40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
18 Aralık 2025 Perşembe
Haber: Beril KALELİ/Belçim KILIÇKIRAN
(İSTANBUL) Yeni yıl yaklaşırken İstanbul’un sembol mekanlarından Eminönü Meydanı’nda, umutlu olup olmadıklarını soran ANKA muhabirine konuşan ekonomik sıkıntıların yanı sıra ifade özgürlüğü ve can güvenliğiyle ilgili kaygılarından söz ettiler. Bir yurttaş, “Can güvenliğimiz yok, en önemlisi o. Ülke hiç bu kadar dibe vurmamıştı. Cumhurbaşkanı da hemşehrim, kendisi de inşallah duyar buralardan. Vaziyet hiç güzel değil. Korkuyorum biz de mi içeri gireceğiz; herkes içerde. Kimsenin bir özgürlük hakkı yok; sağı da solu da içerde” derken, bir başka yurttaş da ” Bayram geliyor, seyran geliyor, yılbaşı geliyor, çocuklara birer tane ufacık bir hediye almaya çalışsan maaşın yetmiyor. Hak, hukuk meselesi (var); kızlarımızın, kadınlarımızın güvenliği noktasında bayağı bir sıkıntı var; çözüm yok” diye konuştu.
2026’ya sayılı günler kala ANKA, Eminönü’ndeki vatandaşlara, yeni yıla umutla bakıp bakmadıklarını ve yeni yıldan beklentilerini sordu. Bazı vatandaşlar 2026’dan umutlu olduklarını belirtse de özellikle emekliler umutsuz olduğunu söyledi. “Hep bir umutla giriyoruz yeni yıla ama her yıl aynı şeyler oluyor” şeklinde konuşan bir vatandaş ise “Umutsuz yaşanmıyor” diyerek yine de umutlu olduğunu belirtti.
“İnsanca yaşamak istiyoruz yani. Daha düzgün bir hayat olsun herkese”
ANKA’nın konuştuğu vatandaşların büyük bölümünün 2026’dan ortak beklentisiyse ekonominin düzelmesi oldu. Bir vatandaş ise yeni yıldan beklentisini, “İnsanca yaşamak istiyoruz yani. Daha düzgün bir hayat olsun herkese” şeklinde dile getirdi. Yeni yıla ilişkin “Ekonomi pek düzelmez de, diğer şeyler düzelse…” diyen bir vatandaş ise şöyle konuştu:
“Can güvenliğimiz yok, en önemlisi o”
“Ortalık korkunç rezalet. Can güvenliğimiz yok, en önemlisi o. Ülke hiç bu kadar dibe vurmamıştı. Cumhurbaşkanı da hemşehrim, kendisi de inşallah duyar buralardan. Vaziyet hiç güzel değil. Korkuyorum biz de mi içeri gireceğiz; herkes içerde. Kimsenin bir özgürlük hakkı yok; sağı da solu da içerilerde. Çok üzücü olaylar yaşanıyor ama niye böyle oldu anlayamıyoruz. İnşallah herşey feraha çıkar 2026’da”
“Amortiden başka birşey çıktığı yok, öyle alıyoruz işte”
Bazı vatandaşlar içinse yılbaşı piyangosu bu sene de bir umut kaynağı olmaya devam ediyor. Her sene bilet aldığını ve şu ana kadar hiç ikramiye kazanmadığını söyleyen bir vatandaş, “Yine de deniyoruz, ne yapalım. ya çıkarsa” dedi. Bir diğer vatandaş da her sene bilet aldığını söyleyerek, “Amortiden başka birşey çıktığı yok, öyle alıyoruz işte” dedi. Piyango bileti sırasında bekleyen bir vatandaş ise, “2026’dan umudumuz var… Bu sene güzel değildi. Ekonomi bayağı düşüşlerde. Herşeye zam geliyor, bir şey alamıyorsun. Ev kiraları pahalı. (2026’da) iyiye gidebilir. Şans…” diye konuştu. Bu sırada arka sırada bulunan bir diğer vatandaş ise, 2026’da bir çok şeyin değişmesini istese de hiçbir şeyin değişeceğine inanmadığını belirterek “Daha kötü olacağız” dedi.
Vatandaşlar şöyle konuştu:
“16 bin 800 lirayla nasıl geçineceğim?”
“Ne olacak; emekli aç. Emekliye para vermiyor ki devlet. Kendilerine 40, 50 (bin) zam yapıyorlar, bize de yapsınlar. 80 yaşındayım bak, oğlumun yanına sığınmışım. 16 bin 800 lirayla nasıl geçineceğim? Şimdi oradan bir simit alacağım öğle yemeği yiyeceğim. Yazık değil mi ya? Yazıklar olsun devlete, başka hiçbir şey demiyorum”
“Söylenecek çok şey var ama söylenmiyor”
“Güzel günler olsun… Ekonomik sıkıntı herkesin bildiği, yaşadığı birşey. Gitgide kötüye gidiyoruz. Uğraşılmıyor. Her şey de burada söylenmiyor. Söylenecek çok şey var ama söylenmiyor”
“Hayatım şu an stabil. Ufak tefek sıkıntılar var. Ekonomik sıkıntılar başta geliyor. Geçim sıkıntısı diye bir dert var. İnşallah 2026’da bunların hepsi düzelecek, temennimiz o. Gençler olarak umudumuz bu”
“Kestaneciye baktım, alamadım. Canım çekti, alamadım işte…”
“Ben emekli olarak, umutlu değilim. Bir sürü şey var. Mesela sağlık konusunda, randevu almaya çalışıyorum alamıyorum. Onun dışında emeklilerin yaşam standardı belli. Mesela şimdi kestaneciye baktım, alamadım. Canım çekti, alamadım işte… 7 tane torunum var. Bayram geliyor, seyran geliyor, yılbaşı geliyor, çocuklara birer tane ufacık bir hediye almaya çalışsan maaşın yetmiyor. Hak, hukuk meselesi (var); kızlarımızın, kadınlarımızın güvenliği noktasında bayağı bir sıkıntı var; çözüm yok. Bir sürü örnekler verilebilir, onun için hiç umutlu değilim”
“Ekonomi düzelsin; huzur, mutluluk… İnsanca yaşamak istiyoruz yani. Daha düzgün bir hayat olsun herkese”
“Umutlu muyum? Umutsuz yaşanmıyor”
“2026’dan 2025′ göre çok büyük şeyler beklemiyorum. Hep bir umutla giriyoruz, yeni yıldan sağlık, mutluluk, huzur, güvenlik, bunları bekliyoruz. Maddi anlamda da refah bekliyoruz. Ama her yıl aynı şeyler oluyor. Umutlu muyum? Umutsuz yaşanmıyor; umudumuz var. Umarım güzel olur”
“Hiç de umutlu değilim. Gittikçe iyiye değil de kötüye gidiyoruz”
YENİ DELHİ, 16 Aralık (Xinhua) — Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi ve çevresini kaplayan yoğun sis nedeniyle yüzlerce uçuş iptal edildi veya ertelendi.
Yerel New Indian Express gazetesi, pazartesi günü düşük görüş mesafesi nedeniyle IndiGo’nun 109, Air India’nın ise 37 uçuşunu iptal ettiğini bildirdi. Air India Express de Hindistan’ın kuzeyindeki uçuş ağında 20 seferin etkilendiğini açıkladı.
Hindustan Times gazetesi ise başkent genelinde etkili olan yoğun sisin görüş mesafesini ciddi ölçüde düşürmesi sonucu yaklaşık 400 uçuşun ertelendiğini duyurdu.
Öte yandan Delhi’de ortalama Hava Kalitesi Endeksi’nin 498’e ulaşarak risk kategorisinin en üst seviyesinde seyrettiği belirtildi.
Yeni Delhi yönetimi, çocuklar ve solunum veya kalp rahatsızlığı bulunan kişiler başta olmak üzere başkent sakinlerine mümkün olduğunca dışarı çıkmamaları, çıkmaları halinde ise maske kullanmaları çağrısında bulundu.
Endüstriyel faaliyetler, yoğun trafik ve artan inşaat çalışmalarının kentteki hava kirliliğinde önemli paya sahip olduğunu kaydeden yetkililer, kış aylarında kirliliğin daha da arttığını vurguladı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’nin Japonya’nın Hiroşima kentine attığı atom bombası sonucu hayatını kaybeden 13 yaşındaki bir kız çocuğunun kimliği, 80 yıl sonra DNA örnekleriyle tespit edildi.
The Japan Times’ın haberine göre, 6 Ağustos 1945’teki atom bombası saldırısında kaybolan Kajiyama Hatsue’nin yeğeni Kajiyama Şuji, akrabasının kimlik tespitinin yapılması için başvurdu.
Kanagawa Üniversitesi, saç örneklerinden çıkardığı DNA’yı, Kajiyama Hatsue’nin 91 yaşındaki kız kardeşinden alınan DNA ile karşılaştırdı.
Laboratuvar incelemelerinde Barış Anıtı Parkı’nda Kajiyama Michiko adına kayıtlı saç ve küllerin, 6 Ağustos 1945’teki atom bombası saldırısının ardından kaybolan Kajiyama Hatsue’ye ait olduğu belirlendi.
Bu gelişme, atom bombası kurbanlarının DNA yöntemiyle kimlik tespitinin yapıldığı ilk başarılı örnek oldu.
Hiroşima’daki anıt mezarda, atom bombası saldırısında hayatını kaybeden ve kimliği belirlenemeyen yaklaşık 70 bin kişinin külleri muhafaza ediliyor.
Hiroşima Belediyesi, mağdur ailelerinin talebi doğrultusunda ilerleyen dönemde diğer saç örnekleri üzerinde de DNA testi yapılmasını planladığını açıkladı.
Antalya Büyükşehir Belediyesine yönelik “rüşvet” ve “yolsuzluk” soruşturması kapsamında tutuklanan ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Muhittin Böcek ve 6 şüpheliden ek ifade alınacak.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu şüpheliler Muhittin Böcek, oğlu Mustafa Gökhan Böcek, gelini Zuhal Böcek ile F.A. H.T.A, S.E. ve M.O.K’nin ek ifadelerine başvurulacak.
Şüphelilerin ifadelerinin Antalya Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda 18 Aralık’ta alınacağı, son ifadeyi Muhittin Böcek’in vereceği öğrenildi.
Soruşturma
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde yürütülen “rüşvet” ve “yolsuzluk” soruşturmasında Muhittin Böcek ve eski gelini Z.K. 5 Temmuz’da gözaltına alınmıştı. Böcek’in oğlu şüpheli Mustafa Gökhan Böcek’in ise yurt dışında olduğu belirlenmişti.
Aynı gün adliyeye sevk edilen Muhittin Böcek tutuklanmış, eski gelini Z.K. ise yurt dışına çıkış yasağı kararı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Muhittin Böcek, kararın ardından İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılmıştı. Muhittin Böcek’in yurt dışından dönen gelini Zuhal Böcek de 27 Temmuz’da “suçtan kaynaklanan mal varlığının değerinin aklanması” iddiasıyla havalimanında yakalanarak tutuklanmıştı.
Soruşturma kapsamında 12 Ağustos’ta belirlenen adreslere eş zamanlı düzenlenen operasyonla gözaltına alınan 17 şüpheliden 8’i tutuklanmıştı. Mustafa Gökhan Böcek ise 19 Ağustos’ta Viyana’dan Antalya Havalimanı’na geldiğinde gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Soruşturmanın devamında Antalya Emniyet Müdürlüğü görevinden uzaklaştırılan ve hakkında gözaltı kararı verilmesinin ardından teslim olan İlker Arslan ile iş insanı F.A. da 7 Eylül’de tutuklanmıştı.
Polis ekiplerince 10 Eylül’de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 21 şüpheliden iş insanı M.E.H, Kanal V televizyonunun sahibi M.O.K, eski Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı T.S, Antalya Büyükşehir Belediyesi şirketi ANT Tepe’nin müdürü İ.E. ve satış elemanı L.Ş. tutuklanmış, Böcek’in eski gelini Z.K’nin de aralarında bulunduğu 3 kişi adli kontrolle serbest bırakılmıştı. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan M.E.H, T.S. ile İ.E. 27 Eylül’de serbest kalmıştı.
Devam eden operasyonlarda, 14 Ekim’de gözaltına alınan 6 kişiden E.T.Ç, S.Ç. ve Ö.Y.K. ile 5 Kasım’da yapılan operasyonda gözaltına alınan 8 kişiden B.G. ile H.T.A. tutuklanmıştı.
(ANKARA) – Ticaret Bakanlığı, “yılbaşı indirimleri”, “yeni yıl fırsatları” isimleri ile yoğunlaşan kampanyaların denetim altına alındığını bildirerek, mağdur olmamaları için vatandaşları uyardı.
Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, yıl sonu itibarıyla “yılbaşı indirimleri”, “yeni yıl fırsatları” gibi adlarla yoğunlaşan kampanyaların denetim altına alındığını ve mevzuata aykırı tüketiciyi yanıltıcı tanıtımlara karşı gerekli yaptırımların uygulanacağını duyurdu.
“İnternet sitesinin güvenliği kontrol edilmeli”
“Yıldızlı ürün”, “fırsat ürünü” veya “en iyi fiyat” gibi cezbedici sunumlara hemen itibar edilmemesi ve ürünün fiyatının farklı mecralardaki emsalleriyle karşılaştırılması gerektiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“İlan edilen indirim tutarı veya oranının, piyasa gerçekleriyle örtüşüp örtüşmediği sorgulanmalı, internet sitesinin güvenliği kontrol edilmeli özellikle sosyal medya üzerinden yönlendirilen bağlantıların, markanın kendi resmi sitesine ait olup olmadığına dikkat edilmelidir. Piyasa değerinin çok altında fiyatlanan ürünlerde, sitenin taklit olma ihtimali göz önünde bulundurulmalı, ‘1 alana 1 bedava’ veya ‘3 al 2 öde’ gibi şarta bağlı kampanyalarda, bu avantajlann hangi ürünlerde ve hangi şartlarda geçerli olduğu detaylıca okumalan büyük önem arz etmektedir.”
“İndirim algısı yaratacak ifadelerden kaçınmalı”
Açıklamada, tüketicilerin, yaşadıkları mağduriyetlere ilişkin olarak Bakanlık bünyesindeki Reklam Kurulu’na “https://ticaret.gov.tr/tuketici/ticari-reklamlar/reklam-kuruluna-nasil-basvurulur” adresinden başvuru yapabileceği hatırlatılarak, satıcı ve sağlayıcılara dair şu uyarılarda bulunuldu:
“Diğer taraftan, indirimli satış kampanya ve uygulamalarında bulunan satıcı/sağlayıcıların ise indirimli satışların başlangıç ve bitiş tarihleri ile kampanyanın kapsamını açıkça belirtmeleri; anlam karışıklığına yol açacak veya gerçekte olduğundan daha büyük bir indirim algısı yaratacak ifadelerden kaçınmaları, eğer indirimli ürün belirli bir stokla veya zamanla sınırlıysa, bu durumu reklamlarda net bir şekilde ifade etmeleri, tüketiciye sunulan “kişiye özel fiyat” veya “avantajlı teklif gibi algoritmaya dayalı reklamların içeriği konusunda tüketiciyi açık ve anlaşılır biçimde bilgilendirmeleri, şartlı satışlarda, kampanyanın geçerlilik şartları konusunda tüketicileri eksiksiz olarak aydınlatmaları gerekmektedir.”