40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
21 Aralık 2025 Pazar
(ANKARA) – İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Danny Danon, Suriye‘nin başkenti Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar uzanan silahsızlandırılmış bir bölge oluşturulması çağrısında bulundu.
İsrail’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Danny Danon, Suriye‘de silahsız bölge oluşturulması çağrısı yaptı. Başkent Şam’dan BM tarafından oluşturulan tampon bölgeye uzanan yeni bir “silahsız bölge” talep eden Danon, “İsrail’in İran, Hizbullah, Hamas veya başka herhangi bir grubun kuzey sınırında yeniden konuşlanmasına veya varlık göstermesine izin vermeyeceğini” aktardı.
Danny Danon, BM Güvenlik Konseyi oturumunda “Tel Aviv’in kuzey sınırlarını savunacağını” vurgulayarak, “terörist ve silahlı unsurlar” olarak nitelendirdiği grupların “İsrail sınırı yakınlarında faaliyet göstermesine müsaade edilmeyeceğini” belirtti.
Suriye‘nin cevabı ise Suriye BM Daimi Temsilcisi İbrahim Elbi’den geldi. Elbi, “İsrail’in ihlallerini sürdürmesine rağmen Şam’ın Tel Aviv ile 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması’na bağlı olduğunu” ifade etti. Elbi, “Kontrolü sağlamak için güvenlik güçlerimizin İsrail sınırında bulunmasına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Suriye ve İsrail arasındaki tampon bölge
Suriye ile İsrail arasındaki tampon bölge, 1974 tarihli anlaşma uyarınca Golan Tepeleri’nde BM tarafından oluşturulan bir ayrım bölgesi olma özelliği taşıyor. “Mor Hat” olarak bilinen ve uluslararası gözlem gücünün bulunduğu bu hat, iki bölgeyi birbirinden ayırıyor.
İsrail güçleri, Suriye basınına göre “neredeyse günlük olarak” sınır ihlallerini sürdürüyor. İsrail’in, Esad rejiminin geçen yıl devrilmesinden bu yana, Hermon Dağı gözlem noktası da dahil olmak üzere “1974 tarihli tampon bölgeyi aşarak güney Suriye’ye asker ve askeri teçhizat konuşlandırdığı” belirtildi. Suriyeli ve İsrailli yetkililer arasında ABD arabuluculuğunda sınır bölgesinde istikrarı sağlamayı amaçlayan müzakereler ise eylül ayından beri durmuş vaziyette.
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Cezayirli mevkidaşı Ahmed Attaf, ateşkesten bu yana Gazze Şeridi’ndeki gelişmeler ile Libya’daki kurumlarda birliğin sağlanmasına ilişkin konuları ele aldı.
Mısır Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasına göre Bakanlar, başkent Kahire’de bir araya gelerek bölgesel konulara dair görüş alışverişinde bulundu.
Gazze Şeridi için varılan ateşkes anlaşmasının uygulanmasının önemine vurgu yapan Bakanlar, Libya’daki kurumların birliği konusunda da mutabık kaldıklarını bildirdi.
İnsani yardımların Gazze’ye engelsiz şekilde ulaştırılmasının, hızlı bir iyileşme süreci için gerekli şartların oluşturulmasının ve yeniden imar çalışmalarının başlatılmasının zorunlu olduğunu kaydeden Abdulati, Filistin meselesinin tasfiye edilmesi ve Filistin topraklarının birliğini baltalamaya yönelik her türlü tutumun reddedildiğini vurguladı.
Libya’daki gelişmeler
Bakanlar, Libyalıların kendi aralarındaki çözüme tam destek verdiklerini dile getirdi.
Libya’daki kurumların birliğine katkı sağlayan ve Tunus’un da yer aldığı üçlü bir mekanizmanın önemine işaret eden iki Bakan, “tüm yabancı güçler ile paralı askerlerin ülkeden çıkması ve eş zamanlı olarak parlamento ile başkanlık seçimlerinin yapılabilmesi için uygun ortamın oluşturulması gerektiğini” belirtti.
Afrika’daki gelişmeleri de değerlendiren Bakanlar, kıtada Mısır-Cezayir koordinasyonunun güçlendirilmesinin önemini vurguladı.
Bakanlar ayrıca Afrika’da istikrar ve kalkınmanın desteklenmesi için birlikte çalışılması gerektiğini ifade ederek Afrika ülkelerinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve dış müdahalelerin reddedilmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.

MUĞLA’nın Fethiye ilçesinde yolcu midibüsü ile minibüs kavşakta çarpıştı, kazada 13 kişi yaralandı.
Kaza, saat 13.00 sıralarında Adnan Menderes Bulvarı’ndaki kavşakta meydana geldi. Engin Bozkurt’un kullandığı 48 HD 3116 plakalı yolcu midibüsü ile Furkan Hazar yönetimindeki 16 APT 77 plakalı minibüs çarpıştı. Kazada 13 yolcu yaralandı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ambulanslarla çevre hastanelere kaldırıldı. Yaralıların durumlarının iyi olduğu bildirilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Suriye‘nin güneyindeki Kuneytra ilinde onlarca kişi İsrail karşıtı gösteri düzenledi.
İsrail ordusunun ihlallerini protesto etmek amacıyla toplanan onlarca kişi Kuneytra şehir merkezinde bir araya geldi.
Protestocular, ellerinde “Siyonist oluşumla normalleşmeye hayır”, “Kuneytra’dan Gazze’ye, tek kan”, “Golan bizimdir”, “Kuneytra Suriye toprağıdır, onu bırakmayacağız” yazılı dövizler taşıdı.
Protestoculardan Gani Ebraj, Kuneytra ahalisinin sesini duyurmak için bir araya geldiklerini belirterek, “Siyonistlerin ihlallerine maruz kalan Kuneytra’da İsrail ordusu köylere giriyor, aramalar yapıyor.” dedi.
İsrail ordusu tarafından tutuklanan Suriyelilerin özgürleştirilmesi gerektiğini söyleyen Ebraj, “Siyonistler topraklarımızdan acil bir şekilde çıkmalı.” ifadelerini kullandı.
Ebraj, ABD Başkanı Donald Trump’ın son açıklamalarına değinerek, “Golan, Suriye topraklarıdır. İnşallah topraklarımızı geri alacağız. Kimse bizim topraklarımızı kimseye hediye edemez.” diye konuştu.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Bangladeş’in kuzeyinde, Brahmaputra Nehri’nin sürekli yer değiştiren yatağı nedeniyle sel ve erozyon riskiyle karşı karşıya kalan nehir adaları için Gaibandha ilinin Fulchori alt bölgesinde yeni bir yerleşim alanı inşa etti.
TİKA’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Brahmaputra Nehri’nin sürekli yer değiştiren yatağı, Bangladeş’in kuzey bölgelerinde yaşayan binlerce aile için her yıl yeni bir belirsizlik anlamına geliyor.
Güçlü akıntıların neden olduğu erozyon, tarım arazilerini kısa sürede yok ederken yerleşim alanlarını da kullanılamaz hale getiriyor. Bu süreçte birçok aile, geçim kaynaklarını ve evlerini kaybederek zorunlu göçe maruz kalıyor.
Ganj-Brahmaputra-Meghna gibi büyük nehir sistemlerinin taşıdığı yoğun çamur ve tortu birikimiyle oluşan çar bölgeleri ise bu kırılganlığın en yoğun yaşandığı alanlar arasında yer alıyor. Sürekli şekil değiştiren, kimi zaman tamamen ortadan kaybolan bu geçici ada ve kara parçaları, Bengalcede “yüzen ada” olarak adlandırılıyor.
Çamur ve tortu birikimiyle oluşan bu geçici ada yapılarında yaşayan topluluklar, özellikle iklim değişikliğinin etkisiyle artık daha sık ve yıkıcı afetlerle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, her yıl tekrar eden, günlük yaşamı ve geleceğe dair planları doğrudan etkileyen yapısal bir sorun olarak öne çıkıyor.
Güvenli yerleşim alanı inşa edildi
Bu zorlu koşullara karşı TİKA tarafından desteklenen proje kapsamında Gaibandha’da yükseltilmiş bir platform üzerine güvenli bir yerleşim alanı inşa edildi.
Ada zemininden 5 metre yüksekliğe sıkıştırılmış toprakla oluşturulan oval platform, sel sularının yerleşime ulaşmasını engellemek ve erozyonu azaltmak amacıyla planlandı. Yerleşim sahasında balık yetiştiriciliği için bir havuz da bulunuyor.
Yeni yerleşim alanı, yıl içindeki sel dönemlerinde ada sakinlerine, geçimlik hayvanlarıyla birlikte güvenli barınma imkanı sağlayacak.
Yaklaşık 150-180 kişinin en az 15 yıl boyunca kalıcı olarak yaşayabileceği köy, acil durumlarda çevre yerleşimlerden gelen afetzedelere de sığınma alanı oluşturacak. Aynı zamanda balıkçılık ve sebze yetiştiriciliği gibi temel geçim kaynaklarının devamına da imkan verecek.
Eğitim ve sosyal etkinlikler kesintisiz sürdürülebilecek
Öte yandan proje çerçevesinde bölgede bir okul binası ve toplum merkezi de inşa edildi.
Engelli erişimine uygun yapılar, bölgedeki yetersiz elektrik altyapısı dikkate alınarak güneş enerjisi sistemiyle donatıldı. Böylece okulda eğitim, toplum merkezinde ise sosyal etkinlikler ve toplantılar kesintisiz sürdürülebilecek.
Bangladeş’te iklim değişikliğinin etkisiyle sel ve nehir erozyonu her yıl artarken Gaibandha’daki bu yerleşim alanı, çar bölgelerinde yaşayan toplulukların afetlere karşı direncini artıran bir model proje olarak öne çıkıyor.