DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Kayseri PARÇALI AZ BULUTLU 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

22 Aralık 2025 Pazartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Oyun Yazımı Atölyesi Yazar, Yönetmen ve Oyuncu Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun Atölyesiyle Başladı

      Oyun Yazımı Atölyesi Yazar, Yönetmen ve Oyuncu Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun Atölyesiyle Başladı
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      İstanbul Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi’nin İBB Kültür ile iş birliği yaparak düzenlediği yeni oyun yazımı atölyesi Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun atölyesiyle başladı.

      Atölyelerin ilkinin yürütücüsü olan Murat Mahmutyazıcıoğlu; 22 Aralık tarihinde saat 11.00’de Şişli Habitat Sahne’de katılımcılarla buluştu. İlk atölye olması sebebiyle Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever ve Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Emrah Özertem de atölyeye katıldılar.

      Atölye yürütücüsü Murat Mahmutyazıcıoğlu, atölye hakkında şunları söyledi:

      “7 Haftalık süreçte yeni yazarlara yeni bir alan sunulacak. Bu atölyede ben ve benim gibi yazarlar, yeni yazarlara çeşitli yollar önerecekler. Onlara iyi gelen yöntemleri yazarlarımız uygulayacaklar. Ben de nasıl yazabildiğimi ya da nasıl yazamadığımı anlatacağım.

      Şehir Tiyatrosu’nda daha önce yaptığımız atölyede bildiğim her şeyi anlatmaya çalıştım. Bu işin benim için de keyifli tarafı, katılımcılardan benim de bir şey öğrenme ihtimalim. Benim amacım hiyerarşiyi yok ederek orayı bir ekip masası, bir yazar masası haline getirmek. Umarım başarılı olur.

      Yazara çok büyük yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu atölyenin güzel bir yanı da bu atölyeden çıkan oyunları okuma tiyatrosu olarak sahnede görebileceğiz.”

      Yoğun ilgi gören atölyeler, oyun yazarlığını desteklemek ve tiyatromuza yeni metinler kazandırmak amacıyla ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      Başkan Altay: “Tarihin Tozlu Sayfalarını Kim Açarsa Konya’nın Hatay’da Yaptıklarını ve Habib-İ Neccar Camii’nin Restorasyonunu Görecek”

      Başkan Altay: “Tarihin Tozlu Sayfalarını Kim Açarsa Konya’nın Hatay’da Yaptıklarını ve Habib-İ Neccar Camii’nin Restorasyonunu Görecek”
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Konya Büyükşehir Belediyesi, asrın felaketinde yıkılan Hatay Habib-i Neccar Camii’nde aslına uygun olarak yürüttüğü restorasyon çalışmalarını tamamladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ile birlikte ihyasını üstlendikleri tarihi camide Konya basınıyla incelemelerde bulundu. Depremden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habib-i Neccar’ın yapılmasının Konyalılara yakışacağı sözünü kendisine görev addettiğini ve hemen çalışmalara başladıklarını vurgulayan Başkan Altay, “Burada iki yıldan fazla süredir yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün artık sonuna geldik, inşallah Cumartesi günü de fiilen açılışını Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla yapmayı planlıyoruz. Bugün gelinen noktada 6 Şubat’ta başlayan Konya-Hatay kardeşliğinin ilelebet sürecek bir nişanesine hep birlikte şahitlik etmiş oluyoruz. Burayı kim ziyarete gelirse, tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camii’nin restorasyonunu görecek. Bu cami sıradan bir cami değil, sadece Hatay’ın simgesi değil, Anadolu’nun ilk camisi. Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, bu Konyalılara nasip oldu. Ne kadar şükür etsek, ne kadar hamt etsek azdır” dedi. Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Başkan Altay’ın depremden sonra taşın altına elini koyduğunu belirterek, Böyle kadim bir yapıyı, Hatay’ın sembol yapısını Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ayağa kaldırdılar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu.


      Konya Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay Habib-i Neccar Camii’nin aslına uygun olarak restorasyonunu tamamlayarak yeniden ibadete hazır hale getirdi.

      Binlerce vatandaşın yaşamını yitirdiği, on binlercesinin de yaralanıp evsiz kaldığı o karanlık gecede Konya Büyükşehir Belediyesi, Hatay’ı yeniden ayağa kaldırmak için tüm imkanlarını seferber etti.

      Konya Büyükşehir, depremde büyük oranda yıkılan Anadolu’nun ilk camisi kabul edilen Habib-i Neccar Camisi’nde titizlikle yürüttüğü ihya çalışmalarını tamamlayarak tarihi camiyi yeniden ibadete hazır hale getirdi. 

      Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak Habib-i Neccar Camisi’nde Konya basınıyla birlikte incelemelerde bulundu.

      Tarihi camide yürüttükleri titiz çalışmaları anlatan Başkan Altay, depremin ilk anlarından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin yürüttüğü çalışmalar ile tüm Konya halkının yaptığı yardımlardan bahsetti.  

      “AVRUPA’DA BİRÇOK ÜLKE BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ BU İNŞAATI YAPMAK ANCAK BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR ÜLKEYE NASİP OLURDU”

      Konya’nın ilk andan itibaren Hatay’la bir kardeşlik köprüsü kurduğunu kaydeden Başkan Altay, “Konyalılar biz ne istemişsek birin yerine adeta iki gönderdiler. Biz de bu koordinasyonu sağladık. Gelinen noktada asrın felaketinden sonra 11 ilimizde devletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok yoğun bir çalışma yürütüyor. Hatay da yıkımın en fazla olduğu şehirlerden birisiydi. Bugün kule vinçlerden adeta gökyüzünün görülmediği şantiyelerde günde 550 daire hak sahiplerine imal ediliyor. İnşallah Cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımız Hatay’da 455 bininci konutun anahtar teslim törenini ve çeşitli açılışları gerçekleştirecek. Söylemek kolay geliyor ama Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatı yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu. Ülkemizin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Sayın Cumhurbaşkanımıza deprem bölgesindeki faaliyetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu işin kahramanlarından birisi de değerli hemşehrimiz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum. 11 ilde de çok müthiş bir çalışma yürüterek bütün şehirleri tekrar ayağa kaldırıyor” diye konuştu.

      CAMİ ASLINA UYGUN OLARAK RESTORE EDİLDİ

      Depremden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habib-i Neccar’ın yapılmasının Konyalılara yakışacağı sözünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ilettiğini ve kendilerinin de bunu görev addettiğini ve hemen çalışmalara başladıklarını vurgulayan Başkan Altay, sözlerine şöyle devam etti: 

      “Burada iki yıldan fazla süredir yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün artık sonuna geldik, inşallah Cumartesi günü de fiilen açılışını Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla yapmayı planlıyoruz. Burada büyük bir yıkıntı vardı. Kubbe tamamen göçmüştü, minare ortadan kalkmıştı. Öncelikle titizlikle yıkılan molozlar temizlendi ve taşlar numaralandırıldı. Sonra özellikle kıbledeki duvarın tekrar kullanılması için şakülüne getirilme çalışmaları yürütüldü, bir takviye süreci yapıldı. Sonra diğer duvarlar ayağa kaldırıldı ve en önemlisi de ahşap kirişler üzerine ahşap bir kubbe inşa ettik. Sonra aslına uygun bir şekilde tamamlanması için o kubbe içeriden sıvandı, dışarıdan da kurşunla kaplandı. Caminin içinde üç noktada depremin izlerini ifade edecek küçük ayrıntılar bırakıldı ve tezyinat işleri de aslına uygun elimizdeki röleveye göre tamamlanmış oldu. Bugün temizliği yapılarak, camimiz ibadete hazır hale geldi” dedi.

      “BURAYI RESTORE ETMEK DE HERKESE NASİP OLMAZDI, KONYALILARA NASİP OLDU”

      Başkan Altay, caminin simgesi olan minarenin de yine aslına uygun bir şekilde restorasyonunun tamamlandığını belirterek, “En son ahşap plağı da üzerine konularak, süreç tamamlanmış oldu. Bahçedeki düzenlemeler, şadırvan da Büyükşehir Belediyemiz tarafından gerçekleştirildi. Sol taraftaki evler ve arka taraftaki çarşı da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından tamamlanmış oldu. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanımıza da çok teşekkür ediyorum. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle birlikte süreci beraber yürüttük. Bugün gelinen noktada 6 Şubat’ta başlayan Konya-Hatay kardeşliğinin ilelebet sürecek bir nişanesine hep birlikte şahitlik etmiş oluyoruz. Burayı kim ziyarete gelirse, tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camii’nin restorasyonunu görecek. Bu cami sıradan bir cami değil, sadece Hatay’ın simgesi değil, Anadolu’nun ilk camisi. Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, bu Konyalılara nasip oldu. Ne kadar şükür etsek ne kadar hamt etsek azdır” ifadelerini kullandı.

      “BURADA EDİLEN HER İBADETTEN KONYA’DA YAŞAYAN 2 MİLYON 300 BİNİN HANESİNE BİR ŞEY YAZILACAKTIR”

      Süreçte destek olan herkese teşekkürlerini ileten Başkan Altay, “Deprem sürecinde bize desteğini hiç esirgemeyen Sayın Valimizin liderliğinde kamu kurumlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, AK Parti İl Başkanımıza, MÜSİAD’ımıza, odalarımıza, Konya’nın her bir ferdine teşekkür ediyorum. Basınımızın değerli temsilcilerine teşekkür ediyorum. Burada hep birlikte büyük bir başarı hikayesi yazmıştık, bunun son noktasını da yine hep birlikte koyuyoruz. İnşallah insanlık sürdüğü sürece bu cami de ilelebet insanlığa hizmet edecek. Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır, buna inanıyorum. Bu sadaka-i cariyeyi hep birlikte gerçekleştirmiş olduk. Müteahhitimize, bilim heyetimize de teşekkür ediyorum, çok zor zahmetli bir işti, meşakkatli bir süreçti ama Konya’ya yakışır bir işi gerçekleştirdiler” açıklamasında bulundu.

      “BİRLİK VE BERABERLİK GÖSTEREN TÜRK MİLLETİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

      Başkan Altay, Habib-i Neccar Camisi’nin sadece Hatay’ın bir simgesi değil, Türkiye’nin bir simgesi olduğunu dile getirerek, “Aslında depremin izlerinin silindiğinin temel göstergelerinden birisi de buradaki caminin ibadete açılıyor olması. Artık hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Gördüğünüz gibi etrafta çarşılar da yeniden inşa ediliyor. Konutlar tamamlanmak üzere. İnşallah Hatay’da ve depremin etkilediği 11 ilimizde hayat bu yıldan itibaren normale dönmeye başlayacak ve buradaki insanlar normal yaşamlarına dönmüş olacak. Ben bu süreçte büyük birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum. Ancak biz bu işin hakkından gelebilirdik. Birlik beraberlik içerisinde bu süreci de layıkıyla tamamlamış olduk” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

      HATAY’IN SEMBOL YAPISINI AYAĞA KALDIRAN BAŞKAN ALTAY’A TEŞEKKÜR ETTİ

      Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı da, devletin depremin ağır hasarlarını ortadan kaldırmak için hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yoğun bir gayret sarf ettiğini söyledi.

      Başkan Altay’ın da taşın altına elini koymayı bilen belediye başkanı olduğunu kaydeden Yazgılı, “O günlerde ‘burayı ben yapmak istiyorum’ dedi ve yaptı. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a çok teşekkür ediyoruz. Böyle kadim bir yapıyı, Hatay’ın sembol yapısını Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ayağa kaldırdılar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. En kısa zamanda Hatay’ımız eski, güzel günlerine kavuşacak Allah’ın izniyle. Belediyelerimiz de bakanlıklarımız da topyekün bir çalışma içerisindeyiz. Tüm arkadaşlarımız her gün burada. Hatay’ın o eski günlerine geri dönmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ediyorlar. Bu çabayı sarf eden herkese gönülden teşekkür ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

       

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      Anne Kart ile 15 Binin Üzerinde Anne Ücretsiz Ulaşımdan Faydalanıyor

      Anne Kart ile 15 Binin Üzerinde Anne Ücretsiz Ulaşımdan Faydalanıyor
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal belediyecilik vizyonuyla hayata geçirdiği Anne Kart projesi, kısa sürede büyük bir kitleye ulaştı. 0-5 yaş arası çocuğu olan ve ekonomik desteğe ihtiyaç duyan 15 bin 637 anne, toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmaya başladı.

      Manisa Büyükşehir Belediyesi; Kent Lokantası, Halk Ekmek ve Halk Mandıra gibi halkın bütçesine doğrudan dokunan projelerine bir yenisini daha ekledi. Ekim 2024’te başlatılan Anne Kart projesi kapsamında annelere, şehir içi toplu taşımada geçerli olmak üzere aylık 60 ücretsiz biniş hakkı tanınıyor. Anneler, çocuklarıyla birlikte hastane, park veya sosyal alanlara giderken ulaşım maliyetini düşünmeden güvenle seyahat edebiliyor.

      Vatandaş Odaklı Destek Anlayışı Sürüyor

      Anne Kart, annelerin çocuklarıyla birlikte şehri daha kolay dolaşmalarına imkân tanırken, sosyalleşmelerine de katkı sağlıyor. Projenin sunduğu ekonomik avantaj sayesinde, 15 bin 637 anneye aylık toplam 300 bine yaklaşan ücretsiz ulaşım desteği sunuluyor. Yeni yıl itibariyle bu sayının 17 bine çıkarak daha fazla ihtiyaç sahibi annenin projeden yararlanması hedefleniyor.

      Başkan Dutlulu, “Vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için var gücümüzle çalışıyoruz”

      Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Anne Kart’ın aileler için önemli bir destek olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Annelerimiz, bu kart sayesinde her ay 60 ücretsiz biniş hakkıyla toplu ulaşımı rahatça kullanabiliyor. Biz sosyal belediyeciliği günlük hayata dokunan projelerle somutlaştırıyoruz. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiğimiz bu süreçte vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Anne Kart projemizle hem annelerimizin hem de aile bütçelerinin yanında olmaya devam edeceğiz.”

       

      Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

      Devamını Oku

      Türkiye’nin Afrika Büyükelçileri, Afrika El Sanatları ve Kültür Evi’ni ziyaret etti

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      TÜRKİYE’NİN Afrika Büyükelçileri, Afrika El Sanatları ve Kültür Evi’ne ziyarette bulundu.

      16’ncı Büyükelçiler Konferansı vesilesiyle Türkiye’ye gelen büyükelçiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde Hamamönü’ndeki Afrika El Sanatları ve Kültür Evi’nde düzenlenen programa katıldı.

      ‘TÜRKİYE’NİN AFRİKA VİZYONUNA DERİNLİK VE SICAKLIK KAZANDIRMIŞTIR’

      Afrika El Sanatları ve Kültür Evi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeliha Sağlam, buranın kültürel diplomasinin en iyi örneklerinden biri olduğunu belirterek, “Kıtanın kültürel zenginliğini 41 Afrika ülkesinden gelen ürünlerle Afrika Evinde sergiliyoruz. Afrika Evinin vizyonu, diplomatik ilişkilerden ekonomik ortaklıklara, kültürel alışverişten kalkınmaya kadar çok boyutlu bir süreci ifade ediyor. Afrika Kültür Evi’nin farkını, bu vizyonun kadın emeğini, kültürel miras ve insani temaslar üzerinden hayat bulması olarak adlandırabiliriz. Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin Afrika seyahatleri sırasında el emeğiyle geçinen, üretken ama görünür olmayan kadınlarla kurduğu samimi temaslar bu yapının ilham kaynağı oldu. Hanımefendiyle kurulan bağlar, insani hikayeler ve birikim, Türkiye’nin Afrika vizyonuna derinlik ve sıcaklık kazandırmıştır. Türkiye’deki diplomatik çevreler, akademi, sivil toplum ve iş dünyası temsilcilerini aynı çatı altında buluşturan bu yapı, Afrika’nın yerel dinamiklerini Türkiye’nin çok boyutlu diplomasi anlayışıyla bir kültürel diplomasi platformu haline gelmiştir” dedi.

      Haber-Kamera: Kübra SONKAYA-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA,

      Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
      Devamını Oku

      Hüda-Par Genel Başkanı Yapıcıoğlu’dan Çözüm Süreci Açıklaması: PKK Yokken de Kürt Meselesi Vardı, İkisini Birbirinden Ayırın

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Haber: Ahmet ÜN – Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN

      (DİYARBAKIR) – Diyarbakır‘da düzenlenen partisinin 13’üncü kuruluş yıl dönümünde konuşan HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, yeni çözüm sürecine ilişkin, “Pkk yokken de Kürt meselesi vardı. ve siz eğer meseleyi sadece şiddet sorununa, asayiş sorununa ya da terör sorununa her ne diyecekseniz, indirgerseniz bunu çözdükten sonra eğer siz asıl meseleyi çözmezseniz sorun bitmiş olmaz ki. İkisini birbirinden ayırın. Ama ayırmadılar” dedi.

      Hür Dava Partisi’nin (HÜDA-PAR) 13’üncü kuruluş yıl dönümü Diyarbakır’daki Selahaddin Eyyubi Konferans Salonu’nda düzenlenen programla kutlandı. Kuran’ı Kerim tilavetinin okunmasıyla başlayan programda, HÜDA-PAR’ın çalışmaları anlatan sinevizyon gösterimi izletildi.

      Programda konuşan HÜDA-PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

      Yaklaşık bir saat süren konuşmasının büyük bölümünde yeni çözüm süreciyle ilgili açıklamada bulunan Yapıcıoğlu, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunmak üzere partisinin raporunun yazılmakta olduğunu söyledi.

      Komisyonunun 19 toplantı sonucunda her partinin bir rapor hazırlaması ve daha sonra bu raporların birleştirilmesi kararlaştırıldığını anlatan Yapıcıoğlu, “Sayın Meclis Başkanı’nın isteği, ümidi, talebi şudur ki bütün partilerin altına imza atabileceği ortak bir rapor çıksın. Fakat bazı partiler biliyorsunuz raporlarını Meclis başkanlığına sundular. Bu raporların içeriğine bakıldığında ortak bir raporun hazırlanmasının çok kolay olmadığını görülüyor. Birbirine çok uzak talepler, birbirine çok uzak tanımlamalar, tarifler işimizin zor olduğunu, ortak bir rapor çıkarmanın adeta imkansız olduğunu gösteriyor. Ama diyoruz ki Allah’ın izniyle HÜDA -PAR varsa paniğe gerek yok. Biz de raporumuzu hazırladık. İki ana bölümden, giriş ve özetten başka iki ana bölümden ve pek çok başlıktan oluşan 50 sayfaya yakın bir rapor. Sadece rapor değil, biz aynı zamanda bir de kanun teklifi hazırladık. Bu kanun teklifimizi de komisyonda temsil edilen, özellikle grubu bulunan partilerin tamamına anlattık” diye konuştu.

