40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
19 Aralık 2025 Cuma
(TBMM) – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yarın yapılacak ikinci asgari ücret toplantısında henüz rakamın konuşulmasının erken olduğunu söyledi. Işıkhan, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 yılı bütçe görüşmelerinde 72 yeni ilacın ödemesinin alınacağı, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ÖSYM tarafından bin personel ataması yapılacağını ve 100 müfettiş yardımcısı alacaklarının müjdesini vereceğini duyurdu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2026 yılı bütçe görüşmeleri öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Işıkhan “Yarınki ikinci asgari ücret toplantısında Türk-İş tarafının masada olması beklenmiyor, son dakikada bir sürpriz olur mu? Masaya dahil olurlar mı?” sorusuna, “Bildiğiniz gibi Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun geçen haftaki toplantısı gerçekleşti. Yarın da ikinci toplantı gerçekleşiyor. Saat 14.00’te Bakanlığımızda süreç devam ediyor. Bu süre içerisinde biz daha önce ifade ettiğimiz gibi sosyal diyalog süreçlerini kullanmaya devam edeceğiz. Bu bizim en güçlü yönümüz” diye cevapladı.
Yarınki toplantıda rakamın konuşulup konuşulmayacağına ilişkin soruya Işıkhan, “Rakam için çok erken çünkü tarafların görüşlerini alıp komisyona değerlendirmemiz gerekiyor. Biz zaten hükümet olarak hakem rolündeyiz. Bizler işveren kesiminin ve kamu tarafının görüşlerini alacağız, değerlendireceğiz. Sonra da bu kamuoyuyla hazırlıyoruz ve paylaşacağız” diye yanıtladı.
SGK’ya bin personel atanacak
Işıkhan, “Genel Kurul’da bir müjdeniz olacak mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Genel Kurul konuşmasında tabii bir müjdemiz olacak. Öncelikle 72 adet ilacı geri ödeme kapsamına alıyoruz. Bunlar bizim için çok önemli. 69 tanesi yerli üretim. Bu bunun altını özellikle çizmek isterim. Yarından itibaren inşallah bu ilaçların kullanımına başlayacak vatandaşlarımız. Hastalarımıza şifa vermesini diliyorum çünkü zor bir süreç biliyorsunuz. Geri ödeme kapsamına aldığımız için de hastalarımızın yükünü bir ölçüde de azaltmış oluyoruz. İkinci önemli müjde Sosyal Güvenlik Kurumumuza bin sözleşmeli personel alacağız. Bununla ilgili ayrıntılar ÖSYM tarafından açıklanacak, mülakat olmayacak. ÖSYM belirleyecek ve ÖSYM tarafından atanacak. Son olarak da 100 müfettiş yardımcısı alacağız.”
“9 romatolojik ilaç, 9 diyabet ilacı, 3 kanser ilacı, 2 MS ilacı başta olmak üzere 72 ilacı daha geri ödeme listesine aldık”
Işıkhan’nın sosyal medya hesabında da “Sosyal Güvenlik Kurumumuz aracılığıyla vatandaşlarımızın ilaca ve tedaviye erişimini güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda 9 adet romatolojik ilaç, 9 adet diyabet ilacı, 3 adet kanser ilacı, 2 adet MS ilacı başta olmak üzere 72 ilacı daha geri ödeme listesine aldık. İlaçların hastalarımıza şifa olmasını temenni eder, vatandaşlarımıza sağlıklı bir ömür dilerim” paylaşımı yapıldı.
(ANKARA) – Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, kasım ayında 183 bin 172 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı.
TÜİK, 2025 yılının Kasım ayına ait motorlu kara taşıtları verilerini açıkladı. Buna göre kasım ayında 183 bin 172 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 52,4’ünü otomobil, yüzde 29,9’unu motosiklet, yüzde 12,8’ini kamyonet, yüzde 2,1’ini traktör, yüzde 1,6’sını kamyon, yüzde 0,6’sını minibüs, yüzde 0,4’ünü otobüs ve yüzde 0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 2,6 arttı
Kasım ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre özel amaçlı taşıtta yüzde 209,6, kamyonette yüzde 14,8, otomobilde yüzde 9,6, traktörde yüzde 3,6, otobüste yüzde 0,5 artarken motosiklette yüzde 10,9, minibüste yüzde 10,4 ve kamyonda yüzde 8,5 azaldı.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 azaldı
Kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı özel amaçlı taşıtta yüzde 200, kamyonette yüzde 19,8, otomobilde yüzde 13,1, kamyonda yüzde 4,1, otobüste yüzde 0,2 artarken traktörde yüzde 35,4, motosiklette yüzde 25,4 ve minibüste yüzde 25,3 azaldı.
Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı kasım ayı sonu itibarıyla 33 milyon 371 bin 446 oldu
Kasım ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 51,6’sını otomobil, yüzde 21,1’ini motosiklet, yüzde 14,7’sini kamyonet, yüzde 6,9’unu traktör, yüzde 3,1’ini kamyon, yüzde 1,6’sını minibüs, yüzde 0,7’sini otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Kasım ayında 897 bin 877 adet taşıtın devri yapıldı
Kasım ayında devri yapılan taşıtların yüzde 67,8’ini otomobil, yüzde 14,9’unu kamyonet, yüzde 9,6’sını motosiklet, yüzde 3,5’ini traktör, yüzde 1,9’unu kamyon, yüzde 1,6’sını minibüs, yüzde 0,5’ini otobüs ve yüzde 0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Kasım ayında 96 bin 3 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı
Kasım ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 12,0’ı Renault, yüzde 9,3’ü Volkswagen, yüzde 8,6’sı Toyota, yüzde 5,7’si Hyundai, yüzde 5,6’sı Fiat, yüzde 5,6’sı Skoda, yüzde 4,9’u BYD, yüzde 4,7’si Peugeot, yüzde 4,5’i TOGG, yüzde 4,1’i Citroen, yüzde 3,9’u Opel, yüzde 3,2’si Mercedes-Benz, yüzde 2,9’u Nissan, yüzde 2,8’i BMW, yüzde 2,6’sı Tesla, yüzde 2,3’ü Chery, yüzde 2,2’si Ford, yüzde 2,1’i Audi, yüzde 2,0’ı Dacia, yüzde 1,9’u Kia ve yüzde 9,2’si diğer markalardan oluştu.
Ocak-Kasım döneminde 2 milyon 120 bin 333 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 10,1 azalarak 2 milyon 120 bin 333 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 56,3 artarak 48 bin 844 adet oldu. Böylece Ocak-Kasım döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 2 milyon 71 bin 489 adet artış gerçekleşti.
Ocak-Kasım döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 46,2’si benzin yakıtlıdır
Ocak-Kasım döneminde trafiğe kaydı yapılan 973 bin 254 adet otomobilin yüzde 46,2’si benzin, yüzde 26,9’u hibrit, yüzde 17,0’ı elektrikli, yüzde 8,8’i dizel ve yüzde 1,1’i LPG yakıtlı. Kasım ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 17 milyon 218 bin 442 adet otomobilin ise yüzde 32,8’i dizel, yüzde 30,8’i benzin, yüzde 30,3’ü LPG, yüzde 3,8’i hibrit ve yüzde 2,0’ı elektrikli araçlardan oluştu. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,2 oldu.
Ocak-Kasım döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı
Ocak-Kasım döneminde trafiğe kaydı yapılan 973 bin 254 adet otomobilin yüzde 29,7’si 1300 ve altı, yüzde 23,3’ü 1401-1500, yüzde 10,8’i 1501-1600, yüzde 10,7’si 1301-1400, yüzde 8,0’ı 1601-2000, yüzde 0,5’i 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip araçlardan oluştu.
Ocak-Kasım döneminde kaydı yapılan otomobillerin 391 bin 698’i gri renkli
Ocak-Kasım döneminde trafiğe kaydı yapılan 973 bin 254 adet otomobilin yüzde 40,2’si gri, yüzde 24,9’u beyaz, yüzde 13,3’ü siyah, yüzde 11,6’sı mavi, yüzde 4,5’i yeşil, yüzde 3,7’si kırmızı, yüzde 0,7’si kahverengi, yüzde 0,5’i sarı, yüzde 0,4’ü turuncu ve yüzde 0,2’si diğer renkli araçlardan oluştu.
(ANKARA) – Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Anayasa, bir pazarlık belgesi değildir. Devletin kurucu iradesini, milletin ortak kader anlayışını ve hukuki sürekliliğini güvence altına alan temel metindir. Bu nedenle ‘silah bırakma karşılığında’ anayasal ve siyasal taviz talep etmek, hukukla müzakere değil, hukuku rehin almaya yönelik bir girişimdir. Herkes işitsin ki; Etnik temelli anayasal düzen arayışları barış üretmez; aksine toplumsal bütünlüğü zedeler ve devleti ayrıştırır” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, sosyal medya hesabından anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulundu. Destici, anayasanın bir pazarlık unsuru olamayacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Anayasa, bir pazarlık belgesi değildir. Devletin kurucu iradesini, milletin ortak kader anlayışını ve hukuki sürekliliğini güvence altına alan temel metindir. Bu nedenle anayasal düzen, silahların gölgesinde, terörle iltisaklı talepler doğrultusunda veya ‘barış’ söylemiyle meşrulaştırılmaya çalışılan dayatmalarla değiştirilemez. Hukuk devleti, niyet beyanlarına değil, bu taleplerin doğuracağı sonuçlara bakar. Bu talepler, dış güçlerin desteğiyle (Tom Barrack’ın Osmanlı millet sistemi övgüsü gibi) Sevr hayallerini diriltme girişimidir. Güçlü üniter devletimizi ‘çok kimlikli’ federasyona dönüştürme tezgahıdır. Bu nedenle ‘silah bırakma karşılığında’ anayasal ve siyasal taviz talep etmek, hukukla müzakere değil, hukuku rehin almaya yönelik bir girişimdir.
“Etnik temelli anayasal düzen arayışları barış üretmez”
Herkes işitsin ki; Etnik temelli anayasal düzen arayışları barış üretmez; aksine toplumsal bütünlüğü zedeler ve devleti ayrıştırır. Üniter ulus devlet modeli, farklı kökenlerden gelen vatandaşları eşit yurttaşlık paydasında buluşturan Cumhuriyet’in temel kazanımıdır. Binaenaleyh, Devletin dili, kimliği, yapısı ve egemenliği tartışmaya açıldığında mesele artık demokrasi değil, ‘devletin varlığı’ meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti, terörle müzakere eden değil; terörü hukuk ve meşru müdafaa sınırları içinde tasfiye eden bir devlettir. Bu gerçek; hiçbir bölücü söylemle ve barış ambalajlı sahte girişimlerle örtülemez.”
(İSTANBUL) İstanbul’da da etkisini artırarak sürdüren şiddetli kuraklık nedeniyle barajlardaki doluluk oranı yüzde 17,83 seviyesine gerileyerek son 10 yılın en düşük seviyelerinde seyrediyor. İSKİ, kente kesintisiz su temini için tüm teknik ve idari önlemlerin alındığını belirtirken, yüksek günlük su tüketimine dikkat çekerek abonelere tasarruf çağrısında bulundu.
İSKİ’nin resmi internet sitesinde yer alan güncel verilere göre bütün İstanbul’a su sağlayan barajlardaki ortalama doluluk oranı yüzde 17,83 olarak ölçüldü. Bu oran, son 10 yılın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. Yetkililer, mevcut seviyenin özellikle yağış rejimindeki düzensizlikler ve uzun süredir devam eden kuraklık nedeniyle oluştuğunu vurguladı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Haziran 2025 – Kasım 2025 dönemini kapsayan 6 aylık kuraklık haritasında da Türkiye’nin büyük bölümünün “orta şiddetli” ve “şiddetli kuraklık” sınıfında yer aldığı görüldü. Haritada İstanbul ve Marmara Bölgesi de riskli alanlar arasında gösterildi.
İSKİ: K ı sa vadede kes i n ti yok, r i sk devam ed i yor
İSKİ, mevcut koşullara rağmen İstanbul’a kesintisiz su sağlanması için tüm sistemlerin aktif olarak yönetildiğini, alternatif kaynakların ve iletim hatlarının devrede olduğunu bildirdi. Ancak günlük su tüketiminin halen yüksek seviyelerde seyrettiğine dikkat çekilerek, bu durumun kuraklık sürecinde riski artırdığı ifade edildi.
İSKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Şafak Başa tarafından yapılan değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:
“Bölgemizde şiddetli kuraklık devam ediyor. Barajlarımızdaki su seviyesi yüzde 17,83 oranıyla son 10 yılın en alt seviyesinde. Şehre kesintisiz su temini için her türlü tedbir alınıyor. Ancak bu zor dönemde abonelerimizin desteği hayati önemde. Lütfen bireysel su tüketimimizi mümkün olduğunca azaltalım. Su varsa hayat var.”
Yetkililer, özellikle evsel kullanımlarda su tasarrufuna gidilmesi, gereksiz tüketimden kaçınılması ve günlük alışkanlıklarda küçük değişikliklerle ciddi tasarruf sağlanabileceğini vurguladı.
Haber: Esra TOKAT
(ANKARA) – Eskişehir’de hakkında “intihar ihbarı” yapılan 23 yaşındaki Sinem Çingiloğlu’nun şüpheli ölümüne ilişkin görülen davada, sanık hakkında “kadına karşı eziyet etme suçu”ndan verilen beraat kararına itiraz edildi. İstinaf “kadına karşı kasten öldürme suçu”ndan verilen cezanın isabetli olduğunu belirterek, sanık hakkında “kadına karşı eziyet etme suçu”ndan beraat verilmesi yönündeki istinaf başvurusunu esastan reddetti.
Eskişehir’de Odunpazarı ilçesine bağlı Büyükdere Mahallesi’ndeki bir apartmanın 3’üncü katında oturan Sinem Çingiloğlu’nun geçtiğimiz yıl ağustos ayında evinde intihar ettiğine ilişkin ihbar sonrası sağlık ve polis ekipleri, Sinem Çingiloğlu’nu yerde yatar halde ölü buldu. İhbarı yapan ve Çingiloğlu’nun erkek arkadaşı olduğu belirlenen Aytuğ Özdemirler, Sinem Çingiloğlu’nun intihar ettiğini iddia etti.
Evin içinde yoğun darp izlerine rastlandı
Maktulün ailesinin avukatlarının talepleri ile olay yerinde yapılan inceleme sonucunda maktulün evin içinde saçlarından sürüklenerek dövüldüğü, saçlarının kafa derisi ile birlikte koparıldığı, evin içinde yoğun darp ve cebir izleri, maktule ait kan izleri olduğu ortaya çıktı.
Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Çingiloğlu’nun şüpheli ölümüne ilişkin açılan davada yargılanan Aytuğ Özdemirler’e “kadına karşı kasten öldürme suçu”ndan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından, Sinem Çingillioğlu’nun ailesi avukatları aracılığı ile kararı sanık hakkında “kadına karşı eziyet etme suçu”ndan beraat verilmesi yönünden karar itiraz ederek istinafa taşıdı.
İki saat boyunca evde hırıltılı şekilde can çekişti
İstinaf başvurusunda, adli tıp raporunda “sanığın maktulü astıktan sonra maktulden gelen ilk hırıltılı nefes sesi ile son hırıltılı nefes arasında yaklaşık iki saatten fazla süre geçmesine rağmen acilin aranmaması” tespiti gerekçe olarak gösterildi. Başvuruda, “Ayrıca sanık tarafından maktule yönelik darp eylemlerinin son zamanlarda çoğu gece sistematik şekilde tekrarladığı, maktulün yapılan dış beden muayenesi sonucu vücudunda oluşan yaraların basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek derecede olduğunun belirlendiği hususları dikkate alındığında sanığın kadına karşı eziyet suçunu işlediğinin sabit olduğu” kaydedildi.
2022 yılında sanık hakkında şiddet gördüğü için şikayetçi olduğu ortaya çıktı
Öte yandan, maktulün gördüğü şiddet nedeniyle 2022 yılında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu ve sanık hakkında soruşturma başlatıldığı da ifade edildi. Söz konusu soruşturma kapsamında alınan ifadelerde maktul ile sanık aralarında kıskançlık nedeniyle tartışma çıktığı, kendisine küfürler ettiği ve boğazını sıkarak yaraladığı, sanığın ise ifadesinde, maktule küfür ettiğini ancak boğazını sıkmadığını, sadece çenesini tuttuğunu belirttiği kaydedildi. Başvuruda, “Önceleri şikayetçi olan maktulün sonradan şikayetini geri çekmesi üzerine ‘hakaret’ ve ‘kadına karşı basit yaralama’ suçlarıyla ilgili olarak şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmekle durumun vehameti biraz olsun anlaşılmaktadır” denildi.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunu, “verilen hükümlerde bir isabetsizlik bulunmadığı” gerekçesiyle oy çokluğuyla esastan reddetti.