40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
21 Aralık 2025 Pazar
ANKARA’DA SALDIRI YAPAN TERÖRİSTLERİN KAYSERİ’DEKİ EYLEMİNE İLİŞKİN KOMUTANA, İHMAL DAVASINDAN BERAAT
KAYSERİ’nin Develi ilçesinde veteriner hekim Mikail Bozlağan’ı (24) şehit ettikten sonra Ankara‘da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde teröristlerin bombalı eylemde bulunması sonrası olayda ihmali olduğu iddiasıyla dönemin Kayseri İl Jandarma Komutanı Y.Y. 2 farklı suçtan yargılandığı davada, suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti.
Ankara‘da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde 1 Ekim 2023’te saat 09.30 sıralarında 38 TP 962 plakalı hafif ticari araç ile müdürlüğün giriş kapısı önüne gelen 2 terörist, bombalı saldırı eyleminde bulundu. Araçtan inen teröristlerden biri kendini patlatırken, diğeri etkisiz hale getirildi. Saldırıda 2 polis memuru yaralandı. Yaralı polisler, sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı.
Bombalı eylemi gerçekleştiren teröristlerin hafif ticari aracı, bir gün önce Kayseri’nin Develi ilçesinde gasbettikleri belirlendi. Şüphelilerin ilçeye bağlı Çataloluk Mahallesi’nde evli 1 çocuk babası veteriner teknikeri Mikail Bozlağan’ı darbettikten sonra tabancayla öldürüp, şehit ederek, gasbettikleri araçla bölgeden ayrıldıkları tespit edildi.
TERÖRİSTLER SINIRI PARAMOTOR İLE GEÇMİŞ
Yaşanan olaydan yaklaşık 7 ay sonra Tomarza ilçesi İmamkulu Mahallesi’ndeki dağda mantar arayan vatandaşlar, çalıların arasında paramotor buldu. İhbar üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ekipler, bölgede geniş çaplı inceleme başlattı. Parçalara ayrılmış olan paramotor, incelenmek üzere İl Jandarma Komutanlığı’na götürüldü. Özel harekat polisleri ise paramotorun parçalarının bulunduğu bölgede çalışma başlattı. Teröristlerin sınırdan paramotor ile geçerek Kayseri’ye geldikleri ve olayı gerçekleştirdikleri belirtilmişti.
DÖNEMİN JANDARMA KOMUTANINA DAVA
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, dönemin İl Jandarma Komutanı Y.Y. hakkında, 112 Çağrı Merkezi’ne gelen bir otomobile ateş açılması olayının savcılığa bildirilmediği, olay yeri inceleme yapmayıp, gerekli tedbirleri almadıkları, aracın PTS kaydını girmemeleri nedeniyle söz konusu aracın bulunmasına yönelik gerekli araştırmanın yapılmamasına sebebiyet verdikleri iddialarıyla ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’ suçlarından dava açıldı.
Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Eylül’de görülen davanın ilk duruşmasında tutuksuz sanık dönemin Kayseri İl Jandarma Komutanı Y.Y. söz konusu suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek “Ben söz konusu olaya ilişkin sadece tecrübe aktarımı ve idari hükümleri almakla yükümlüyüm. Vereceğiniz karara da saygılıyım. En kısa sürede karar vermeniz durumunda diğer davalardaki mağduriyetim giderilmiş olacaktır” dedi.
DOSYA BİLİRKİŞİYE GİTTİ
Aralarında polis memuru ve jandarma personelinin de olduğu 8 kişinin tanık olarak dinlendiği duruşmada, mahkeme heyeti verdiği ara kararla, sanık Y.Y.’nin hukuki sorumluluğun olup olmadığının tespiti için davanın uzman polis ve jandarmanın olduğu bilirkişi heyetine gönderilmesine karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
RAPOR MAHKEMEYE ULAŞTI
Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi sonrası Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi talimatlı olarak dosyayı inceleyerek bilirkişi görevlendirdi. Bu kapsamda Ankara Üniversitesi’nde görevli bir ceza hukukçusu, emekli emniyet amiri ve emekli kıdemli albaydan oluşan bilirkişi heyeti, dönemin İl Jandarma Komutanı Y.Y. hakkındaki raporunu tamamladı.
Raporda, sanığın astları olan isimleri geçen personelin olay günü görev başında olduğunun görüldüğüne vurgu yapılarak, “Sanığın görev, yetki ve sorumluluğunu düzenleyen mevzuat incelendiğinde bu düzenlemelere göre sanığın bazı işlemleri ancak kendisine yapılan bildirimler üzerine yerine getirebileceği anlaşılmaktadır. İnceleme konusu olayda, sanığa bildirim yapmakla sorumlu personel tarafından söz konusu durumla ilgili bildirim yapılmadığı, bu nedenle sanığın harekete geçmesini gerektirecek durumdan haberdar olmadığı, mevcut koşullar altında görev tanımı kapsamında yerine getirmesi gereken işlemleri elindeki bilgiler çerçevesinde yerine getirdiği görülmektedir” denildi.
KARAR DURUŞMASI YAPILDI
Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında tutuksuz sanık dönemin Kayseri İl Jandarma Komutanı Y.Y. ile avukatı hazır bulundu. Duruşma savcısı sanığın 2 farklı suçtan da suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatini istedi. Adalete güvendiğini söyleyen sanık Y.Y. ise son sözünde, “Adaletli ve vicdan sahibi Türk hakimlerine güveniyorum. Beraatimi istiyorum” dedi. Mahkeme heyeti, sanık Y.Y.’nin ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’ suçlarından ayrı ayrı suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi.
Esenyurt Belediyesince, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna ücretsiz erişimini sağlamak amacıyla bazı okullara su sebili konuldu.
Belediyeden yapılan açıklamaya göre, proje kapsamında ilk etapta Sezai Karakoç Lisesi, Ali Fuat Üstün İlkokulu ve Merkez Ortaokulu’na modern su sebilleri kuruldu. Projenin kısa sürede ilçedeki tüm okullara yaygınlaştırılması hedefleniyor.
İlçedeki Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nda da başlatılan su sebili uygulamasının tüm parklar ve diğer kamusal alanlarda da hayata geçirilmesi planlanıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy, “Çocuklarımızın temiz ve güvenilir içme suyuna kolayca ulaşmalarını sağlamak için okullarımıza modern su sebilleri kuruyoruz. Bu uygulamayla öğrencilerimiz ücretsiz içme suyuna ulaşırken plastik şişe ve tek kullanımlık ambalaj kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir adım da atmış oluyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aksoy, göreve geldikleri günden bu yana ilçedeki eğitim sorunlarını öncelikli gündem maddeleri arasında ele aldıklarını belirtti.
Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin 10 okuldan oluşan yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı açılış töreniyle eğitime başladığını aktaran Aksoy, Ardıçlı’da önceki yönetim tarafından yarım bırakılan Beşli Lise Projesi’nin Milli Eğitim Bakanlığına devredildiğini ve çalışmaların hızla sürdüğünü kaydetti.
Ayrıca 24 derslikli Durmuş Döven İlkokulu’nun yapımına devam edildiğinin altını çizen belirten Aksoy, üç yeni ilkokulun proje çalışmalarının tamamlandığına işaret etti.
Okulların fiziki koşullarının iyileştirilmesine önem verdiklerini belirten Aksoy, eğitim-öğretim dönemi başında ve ara tatillerde boya, badana ve tadilat çalışmalarının yapıldığını, 26 bin öğrenciye ise kırtasiye desteği sağlandığını kaydetti.
Tekirdağ‘ın Kurtuluş Günü etkinlikleri kapsamında 1. Tekirdağ Günleri programı düzenlendi.
Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen programda, kentin tarihi ve kültürel değerleri ele alındı.
Programın sonunda Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, kentin tanıtımına katkı sağlayan kişi ve kurumlara plaket verdi.
Soytürk, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti.
-İklim değişikliği konusunda üreticiler bilgilendirildi
Tekirdağ’da düzenlenen programda çiftçilere iklim değişikliği konusunda bilgilendirme yapıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığınca hazırlanan İklim Değişikliği, Kuraklık ve Sulamanın Etkinliğinin Artırılması Programı, Hayrabolu Ziraat Odası Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
Programda, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmet Başer ile Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Konukcu sunum yaptı.
İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy, bilgilendirme toplantılarının üreticiler açısından önemli olduğunu belirtti.
-Tekirdağ Şehir Hastanesi Başhekimi Tabakoğlu’na ziyaret
Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Tekirdağ Şubesi Başkanı Deniz Uygun, Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nu ziyaret etti.
Ziyarette bir süre sohbet eden Uygun ve Tabakoğlu, karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Tabakoğlu, ziyaret dolayısıyla Uygun’a teşekkür etti.
Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) finansman sağladığı gerekçesiyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) kayyum olarak atandığı Maydonoz Döner işletmelerinin Ankara yapılanmasına ilişkin 9 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Huzur Özer, Emrah Ak ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Mahkeme başkanı dosyaya gelen evrakı okuduktan sonra tanıkların dinleneceğini bildirdi.
Söz verilen tanık L.D, eskiden yüzbaşı olarak görev yaptığını, halen örgüt üyeliğinden tutuklu olduğunu, 2021’de Bağlıca’da Maydonoz Döner şubesini açtığını belirterek şu beyanda bulundu:
“Ben 7,5 yıl örgüt üyeliğinden ceza aldım. O dönem ailemde sağlık sorunlarıyla da uğraşıyorduk. Şubeyi o yüzden devretmek istedim. Cevat Dalli de devredeceğimi duymuş. İlk aşamada yüzde 20’sini devrettim. Paranın bir kısmını kuyumcu olan Tahsin Özbay’a bıraktırdım. Tahsin’i kuyumcu olması nedeniyle tanırım. Güvenlik açısından altınlarımı ona bırakırdım. Özbay’ın örgütle bağı yoktur. Bu paraları kendim gönderemedim Cevat Dalli’ye ödettirdim, çünkü infazım açıklanmıştı. Hatay’da kaçak durumdaydım kimseye söylememiştim.”
Tanık M.K, Konya’da Maydonoz Döner şubesi olduğunu, eskiden öğretmenlik yaptığını ve örgütle herhangi bir bağının olmadığını ifade ederek Ankara’da Maydonoz Döner’in Dikmen şubesinde ortaklığının bulunduğunu, akrabası olduğu için Huzur Özer’in orada çalıştığını, Huzur’un adının ailede de “Akın” olarak geçtiğini ve bir kod ad olmadığını söyledi.
Tanık R.E, eskiden subay olduğunu, hakkında FETÖ’den işlem yapıldığını ve ihraç edildiğini anlatarak, Maydonoz Döner’in İncek şubesinde çalıştığını, sanıklardan Huzur Özer’i “Akın” olarak tanıdığını, Huzur ismini bildiğini ama kullanmadığını belirtti.
“Akın”ın bir kod ad olmadığını dile getiren R.E, “Benim sanıklarla örgütsel bir bağım yok sadece ticaret ilişkimiz var. Maydonoz Döner için örgütün yönlendirmesi olmadı. Bahadır Tatlıbaş’la telefon konuşmalarımızda geçen para dağıtımı Somca Gıda AŞ’den alacaklarımızla alakalıydı.”
Tanık beyanlarının ardından söz verilen tutuklu sanık Emrah Ak, suçsuz olduğunu savunarak “Ben özellikle FETÖ’den işlem görmüş kişileri işe almadım. Örgütten talimatta almadım. Tahliyemi istiyorum.” dedi.
Tutuklu sanık Huzur Özer de tanık beyanlarına bir diyeceğinin olmadığını belirterek “İsim değişikliğiyle alakalı açtığım bir dava var, ben yıllardır Akın ismini kullanıyorum. Bu isim bir kod ad değil. Kalp hastalığım var. Tutukluluğum hastalığımı kötü etkiliyor. Tahliyemi istiyorum.” beyanında bulundu.
Tutuksuz sanıklar da haklarındaki adli kontrol şartlarının kaldırılmasını isteyerek mahkemeden beraat talep etti.
Beyanların ardından görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, eksik hususların giderilmesini ve sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Ara kararını veren mahkeme, tutuklu sanıklar Huzur Özer ve Emrah Ak’ın dosyadaki delil durumu göz önünde bulundurularak adli kontrol şartıyla tahliyelerine hükmetti. Tutuksuz sanıkların ise mevcut hallerinin devamına karar verdi.
Dosyada, gelinen aşamada tutuklu sanık kalmadı, duruşma 31 Mart 2026’ya ertelendi.
İddianameden
Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün, ülke içerisinde güncel yapılanma faaliyetlerini canlandırmaya çalıştığı, uzun yıllar boyunca sürdürdüğü gizlilik stratejisini uygulamaya devam ettiği ve bu kapsamda yeni örgütsel faaliyetlere başladığı anlatıldı.
FETÖ’nün örgüt mensuplarının finansmanı için yeni yöntemler aradığı belirtilen iddianamede, Somca Gıda AŞ’ye bağlı Maydonoz Döner isimli işletmenin, Türkiye genelindeki şubeleri vasıtasıyla örgütün güncel yapılanması faaliyetleri kapsamında örgüte finansman sağladığı, örgüt üyelerine de iş imkanı oluşturarak maddi destek verdiği tespitine yer verildi.
Firmanın Ankara’daki şubelerinde örgüt mensuplarını istihdam etmek için yüklü miktarda “himmet” toplandığı belirtilen iddianamede, söz konusu şubelerin resmi sahibinin ya da ortağının örgüt üyeliğine dair suç kaydı bulunmadığı ancak bu kişilerin yakınlarının örgüt üyeliğinden suç kaydı olduğu ve şubelere gayriresmi olarak ortak oldukları belirtildi.
Sanıkların terör örgütünün hedefleri doğrultusunda örgüte fon sağladığı aktarılan iddianamede, 9 kişi hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet” suçlarından 25’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
KUALA Singapur’da son 5 yılda yaklaşık 4 milyar dolarlık dolandırıcılık yapılmasının ardından, bu suça karışanlara kırbaç cezası öngören yasanın Meclis’te kabul edilmesiyle dolandırıcılık suçlarına karışanlara 30 Aralık’tan itibaren kırbaç cezası uygulanacağı bildirildi.
Meclis’te 4 Kasım’da kabul edilen yeni ceza yasası kapsamında, dolandırıcılık suçlarına karışanlara para ve hapis cezalarının yanı sıra kırbaç cezası 30 Aralık’tan itibaren uygulamaya konulacak.
Yeni düzenlemeye göre, dolandırıcılık şebekelerinin üyeleri ile şebeke için eleman toplayanlar dahil suçlulara 6 ile 24 arasında kırbaç cezası verilecek.
Dolandırıcılık gelirlerini aklamak veya aklanmasını kolaylaştırmak amacıyla banka hesaplarını ya da diğer kişisel bilgilerini bilerek kullandıranlar ise 12’ye kadar kırbaç cezasıyla karşı karşıya kalabilecek.
Diğer bazı dolandırıcılık türleri için de yetkili mercilerin kararına bağlı olarak kırbaç cezası uygulanabilecek.
Singapur İçişleri Bakanlığı, cezanın ağırlaştırılmasının, ülkenin kanunlarının “etkili, adil ve ortaya çıkan zorluklara duyarlı olmasını” amaçladığını belirtti.
Kırbaç cezası, ağır suçlarda da uygulanıyor
Singapur Hükümeti Teknoloji Ajansının verilerine göre, ülkede en yaygın dolandırıcılık türleri arasında kimlik avı, sahte iş ilanları, e-ticaret ve çevrimiçi alışveriş dolandırıcılıkları ile yüksek kazanç vaadi içeren yatırım yöntemleri yer alıyor.
Kırbaç cezası, Singapur’da soygun ve cinsel suçlar gibi ağır suçlarda, 50 yaş altındaki erkeklere hapis cezasıyla birlikte uygulanıyor.
İngiliz sömürge döneminde yürürlüğe giren bu ceza, Malezya ve Brunei’de de bazı suçlar için kullanılıyor.
Dolandırıcılık için “kırbaç cezası” öngören yasanın kabulü
Singapur’da son 5 yılda yaklaşık 4 milyar dolar değerindeki dolandırıcılığın ardından, bu suça karışanlara kırbaç cezasını öngören yasa 4 Kasım’da Meclis’te kabul edilmişti.
Meclis’te kabul edilen yeni ceza yasası kapsamında, dolandırıcılık suçlarına karışanlara para ve hapis cezalarının yanı sıra en az 6 en fazla 24 olmak üzere kırbaç cezası da uygulanacağı belirtilmişti.
Kıdemli Devlet Bakanı Sim Ann, Meclis’te yaptığı konuşmada, dolandırıcılığın Singapur’da en yaygın suç türü olduğunu belirterek, bunun tüm suçların yüzde 60’ını oluşturduğuna dikkati çekmişti.
Bakan Ann, 2020-2025 döneminde yaklaşık 190 bin dolandırıcılık vakası bildirildiğini, kaybın ise yaklaşık 3,7 milyar dolar olduğunu aktarmıştı.