daha sınırlı tepki verdiği görülüyor.

      Bu noktada strateji, teknoloji ağırlıklı piyasalar ile Brezilya, Hindistan gibi daha iç dinamiklere dayalı büyüme hikâyesi sunan ülkeleri birlikte barındıran “barbell” (dengeleyici) bir yaklaşım olarak öne çıkıyor.


      Çin faktörü: “Dezenflasyon ihraç eden” ekonomi

      2025’te Çin’in tarifelere rağmen güçlü ihracat performansı sergilemesi dikkat çekti. Çin artık yalnızca düşük katma değerli ürünlerde değil; otomobil, güneş paneli ve makine gibi sermaye mallarında da küresel ölçekte rekabetçi bir oyuncu konumunda.

      Bu durum gelişen piyasalar için çift yönlü bir etki yaratıyor:

      • Bir yandan yerel üreticiler için rekabet baskısı

      • Diğer yandan daha ucuz sermaye malları yoluyla enflasyonu aşağı çeken bir etki

      Goldman Sachs, Çin’in bu yolla birçok gelişen ülkede dezenflasyon sürecine katkı sağladığını ve bunun merkez bankalarına faiz indirimleri için alan açtığını belirtiyor.


      Fed faiz indirimleri ve zayıf dolar gelişen piyasaları destekliyor

      ABD Merkez Bankası’nın faiz indirim sürecinin, gelişen piyasalar açısından iki önemli kanalı var:

      1. Küresel finansal koşullar gevşiyor ve gelişen ülke merkez bankalarına faiz indirimi alanı açılıyor

      2. Dolar üzerindeki aşağı yönlü baskı, gelişen ülke para birimlerini ve yerel varlık getirilerini destekliyor

      Brezilya ve Güney Afrika gibi henüz faiz indirim döngüsüne başlamamış ülkelerde, bu sürecin 2026’da piyasaları desteklemesi bekleniyor.


      Düşen emtia fiyatları neden olumlu?

      Emtia fiyatları, gelişen piyasalarda enflasyon üzerinde gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha belirleyici. Özellikle petrol fiyatlarındaki gerileme, yerel para cinsinden tahvil piyasalarına güçlü bir destek sağlıyor. Goldman Sachs’a göre bu ortam, 2026’da gelişen piyasalarda enflasyonun merkez bankası hedeflerine daha da yaklaşmasına yardımcı olacak.


      Sonuç: Riskli ama olgunlaşan bir varlık sınıfı

      Gelişen piyasalar uzun süre “yüksek risk” sınıfı olarak görülse de, Goldman Sachs bu varlıkların artık daha olgun ve dirençli bir yapıya kavuştuğunu savunuyor. 2026’da küresel ekonominin büyümeye devam etmesi beklentisiyle birlikte, gelişen piyasa hisseleri ve tahvilleri; ABD’de teknoloji odaklı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir rol oynamaya aday.


      Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

      Devamını Oku

      Sakarya’da otomobilin çarptığı yaya öldü

      Sakarya’da otomobilin çarptığı yaya öldü
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Sakarya‘nın Arifiye ilçesinde otomobilin çarptığı yaya olay yerinde hayatını kaybetti.

      D-100 kara yolu Arifbey Mahallesi mevkisinde Düzce istikametine seyir halinde olan M.E.Y. (21) idaresindeki 34 CKF 642 plakalı otomobil, kara yolu üzerinde bulunan yaya H.Ş’ye (70) çarptı.

      Çarpışmanın ardından H.Ş. yola savrulurken, ihbar üzerine kaza yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

      Sağlık ekiplerince yapılan kontrolde, H.Ş’nin olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi.

      H.Ş’nin cenazesi hastane morguna kaldırılırken, otomobil sürücüsü polis ekiplerince gözaltına alındı.

      Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

      Kaynak: AA / Burak Uçar – Güncel
      Devamını Oku

      Alzheimer’da Ketojenik Diyet Beyin Fonksiyonlarını Olumlu Etkiliyor

      Alzheimer’da Ketojenik Diyet Beyin Fonksiyonlarını Olumlu Etkiliyor
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Alzheimer hastalığı, hem dünyada hem de Türkiye’de giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor. Son yıllarda ise beslenmenin, özellikle beynin enerji metabolizmasını hedef alan yaklaşımların, Alzheimer tedavisinde destekleyici bir rol oynayabileceği tartışılıyor.

      Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Baş, Alzheimer ve beslenme ilişkisini ele alan güncel bilimsel çalışmalara dikkat çekerek, ketojenik diyetin beyin enerji kullanımı üzerindeki potansiyel etkilerinin araştırıldığını vurguluyor. Prof. Dr. Murat Baş’a göre keton cisimlerinin beyin için alternatif bir enerji kaynağı oluşturması, Alzheimer’da görülen glukoz kullanımındaki bozulmalar açısından umut verici bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.

      Bilimsel çalışmalar, ketojenik diyetin Alzheimer hastalığında beyin fonksiyonlarını ve bilişsel işlevlerin korunmasını destekleyebileceğine işaret ediyor; bu alandaki bulgular ise giderek artıyor.

      Dünya genelinde yaklaşık 55 milyon kişiyi etkileyen Alzheimer, demansın en yaygın nedeni olarak kabul ediliyor. Türkiye’de ise 700 binin üzerinde hastayı ilgilendiren bu hastalığın günümüzde kesin bir tedavisi bulunmuyor. Mevcut yaklaşımlar daha çok semptomların kontrol altına alınmasına ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılmasına odaklanıyor. Prof. Dr. Murat Baş, bu noktada beslenme temelli stratejilerin, özellikle de ketojenik diyetin, destekleyici bir seçenek olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor…

      Ketojenik diyet, vücudu alıştığı enerji düzeninden çıkarıp farklı bir “yakıt sistemine” geçiren özel bir beslenme modeli olarak biliniyor. Yani ketojenik diyette karbonhidrat çok ciddi şekilde kısıtlanıyor, yağ oranı artırılıyor, protein ise kontrollü tutuluyor. “Burada amaç, vücudu ketozis denen metabolik duruma sokmak. Bu durumda vücut enerji için glukoz yerine yağdan üretilen ketonları kullanmaya başlıyor” diyen Prof. Dr. Murat Baş, Alzheimer hastalığında beynin enerji kullanımında ciddi bir sorun yaşandığına dikkat çekiyor: “Sağlıklı bir beyinde temel enerji kaynağı glukozdur. Ancak Alzheimer hastalığında beynin glukozu kullanma kapasitesi azalır. Nöronlar adeta aç kalır. Bu noktada keton cisimcikleri, beyin için alternatif ve daha kolay kullanılabilen bir yakıt haline gelir”… 

      Araştırmalara göre ketojenik diyetin Alzheimer hastalarında tedaviye olumlu etki ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Murat Baş, “Ketojenik diyet karbonhidratı ciddi biçimde kısıtlayıp yağdan zengin bir beslenme modeli sunarak vücudu keton üretimine yönlendiriyor. Böylece beyin, glukoz yerine ketonları enerji kaynağı olarak kullanabiliyor. Yani beynin aç kalan hücrelerine alternatif bir enerji kapısı açılıyor” şeklinde konuşuyor. 

      10 Klinik Çalışma, 691 Hastada Dikkat Çeken Sonuçlar

      2024 yılında The Journal of Nutrition, Health & Aging dergisinde yayımlanan kapsamlı bir derleme, Alzheimer hastalarında ketojenik diyet ve orta zincirli trigliserit (MCT) bazlı beslenme yaklaşımlarını inceleyen 10 farklı klinik çalışmayı analiz etti. Toplam 691 Alzheimer hastasının yer aldığı bu çalışmalarda, ketojenik veya MCT yağdan zengin diyet uygulanan bireylerde bilişsel işlevlerde anlamlı iyileşmeler saptandı.

      Prof. Dr. Murat Baş, bu bulguları şöyle değerlendiriyor:

      “Mini Mental Durum Testi (MMSE) ve ADAS-Cog gibi bilişsel değerlendirme testlerinde belirgin puan artışları görülmesi son derece önemli. Bu, diyetin yalnızca teorik değil, klinik olarak da ölçülebilir bir etki yaratabildiğini gösteriyor.”

      Ketojenik Diyet Herkese Uygun Değil 

      Ketojenik diyetin Alzheimer üzerindeki etkileri yalnızca tek bir çalışmaya dayanmıyor. Experimental GerontologyProgress in Neurobiology ve Frontiers in Nutrition gibi saygın dergilerde yayımlanan araştırmalar, ketonların beyin hücrelerinde enerji üretimini artırabildiğini, oksidatif stresi azaltabileceğini ve bazı hastalarda hafıza performansını destekleyebileceğini ortaya koyuyor.

      Literatürdeki ortak noktaya dikkat çeken Prof. Dr. Murat Baş, “Bu çalışmaların büyük bölümü, ketojenik yaklaşımın Alzheimer’da bozulan enerji dengesini kısmen de olsa yeniden kurabildiğini söylüyor. Ancak bilim insanları bu etkiyi ‘umut verici ama sınırlı’ olarak tanımlıyor” diyor. 

      Her bilimsel bulguda olduğu gibi, ketojenik diyetin de riskleri bulunuyor. İncelenen çalışmalarda bazı katılımcılarda trigliserit ve LDL kolesterol düzeylerinde artış gözlendi. Ayrıca diyetin katı yapısı nedeniyle bazı hastaların uzun süre uyum sağlayamadığı bildirildi. Ketojenik diyetin herkese uygun olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Murat Baş, “Özellikle kalp-damar hastalığı, lipid metabolizma bozuklukları olan bireylerde mutlaka hekim ve diyetisyen kontrolünde planlanmalıdır” şeklinde uyarıda bulunuyor. 

      Alzheimer’da Beslenme Yaşam Kalitesini Yükseltiyor 

      Mevcut çalışmaların önemli bir kısıtlılığı, sürenin genellikle 8–12 hafta ile sınırlı olması. Uzun yıllar süren bir hastalık olan Alzheimer’da, ketojenik diyetin uzun vadeli etkileri ve güvenliği henüz net değil.

      Prof. Dr. Murat Baş, bu noktada temkinli iyimserlik çağrısı yapıyor:

      “Bugün için şunu söyleyebiliriz: Ketojenik diyet Alzheimer’da bazı ilaçların etkisini taklit edebilir, hatta destekleyebilir. Ancak ilacın yerini alacak mucizevi bir çözüm olarak görülmemelidir.”

      Alzheimer hastalığıyla mücadelede beslenme, giderek daha güçlü bir tamamlayıcı unsur haline geliyor. Ketojenik diyet, beynin enerji krizine alternatif bir yol sunarak umut verici bir pencere açıyor. Ancak uzmanlar, bu yaklaşımın kişiye özel, kontrollü ve bilimsel veriler ışığında uygulanması gerektiği konusunda hemfikir.

      Prof. Dr. Murat Baş, “Beslenme, Alzheimer’da tek başına bir tedavi değil; ama doğru planlandığında hastaların yaşam kalitesine anlamlı katkılar sunabilecek güçlü bir araçtır. Önümüzdeki yıllarda daha büyük ve uzun süreli çalışmalarla bu tablonun çok daha netleşeceğine inanıyoruz” şeklinde sözlerini tamamlıyor. 

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      İznik Belediyesi 2025 Yılında 5 Bin Hasta Nakil Hizmeti Gerçekleştirdi

      İznik Belediyesi 2025 Yılında 5 Bin Hasta Nakil Hizmeti Gerçekleştirdi
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      İznik Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda sağlık alanındaki desteklerini yıl boyunca sürdürerek ilçede önemli bir ihtiyaca çözüm sundu. Belediye tarafından yıl içerisinde 5.000 hasta nakil hizmeti gerçekleştirilirken, özellikle kanser hastaları ve sürekli tedavi gerektiren vatandaşlar bu hizmetten faydalandı.

      İznik Belediyesi’nin belirli hasta gruplarına yönelik olarak yürüttüğü hasta nakil hizmeti kapsamında, ilçeden Bursa’daki sağlık kuruluşlarına ulaşım sağlanıyor. Tedavi süreci devam eden, kendi imkânlarıyla ulaşımda zorluk yaşayan vatandaşlar için planlanan nakiller, randevu saatlerine uygun şekilde titizlikle gerçekleştiriliyor.

      Hasta nakil araçları ile sürdürülen hizmet sayesinde; kanser tedavisi gören hastalar başta olmak üzere, diyaliz, fizik tedavi ve benzeri düzenli tedavi gerektiren vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırılıyor.

      Konuya ilişkin açıklamada bulunan İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, şu ifadelere yer verdi:

      “Sosyal belediyecilik anlayışımızın temelinde insan ve sağlık yer alıyor. Özellikle kanser hastalarımızın ve sürekli tedavi gören vatandaşlarımızın hastanelere ulaşım sürecinde yaşadığı zorlukları ortadan kaldırmak amacıyla bu hizmeti sürdürüyoruz. 2025 yılı içerisinde 5 bin hasta nakil hizmeti gerçekleştirdik. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine güvenli ve düzenli şekilde ulaşmasını sağlamak bizim önceliğimizdir.”

      İznik Belediyesi, toplumun her kesimine dokunan sosyal destek hizmetleri kapsamında sağlık alanındaki çalışmalarını önümüzdeki süreçte de sürdürmeyi hedefliyor.

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      Kitap kurtları, İzmir’in kütüphanelerini çok sevdi

      Kitap kurtları, İzmir’in kütüphanelerini çok sevdi
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu yıl yeni açılan iki kütüphanesiyle birlikte toplam 11 kütüphanede İzmirlilere hizmet ediyor. 2025 yılında 9 bin 295 ödünç kitap alınırken, bin 977 kişi de üye oldu. Kütüphanelerde her yaş grubuna yönelik düzenlenen etkinliklere ise katılım yüksek oldu. 

      İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu yıl 11 Nisan’da Konak Metro Kütüphanesi’ni, 24 Eylül’de ise Kültürpark İlber Ortaylı Kütüphanesi’ni kente kazandırdı. Kent Kütüphanesi, Şato Kütüphanesi, Araştırma Kütüphanesi, Kültür 68 Kütüphanesi, Konak Metro Kütüphanesi, Menemen Gençlik Kütüphanesi, Buca Kadın ve Çocuk Kütüphanesi, Buca Işılay Saygın Çocuk Kütüphanesi, İlber Ortaylı Kütüphanesi ve iki Gezici Kütüphane olmak üzere toplamda 11 kütüphane ile hizmet veriliyor.

      2025 yılında 11 kütüphaneden toplam 9 bin 295 ödünç kitap alındı ve bin 977 kişi kütüphanelere üye oldu. Kütüphaneler Şube Müdürlüğü ayrıca, yıl boyunca Kütüphane Haftası etkinlikleri, Uluslararası Edebiyat Festivali, yazar söyleşileri, kitap kulübü etkinlikleri, şair ve yazarlar için anma günü etkinlikleri, atölye çalışmaları gibi etkinlikler düzenledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İlber Ortaylı Kütüphanesi’nde ilkokul ve ortaokul öğrencileriyle düzenli aralıklarla bir araya gelerek onlarla hem sohbet ediyor, hem de onlara hikâye kitabı okuyor.

      Ünlü yazarlar geldi

      Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türk Kütüphaneciler Derneği iş birliğinde 2-11 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Kütüphane Haftası etkinliklerine toplam bin 370 kişi katıldı. 9. İzmir Uluslararası Edebiyat Festivali ise “Edebiyat Yolculuktur” temasıyla, 17-19 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirildi.

      Kütüphaneler Şube Müdürlüğü’nün söyleşi dizisi kapsamında 2025 yılında yazar Aytül Akal, yazar ve oyuncu Ercan Kesal, oyuncu Tamer Levent, yazar Işıl Madak, Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Okan Bayülgen ile yazar Mine Söğüt ağırlandı. Söyleşilere toplam bin 860 kişi katıldı.

      Her yaş grubu için atölyeler

      Bu yıl her yaş grubuna yönelik olarak tasarlanan, bilgiye erişimi destekleyen ve kitap okumayı teşvik etmeye yönelik eğitici, sanatsal ve sosyal atölye çalışmaları da yürütüldü. 2025 yılında gerçekleştirilen atölye çalışmalarına çocuk ve yetişkin toplam 2 bin 5 kişi katıldı.

      2025 yılında kütüphanelerde sosyal proje çalışmaları da yapıldı. Projelere katılan gençlerin ve çocukların okuma yazma, dinleme ve dili kullanma becerilerinin geliştirilmesi, kitaplar aracılığıyla kendilerini ifade edebilmeleri ile problem çözme, yaratıcılık, dil ve ifade becerilerinin gelişiminin desteklenmesi amaçlandı. Yetişkinlerin ise eleştirel düşünmesi, kültür-sanat bilincinin gelişmesi, topluluk içinde üretmesi, paylaşma ve okuma kültürünün gelişmesi ile öğrenmeyi hayat boyu sürdürebilme kapasitelerinin artırılması hedeflendi. Bu kapsamda bu yıl Kitaplarla Yolculuk Projesi, Çocuk Aile Okuma Kulübü Projesi, Renkli Harfler Projesi, Rotamız Üniversite Projesi ve Gezici Kütüphane Projesi gerçekleştirildi. Toplam bin 67 kişi projelere katılırken, 15 gönüllü üniversite öğrencisi çalışmalarda yer aldı.

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku