40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
18 Aralık 2025 Perşembe

Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.
Ernst & Young Parthenon’un yayımladığı 2026 küresel ekonomik görünüm raporu, dünya ekonomisinin artan belirsizliklere rağmen dayanıklılığını koruduğunu, ancak büyüme ivmesinin zayıfladığını ortaya koyuyor. Rapora göre küresel reel GSYH artışı 2025 ve 2024’teki %3,3 seviyesinden 2026’da %3,1’e gerileyecek.
Raporda, ticaret politikalarındaki yön değişimleri, yaşlanan nüfus, iş gücü piyasasındaki dönüşüm ve hızlanan yapay zekâ (AI) döngüsünün küresel ekonomi üzerinde aynı anda etkili olduğu vurgulanıyor.
Ticaret savaşları büyümeyi sınırlıyor, ancak çöküş yok
Son dönemde artan gümrük tarifelerine rağmen küresel ticarette sert bir çöküş yaşanmadığına dikkat çekiliyor. Muafiyetler, şirketlerin riskten korunma stratejileri ve tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması bu süreci dengeleyen unsurlar olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte EY, ticaret gerilimlerinin daha yıkıcı bir faza geçmesinin hâlâ ciddi bir risk olduğuna işaret ediyor. Buna karşılık, ticaret tansiyonunun kalıcı biçimde düşmesi küresel büyüme açısından önemli bir “yukarı yönlü sürpriz” olarak değerlendiriliyor.
Gelişmiş ekonomilerde büyüme yavaşlıyor
Rapora göre gelişmiş ekonomilerde 2026’da büyüme daha da zayıflayacak. Yaşlanan nüfus, kronik yatırım eksikliği ve göç politikalarının sıkılaşması gibi yapısal sorunlar potansiyel büyümeyi sınırlıyor. Artan korumacılık eğilimleri de bu tabloyu ağırlaştırıyor.
Buna karşın, yapay zekâ yatırımlarındaki patlama önemli bir denge unsuru olarak görülüyor. EY, AI yatırımlarının orta vadede verimlilik artışı sağlayabileceğini ve sınırlı da olsa dezenflasyonist etki yaratabileceğini belirtiyor.
ABD, Euro Bölgesi ve Japonya görünümü
ABD ekonomisi dayanıklılığını korusa da büyümenin giderek dar bir zemine dayandığı ifade ediliyor. Rapora göre ABD’de büyüme; yüksek gelirli tüketiciler, yapay zekâ destekli sermaye yatırımları ve yüksek varlık fiyatları sayesinde ayakta duruyor. Ancak bu yapı “sağlam ama kırılgan” bir denge oluşturuyor. ABD büyümesinin 2025’te %2,0 iken 2026’da %1,9’a gerilemesi bekleniyor.
Euro Bölgesi’nde büyümenin 2025’teki %1,4 seviyesinden 2026’da %1,1’e düşeceği öngörülüyor. Tarifelerin dolaylı etkilerinin büyümeden yaklaşık yarım puan götürdüğü ve bölge içi ayrışmanın devam ettiği vurgulanıyor.
Japonya’da toparlanmanın sınırlı kalması bekleniyor. Tüketimdeki istikrar büyümeyi desteklerken, zayıf ihracat, düşük iş dünyası güveni ve yapısal kısıtlar büyümeyi baskılıyor. Japonya ekonomisinin 2026’da yaklaşık %0,5 büyümesi bekleniyor.
Gelişen piyasalar: Ayrışma belirgin
Gelişen piyasalarda toplam büyümenin 2025’te %4,5’ten 2026’da %4,1’e gerilemesi bekleniyor. Ancak ülkeler arasında ciddi farklar bulunuyor.
Hindistan, güçlü altyapı yatırımları, canlı iç talep ve hizmetler sektöründeki ivme sayesinde öne çıkıyor. Hindistan’ın 2025’te %7,6, 2026’da ise %6,8 büyümesi bekleniyor.
Çin ise yaşlanan nüfus, genç işsizliği, yetersiz tüketim, kapasite fazlası ve kalıcı deflasyon baskılarıyla karşı karşıya. Politika desteğine rağmen büyümenin 2025’te %4,9’dan 2026’da %4,4’e gerilemesi öngörülüyor.
Latin Amerika’da Brezilya, mali kırılganlıklar ve yüksek enflasyon nedeniyle baskı altında kalırken; Arjantin yüksek enflasyon ve sınırlı politika alanı nedeniyle istikrar sorunları yaşamaya devam ediyor.
Enflasyon 2026’da küresel olarak düşüyor
EY’ye göre küresel enflasyon 2026’da %3 seviyelerine doğru gerileyecek, ancak ülkeler arasında ciddi ayrışma sürecek. Tarifeleri artıran ülkelerde ithalat maliyetleri enflasyonu yukarı iterken, hedef olan ülkelerde talep zayıflığı dezenflasyonu destekliyor.
ABD’de enflasyon ticaret engelleri ve göç kısıtlamaları nedeniyle yeniden hızlanma eğilimi gösteriyor. Euro Bölgesi’nde enflasyon %2 hedefine yaklaşmış durumda. İngiltere’de ise sıkı iş gücü piyasası ve hizmet enflasyonu nedeniyle fiyat baskıları devam ediyor. Japonya’da enflasyonun 2026’nın ilk yarısında %2’nin altına düşmesi bekleniyor. Çin deflasyon baskısıyla karşı karşıya kalırken, Hindistan’da gıda ve emtia fiyatlarındaki düşüşle enflasyon son sekiz yılın en düşük seviyelerine geriledi.
Para ve maliye politikalarında ayrışma
Para politikası cephesinde gelişmiş ülkelerde temkinli bir duruş öne çıkıyor. ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz indirimlerini çok yavaş gerçekleştirmesi beklenirken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faizleri sabit tutması öngörülüyor. Japonya’da ise kademeli bir normalleşme süreci bekleniyor.
Maliye politikalarında da parçalı bir görünüm söz konusu. Bazı ülkeler savunma ve yapay zekâ bağlantılı stratejik yatırımlara öncelik verirken, yüksek borç ve faiz yükü altındaki ülkelerde mali alan giderek daralıyor.
Genel değerlendirme: Kırılgan denge
EY’ye göre küresel ekonomik görünüm kırılganlığını koruyor ve riskler aşağı yönlü. Ticaret savaşlarının yeniden tırmanması veya varlık fiyatlarında sert bir düzeltme küresel talebi olumsuz etkileyebilir. Buna karşın, daha net ticaret kuralları, güvenilir mali çerçeveler ve dengeli para politikaları beklentileri istikrara kavuşturabilir.
Raporda, yapay zekâ teknolojilerinin beklenenden hızlı yayılmasının ise önemli bir “yukarı yönlü risk” olduğu vurgulanıyor. Bu sürecin verimlilik artışı sağlayarak, küresel büyüme potansiyelini sektörler ve bölgeler genelinde yeniden şekillendirebileceği ifade ediliyor.
Kaynak: Ernst & Young (EY) Parthenon
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.
Bloomberg’in resmi gümrük verilerine dayanan hesaplamalarına göre, Kasım ayında mıknatıslar da dahil olmak üzere toplam 6 bin 958 ton nadir metal ürünü ihraç edildi. Bu miktar, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek üçüncü aylık ihracat seviyesi olarak öne çıktı. Veriler, ABD ile varılan bir yıllık ticaret ateşkesi sonrasında sevkiyatların belirgin şekilde hızlandığına işaret ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında sağlanan uzlaşıdan önce Pekin yönetimi, nadir toprak elementleri için daha katı ihracat kontrolleri uygulamaya hazırlanıyordu. Bu sıkı önlemler, ABD ile yaşanan geniş kapsamlı ticaret geriliminin bir parçası olarak ilk kez Nisan ayında devreye alınmış ve yılın başlarında ihracatta düşüşe yol açmıştı.
Trump’ın Ekim ayında kesinleşen yumuşama çerçevesini açıklamasının ardından Temmuz ayında ihracat yeniden toparlanmaya başladı. Ağustos ayında 7 bin 336 tonluk sevkiyatla aylık rekor kırılırken, Kasım ayındaki ihracat miktarı yılın başından bu yana yaşanan toplam düşüşü yalnızca yüzde 2 seviyesinde tuttu.
Öte yandan Avrupa Komisyonu Ticaret Şefi Maros Sefcovic, bu hafta yaptığı açıklamada Çin’in Avrupalı şirketlere nadir toprak elementlerine erişim için uzun vadeli lisanslar verdiğini duyurdu. Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ise ay başında yaptığı değerlendirmede, Avrupa’dan gelen siparişler ele alınırken Pekin’in yapıcı mesajlar verdiğini ifade etti.
Pakistan’ın Belucistan eyaletinde 5,2 büyüklüğünde deprem meydana geldiği bildirildi.
Geo News’in Pakistan Meteoroloji Dairesinin açıklamasına yer verdiği haberine göre, merkez üssü Belucistan’ın Sonmiani bölgesi olan 5,2 büyüklüğünde deprem kaydedildi.
Yerin 12 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem Karaçi kentinin bazı bölgelerinde de hissedildi.
Öte yandan, ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS), depremin büyüklüğünü 4,8 olarak açıkladı.
(TBMM) – TBMM Genel Kurulu’nda, İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri, görüşmelerin ardından yapılan oylamayla kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu’nda, İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşüldü.
Yaklaşık 12 saat süren görüşmelerin sonunda, İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri oylamaya sunuldu ve kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu’nda yarın saat 11.00’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı bütçeleri görüşülecek.
(TBMM) – Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile muhalefet milletvekilleri arasında TBMM’de vergi borçları üzerinden tartışma yaşandı. Şimşek, “Dolayısıyla hiçbir şekilde, vergi borçlarının silinmesi mümkün değildir” dedi. Şimşek, savunma, güvenlik, sağlık ve afet yönetimi hariç tutulduğunda merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait taşıt sayısının 1.161 adet azaldığını ifade etti. Deprem bölgesine bugüne kadar 3,6 trilyon lira harcama yapıldığını kaydeden Şimşek, TÜİK’e yönelik eleştirilere de değinerek, “Hiçbir zaman ne benim ne de ekibimin ne TÜİK’e müdahalesi olmuştur ne de bu konuda bir talimatım olmuştur ne de olacaktır çünkü biz verilerin sağlıklı olmasını istiyoruz” diye konuştu.
TBMM Başkanvekili Pervin Buldan’ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda, İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bakanlar, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi borçlarının yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla silinebileceğini vurgulayarak, “Benim böyle bir yetkim olmadı, yoktur; böyle bir yetki de istemiyorum” dedi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın, “Komisyonda siliyorlar ya! Her zamanki çarpıtma ya! Sen silmiyorsun, komisyonda siliyorlar” sözleri üzerine Şimşek, “Kesinlikle Maliye Bakanının veya Bakanlığın vergi borçlarını silme, affetme yetkisi yoktur” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Günaydın, “Vergi dairelerinde siliyorlar, sen silmiyorsun ama talimatla siliniyor. Ne anlatıyorsun bize! Göz göre göre çarpıtma olur mu ya!” diyerek tepki gösterdi. Tartışmaya AK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Alan da dahil oldu. Alan, “Sayın Günaydın, vergi borcu değil o, vergi ziyaı” dedi.
Günaydın ise sözlerini sürdürerek, “Bakan silmiyor kardeşim, Bakan silmiyor; vergi dairelerinde siliniyor. Talimatı veriyorsunuz, siliyor. Bilmiyor muyuz yani? Allah Allah!” ifadelerini kullandı. Bakan Şimşek ise “Burada bütün muafiyetler, vergiye ilişkin bütün muafiyetler Anayasa gereği kanunlarla düzenleniyor. Kanunlarla düzenlenmemiş hiçbir vergi istisna ve muafiyeti asla söz konusu değildir” dedi.
“Vergi borçlarının silinmesi mümkün değildir”
Bakan Şimşek ile vekiller arasında tartışma şöyle sürdü:
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı: O zaman iktidar olarak siz çıkartın ne istiyorsanız. İktidar olarak siz çıkartın. Bakın, Bakan size attı topu. Sayın Başkan, Bakan Bey size attı topu.
Mehmet Şimşek: Şimdi, vergi harcamalarını kastediyorsanız, onların tamamı kanunla düzenleniyor. Örneğin, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının 2026’da maliyeti 1,1 trilyon liradır. ‘Asgari ücrete vergi getirmek mi istiyorsunuz?’ Hayır. Biz asgari ücrete vergiyi kaldırdık. Bu bir vergi harcamasıdır.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya: Siz kaldırmadınız, kanunla biz kaldırdık.
Mehmet Şimşek: Biz kaldırdık yani tabii ki Hükümetimiz ve Meclisimiz kaldırdı.
Cavit Arı: CHP’nin yoğun talepleriyle kalktı Sayın Bakan, siz yoktunuz o zaman. CHP olmasaydı o vergi kalkmayacaktı asgari ücretliden.
Mehmet Şimşek: Dolayısıyla hiçbir şekilde, vergi borçlarının silinmesi mümkün değildir. Şimdi, uzlaşma müessesesi var biliyorsunuz, 1963’ten beri bütün hükümetler uygulamış. Geçen sene bir kanun değişikliği yaptık ve raporlar hatalı, aksak olsa dahi vergi aslının uzlaşmaya tabi olmayacağına ilişkin kanun değişikliğini biz getirdik.
Gökhan Günaydın: Hani vergi silmiyordun? İşte uzlaşmadan siliyorsun. Hani vergi silmiyordun?
Mehmet Şimşek: Şimdi vergi silinmiyor hiçbir zaman vergi silinmemiştir.
Gökhan Günaydın: Hani vergi silmiyordun? Uzlaşma üzerinden siliyordun, uzlaşma üzerinden talimatla siliyordun, ne anlatıyorsun! Laf kalabalığı! Laf kalabalığı!
AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Baykan: Amigo musun, Grup Başkan Vekili misin ya!
Gökhan Günaydın: Öne gel, öne gel, sesin duyulmuyor, öne gel.”
“Kamuda bin 161 adet taşıt azaldı”
“Bizim rezervlerin kalitesi son dönemde yükseldi” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Öncelikle şunu söyleyeyim: Rezerv artışımız ‘carry trade’ kaynaklı değil, bütün ki ‘carry trade’in yani ‘swap’ stokunun tamamı 20 milyar dolar civarı, bu da 123 milyar dolarlık artışın altıda 1’idir. Ters dolarizasyon, yüksek dış borç çevirme oranları, ihracat bedeli, satış yükümlülüğü, altın fiyatları ve azalan cari açık; bunların hepsi rezerv artışında etkili olmuştur. Özellikle yurt dışı ve yurt içi ‘swap’ları kapatmakla birlikte rezerv kalitemiz artmıştır” bilgisini paylaştı.
Bakan Mehmet Şimşek, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait taşıt sayısında tasarruf sağlandığını belirterek, savunma, güvenlik, sağlık ve afet yönetimi hariç olmak üzere taşıt sayısının bin 161 adet azaldığını söyledi. Şimşek, “Yine, tasarruf genelgesinin yayımlanmasından bu yana sözleşmesi sona eren taşıtlardan yeniden kiralananların sayısı yüzde 19 azaltılmıştır. Dolayısıyla, taşıt konusunda tasarruf tedbirleri tam olarak uygulanıyor ve sonuç alıyoruz ama tabii ki savunma, güvenlik, ambulans vesaire konularında taşıtlar, araçlar olmaya devam edecektir” dedi.
“Deprem bölgesine 3,6 trilyon lira para harcadık”
Şimşek, deprem sonrası toplanan vergilere dair, “Bu son deprem sonrası depreme ilişkin iki tane adım atılmış; bir tanesi kurumlara ek bir vergi getirilmiş, bir tanesi de motorlu taşıtlar ikinci kez alındı. Bunun tamamı 224 milyar lira bugünkü rakamlarla ve bugün itibarıyla. Halbuki biz deprem bölgesine 224 milyar lira değil, 3,6 trilyon lira para harcadık. Dolayısıyla bu konu da son derece net” ifadesini kullandı.
Şimşek, mücbir sebep haline ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Değerli arkadaşlar, depremin vergi mükelleflerimize etkilerini azaltmak amacıyla birçok tedbir aldık, depreme müteakip hemen mücbir sebep hali ilan ettik ve bütün vergisel yükümlülükleri erteledik. Bölgede acil barınma ihtiyacının kolaylaştırılmasına katkı sağlamak amacıyla prefabrik yapı ve konteynerlerin tesliminde KDV’yi yüzde 1’e indirdik ve iade uygulamalarını kolaylaştırdık. Dolayısıyla, bugün dahi hala depremden etkilendiğini ortaya koyan bütün mükelleflerimize mücbir sebep yolu açıktır. Mevcut vergi borçları faizsiz yirmi dört aylığına taksitlendirilmiştir ve hatta 250 bin liraya kadar teminat da istenmemektedir. Öbür konularda da her türlü kolaylığı sağlamaya yardım edeceğiz.”
Şimşek, TÜİK’e yönelik eleştirilere değinerek, “Bir kere ben şunu net bir şekilde ortaya koymak istiyorum: Hiçbir zaman ne benim ne de ekibimin ne TÜİK’e müdahalesi olmuştur ne de bu konuda bir talimatım olmuştur ne de olacaktır çünkü biz verilerin sağlıklı olmasını istiyoruz” dedi.