DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Kayseri PARÇALI AZ BULUTLU 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

19 Aralık 2025 Cuma

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Murat Bakan: “‘geçici Koruma Statüsü’ Derhal Sonlandırılmalı ve Bir Plan Dahilinde Güvenli Geri Dönüş Sağlanmalıdır”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (ANKARA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, “Suriye’de savaş sona erdi, ‘geçici koruma’ rejiminin olağanüstü şartlara dayanan gerekçesi ortadan kalktı. Yıllardır süren misafirliğin artık kalıcılaşması ne Türkiye ne de Suriyeliler için sürdürülebilir değil. Bu statü kapsamında bulunan Suriyelilerin, ülkelerine dönerek şehirlerinin ve hayatlarının yeniden kurulmasına katkı vermeleri; hem bizim hem de onların yararınadır. Geçici Koruma Statüsü derhal sonlandırılmalı ve bir plan dahilinde güvenli geri dönüş sağlanmalıdır” dedi.

      CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Geçici Koruma Statüsü’nün sonlandırılması gerektiğini belirtti. Bakan, şunları söyledi.

      “Suriye’de savaş sona erdi, ‘geçici koruma’ rejiminin olağanüstü şartlara dayanan gerekçesi ortadan kalktı. Yıllardır süren misafirliğin artık kalıcılaşması ne Türkiye ne de Suriyeliler için sürdürülebilir değil. Bu statü kapsamında bulunan Suriyelilerin, ülkelerine dönerek şehirlerinin ve hayatlarının yeniden kurulmasına katkı vermeleri; hem bizim hem de onların yararınadır. Üstelik Türkiye’de, ağır aksak da olsa bir demokrasi ve özgürlük ortamını yaşadılar; birlikte yaşamı, hukuku, kamusal düzeni, demokrasinin ve özgürlüklerin kıymetini gördüler. Şimdi bu tecrübeyi kendi topraklarına taşıyıp Suriye’de demokrasi ve özgürlükleri güçlendiren, seküler bir düzenin inşasına omuz vermeleri gerekir. Bu nedenle geçici koruma statüsü derhal sonlandırılmalı ve bir plan dahilinde güvenli geri dönüş sağlanmalıdır.”

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu’nda… Necmettin Çalışkan: “Geldiğimiz Noktada Tarlalar Boş; Buğday, Arpa İthal Ediyoruz”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (TBMM) – Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, “Nereden tutsak elimizde kalıyor. Küçüklüğümüzde, ‘dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz’ diye söyleniyordu. Geldiğimiz noktada tarlalar boş; buğday, arpa ithal ediyoruz. Soyada yüzde 90’ın üzerinde yurt dışına bağımlıyız. Mısırın en az yarısını ithal ediyoruz. Ahırlar boş, canlı hayvan ithal ediyoruz. Kesilmiş et ithal ediyoruz” dedi.

      TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.

      Yeni Yol Grubu adına konuşan DEVA Partisi Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu, Bakan Kurum’a soru yönelterek, şunları kaydetti:

      “Kahramanmaraş milletvekili olarak geçirdiğimiz büyük depremin sonuçlarını ve yeniden imarın özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın üzerinden birkaç noktada değerlendirmek istiyorum. Tabii ki 400 küsür bin iş yeri ve konutu 3 yıl içinde yapmak önemli bir şey. Ama şunu da sormak zorundayız, çünkü Bakanlık randevu taleplerimizi kabul etmiyor, bize bilgi vermiyor. Maraş’a geldiğinde muhalefet milletvekilleriyle muhatap olmayan bir yapıda aldığımız bilgilerle konuşuyoruz. Şunu soruyorum; 4,5-5 milyona ihale ettiğiniz köy evlerini ertesi gün bir taşerona neden 2 milyona verilip de halledildiğini, aradaki 2,5 milyon farkın nerede olduğunu sormak zorundayız.”

      “Eksikleri, milletimiz adına söylemekten asla geri durmayız”

      Gelecek Partisi Milletvekili Sema Silkin Ün de Yeni Yol Grubu adına yaptığı konuşmada, TOKİ’nin 500 bin konutlu projesinin gençler için bir kambur niteliğinde olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

      “Barınma krizinin bu denli derinleştiği, kiraların tarihi seviyeye ulaştığı bir dönemde sosyal konut projelerinin sayısı ne kadar artarsa biz o kadar memnun oluruz. Ancak eksiklerini milletimiz adına söylemekten asla geri durmayız. Türkiye’nin geleceği üzerine düşünürken, karşımıza çıkan her düzenleme bize devletin millete nasıl baktığını gösteren bir turnusol kağıdı oluyor.

      “Bu düzenleme, gençlerin kendi yuvasını kurma idealini cezalandırıyor”

      TOKİ’nin 500 bin konutlu projesi de kendi içinde çelişkilerle dolu. Deniyor ki, ’30 yaş altındaki bir genç, anne veya babasının üzerine kayıtlı tapu varsa projeye başvuramaz’. Bu şart, gençlerimize adeta hukuki bir kambur niteliğinde. Bu düzenleme, gençlerin kendi yuvasını kurma idealini cezalandırıyor. Bu düzenleme, gençleri 30 yaşına kadar ekonomik ve hukuki olarak ev gençliğine mahkum ediyor.”

      Ün, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasındaki farklara dikkati çekerek, şöyle konuştu:

      “Bugün Bakanlıklarımız yan yana gelmişler ama sağdaki Bakanlık ile soldaki Bakanlık arasında büyük çelişkiler var. Sağdaki Bakanlık, tarımsal ve hayvansal üretimi yönetiyor, soldaki mekansal gelişim ve yatırım baskısını yönetiyor. Sağdaki, zeytin ağacı dikiyor, diktiriyor. Soldaki, zeytin ağaçlarını söküyor. Sağdaki, hayvancığı teşvik etmekle görevli. Soldaki, hayvan kaynaklı emisyonu tehlikeli görmekte. Dünyada bazı eğilimler var. Bu eğilimlerin sonunda dünya bir tarım düzenine geçecek. O gün geldiğinde elimizden topraklar alınmamış olmalı, topraklarımız tarım vasfını yitirmemiş olmalı.”

      “İthalatta 15 yıldır her yıl canlı hayvan ithal ediyoruz ama bir türlü açık kapanmıyor”

      Yeni Yol Grubu adına konuşan Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, Tarım ve Orman politikalarını eleştirerek, “Nereden tutsak elimizde kalıyor. Küçüklüğümüzde, ‘dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz’ diye söyleniyordu. Geldiğimiz noktada tarlalar boş; buğday, arpa ithal ediyoruz. Soyada yüzde 90’ın üzerinde yurtdışına bağımlıyız. Mısırın en az yarısını ithal ediyoruz. Ahırlar boş, canlı hayvan ithal ediyoruz. Kesilmiş et ithal ediyoruz. Şu anda kırmızı et, tarihin en yüksek döneminde. Ama çiftçiler üretirse para kazanamayacaklarını bildikleri için halen hayvan ithal ediyoruz. 15 yıldır her yıl canlı hayvan ithal ediyoruz ama bir türlü açık kapanmıyor” diye konuştu.

      “Tarımdaki küçülmenin inişli, çıkışlı tablosunda, bu sene yüzde 12’lik küçülme ile dibi bulmuşuz”

      Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç da Yeni Yol Grubu adına yaptığı konuşmada, genel kurul kürsüsüne “Tarımın Çöküş Tablosu” başlıklı bir grafik ile gelerek, “Bugün burada bu ülkenin toprağını, çiftçisini, sofrasını ve geleceğini konuşuyoruz. Tarım, bu ülkenin en stratejik alanlarından birisidir. Çünkü tarım yoksa gıda yoktur, gıda yoksa bağımsızlık yoktur. Ama ne yazık ki önümüzde duran 2026 yılı Tarım ve Orman bütçesi, bu stratejik alanı zayıflatan bir anlayışın ürünüdür. Görmüş olduğunuz tablo, ‘Tarımın Çöküş Tablosu’dur. Tarımdaki küçülmenin inişli, çıkışlı tablosunda, bu sene yüzde 12’lik küçülme ile dibi bulmuşuz. ya tehlikenin farkında değilsiniz ya da umursamıyorsunuz” dedi.

      “Bu rakamı bu hale getirdiği söylenen köylünün uçtuğu yok”

      Tarım Bakanlığımızı konuşuyoruz. Dediler ki ‘tarımsal hasıla 74 milyar dolara çıktı. Avrupa’da birinci, dünyada yedinci olduk’. Rakama baktığımızda gerçekten uçuyor olmamız lazım. Ama bu rakamı bu hale getirdiği söylenen köylünün uçtuğu yok. Üreticinin uçtuğu yok. Çiftçinin uçtuğu yok. Sayın Bakan, 74 milyar doları nasıl buldunuz? Kıyas yaptığınız Avrupa ülkeleri bunu ortaya çok net bir şekilde koyuyorlar.”

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Türk Tabipleri Birliği: “Kişilerin Tıbbi Bilgi ve Verileri Özel Niteliklidir, İzinsiz Paylaşılması Hak İhlali ve Suçtur”

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      (ANKARA) – Türk Tabipleri Birliği (TTB), gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Eskişehir Şehir Hastanesi ve Balıklı Rum Hastanesi çalışanı hekimler ile kamuoyunda tanınan kişilere ait tıbbi raporlar ve sağlık bilgilerinin bazı haber ajansları ve sosyal medya hesapları tarafından izinsiz paylaşıldığını belirterek “Kişilerin tıbbi bilgi ve verileri özel niteliklidir; izinsiz paylaşılması hak ihlali ve suçtur” açıklamasını yaptı.

      Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

      “Kişilerin tıbbi bilgi ve verileri özel niteliklidir, izinsiz paylaşılması hak ihlali ve suçtur. Bir kısım haber ajansları ve sosyal medya hesapları tarafından, gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Eskişehir Şehir Hastanesi ve Balıklı Rum Hastanesi çalışanı hekimler ile kamuoyunda tanınan kişilere ait tıbbi raporların ve sağlık bilgilerinin izinsiz olarak paylaşıldığı görülmüştür. Bu durum, kişinin masumiyet karinesini zedelediği gibi, hem hasta hakları hem de kişisel verilerin korunması açısından ciddi bir hak ihlal niteliği taşımaktadır.

      Tıbbi raporlar ve tıbbi veri kayıtları, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında ‘özel nitelikli kişisel veri’ statüsündedir. Anayasa’nın 20. maddesinde ise kişisel verilerin izinsiz kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu veriler, kişilerin en mahrem bilgilerini içermekte olup, ilgili kişinin açık rızası veya kanunlarda öngörülen istisnai haller dışında işlenemez, paylaşılamaz, üçüncü kişilerin erişimine açılamaz. Aynı zamanda bu verilerin izinsiz kullanılması Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak tanımlanmıştır.

      Tıbbi raporların, sağlık bilgilerinin, hatta otopsi raporlarının izinsiz kullanımı, kamuoyuyla paylaşılması; hasta mahremiyetinin ve hekimlik meslek etiğinin ihlali niteliğinde olup, hukuki ve cezai yaptırımları gerektirmektedir. Tıbbi raporların basınla paylaşılmış olması ceza soruşturmasının gizliliğini ve masumiyet karinesini ihlal eder bir sonuç doğurmuştur. Hasta mahremiyeti ve kişisel verilerin korunması tıp etiği ve demokratik toplumun temel ilkelerindendir. Bu nedenle raporları basına yansıtanlar hakkında yasal süreçlerin başlatılmasını talep ederiz.”

      Kaynak: ANKA / Güncel
      Devamını Oku

      Çin’in Hong Kong Bölgesi: Jimmy Lai Hakkındaki Mahkeme Kararı Yasalara ve Delillere Göre Verildi

      Çin’in Hong Kong Bölgesi: Jimmy Lai Hakkındaki Mahkeme Kararı Yasalara ve Delillere Göre Verildi
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      HONG KONG, 16 Aralık (Xinhua) — Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi yönetimi sözcüsü, Jimmy Lai hakkında ulusal güvenlik davasında verilen kararın sağlam temellere dayandığını ve yerinde olduğunu belirterek, sonucun, mahkemenin yasa ve delillere sıkı sıkıya riayet ettiğini ortaya koyduğunu söyledi.

      Sözcü, pazartesi günü çevrimiçi yaptığı açıklamada, Lai’nin siyasi görüş veya inançları nedeniyle mahkum edilmediğini ve suçlu olduğu yönündeki kararın herhangi bir müdahale veya siyasi mülahazadan etkilenmediğini mahkemenin açıkça belirttiğini ifade etti.

      Hong Kong bölgesinde Çin karşıtı ayaklanmaları kışkırtmakla suçlanan Lai, dış güçlerle gizlice işbirliği yapmak ve halkı isyana teşvik edici materyaller yayımlamak üzere komplo kurmaktan suçlu bulunmuştu.

      Hong Kong Özel İdari Bölgesi Başkanı John Lee de kanunun adaletini tam olarak yansıtan kararın, Hong Kong’un temel değerlerini koruduğunu söyledi.

      Lee, yasanın hiç kimsenin insan hakları, demokrasi veya özgürlük adı altında kendi ülkesi veya yurttaşlarına açıkça zarar vermesine izin vermeyeceğini vurguladı.

      Hong Kong Özel İdari Bölgesi yönetiminin ulusal güvenliği koruma sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Lee, ulusal güvenliği tehlikeye atan davranış ve faaliyetlerle kararlılıkla mücadele edeceklerini ifade etti.

      Sözcü, ABD öncülüğündeki Batılı güçler başta olmak üzere çeşitli kesimlerin Lai’nin davasına yönelik karalama ve müdahale girişimlerinde bulunduğunu dile getirdi.

      Sözcü, “Lai’nin davasının basın özgürlüğüyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Sanıklar yıllardır haberciliği, ülkeye ve Hong Kong’a zarar veren faaliyetlerde bulunmak için bir paravan olarak kullanmıştır” dedi.

      Sözcü, Lai’nin gözaltında kaldığı süre boyunca kapsamlı tıbbi bakım aldığını ve isteği doğrultusunda dini hizmetlerden yararlandığını belirtti.

      Bölgenin hala ulusal güvenlik riskleriyle karşı karşıya olduğunu belirten sözcü, Hong Kong Özel İdari Bölgesi yönetiminin Hong Kong’daki ulusal güvenlik yasası ve Ulusal Güvenliği Koruma Yönetmeliği’nin sağlam koruması altında ulusal egemenliği, güvenliği ve kalkınma çıkarlarını kararlılıkla korumaya devam edeceğini ifade etti.

      Kaynak: Xinhua / Güncel
      Devamını Oku

      Bilecik’te emniyet ve jandarmaya yeni araçlar alındı

      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      İçişleri Bakanlığı koordinesinde yürütülen çalışmalar kapsamında hayırseverlerin katkılarıyla alınan 67 araç ve 2 ambulans, emniyet ve jandarma teşkilatlarının hizmetine sunuldu.

      Cumhuriyet Meydanı’na getirilen ve üzerlerine Türk bayrakları asılan araçların tanıtımı ve teslimi için tören düzenlendi.

      Vali Faik Oktay Sözer, burada yaptığı konuşmada, devletin gücünü, milletin huzurunu ve güvenliğini temsil eden teşkilatların imkan ve kabiliyetlerini daha da ileriye taşıyan önemli bir adımı hep birlikte hayata geçirmenin memnuniyetini yaşadıklarını söyledi.

      Hizmete sunulan araçların, Bilecik’in her karışında, vatandaşların huzuru, güvenliği ve sağlığı için görev yapacağını ifade eden Sözer, şöyle konuştu:

      “Bu araçlarla birlikte, teşkilatlarımızın sahadaki çalışma kapasitesi yükselirken, kamu hizmetlerinin vatandaşımıza ulaşma hızı artacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda, her alanda büyüyen ve güçlenen ülkemizin, güvenlik ve kamu hizmetleri altyapısında attığı bu adımlar, milletimizin huzuruna ve geleceğine yapılan güçlü yatırımlardır. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na, emeği geçen tüm kurum ve personelimize, ayrıca bu süreçte destekleriyle katkı sunan hayırseverlerimize teşekkür ediyorum.”

      İl Müftü Vekili Sabri Bağcı tarafından yaptırılan duanın ardından araçlar görev yapacakları emniyet ve jandarma teşkilatlarına uğurlandı.

      Programa, Jandarma Eğitim Komutanı Tuğgeneral Yusuf Aslan, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Cumhuriyet Başsavcısı Burak Olgun, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ali Vanlı ve İl Emniyet Müdürü Gökalp Şener katıldı.

      Kaynak: AA / Muhsin Arslan – Güncel
      Devamını Oku