      ‘Hazırladığımız kanun teklifi ile bu tıkanıklığı açacak bu engeli aşacak bir teklifte bulunuyoruz’

      AK Parti, CHP, DEM Parti, MHP ve Yeni Yol Grubu’na aktardıkları kanun teklifini aynı zamanda talep ettiği için yeniden Refah Partisi’ne verdiklerini dile getiren Yapıcıoğlu, şunları söyledi:

      “Şimdi komisyondaki görüşmelerde meselelerin tıkandığı noktalardan bir tanesi şu. Biliyorsunuz başından aslına iki şey söyleniyor. Bir ‘Terörsüz Türkiye’ iki iç cephenin tahkim edilmesi. ya da bir barış, iki demokratikleşme. ya da biz de diyoruz ki PKK’nın tasfiyesi ve kardeşlik hukukunun ihyası. Yani aslında birbirinin içine geçmiş, çok sefer de birbiriyle karıştırılan iki meselemiz var. Bir sorunumuz var, bir de meselemiz var. Şimdi bir cenah diyor ki, silah bırakma ve örgütün kendi örgütsel varlığını tamamen sona erdirmesi fiilen gerçekleşmedikçe, sahada biz bu durumu bu durumu görmedikçe yetkili devlet organları bunu kayıt altına alıp tespit ve ilan etmedikçe yasal düzenleme anlamında bir adım atmayacak. Bir başka cenah da diyor ki özellikle silah bırakma ve örgütü tasfiye kararı alanlar diyorlar ki biz yapmamız gerekenleri yaptık. Biz bu kararı aldık. Ama filen bütün silahları bırakmak ve yeni adamlar atmak için artık devletin adım atmasını bekliyoruz. Yasal düzenleme yapılmadan bir adım daha atmıyor. Sürecin tıkandığı noktalardan bir tanesi budur. Biz de hazırladığımız kanun teklifi ile bu tıkanıklığı açacak bu engeli aşacak bir teklifte bulunuyoruz. Diyoruz ki, gelin biz bir meclisten bir kanun geçirelim.”

      ‘Silahla arasına mesafe koymuş olanlarla ilgili bir kanun çıkaralım’

      Hazırladıkları kanun teklifinin sadece bir kişiye, bir örgüte, bir sürece, bir döneme mahsus olmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:

      “Hukuk kurallarının genel özelliği onların soyut olması ve benzer durumda olan herkese eşit uygulanmasıdır. Öyleyse gelin bir silahla arasına mesafe koymuş olanlarla ilgili bir kanun çıkaralım. Ama bunun uygulanması için yani o ceza indirimleri ya da cezaevindekilerin serbest bırakılması ya da silahlı eylemlere karışmamış olanların ifadelerinin alınıp cezaevine girmeden serbest bırakılmaları için gerçekten silahla araya mesafe konulduğunun silahın bırakıldığının tespiti şart olsun. Neyin şartı? O çıkardığımız kanunun uygulanmasının şartı. Şimdi bu formül aslında aradaki o güvensizlik problemini aşmak için bize göre en iyi formüldür. Bunu diğer partilerle de paylaştım. İlk incelemelerinden sonra görüştüklerimizden Bazıları bu formülün iyi bir formül olduğunu söylediler. Biz bunu bilinçli bir şekilde sadece taslak olarak gerekçelerini yazmadan diğer partilerle paylaştık ki mümkünse bütün partiler ortak bir kanun teklifi şeklinde bunu hazırlayıp meclis başkanlığına versinler. Biz bu teklifimizi meclis başkanlığına sunmuş değiliz. Ama diğer partilerle bu taslağımızı paylaştık.”

      ‘Kürt meselesi 100 yıl aşkın bir süredir var’

      “2013-2015 sürecinde adına çözüm süreci dedikleri bir süreç vardı ve o süreç bozuldu. O süreç bozulmadan önce de biz çokça söyledik. Sesimizi yükselttik, kısık sesle söyledik, meydanlarda söyledik, televizyonlarda söyledik, kendi iş toplantılarımızda söyledik, ziyaret ettiğimiz yerlerde söyledik, karşılaştığımız yetkililere söyledik” diyen Yapıcıoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

      “Yapmayın, etmeyin. Bu tuttuğunuz yol yol değil. Bu yol sizi arzu ettiğiniz hedefe götürmez. Buradan kalıcı bir barış çıkmaz. Sadece geçici bir çatışmasızlıktır. Buradan çözüm üretemezsiniz dedik. Dinletemedik. O gün farklı farklı etiketlerle bizleri etiketlediler. Ama bugün isim vermeden şöyle bir bir olayı nakledeyim ki, ne dediğim biraz daha iyi anlaşılsın. O dönemde yetkili makamda olan birisi biz bu uyarılarımızı yaptığımızda isim vererek bizim aleyhimize bazı cümleler kuruyordu. HÜDA-PAR bu meselede muhatap alınmadığı için böyle konuşuyor gibi laflar ediyor. Aradan 10 yıl geçti. Bu zat, komisyona, yani mecliste kurmuş olan komisyona önceki dönemden kalma tecrübelerini aktarmak için geldi. Kurduğu cümlelere baktım. 10 yıl önce bizim söylediklerimiz. Hani eleştirdiği cümlelerimiz var ya. Aynısını tekrar ediyor. Sunumlar bitti. Ben bu arkadaşın yanına gittim, selam verdim. Dedim ki: “Sizin kurduğunuz cümleler bana çok tanıdık geldi.” Tebessüm etti. Yemeğe davet ettim. Kabul etti, beraber yemeğe gittik. ya o gün sen bizi böyle eleştiriyordun, şimdi tekrar ediyorsun demedim tabii. Fakat oturduk, meseleyi konuştuk. Önceki süresinde yaptığımız uyarıları hatırlattık. Başkanım haklısınız dedi. Haklıydınız dedi. O dönemde yaptığımız eleştirilerin en başlıcası şuydu. Biz diyorduk ki: “Ya bir Kürt meselesi var. Bu Kürt meselesi 100 yıl aşkın bir süredir var.”

      ‘Kürt meselesinin çözümü ile ilgili olmaktan çok kendi söylemlerini topluma dayatmaya çalışıyorlar’

      PKK yokken de Kürt meselesinin var olduğunu aktaran Yapıcıoğlu, “Siz eğer meseleyi sadece şiddet sorununa, asayiş sorununa ya da terör sorununa her ne diyecekseniz, indirgerseniz bunu çözdükten sonra eğer siz asıl meseleyi çözmezseniz sorun bitmiş olmaz ki. İkisini birbirinden ayırın. Ama ayırmadılar. O dönem ayırmadılar. Şu anda özellikle devlet yetkililerinin yapmış olduğu açıklamalar baktığımızda bu iki şeyi birbirinden kesin çizgilerle ayırmaya niyetli olduklarını söylüyorlar. İnşallah yine karıştırmazlar. Karıştırmazlarsa meseleyi çözeriz. Bazıları da ben yine isim vermeyeyim. Takip edenler kimden bahsettiğimi bilecekler. Hem komisyonda yapmış oldukları konuşmalarda, hem kamuoyuna yapmış oldukları açıklamalarda, hem sunmuş oldukları raporlarda süreçle silahların bırakılmasıyla ya da Kürt meselesinin çözümü ile ilgili olmaktan çok kendi söylemlerini topluma dayatmaya, kendi sorunlarını toplumun bütününün gündemine getirmeye çalışıyorlar. Ama inşallah bizim raporumuz son rötuşlarını atıp kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra herkes görecek ki HDP’nin memleketin her meselesinde ilkeli duruşunu koruyor. Ciddi emek sarf ediyor, kafa yoruyor ve uygulanabilir çözüm modellerini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku