40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi
Gaziantep‘in Nurdağı ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremlerde yıkılan Yaşam Konutları’nda 40 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin davada müteahhit Yunus Kaya 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
İslahiye Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Yunus Kaya ile avukatı katıldı.
Önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirten sanık Kaya, beraatini talep etti.
Cumhuriyet savcısı, dosyadaki mevcut deliller doğrultusunda sanığın cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, sanık Yunus Kaya’yı “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne veya yaralanmasına neden olma” suçundan 12 yıl hapis cezasına mahkum etti.
Belçikalı 170 sanatçı, ülkenin Fransızca kamu yayıncısı RTBF’nin, İsrail‘in Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil edilmesine rağmen etkinliğe katılma kararı almasını kınadı.
Fransızca yayın yapan La Libre gazetesi, Belçikalı 170 sanatçının RTBF’nin Eurovision’a katılma kararı hakkında kaleme aldığı ortak mektubu yayımladı.
Aralarında yönetmen Thierry Michel ve aktör David Murgia gibi isimlerin bulunduğu sanatçılar, İsrail‘in yarışmada temsil edileceğini hatırlatarak, RTBF’nin buna rağmen Eurovision’a katılma kararı almasını kınadı.
Sanatçılar, “İsrail hükümeti, yıllardır Filistin halkına yönelik işgal, kolonileştirme ve apartheid rejiminden dikkatleri başka yöne çekmek amacıyla büyük sanat ve kültür etkinliklerini propaganda amaçlı kullanmaktadır.” ifadesini kullandı.
Ekim 2023 ve İsrail‘in ihlal ettiği ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana Avrupa kamuoyuna olup biteni unutturmanın Tel Aviv için “daha hayati hale geldiğini” kaydeden sanatçılar, Eurovision’a katılmanın İsrail‘in “modern Batı demokrasisi olduğu yanılmasının” sürmesine ve suçlarını daha kolay gizlemesine olanak tanıdığını belirtti.
Sanatçılar, ” İsrail‘i bu tür etkinliklere davet etmeyi sürdürmek, kabul edilemez olanı hoş görmek ve İsrail hükümetinin sömürgeci, ırkçı ve yok edici politikalarını saygınlık kisvesi altında örtbas etmek anlamına gelir.” ifadesine yer vererek, bu yaklaşımın dünyanın Filistinlilere yönelik baskıya karşı somut tepki vermemesi gerektiğine inananları güçlendireceğine dikkati çekti.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) doğrudan Tel Aviv’e bağlı olduğunu ve hükümetin “milliyetçi militarist propagandasını yaygınlaştırdığını” belirten sanatçılar, şunları kaydetti:
“Sanat ve kültür, hümanist, kardeşçe ve evrensel bir bakış açısıyla yaklaşıldığı takdirde halklar arasında köprüler kurmak ve barışı teşvik etmek için güçlü fırsatlar sunabilir. İsrail’in Eurovision’a katılımı durumunda bu koşulların sağlanmadığına şüphe yoktur, zira bu katılım ülkeye imajını iyileştirme ve kontrolü altındaki Filistin halkını acımasızca silme fırsatı sunacaktır.”
Sanatçılar, İsrail’in işlediği soykırım ve apartheid suçlarının uluslararası hukukun en ciddi suçları olduğuna dikkati çekerek, “insanlığın temellerini çiğneyen bir devlet Eurovision’da hoş karşılandığı sürece” RTBF’nin bu yarışmadan çekilmesi gerektiğinin altını çizdi.
5 ülke Eurovision’dan çekilme kararı almıştı
Avrupa Yayın Birliği (EBU), 4 Aralık’ta İsviçre’nin Cenevre kentinde 95. Genel Kurul Toplantısı’nı düzenlemişti.
Toplantıda, İsrail’in 2026 Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmasına izin verilmesinin ardından İspanya, Hollanda, İrlanda, İzlanda ve Slovenya devlet televizyonları da kararı protesto ederek Eurovision’dan çekilme kararı almıştı.
Belçika‘nın tutumu
Belçika‘da Flamanca yayın yapan kamu yayıncısı VRT, 4 Aralık’ta, gelecek sene Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmayacağını duyurmuştu.
VRT tarafından yapılan yazılı açıklamada, televizyonun, “EBU bünyesinde barış, insan hakları ve şefkate daha net bir bağlılığı savunmaya devam edeceği” belirtilmişti.
Açıklamada, “Eurovision Şarkı Yarışması’na bağlılığımızın devamı, EBU’nun önümüzdeki yıllarda bu endişeleri nasıl ele alacağına bağlı olacaktır.” denilmişti. VRT, buna karşın EBU üyesi olduğu için yarışmayı yayınlayacağını duyurmuştu.
VRT’nin kararı ise Belçika’nın yarışmada temsil edilmeyeceği anlamına gelmiyor. Ülkede buna dair yetki, dönüşümlü olarak VRT ile Fransızca kamu yayıncısı RTBF arasında paylaşılıyor.
Bu sene yarışmacı gönderme hakkını elinde bulunduran RTBF ise 5 Aralık’ta, Eurovision’a katılacağını duyurmuştu.
Ordu- Giresun Havalimanı’nda acil durum tatbikatı gerçekleştirildi.
Valilikten yapılan açıklamaya göre, havalimanında planlanan tatbikatlardan birisinin daha yapıldığı belirtildi.
Tatbikatta senaryo gereği, havalimanı terminal binasının önünde tespit edilen sahipsiz ve şüpheli valiz, özel kıyafetli bomba imha uzmanları tarafından imha edildi.
Havalimanı Mülki İdare Amiri, Vali Yardımcısı Ayhan Durmuş’un koordinasyonunda gerçekleştirilen tatbikat, DHMİ Havalimanı Müdürü Zeki Şensoy, Emniyet Şube Müdür Vekili Başkomiser Furkan Keleş, İl Göç İdaresi Müdürü Ferruh Dibiç ile diğer ilgililerin gözetiminde başarılı şekilde sona erdi.
Hatay Valisi Mustafa Masatlı, yapımı devam eden İskenderun-Topboğazı Otoyolu’nda incelemede bulundu.
Otoyol projesi kapsamında Belen ilçesinde inşası süren 8 bin 500 metre uzunluğunda ve 17 metre genişliğindeki tüneli inceleyen Masatlı, yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Masatlı, incelemelerinin ardından gazetecilere, kentte 6 Şubat 2023’teki depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde başlatılan iyileştirme operasyonlarının devam ettiğini söyledi.
İskenderun-Topboğazı Otoyol projesinin önemini anlatan Masatlı, “Bu proje yalnızca Hatay’a değil, ülkemizin kalkınma vizyonuna da hizmet edecektir. Geçilmesi güç olan Amanos Dağları tünellerle aşılmakta, Amik Ovası’na hızlı, güvenli ve konforlu bir ulaşım altyapısı da tesis etmektedir.” diye konuştu.
Vali Masatlı, projenin tamamlanmasıyla Kırıkhan ve Hassa ilçeleri ile Kahramanmaraş ve Gaziantep illerine hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım sağlanacağını ifade etti.
Projede çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini bildiren Masatlı, şunları paylaştı:
“Toplam 19,2 kilometre uzunluğundaki otoyol kesiminde de 2 tünel ve 1 adet viyadük yer almaktadır. Geldiğimiz noktada T-1 olarak adlandırdığımız birinci tünelde çalışmalar neredeyse tamamlanmıştır. Tünelin bitiş noktasında çok şükür ki ışığı gördük. T-2 olarak adlandırdığımız bölümde de 24 saat esaslı çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir. Yine proje kapsamında bulunan viyadük imalatında da yüzde 75 seviyesine gelmiş durumdayız. İlkbahar aylarında inşallah kolaylıkla viyadüğün üstünde her şeyin tamamlandığını göreceğiz.
Bugün attığımız her adım, açtığımız her tünel, inşa ettiğimiz her yol, bu kadim şehrin yarınlarına uzanan güçlü bir köprüdür. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, devlet, millet el ele vererek yürüttüğümüz bu büyük ihya hamlesiyle Hatay’ımız sadece ayağa kalkmıyor, onu Türkiye Yüzyılı’nın parlayan şehirlerinden biri haline getiriyoruz.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Bugün ABD’de, Almanya’da bir afet olduğunda vatandaşını sigorta şirketinin insafına terk eden bir anlayış varken, Türkiye artık afet sonrası hızlı ve kaliteli konut üretiminde de kentsel dönüşüm tecrübesinde de dünyada bir numaradır. Türkiye, milletine verdiği sözü tutmuş, artık topyekün şahlanış dönemine girmiştir. Anadolu bugün yeniden ayağa kalkmış, Türkiye Yüzyılı bugün yeniden başlamıştır.” dedi.
Bakan Murat Kurum, Ankara Genç İş İnsanları Derneği (ANGİAD) tarafından Bilkent Otel’de düzenlenen “Ankara’nın Geleceği Zirvesi”ne katıldı.
Burada konuşan Kurum, Ankara’nın, yeryüzündeki tüm mazlumların sesini duyuran insanlığın da başkenti olduğunu belirterek, “Küresel adaletin, barışın ve insanlık için mücadelenin merkezidir Ankara.” diye konuştu.
ANGİAD’ı tebrik eden Kurum, derneğin 1991 yılından bu yana yerli ve milli duruşuyla öne çıktığını, iş dünyasında ve Ankara’da nitelikli bir vizyon inşa ettiğini söyledi.
Kurum, Ankara’da İmrahor Millet Bahçesi’nden Mogan Gölü’ne kadar uzanan yeşil koridorlar oluşturduklarını söyledi.
Ankara’nın sporda da başarılarının daha artması için 45 bin kişi kapasiteli stadyumun inşa edildiğini anlatan Kurum, “Ankara’yı sporun da başkenti yapma yolunda karalılıkla ilerlemeye devam edeceğiz.” dedi.
“Dünyada eşi benzeri olmayan bir çalışmaya imza attık”
Bir ellerinin asrın felaketinden etkilenen 11 ilde olduğunu belirten Kurum, “Türkiye, asrın felaketini asrın inşa seferberliğine dönüştürmüş, tamamlamış ve artık şahlanış dönemine geçmiştir.” diye konuştu.
Türkiye Yüzyılı hedefine her zamankinden daha güçlü ve süratli şekilde yürünecek günlerden geçildiğini dile getiren Kurum, deprem bölgesinin ayağa kalkışının, tarihi bir dönemeç ve eşik olduğunu vurguladı.
“Asrın felaketi” olarak tarihe geçen Kahramanmaraş merkezli depremlerin herkesin hafızasında derin izler bıraktığına dikkati çeken Kurum, şöyle devam etti:
“Bu büyük felaketin ülkemize doğrudan maliyeti 104 milyar dolar, dolaylı maliyeti 150 milyar doları buldu. Sadece konut hasarının değeri 57 milyar dolar olarak hesaplandı. Ancak biz bu tablo karşısında devlet ve millet olarak asla karamsarlığa kapılmadık, karalılığımızı, inancımızı kaybetmedik. 6 Şubat sonrasında bildiğiniz gibi kolları hemen sıvadık ve ‘asrın felaketi’ni ‘asrın inşası’na dönüştürerek depremin var olan tüm izlerini ortadan kaldırdık. Aslında biz, deprem bölgesinde yeni yuvalarıyla beraber çok kıymetli başka bir şey daha yaptık. Orada, Türkiye’nin umudunu, Türk milletinin yarınlara olan inancını da yeniden inşa ettik.”
Bakan Kurum, konutları milletin desteğiyle yükselttiklerini ve vatandaşa devletin hep yanlarında olduğunu hissettirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Geldiğimiz bu noktada, dünyada eşi benzeri olmayan bir çalışmaya imza attığımızı gururla ifade etmek isterim. Bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki alandan bahsediyoruz, birçok Avrupa ülkesinden büyük. Gece gündüz orada arkadaşlarım da çalışarak, 11 ili 7/24 esasıyla, adım adım takip ederek tamamladık. 2 milyondan fazla vatandaşlarımızı sağlam, güvenli yuvalarına kavuşturduk. 11 ilimizde inşa ettiğimiz konutların yanında esnafımızı unutmadık, 43 bin yeni dükkan yaptık. Türkiye’nin, çevre uzunluğu 11 bin kilometre altyapı projesini de eş zamanlı olarak bu bölgede tamamladık. Depremde zarar gören köylerimizi, çiftçimizi unutmadık. 63 bin köy evi ile orada üretimi, istihdamı artıracak 4 bin 333 köyümüzde çalışma yaptık. Çarşıları, meydanları, okulları, parkları, bahçeleriyle 11 ilimizi yeniden ayağa kaldırdık.
Tabii burada iş insanlarımıza da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Deprem olduğunda, birileri çıkıp ‘Yapı malzemelerini nereden alacaksınız?’, ‘Lojistiği nasıl sağlayacaksınız?’ diye konuşmaya, eleştirmeye başlamıştı ama bilmiyorlardı ki onlar bu eleştirileri yaparken, bizim iş insanlarımız çoktan teyakkuza geçmiş ve tüm ekipmanlarıyla harekete geçmiş, afetzede kardeşlerimiz evlerine 1 saat daha, 1 dakika daha erken girsin diye alın teri dökmeye başlamıştı. Ben bu vesileyle, her birinize afetzede kardeşlerimiz adına yapmış olduğunuz bu mücadeleden dolayı ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”
Deprem bölgesinde 355 bininci konutun tamamlandığı anlatan Kurum, 27 Aralık’ta 455 bininci konutun da anahtar teslim töreninin büyük bir gururla gerçekleştirileceğini söyledi.
Deprem bölgesindeki inşa tecrübesinin Yüzyılın Konut Projesi ile 81 ile yayılacağını dile getiren Kurum, “Dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yapmak için çıktığımız yolda bugün TOKİ Başkanlığımızda bugüne kadar 1 milyon 750 bin sosyal konut üretimini tamamladık.” ifadesini kullandı.???????
Yüzyılın Konut Projesi ile 500 bin sosyal konut inşa ederek, on binlerce vatandaşın ve gençlerin uygun koşullarda ev sahibi olmasının sağlanacağını kaydeden Kurum, bunun 31 bin 74’ünün Ankara’da inşa edileceğini belirtti.
Kurum, “Bu sayede hem vatandaşımız ev sahibi olacak hem de Ankara’daki konut-kira fiyatlarını dengeleyecek hem de şehirlerimizi modern ve sağlam konutlarla afetlere karşı dirençli hale getireceğiz. Yapacağımız bu proje, 1,5 trilyon liralık bir projedir. Yine iş insanlarıyla birlikte bu projemiz, ticaretimizi, ekonomimizi güçlendirecek 300 sektör, içinde mobilyacısı, boyacısı, doğramacısı, alüminyum işi yapanı var. 300 sektör bu manada çarkları en güçlü şekilde hızlandıracak.” dedi.
“COP31 başkanlığı bir sonuç değil, yeni bir başlangıç olmuştur”
Dünyanın zorlu bir dönemden geçtiğini, iklim değişikliğinin yol açtığı afetlerin her geçen gün hayatı daha fazla etkilediğini dile getiren Kurum, şöyle konuştu:
“Biz de bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği ‘2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ ve ‘Yeşil Kalkınma Hedefimiz’ doğrultusunda çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Türkiye’nin, iklim krizinin mağduru değil, çözümün öncüsü olması yolunda yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde geçtiğimiz ay Brezilya’da, 30. Taraflar Konferansı’na katılarak, hedeflerimize giden yolu sonuna kadar açacak tarihi bir başarıya imza attık. İklim değişikliği konusundaki mücadelemizde kararlı duruşumuz, etkin diplomasimiz ve buradaki güçlü müzakerelerimizin sonucu olarak Türkiye’yi 2026 yılında Antalya’da düzenleyeceğimiz COP31’in ev sahibi yaptık. Bu çok önemli bir başarıydı.”
COP31 ev sahipliğinde Antalya altyapısının bu zirveyi karşılayacağını ve ülkenin her yerinin kalkınması için bu kararın alındığını anlatan Kurum, şunları kaydetti:
“Altını her fırsatta çiziyorum. Bu başarı, yalnızca küresel bir organizasyona ev sahipliği yapmak değil, Türkiye’nin uluslararası arenada çevre ve iklim diplomasisinde kazandığı itibarın, stratejik vizyonunun, uzun yıllar süren gayretlerinin bir sonucudur. Şunu çok iyi biliyoruz, COP31 başkanlığı bir sonuç değil, yeni bir başlangıç olmuştur. Bu yeni başlangıcı, siz değerli iş insanlarımızla omuz omuza vererek, gençlerimizle, vatandaşımızla, ülkemiz ve milletimiz için tarihi bir fırsat olarak değerlendireceğiz. Yine el ele, hep birlikte COP31 ev sahipliğiyle, inisiyatif alacağız, her alanda olduğu gibi iklim değişikliğiyle mücadelede de öncü bir millet olarak tarihe iz düşüreceğiz.”
Türkiye’nin deprem bölgesindeki yeniden inşa ve kentsel dönüşüm tecrübesine dikkati çeken Kurum, “Bugün ABD’de, Almanya’da bir afet olduğunda vatandaşını sigorta şirketinin insafına terk eden bir anlayış varken, Türkiye artık afet sonrası hızlı ve kaliteli konut üretiminde de kentsel dönüşüm tecrübesinde de dünyada bir numaradır. Türkiye, milletine verdiği sözü tutmuş, artık topyekün şahlanış dönemine girmiştir. Anadolu bugün yeniden ayağa kalkmış, Türkiye Yüzyılı bugün yeniden başlamıştır.” dedi.
Ankara Valisi Vasip Şahin de konuşmasında, Ankara’nın sadece siyaset merkezi olmaktan çıktığını ve önemli bir sanayi şehri haline geldiğini söyledi.
Ankara’nın başkent olmasının yanında birçok alanda üreten bir şehir olduğunu belirten Şahin, “Ankara bir başkent ama 25 ilçesi var, buna bağlı çok sayıda köyümüz var. Buralarda da tarım ve hayvancılık herhangi bir taşra kentimizden daha çok yapılıyor. Dolayısıyla Ankara’yı, başkent olmanın ötesindeki güzellikleri de ekleyip daha fazla konuşmak lazım. Ankara her geçen gün bir öncekinden daha fazla gelişen, üreten bir şehir haline geliyor.” ifadelerini kullandı.
Programda, AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay ve ANGİAD Başkanı Ertuğrul Onat da birer konuşma yaptı.