40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
19 Aralık 2025 Cuma

Banyolar için inovasyonu odağına alarak armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi çözümler geliştiren Roca, 2025 yılında üretim altyapısı için gerçekleştirdiği yatırımlarla ve yeni bayi açılışlarıyla Türkiye pazarındaki güçlü büyümesini sürdürdü. 2026 yılında da istikrarlı büyüme hedefleri doğrultusunda yeni yatırımlar gerçekleştirmeyi planladıklarını belirten Roca Türkiye Genel Müdürü Dr. Murat Özyamanoğlu, özellikle yeşil dönüşüm, modernizasyon ve gömme rezervuar kapasitesini arttırmaya odaklanacaklarını ifade etti.
“2025’e dair öngörülerimiz hedeflerimize ulaşmamızı sağladı”
2025 yılının konut kredilerindeki daralma, kur ve enflasyon dalgalanmaları nedeniyle zorlu bir yıl olduğuna dikkat çeken Roca Türkiye Genel Müdürü Dr. Murat Özyamanoğlu, “Yıl içerisinde hem ülke genelinde hem de global ölçekte artan belirsizlikler, yönetilmesi gereken riskleri de beraberinde getirdi. Biz de 2025’e başlarken bu çerçevede hazırladığımız senaryo projeksiyonları doğrultusunda ilerledik ve yılı beklentilerimizle uyumlu bir şekilde tamamladık. Bu noktada, sektörümüzün dünya lideri bir grubunun parçası olmak bize önemli bir öngörülebilirlik ve stabilite sağladı” dedi.
‘’Global’de ve Türkiye’deki tesislerimizde yatırımlar yaptık”
Yeni yatırımlar ve bayilerle giderek artan bir büyüme gerçekleştirdiklerini vurgulayan Özyamanoğlu, “Şu anda dünya genelinde 78 üretim tesisi ve 20 binden fazla çalışanımızla seramik sağlık gereçleri alanında lider konumda olan bir grup olarak, 2026 yılında da istikrarlı büyümemizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, İtalyan banyo tasarımının ikonik markalarından Antonio Lupi Design’ın çoğunluk hissesini satın almak üzere anlaşmaya vardık; Orta Asya’daki büyümemizi ise Nosag, IneoCare ve Idral’ın ardından Kazakistan Kızılorda’da hayata geçireceğimiz yeni üretim tesisleriyle destekleyeceğiz. 2025 yılında Türkiye pazarında yeni bayilerle yerel ağımızı güçlendirdik. Bunlarla birlikte, çevre dostu ve enerji verimli üretim süreçlerine odaklanarak grup olarak üretim altyapımızı da güçlendirdik. Türkiye’de devreye aldığımız, Yeni Alçak Basınç Döküm Hattımız bu yaklaşımın somut örneklerinden biri oldu” diye konuştu.
“Çevresel etkileri minimize etmeye yönelik çözümler geliştiriyoruz”
Grup hedefleri kapsamında enerji tasarrufu ve yeşil dönüşüm yatırımlarına da büyük bir önem verdiklerini belirten Özyamanoğlu, “Su arıtma sistemleri, güneş enerjisi uygulamaları ve diğer çevre dostu projeler bu taahhütlerimizin önemli örneklerini oluşturuyor. Grup olarak bu alanda öncü adımlar atarken, faaliyet gösterdiğimiz pazarlardaki müşterilerimizin de aynı gelecek sorumluluğunu paylaştığını görmek bizi oldukça memnun ediyor. Bu eğilimler doğrultusunda yalnızca üretim süreçlerimizde değil, nihai ürün tasarımımızda da doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına öncelik veriyoruz ve çevresel etkilerimizi minimize etmeye yönelik çözümler geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
2026 için %10’luk bir büyüme hedefliyor
2026 yılında yeşil dönüşümün yanı sıra, modernizasyon ve özellikle kapasite arttırmaya yönelik yatırımları önceliklendirmeyi planlayan Roca Grup, 2025 yılını bütçenin %4 üzerinde tamamlamayı öngörüyor. Zorlu piyasa koşulları dikkate alındığında, bu performansı önemli bir başarı olarak değerlendirilen şirket, 2026 bütçesi için enflasyon ve kur farkından arındırılmış %10’luk bir büyüme hedefliyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hentbol Erkekler Süper Ligi’nde mücadele eden Nilüfer Belediyespor, Beykoz Belediyespor deplasmanından kritik bir galibiyetle dönerek puanını 34’e yükseltti.
ARDVENTURE Erkekler Süper Ligi’nin 19’uncu haftasında Nilüfer Belediyespor, İstanbul deplasmanında Beykoz Belediyespor’un konuğu oldu. Haldun Alagaş Spor Kompleksi’nde oynanan ve büyük bir çekişmeye sahne olan mücadelede gülen taraf Bursa temsilcisi oldu.
Karşılaşmanın ilk devresinde ev sahibi Beykoz Belediyespor, oyunun kontrolünü elinde tutarak soyunma odasına 21–17 önde girdi. İkinci yarıda savunma ve hücumdaki etkinliğini artıran Nilüfer Belediyespor, bu devreyi 21–16 üstün tamamlayarak sahadan 38–37 galip ayrılmayı başardı.
Bu sonuçla birlikte ligdeki 16’ncı galibiyetini elde eden mavi-yeşilliler, puanını 34’e çıkararak zirve yarışındaki iddiasını korudu.
Nilüfer Belediyespor, ligin 20’nci haftasında yine deplasmanda sahaya çıkacak. Bursa ekibi, Rize temsilcisi Güneysuspor Kulübü ile karşılaşacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Keçiören Belediyesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve toplumsal dayanışmanın artırılması amacıyla örnek bir projeyi hayata geçirdi. “Halkın Eli, Belediyenin Kalbiyle Birleşiyor; Gönüllülükle Keçiören Güçleniyor!” sloganıyla başlatılan Keçiören Gönüllüleri Projesi, gönüllülerin mesleki bilgi ve yaşam deneyimlerini kent yaşamına katkıya dönüştürmeyi hedefliyor.
Proje kapsamında gönüllü olmak isteyen vatandaşlar, Keçiören Belediyesi’nin resmi internet sitesinde yer alan “Gönüllü Üye Başvuru Formu”nu doldurarak istedikleri zaman başvuruda bulunabilecek. Başvurular, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü bünyesinde, Sivil Toplumla İlişkiler ve Gönüllülük Birimi tarafından değerlendirilecek. Keçiören dışından başvuruların da kabul edildiği projede, uygun görülen adaylar görüşmeye davet ediliyor. Gönüllüler, sahip oldukları mesleki beceri ve donanımlar doğrultusunda sınıflandırılarak farklı projelerde görev alacak. Sürecin hukuki altyapısı ise gönüllüler ile belediye arasında imzalanacak “Gönüllü Katılım Protokolü” ile güvence altına alınacak.
Anne duyarlılığıyla denetim
Gönüllülük esasına dayanan projenin önemli ayaklarından birini ise işletmelere yönelik saha çalışmaları oluşturacak. Gönüllüler, belirlenen işletmelere önceden haber verilmeden ziyaretler gerçekleştirecek. Özellikle kadınların ve annelerin günlük hayattaki deneyim ve hassasiyetlerinden faydalanılacak denetimlerde; hijyen, düzen ve gıda güvenliği ön planda tutulacak. Ziyaretler sırasında; ücret tarifesinin işletme girişinde ve raflarda etiketli olup olmadığı, kasa ve raf fiyatlarının tutarlılığı, yangın tüpü ve yangın merdiveni gibi güvenlik unsurlarının durumu gibi konulara dikkat edilecek. Gönüllüler tarafından tespit edilen eksiklikler zabıta ekiplerine bildirilecek, gerekli denetim ve yaptırımlar ise Keçiören Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından uygulanacak.
“Anne Denetiminden Geçmiştir” etiketi
Projenin ilk örneği olacak olan zabıta denetimleri sonucunda tüm kriterleri başarıyla sağlayan işletmelere, tüketiciler için güven göstergesi olan “Anne Denetiminden Geçmiştir” etiketi verilecek. Bu etiketle işletmelerin güvenilir, düzenli ve hijyen kurallarına uygun olduğu kamuoyuna duyurulacak.
Yerel yönetimin gücü halkın desteğiyle daha çok artacak
Keçiören Belediyesi’nin bu yeni projesi, hem gönüllülük kültürünü yaygınlaştırmayı hem de vatandaşların günlük yaşamda karşılaştıkları hizmet kalitesini artırmayı amaçlıyor. Proje ile birlikte halkın katkısıyla daha güvenli, daha düzenli ve daha güçlü bir Keçiören hedefleniyor.
Başvurular Keçiören Belediyesi’nin resmi web sitesi üzerinden gerçekleştirilecek
Yaş, cinsiyet ve meslek grubu ayrımı olmaksızın yerel yönetimler bünyesinde gönüllü olarak projelere katılmak isteyen vatandaşlar, Keçiören Belediyesi’nin resmi web sitesi üzerinden başvuruda bulunabilecek.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rolls-Royce Motor Cars, 2025 yılı boyunca, markanın zirve ürünü ve lüks tarihinin en ikonik isimlerinden Phantom’un yüzüncü yılını dünya genelinde kutladı. Bu kutlamalarla, Phantom’un olağanüstü hikâyesini var eden insanlara, mekânlara ve olaylara değinilirken, ayrıca bu eşsiz otomobilin içinde bulunduğu dünyayı nasıl yansıttığını ve onu nasıl etkilediğini gözler önüne serdi.
Sir Henry Royce’un tasarladığı orijinal ‘yeni’ Phantom, 1925’te tanıtıldı. Sonraki 100 yıl ve sekiz nesil boyunca Phantom, markanın en görkemli, en etkileyici ve kusursuz zarafeti temsil eden aracı olarak konumlandı; tartışmasız lüks ve mühendislik ustalığının yüz yıllık simgesi hâline geldi.
Yüzüncü yıl kutlamaları boyunca, Phantom’un sekiz neslinin tamamı dünya çapındaki etkinliklerde sahne aldı ve bu özel yıl, Rolls-Royce’un en efsanevi modeline ithaf ettiği Bespoke yorumu olan Phantom Centenary Private Collection’ın tanıtımıyla zirveye ulaştı.
Dünya çapındaki müşteriler, Phantom’un 100. yılına denk gelecek şekilde Bespoke Phantom’larını 2025’te teslim almayı seçti; çoğu, bu süreci yıl dönümüne hazırlık amacıyla yıllar öncesinden başlattı. Böylece araçları yalnızca kişisel miraslarının bir parçası olmakla kalmayıp, bu efsanevi ismin devam eden hikâyesinde bir kez yaşanacak özel bir yer edindi.
Rolls-Royce, bu özel vesileyle Phantom’un mirasını mercek altına alarak; bu unutulmaz yüz yıl boyunca müşteriler, medya ve dünya genelinde paylaşılan hikâye ve anları yeniden hatırlatıyor.
Bir efsaneyi yeniden canlandırarak Phantom’un müzik dünyasındaki yerini kutlamak
Rolls-Royce, 2025 boyunca Phantom’u başarının simgesi ve yaratıcı bir ilham kaynağı olarak benimseyen müzik dünyasının efsane isimlerini onurlandırdı. Marlene Dietrich ve Liberace’den Elvis Presley, Sir Elton John, Pharrell Williams ve Curtis ‘50 Cent’ Jackson’a uzanan bu sanatçılar, Phantom’un büyüleyici cazibesini şekillendiren ve aynı zamanda ona çekilen isimler oldu.
Phantom’un müzik dünyasındaki efsaneleri arasında en unutulmaz hikâye, The Who’nun davulcusu Keith Moon’un 21. yaş günü partisinde Rolls-Royce’unu bir yüzme havuzuna sürdüğünün anlatıldığı meşhur hikâyedir. Gerçekte ne yaşandığına dair tanıklıklar net olmasa da havuza batmış bir Rolls-Royce, rock’n’roll aşırılığının unutulmaz simgesi olarak hafızalara kazındı.
Phantom’un yüzüncü yılını anmak üzere Rolls-Royce, bu efsaneyi gerçeğe dönüştürdü; geri dönüşüme gönderilmesi planlanan, emekliye ayrılmış bir Phantom Extended prototip gövdesini İngiltere’nin Plymouth kentindeki Art Deco Tinside Lido’da suya indirdi.
Bu mekân, The Beatles mirası açısından da özel bir anlam taşıyor. 12 Eylül 1967’de The Beatles, The Magical Mystery Tour çekimleri kapsamında burayı ziyaret etti. Aynı yıl John Lennon, el boyaması sarı Phantom V modelini sahneye çıkararak Phantom adını müzik tarihine kalıcı biçimde kazıdı.
Phantom’un sanatla geçen 100 yılı
Yüzüncü yıl kutlamaları kapsamında Rolls-Royce, Phantom’un sanat dünyasıyla uzun soluklu bağını mercek altına aldı. Salvador Dalí, tarihe geçen en sürreal varışlardan birinde, bir arkadaşının Phantom’unu 500 kilo karnabahar ile doldurdu; Paris’te Sorbonne’a ulaştığında kapıyı açmasıyla karnabaharlar yere saçıldı. 26 Aralık 2025’te 70. yılını kutlayacak olan bu unutulmaz an, Rolls-Royce tarafından anılırken; yaratıcı dünyayı şekillendiren diğer Phantom sahiplerinin hikâyeleriyle birlikte ele alındı. Bu isimler arasında, 1972’de Zürih’te bir antikacı dükkânının önünde park edilmiş 1937 model Phantom’u görür görmez satın alan Andy Warhol da bulunuyor.
Dünya sahnesinde Phantom
Yüzüncü yıl süresince Phantom, beş kıtaya yayılan etkinliklerle dünya çapında bir sahnede onurlandırıldı. Prestijli etkinliklerden seçkin davetlere uzanan bu anlar, Phantom’un mirasının her anlamda taşıdığı gücü yansıttı.
Yüzüncü yıl kutlamaları, İtalya’daki Concorso d’Eleganza Villa d’Este ile başladı; ardından Birleşik Krallık’ta düzenlenen Goodwood Festival of Speed ve Goodwood Revival ile devam etti. Bu etkinliklerde, aralarında ünlü Phantom I ‘Brougham De Ville’ – ya da bilinen adıyla ‘Phantom of Love’ – modelinin de bulunduğu beş tarihî Phantom, Aerodrome Lawn’da sergilendi. İspanya’da, Phantom’un sekiz neslinin tamamı Bilbao’daki görkemli Torre Loizaga’da sergilendi.
İskandinavya ve Baltıklar boyunca gerçekleştirilen kutlama sürüşünde, 20-Ghost Club üyeleri; Helsinki’den, bir Phantom VIII’in uğurladığı kortejle yola çıktı. Üçü Phantom I olmak üzere 26 savaş öncesi Rolls-Royce, Kuzey’in manzaraları eşliğinde 2.000 kilometreyi aşkın bir yolculuk gerçekleştirdi. En eski otomobil 1927 modeldi.
Kutlamalar, Çekya’nın Karlovy Vary kentinde de devam etti; Phantom’un kültürel mirası, şehrin dünyaca ünlü film festivali kapsamında vurgulandı. Polonya’nın Varşova kentinde Rolls-Royce, ünlü vokalist Stacey Kent’in sahne aldığı bir caz gecesine ev sahipliği yaparken; Azerbaycan’ın Bakü kentinde ise seçkin bir kültür kulübü, Phantom’un müzikle kurduğu derin bağlara ve farklı müzik türleri ile kuşaklar boyunca şarkı sözlerinde yer alışına saygı duruşunda bulundu.
Phantom’un yüzüncü yılı, Kuzey Amerika’da Pebble Beach Concours d’Elegance kapsamında düzenlenen ve sekiz nesli bir araya getiren özel bir sınıfla kutlandı. Yüzüncü yıl; Colorado Springs’teki Rolls-Royce Owners’ Club Annual Meet, Las Vegas Concours d’Elegance ve Kanada’daki Rolls-Royce Motor Cars Oakville’ın açılış etkinliğiyle taçlandırıldı.
Asya’da Rolls-Royce, Tokyo’daki Azabudai Hills’te düzenlenen dikkat çekici bir etkinlikle; Phantom II Continental’dan, Japon bir koleksiyoncu için Hermès iş birliğiyle tasarlanan Phantom Oribe’ye uzanan nadir Phantom modellerini sergiledi. Phantom’un 100. yılı Singapur’da çağdaş bir gastronomi yolculuğuyla kutlanırken; Şanghay’da ise markanın Çinli müşterileri ve dostları için düzenlenen özel bir gösterimde Phantom’un beş nesli onurlandırıldı.
Orta Doğu genelinde Phantom Centenary, Katar Ulusal Müzesi’nde ve Dubai, Riyad, Manama ile Abu Dabi’de düzenlenen özel etkinliklerde simgesel görünümlerle yer aldı. Bu sergilerde; Phantom Drophead Coupé Zenith, 869.500 dikişten oluşan iç mekânıyla Phantom Scintilla Private Collection ve Phantom Centenary Private Collection gibi tarihî ve modern Bespoke Phantom modelleri yer aldı.
Phantom Centenary Private Collection: Özel tasarımla sunulan saygı duruşu
Rolls-Royce, Phantom adının 100 yıllık mirasına Phantom Centenary Private Collection ile saygı duruşunda bulundu. Yalnızca 25 adetle sınırlı bu Private Collection, Phantom’un ilk 100 yılını tanımlayan dönüm noktası niteliğindeki figürleri, seçkin müşterileri, önemli modelleri, yolculukları, mekânları ve anları keşfetmek üzere geleneksel ve son derece yenilikçi zanaat tekniklerini bir araya getiriyor.
Super Champagne Crystal’ın Arctic White ve Black tonları üzerine uygulandığı, yanardöner iki tonlu dış tasarım; masif altından Spirit of Ecstasy ile taçlandırılarak Phantom’un Hollywood’un ilk yıllarındaki zarafetini hatırlatıyor. İç mekânda, özenle işlenmiş Bespoke detaylar Phantom efsanesinin hikâyesini anlatıyor. Anthology Gallery ise, 100 yıllık medya övgülerinden seçilen ve üç boyutlu olarak şekillendirilmiş kelimelerden oluşuyor. Arka koltuklar, bir couture atölyesiyle bir yıl boyunca titizlikle geliştirilen, yüksek çözünürlüklü baskılı ve işlemeli kumaşla tamamlandı.
Starlight Headliner, tarihî anları ve referansları 440.000 dikişle yansıtırken; heykelsi kapılar, 3D marküteri, 3D mürekkep katmanlama ve 24 ayar altın varak uygulamalarını bir araya getirerek markanın bugüne kadarki en sofistike ahşap işçiliğini sergiliyor.
Sonuç, 100 yıllık mirasın ürünü olan; bugüne kadarki en kapsamlı ve teknolojik açıdan en iddialı Private Collection olarak konumlanıyor.
Phantom’un Bespoke geleceği
Phantom’un mirasıyla tanımlanan bu yılda Rolls-Royce, geleceğe de odaklandı. Goodwood’daki Home of Rolls-Royce’ta, Bespoke’a adanmış ileri teknolojik ekipman ve yetkinlikleri barındıracak, 300 milyon sterlinlik simgesel tesis genişletme projesinin inşası hız kazandı. Söz konusu genişleme, markanın yaratıcı ve teknik süreçlerini ileri taşıyarak yeni fikirlerin, malzemelerin ve zanaatkârlık tekniklerinin önünü açıyor. Markanın zirve modeli ve en geniş yaratıcı tuvali olan Phantom, bugün ve önümüzdeki 100 yıl boyunca bu yeniliklerin en görkemli ölçekte hayata geçirildiği model olmaya devam edecek.
Rolls-Royce için 2025, zirve model Phantom’un yüzüncü yılı etrafında şekillendiğini belirten Chris Brownridge (Chief Executive, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Bu, Phantom efsanesini şekillendiren hikâyeleri onurlandırmak adına nesilde bir kez karşılaşılabilecek bir fırsattı; kendi dönemlerinde zahmetsiz sürüşün zirvesini temsil eden eşsiz araçtan, müzik, sanat, iş dünyası ve devlet yönetiminde iz bırakan ve Phantom’u seçen büyük isimlere uzanan bir yolculuk. Bu benzersiz dönüm noktasını, markamızın bugünkü ruhunu ve gücünü yansıtan ikonik siparişler ve küresel ölçekte seçkin kutlamalarla taçlandırdık; Phantom’un gelecek 100 yılına ilham verecek bir çerçeve çizdik.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi Devlet Türk Mûsıkîsi Konservatuvarı (DTMK), Hz. Mevlânâ’nın 752. vuslat yıl dönümü münasebetiyle düzenlediği “Acemaşirân Mevlevî Âyini” anma programıyla sanatseverleri bir araya getirdi.
DTMK Ses Eğitimi Bölümü Türk Sanat Müziği Ana Sanat Dalı lisans ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerinin icra ettiği program, EÜ Kültür ve Sanat Evinde gerçekleştirildi. Koordinatörlüğü ve Sanat Yönetmenliğini DTMK Öğr. Gör. Halil İbrahim Yüksel’in üstlendiği etkinliğe; Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ali Maaruf Alaskan, akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverler katıldı.
Etkinlikte konuşan Prof. Dr. Ali Maaruf Alaskan, “Aşk, Hayyam’ın dizelerinde sonsuz bir coşkuya dönüşen, binlerce şairin peşinde koştuğu, bestekârların eserlerinde aradığı ve bütün mahlûkatın yöneldiği, ancak vuslatla vücut bulan şeydir. Bu nedenle, bu aşkı bize yaşattığınız için çok teşekkür ediyorum” dedi.
Günün anlam ve öneminden bahseden Öğr. Gör. Halil İbrahim Yüksel, “17 Aralık 1273 tarihinde vefat eden Hz. Mevlânâ’nın 752’nci vefat yıl dönümünü idrâk ettiğimiz bugün, Hz. Mevlânâ’nın aynı zamanda Hakk’a kavuştuğu gün yani Şeb-i Arus olarak da ifade edilmektedir. Bizlerde bu anlamlı gün münasebetiyle, Hüseyin Fahreddîn Dede’nin Acemaşirân Mevlevî Âyini’ni seslendirerek Hz. Pir’i yâd etmek istedik. Mevlevî Âyinleri’nin tüm ritüelleri ile icrâ edilebilmesi için Semâ Mukâbelesi’nin de, Âyin ile birlikte icrâ edilmesi gerekliliğinden, bugün sunduğumuz icrâda sadece Âyinin müzikal bölümlerini seslendirdik. Emekleri için icrâda yer alan öğrencilerimize ve kâdim dostum, meslektaşım Neyzen Kaşif Demiröz’e müteşekkirim. 23 Aralık 2025 Salı günü akşamı Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştireceğimiz ‘Acemaşirân Mevlevî Âyini ve Semâ Mukâbelesi’ programına tüm sanatseverleri bekliyoruz” diye konuştu.
“Mevlevîlikte semâ, hakikat yolcusunun manevî yolculuğunu simgeler”
Program kapsamında, Mevlevîliğin doğuşu ve tarihsel süreci ile ilgili bilgi veren son sınıf öğrencisi Muzaffer Aras ise, Mevlevîlikte semâ, musiki icrası eşliğinde hakikat yolcusunun manevî yolculuğunu simgeleyen ve dört selâmdan oluşan Âyin-i Şerîf ile icra edildiğini, Âyinlerde güfte olarak seçilen şiirlerin tamamına yakınının Hz. Mevlânâ’nın Mesnevisi ya da Divânı Kebîri’nden olması gerektiğini, günümüze ulaşan tarih düşülmüş en eski Âyinin, bestesi Kûçek Mustafa Derviş’e ait olan Bayatî Âyin-i Şerîfi olduğunu dile getirdi.
Programda, Ege Üniversitesi Devlet Türk Mûsıkîsi Konservatuvarı Ses Eğitimi Bölümü ve Türk Müziği Bölümü öğrencileri hânende ve sâzende olarak yer alırken; icrâda Ney, Tanbûr, Kanun, ve Kudüm enstrümanları kullanıldı. Öğr. Gör. Kaşif Demiröz ve Öğr. Gör. Halil İbrahim Yüksel de icrâda öğrencileri ile birlikte yer aldılar.
Etkinliğin sonunda, etkinlikte görev alan öğretim görevlisi ve öğrencilere konservatuar müdürü Prof. Dr. Ali Maaruf Alaskan tarafından “Teşekkür Belgesi” takdim edildi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı