DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Kayseri PARÇALI AZ BULUTLU 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

19 Aralık 2025 Cuma

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Greenmetric 2025 Sıralamasında Türkiye’nin 6 Üniversitesi Dünyada İlk 100’e, 21 Üniversitesi İlk 200’e Girdi

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (ANKARA) – UI GreenMetric 2025 Yeşil Üniversite Endeksi sonuçlarına göre Türkiye, dünyanın en yeşil kampüsleri sıralamasında zirveye yerleşti. Türkiye’den 6 üniversite dünyanın ilk 100’üne, 21 üniversite ilk 200’e girerken, 54 üniversitenin ilk 500’de yer almasıyla Türkiye bu alanda dünya birincisi oldu. Türkiye’deki üniversitelerin başarısını değerlendiren YÖK Başkanı Erol Özvar, “Yalnızca akademik üretimde değil, sürdürülebilirlikte ve yeşil dönüşümde de küresel rekabette en önlerde yer alıyoruz” dedi.

      Yükseköğretim Kurulu, yazılı açıklama yaparak, UI GreenMetric 2025 Yeşil Üniversite Endeksi sonuçlarını paylaştı. YÖK’ün açıklamasında enerji verimliliğini artırmak ve doğa dostu uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla hayata geçirilen “Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Projesi” kapsamında teşvik edilen üniversitelerin, uluslararası sıralamalarda önemli bir başarı elde ettiği bildirildi.

      105 ülkeden bin 745 yükseköğretim kurumu sıralamaya alındı

      Dünya genelinde üniversitelerin kampüs ortamı, altyapı, enerji, atık yönetimi, su kullanımı, ulaşım ve eğitim gibi alanlardaki sürdürülebilirlik performanslarını değerlendiren UI GreenMetric’in 2025 sonuçlarına göre, 105 ülkeden bin 745 yükseköğretim kurumu sıralamaya alındı. Türkiye, 139 üniversite ile Avrupa’da sıralamaya en fazla üniversite sokan ülke olurken, dünya genelinde ikinci sırada yer aldı.

      İstanbul Teknik Üniversitesi 25’inci sırada

      Türkiye’den İstanbul Teknik Üniversitesi 25’inci, Yıldız Teknik Üniversitesi 48’inci sırada yer alarak ilk 50’ye girerken, Erciyes Üniversitesi 66’ncı, Ege Üniversitesi 83’üncü, Özyeğin Üniversitesi 89’uncu ve Yeditepe Üniversitesi 91’inci sıradan ilk 100’de yer aldı.

      İlk 200’de yer alan üniversiteler arasında Başkent Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İnönü Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Bartın Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Trakya Üniversitesi ve Düzce Üniversitesi bulunuyor.

      Dünyanın en yeşil ilk 500 üniversitesi arasına Türkiye’den 54 üniversitenin girdiği belirtilirken, bu sayı ile Türkiye’nin dünya birincisi olduğu, Türkiye’yi 51 üniversiteyle Endonezya’nın takip ettiği kaydedildi. Sıralamada dikkat çeken bir diğer unsurun başarının coğrafi dağılımı olduğu vurgulandı. Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden üniversitelerin yer aldığı listede, sürdürülebilir ve iklim dostu kampüslerin Anadolu’nun dört bir yanına yayıldığı ifade edildi.

      GreenMetric değerlendirmesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de ilk kez ülke olarak yer aldığı belirtildi. Doğu Akdeniz Üniversitesi, “Kuzey Kıbrıs” ülkesi adına dünyada 580’inci sırada listeye girerken, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Türkiye üniversitesi olarak gösterildi ve dünyada 55’inci sırada yer alarak ilk 100’e girdi.

      “Yalnızca akademik üretimde değil, sürdürülebilirlikte ve yeşil dönüşümde de küresel rekabette en önlerde yer alıyoruz”

      Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, üniversitelerin uluslararası sıralamalarda gösterdiği başarıyı memnuniyet ve gururla takip ettiklerini belirterek, “Yalnızca akademik üretimde değil, sürdürülebilirlikte ve yeşil dönüşümde de küresel rekabette en önlerde yer alıyoruz” dedi. Özvar, yeşil ve dijital becerilerin yükseköğretimde başlatılan dönüşümün en önemli sac ayaklarından biri olduğunu vurgulayarak, altyapıdan enerji verimliliğine, su ve atık yönetiminden toplu ulaşıma kadar geniş bir yelpazede bütüncül bir yaklaşım benimsediklerini ifade etti.

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Pfdk, 224 Futbolcuya ve 24 Hakeme Bahis Cezası Verdi

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (ANKARA) – PFDK, bahis oynayan 197’si amatör 224 futbolcuya ve 24 hakeme daha 45 gün ile 12 ay arasında hak mahrumiyeti cezası verdi.

      Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun bugünkü toplantısında görüşülen “Şike-Bahis” soruşturmasında 248 hakem ve futbolcu hakkında karar alındı.

      PFDK’dan yapılan açıklamada “PFDK’ya sevk edilen, ‘A Takım’ listelerinde yer alan veya ilgili lig statüleri uyarınca esame listesine yazılarak profesyonel müsabakalarda oynatılabilen amatör statüdeki 197 futbolcu, 10.11.2025 tarihinde PFDK’ya sevk edilen 1024 futbolcunun haricinde soruşturması tamamlanan 27 futbolcu, 28.10.2025 tarihinde PFDK’ya sevk edilen 152 hakem haricinde ilave soruşturma kapsamındaki 22 hakem ve daha önce haklarında Kurulumuzca incelemenin devamına karar verilen 2 hakem hakkında” karar alındığı belirtildi.

      Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, toplamda 224 oyuncu ve 24 hakeme 45 gün ila 12 ay arasında ceza verdi.

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      İzmir Sağlık Platformu’ndan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne İlişkin: “Performansa Dayalı Kesintiyi Kabul Etmiyoruz”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (İZMİR) – İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Başkanı Muhteber Çolak, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne ilişkin, “Bu yönetmelikle hedeflenen, biz sağlık emekçilerinin daha az ücretle, daha ağır şartlarda çalıştırılmasıdır” dedi.

      Platform adına açıklamayı okuyan Aile Hekimleri Derneği Başkanı Başkanı Muhteber Çolak Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, “Performansa dayalı olmayan, emekliliğe yansıyan, emeğimizin tam karşılığı olan, tüm insani ihtiyaçlarımızı rahatça karşılayabileceğimiz, tek kalem ücret istiyoruz” dedi.

      İzmir Sağlık Platformu tarafından, “sağlık alanında yaşanan sorunlar ve Aile Hekimliği Ödeme Yönetmeliği’nin yaşattığı mağduriyetlere” ilişkin İzmir Tabip Odası’nda “Performansa Dayalı Ücret Kesintisini Kabul Etmiyoruz” başlıklı basın açıklaması düzenlendi.

      İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Başkanı Muhteber Çolak, platform adına yaptığı açıklamada, sistemin sağlık çalışanlarını ve vatandaşları tükettiğini belirtti. Çolak, şunları kaydetti:

      “Aile Sağlığı Merkezleri’nde işler iyiye gitmiyor. Hem biz sağlık çalışanları için hem de hizmet verdiğimiz halkımız için durum vahim. Sağlık Bakanlığı sorunlarımıza kulak vereceğine bizlere cezalar vererek ve performans adı altında kesintiler yaparak artık sağlık sistemini yönetemez hale geldi. Sağlık Bakanlığı, Aile Hekimliği Ödeme Yönetmeliği’ni itirazlarımıza rağmen hayata geçirdi. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına performansa dayalı ödeme ve ücret kesintisi yapan, ‘eziyet yönetmeliği’ olarak adlandırdığımız yönetmelik karşısında bir yıla aşkındır sürdürdüğümüz mücadeleye kayıtsız kalan yeni sorunlar getiren Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz: Dayatmalarınızı kabul etmiyoruz.

      “Son bir senede ücretimizden kestiğiniz parayla ne yaptınız?”

      Aşı, bebek izlem, gebe izlem, aile sağlığı birimine başvuru yapan nüfus sayısı, kronik hastalık takibi, muayene başvuru sayısı, antibiyotik yazma oranı, ağrı kesici yazma oranı, mide ilacı yazma oranı ve memnuniyet anketi üzerinden yapılan değerlendirmeler ve her ay yeni eklenen çeşitli kalemlerden oluşan kriterler bizlerin iş yükünü artırarak tükenmemize neden olmaktadır. Yaptığımız işler sadece sayısal bir istatistikten ibaret olarak yansıtılarak ve aldığımız tüm ücretin yüzde 60’ını kaplayan bu performans ödemesi, ücret vermek değil, ücret kesmek üzerine kurguladığınızı görüyoruz bunu kabul etmiyoruz. Ebe, hemşire arkadaşlarımızdan tavan ödemesine takıldı bahanesiyle, aile hekimlerinden bordro verilerini gizleyerek aile hekimliği birimine hastane başvurusu çok oldu diyerek yüz milyonlarca lira kesinti yaptınız. Sağlık Bakanı’na buradan sesleniyoruz ve soruyoruz; son bir senede bizim ücretimizden kestiğiniz parayla ne yaptınız?

      “Hastalıkların tanısını koyuyoruz, tedavisini yapamıyoruz”

      Bir sabah uyanıyorsunuz ve tüm aile hekimliği çalışanlarına bağışıklama eğitimi vermeye karar veriyorsunuz. Eğitimini verdiğiniz bağışıklama çalışmaları için Aşı Takip Sistemi donanımını vermiyorsunuz. Aşı dolabını da ısı takip sistemlerini de sağlamıyorsunuz. Bazı aşıları bile vermiyorsunuz. Aralık ayında HPV aşısı uygulanacaktı, vaz mı geçtiniz? Hastalıkların tanısını koyuyoruz, tedavisini yapamıyoruz. Kanserin taramasını yapıyoruz, hastaları kanser şüphesi ile aylarca bekletiyoruz, erken tedavi edemiyoruz. Her gün hastalarımız da biz de tükeniyoruz. Yarattığınız yönetmelik ile ekrana veri girmekten başka bir şey yapamıyoruz. Ay sonunda ne ücret alabileceğimizi bilmiyor, aldığımız ücretle geçinemiyoruz. Bu yönetmelikle hedeflenen, biz sağlık emekçilerinin daha az ücretle, daha ağır şartlarda çalıştırılmasıdır. Verdiğiniz sözlerin birini bile gerçekleştirmediniz. Bizi de bu düzenin bir parçası haline getirmek için baskı ve cezalarınızla tüm gücünüzle saldırdınız. Ancak biz doğru bildiğimiz işimizi düzgün bir şekilde yapabilmek, halkımızın sağlığını koruyabilmek için mücadelemize devam edeceğiz.

      “Tek kalem ücret istiyoruz”

      Halkımıza eşit, ücretsiz, yeterli süre ile koruyucu, nitelikli, sürekli, kapsayıcı birinci basamak temel sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Performansa dayalı olmayan, emekliliğe yansıyan, emeğimizin tam karşılığı olan, tüm insani ihtiyaçlarımızı rahatça karşılayabileceğimiz, tek kalem ücret istiyoruz. Yüzde 35’e varan vergi kesintilerinin en çok yüzde 15’e indirilmesini, vergide-gelirde adalet sağlanmasını istiyoruz. Kamu tarafından yapılan, donanımı ve tüm ihtiyaçları karşılanan, sağlık hizmeti vermeye uygun, depreme dayanıklı, güvenli ASM’ler istiyoruz. Mesleğimize müdahale etmeyen, sağlık çalışanlarını memnuniyet nesnesine dönüştürmeyen, baskılara ve cezalara son veren, halka koruyucu ve iyi sağlık hizmeti verilebilmesine olanak sağlayan sağlık yönetimi istiyoruz.”

      “Verdikleri hiçbir sözü tutmuyorlar”

      Çolak, ASM’lerin fiziki koşullarıyla ilgili ciddi sorunlar bulunduğunu belirterek, “ASM’lerin düzenlenmesi, güçlendirilmesi gerekiyor. O süre için oradaki hekim arkadaşları çözümsüz bırakıyor. Bir yer göstermiyor. Bir apartman altını ASM’ye dönüştürme zorunluluğunu dayatıyor. Verdikleri hiçbir sözü tutmuyorlar. Sağlık hizmetinin daha sağlıklı bir şekilde yapılması için kamu binalarında hizmet vermek istiyoruz” dedi.

      Yüksel: “Hekimlerin yaşadığı zorlukları duymayan bir zihniyetle karşı karşıyayız”

      Çolak’ın ardından konuşan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, Sağlık Bakanlığı’nın hekimlerin sorunlarına karşı duyarsız olduğunu ifade ederek, “Bir yılı geçen bir süredir ‘eziyet yönetmeliği’ olarak adlandırdığımız bir yönetmelikle mücadele ediyoruz. Aklı zorlayan uygulamalar karşısında hekimlerin tükenmişliğiyle karşı karşıyayız. Hekimlerin yaşadığı zorlukları duymayan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Hekimler, kestirilip atılacak bir meslek grubu değildir. Hekimlerin görüşlerini yok sayarak sağlık sisteminde yeni uygulamalara geçmek, aklı zorlayan bir sistemdir” dedi.

      “Biz artık hastalarımızla ilgilenmek istiyoruz”

      ASM’de görevli bir sağlık çalışanı da, “ASM’lerde çalışan ibaresi zaten bizim mesleki onurumuzu yeterince zedeliyor. Performansa dayalı sistemin bizi bezdirmesi işin cabası oldu. Biz artık hastalarımızla ilgilenmek istiyoruz. Biz artık bu saçma sapan sistemin bir parçası olmak istemiyoruz” diye konuştu.

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Yıldırım: “Biz Bu Krizin Sebebi Değiliz, Bedelini de Biz Ödemeyeceğiz. 19 Aralık Cuma Günü İş Bırakıyoruz”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Haber : Ogün AKKAYA – Kamera: Yasin KABADAYI

      (ANKARA) – Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, 19 Aralık Cuma günü konfederasyonlarının iş bırakacağını açıklayarak, “Biz bu krizin sebebi değiliz, bedelini de biz ödemeyeceğiz. Bu mücadeleyi yükselterek sürdüreceğiz ve hakkımızı alana kadar devam edeceğiz. 19 Aralık Cuma günü tüm kamu çalışanlarını ve emeklileri mücadelemize desteğe davet ediyoruz” dedi.

      Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, ekonomik kriz, artan enflasyon ve yoksullaştırıcı bütçe politikalarına yanı sıra maaş ve ücretlerin erimesine tepki göstermek amacıyla, 19 Aralık’ta iş bırakacak ve saat 14.00’te TBMM önünde basın açıklaması yapacak.

      Birleşik Kamu-İş, yoksulluk sınırının üzerinde maaş, seyyanen zammın tüm emekçi ve emeklilere verilmesi, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesi, enflasyon farkının aylık ödenmesi, yılda dört ikramiye ve kira yardımı başta olmak üzere taleplerini kamuoyuyla paylaşacak.

      Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, iş bırakma eylemine ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Toplu sözleşmenin ardından bütçe görüşmelerinin başladığını hatırlatan Yıldırım, “Biz toplu sözleşme sürecinde demiştik, bu hakkımızı alana kadar mücadeleye Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak devam edeceğiz” diye konuştu.

      “Biz iş bırakmak memurların durup dururken istediği bir şey değil ama gelinen noktada enflasyon ortada”

      İş bırakma kararı almalarının nedenine değinen Yıldırım, “Biz iş bırakmak memurların durup dururken istediği bir şey değil ama gelinen noktada enflasyon ortada. TÜİK’in gerçek olmayan rakamları üzerinden açıklanan enflasyon bizi gittikçe tüketiyor. Geçmişten bu yana insanca yaşam düzeyimiz aşağı doğru geriliyor” dedi.

      “Milli gelir artıyorsa refah payı da dahil olmak üzere bunun tüm çalışanlara yansıtılmasını istiyoruz”

      Yıldırım, tüm çalışanların yaşam koşullarının kötüleştiğini belirterek, “Tüm çalışanlar artık eskiye göre daha kötü yaşıyor. Daha kötü evlerde oturuyor, daha az dışarı çıkabiliyor, çocuklarına daha az harçlık verebiliyor, doğalgazı ve elektriği kısmak zorunda kalıyor” diye konuştu. Milli gelir vurgusu yapan Yıldırım, “Eğer ülkemizde bir üretim varsa, milli gelir artıyorsa refah payı da dahil olmak üzere bunun tüm çalışanlara yansıtılmasını istiyoruz. Ama hükümet bize ‘düşündüğümüz kadar vereceğiz’ diyor. Bugüne kadar hangi öngörü tutturdu ki şimdi tutsun?” ifadelerini kullandı.

      “En düşük memur maaşı 50 bin lira ama kiralar 25-30 bin liradan başlıyor”

      Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı’nın enflasyon beklentilerini yıl içinde defalarca revize ettiğini hatırlatan Yıldırım, “Her şey artarken kasım ayında enflasyonun yüzde 0,87 açıklanması hayatın gerçekleriyle örtüşmüyor. Bu, TÜİK’in yıllardır eleştirdiğimiz uygulamalarının bir sonucudur” dedi. Büyük kentlerde yaşamın sürdürülemez hale geldiğini söyleyen Yıldırım, “En düşük memur maaşı 50 bin lira ama kiralar 25-30 bin liradan başlıyor. Bu şartlarda tek maaşla geçinmek ve verimli hizmet üretmek mümkün değil” diye konuştu.

      Yıldırım, 19 Aralık’ta Meclis önünde olacaklarını hatırlatarak, “Biz haklı olduğumuzu biliyoruz. Biz her şey bize verilsin demiyoruz. Milli gelirin adil bir şekilde paylaştırılmasını istiyoruz” dedi. Ekonomik krizin sorumlusu olmadıklarını vurgulayan Yıldırım, “Biz bu krizin sebebi değiliz, bedelini de biz ödemeyeceğiz. Bu mücadeleyi yükselterek sürdüreceğiz ve hakkımızı alana kadar devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

      Yıldırım, sözlerini, “19 Aralık Cuma günü tüm kamu çalışanlarını ve emeklileri mücadelemize desteğe davet ediyoruz” çağrısıyla tamamladı.

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      The Washington Post: “Pentagon’da Köklü Yeniden Yapılanma Planı Hazırlanıyor; Muharebe Komutanlıkları Birleştiriliyor”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (ANKARA) – ABD merkezli The Washington Post gazetesinin haberine göre, ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine’in Savunma Bakanı Pete Hegseth’e sunacağı plan; ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), ABD Avrupa Komutanlığı (EUCOM) ve ABD Afrika Komutanlığı’nın (AFRICOM) tek çatı altında ABD Uluslararası Komutanlığı’nda (INTERCOM) toplanmasını, ABD Kuzey Komutanlığı’nın (NORTHCOM) ile ABD Güney Komutanlığı’nın (SOUTHCOM) ise “Americas Command” altında birleştirilmesini öngörüyor. Bu planın amacının, askeri bürokrasiyi küçültmek ve karar alma süreçlerini hızlandırmak olduğu belirtildi.

      The Washington Post gazetesinin yayınladığı habere göre, ABD Genelkurmay Başkanı General Dan Caine, Pentagon’daki diğer üst düzey yetkililerle birlikte, Savunma Bakanı Pete Hegseth’e önümüzdeki günlerde sunulacak önemli bir plan hazırlıyor. Bu plan, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin Birleşik Muharebe Komutanlıkları’ndan bazılarının statüsünün düşürülmesini ve üst düzey generaller arasındaki güç dengesinin değiştirilmesini öngörüyor.

      Plan, ABD ordusundaki bölgesel ve fonksiyonel muharip komutanlıkların (combatant commands) sayısının azaltılmasını ve dört yıldızlı general ile amiral sayısının düşürülmesini öngörüyor. Amaç, komuta zincirini sadeleştirerek karar alma süreçlerini hızlandırmak ve askeri bürokrasiyi küçültmek olarak ifade ediliyor.

      Bu da Hegseth ve ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin diğer üyeleri tarafından daha önce istenen bir konsolidasyonun parçası olarak değerlendiriliyor.

      Bu yaklaşımda, ABD’nin küresel askeri angajmanlarından ziyade “yurt savunması” ve doğrudan ulusal çıkarların korunmasına öncelik verilmesi hedefleniyor. Pentagon yetkilileri, reformun operasyonel etkinliği artıracağını savunurken, bazı askeri çevreler ve uzmanlar bölgesel uzmanlığın ve müttefiklerle kurulan kurumsal ilişkilerin zarar görebileceği uyarısında bulunuyor.

      Buna göre eğer kabul edilirse, bu plan, son on yılların en önemli askeri kademelerindeki değişikliklerden bazılarını beraberinde getirecek. Bu değişiklikler arasında CENTCOM, EUCOM ve AFRICOM karargahlarının öneminin azaltılması ve bunların INTERCOM olarak bilinen yeni bir kuruluşun kontrolüne verilmesi yer alıyor.

      Buna ek olarak plan ayrıca, Batı Yarımküre genelindeki askeri operasyonları denetleyen SOUTHCOM ve NORTHCOM’ın, AMERICOM olarak bilinecek bir Muharebe Komutanlığı altında yeniden yapılandırılmasını öngörüyor.

      Plan, ABD Kongresi’nde de tartışmalara yol açtı. Kongre üyeleri, Pentagon’un reformun maliyet, personel ve stratejik etkilerine ilişkin yeterli bilgi sunmadığını belirterek eleştirilerini dile getirdi. ABD Temsilciler Meclisi’nde, söz konusu yeniden yapılanmanın ayrıntıları Kongre’ye rapor edilene kadar bazı savunma fonlarının askıya alınmasını öngören düzenlemeler gündeme geldi.

      Öte yandan, planın hayata geçirilmesi halinde ordunun üst kademesinde önemli görev değişiklikleri yaşanması bekleniyor. Dört yıldızlı komutan sayısının azaltılması ve bazı komuta merkezlerinin yetkilerinin daraltılması, ABD ordusunun kurumsal yapısında uzun vadeli etkiler doğurabilecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Eski savunma yetkilileri ve bazı emekli askerler, bu ölçekte bir değişikliğin dikkatli planlanması gerektiğini vurguluyor.

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku