40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “(Rusya- Ukrayna Savaşı) Öyle görünüyor ki konu belli oranda Ukrayna‘da seçimlerle ve referandumla sonuçlanacak. Özellikle bu anlaşmanın içerisindeki belli konular referandumla ancak hayata geçebilir. Siyasi liderin tek başına altına imza atmak istemeyeceği bir durum olabilir.” dedi.
Bakan Fidan, TVNET canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistin meselesinin çözümünde ve Filistin davasına destek vermede siyasi iradesini sonuna kadar ortaya koyduğunu belirterek, Türkiye’nin gereken bütün uluslararası ve ikili çabalarda adım attığını kaydetti.
Gazze’de konuşlandırılması planlanan Uluslararası İstikrar Gücü’nü oluşturacak ülke ve asker sayısı gibi detayların tartışıldığını aktaran Fidan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı uyarınca İstikrar Gücü’nün nereye yerleşeceğinin ve temel görevinin ne olacağının görüşüldüğünü söyledi.
Fidan, İstikrar Gücü’nün en önemli görevinin İsrail ile Filistinliler arasında bir hat kurarak tarafların birbirine saldırmasını önlemek olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu böyle olmadığı zaman, gücün asli görevini yerine getirmede sıkıntı yaşayacağını düşünüyoruz.” dedi.
Taraflardan biri İsrail olduğu için Filistinliler kadar İsrail’in de gelecek güçler noktasında tercih hakkı bulunduğuna işaret eden Fidan, İsrail’in bu hakkını Amerikalılar üzerinden yansıttığını belirtti.
Fidan, Türkiye’nin savaş boyunca İsrail’i en çok eleştiren ve baskı yapan ülke olması nedeniyle İsrail’in “Türkiye konusunda çekinceli olduğunu söylediğini” aktararak, şunları kaydetti:
“Bizim isteğimiz, biz içinde olalım veya olmayalım, gerçekten İsrail’in oradaki işgalini, zulmünü sona erdiren, insani yardımları mümkün kılan bir gücün bir an önce oraya gitmesi ve Gazze’deki Filistinlilerin varlığının ve hayatının garanti altına alınması. Bu çok önemli. Çünkü İsrail’in halihazırdaki orijinal planı Gazze’yi insansızlaştırmak, Filistinlilerden arındırmak. Bunun önüne geçecek konu uluslararası bir birliğin oraya gidip her iki tarafın da güvenliğini ve sükunetini sağlayacak bir çalışma içerisinde olması.”
CAATSA yaptırımları
Fidan, ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası’nın (CAATSA) kaldırılmasına ilişkin çalışmalar hakkındaki soruya, “Cumhurbaşkanımızla Trump’ın Beyaz Saray’da yaptığı görüşmede temel irade çerçevesi konulmuş olan bir konu. Bu iradeye uygun olarak gerek onda gerek Halkbank davasında, bu iki tane sorunlu alan şu anda. Geri kalan alanlarda çok iyiyiz, küresel ilişkilerde, diğer ticari konuları artırma hedefimiz var, buradaki çalışmalar devam ediyor.” yanıtını verdi.
Çok yakında bu konuda bir açılım olacağını düşündüğünü aktaran Fidan, bunun savunma sanayi açısından önem arz ettiğini dile getirdi.
Fidan, Türkiye’nin savunma sanayi konusunda yüzde 80 yeterlilik oranına ulaşmış olduğunu ancak hiçbir ülkenin bu konuda tek başına yeterli olmadığını ve alışveriş içinde olduğunu belirterek, “CAATSA’dan dolayı Savunma Sanayii Başkanlığımız muhataplık geliştiremiyor. Bunu bir defa bizim sağlıyor olmamız lazım. Çünkü bizim temel aktörümüz, profesyonel ve uzman kuruluşumuz bu noktada Savunma Sanayii Başkanlığımız.” diye konuştu.
Yaptırımlar kaldırıldıktan sonra Savunma Sanayii Başkanlığının rolünü alacağına işaret eden Fidan, CAATSA’dan kurtulmanın en önemli kazançlarından birinin bu olacağını kaydetti.
Fidan, NATO içerisindeki karşılıklı bağımlılık ilkesine dikkati çekerek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin belli teçhizat, silah ve mühimmat konularındaki yıllardır devam eden ikmal sisteminin CAATSA sebebiyle kesintiye uğradığına ve bunun çözülmesi gerektiğini söyledi.
“Bizim kendi yerliliğimizi zirveye taşıyacağımız bir döneme kadar, belli konulardaki yaptırım alanlarını, sadece Amerika’dan değil, Avrupa’dan da kaldırmamız lazım.” diyen Fidan, Kanada, Almanya ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinin yaptırımlarını diplomatik çabalarla büyük ölçüde kaldırdıklarını hatırlattı.
Fidan, 2026’da CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasının mümkün olduğunu dile getirdi.
“Rus parasına ne olacak meselesi çok büyük bir ihtilaf alanı”
Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında dostluk düzeyinde bağ oluştuğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya- Ukrayna Savaşı’nın başından beri durduğu yerin hep belli olduğunu, bunu yalnız kaldıkları dönemlerde de deklare ettiklerini ve şimdi herkesin Suriye meselesinde olduğu gibi kendileriyle aynı çizgiye geldiğini söyledi.
Fidan, “Cumhurbaşkanımız bu sefer bu konuyu biraz daha detaylı sordu. Yürüyen süreçler var, bizim de müdahale olduğumuz, sürekli temas halinde olduğumuz, kendisini de sürekli bilgilendiriyoruz. Kendisi bizatihi Putin’den bir takım konuları dinlemek istedi. Sayın Putin’in izahatları oldu bu konuyla alakalı. Güzel olan şey şu, Sayın Putin sahici manada ateşkes konusunda ciddi, istekli. Belli şartlar var, bu şartları müzakere etmede çok net.” ifadelerini kullandı.
Rusya- Ukrayna Savaşı’na yönelik yaratıcı çözümler üretmek zorunda olduklarını belirten Fidan, her iki tarafında kendi içinde bulunduğu bir gerçekliğin olduğunu ve bu gerçekliğin izin verdiği manevra alanları olduğunu vurguladı.
Fidan, yayın öncesi ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’la telefonda görüştüğünü, Gazze ve Ukrayna konusunda görüşmeler yaptığını aktardı.
Ukrayna’nın Donbas bölgesinde geri kalan toprak konusunun bu görüşmelerdeki temel alanlardan olduğunu vurgulayan Fidan, Rusların ve Ukraynalıların buraya ilişkin farklı tezleri dillendirdiğini söyledi.
Fidan, “Öyle görünüyor ki konu belli oranda Ukrayna’da seçimlerle ve referandumla sonuçlanacak. Özellikle belli konular, bu anlaşmanın içerisindeki belli konular referandumla ancak hayata geçebilir. Siyasi liderin tek başına altına imza atmak istemeyeceği bir durum olabilir.” ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan, dondurulmuş Rus paralarının ne olacağı konusunda tartışmaların olduğunu hatırlatarak, bu paraya ilişkin Avrupalıların ve Brüksel’in farklı değerlendirmelerde bulunduğunu belirterek, “Rus parasına ne olacak meselesi çok büyük bir ihtilaf alanı. Donbas birinci, bu ikinci.” dedi.
Karadeniz’de son dönemde gemilere yönelik saldırılara dikkati çeken Fidan, şöyle devam etti:
“Baştan beri uyardığımız bir konu, yayılma riski ve yayılıyor. Savaşın sonuna doğru bu türden anlar olur. Herkes elini maksimize ediyor, bütün yerlere bütün cephelere saldırıyor. Özellikle iki tarafta enerji altyapılarını vuruyor. Maalesef Karadeniz’deki karşılıklı misillemeler Karadeniz’deki ticareti engelliyor. İkincisi bizim vatandaşlarımızın içinde bulunduğu, bizim şirketlerimize ait olan gemilerin hedef olmasına sebep oluyor. Bandıralar farklı ama işleten şirketler, Türk şirketleri içinde Türk mürettebatı olabiliyor. Çok şükür bugüne kadar hiçbir Türk mürettebat yara almadı. Bugün yine bir olay daha oldu. Ulaştırma Bakanımızla da az önce görüştük. Bakanımız da çok yakından takip ediyor bütün bu gemi hadiselerini bizimle beraber.
Sayın Putin’le yaptığı görüşmede Cumhurbaşkanımız orda da dile getirdi. Bu bizim endişeyle takip ettiğimiz bir konu. İki alanda biz anlaşma yapılmasını talep ediyoruz. Eğer kapsamlı bir topyekun ateşkes ve barış anlaşması olmayacaksa iki alanda enerji alanlarının vurulmaması konusunda ve Karadeniz’deki ticari seyrüsefer emniyetinin sağlanması konusunda kısıtlı bir anlaşma yapalım. Biliyorsunuz aslında tahıl anlaşması bunu mümkün kılan bir anlaşmaydı. Sadece tahıl gemileri değil bütün gemiler vurulmaktan kurtulmuştu. Epey bir süre Karadeniz ve ticaret Ukrayna’da savaş devam ederken sorunsuz devam etmişti. Taraflar bunu bizim ara buluculuğumuzdan dolayı paranteze almışlardı. Şimdi aynı türden paranteze almaya tekrar ihtiyaç var.”
“(Yapay zeka) Türkiye’nin bu konuda potansiyeli çok yüksek”
Bakan Fidan, insanlığın yapay zekanın faydalarını ticarileştikçe göreceğini, yapay zekanın kapitalizme dayanan bir boyutu olduğunu söyledi.
Fidan, yapay zeka çalışmalarında şirketlerin yaptığı yatırımların karşılığını almak için temel itici motivasyonun daha çok para ve daha çok güç sahibi olmak olduğunu aktardı.
Yapay zeka konusuna tüm bakanlıkların önem verdiğini belirten Fidan, “Savunma, istihbarat, dış politika hepsinin sonuna kadar etkileneceği bir mesele. Buradaki rekabet alanını da biz nasıl yönetebiliriz buna bakmamız gerekiyor. Burada bir milli stratejiye açıkçası bizim ihtiyacımız var. Bu stratejinin arkasına da tıpkı deprem sonrası yaptığımız seferberlik gibi büyük bir kaynak koymamız gerekiyor. Biz de kendi büyük veri merkezlerimizi kurarsak, dil tabanlı ve diğer tabanlı yöntemleri geliştirirsek, uluslararası ortaklıklar yapmaya hazır ülkeler var bölgede. Bunlarla da çalışılabilir. Bu konuda bir takım çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin bu konuda potansiyeli çok yüksek.” ifadelerini kullandı.
AK Parti iktidarları döneminde Türkiye’de iletişim altyapısının çok güçlü hale getirildiğini aktaran Fidan, veri anlamında Türkiye’nin ciddi bir potansiyelinin olduğunu, ülke genelinde internet erişiminin yüksek olduğunu söyledi.
Fidan, teknolojik eksene dayalı çok ciddi savunma sanayi hamlelerinin olduğunu belirterek, “Bunu şimdi yapay zeka ile tekrar çeşitlendirmemiz gerekiyor. Bu noktada muazzam çalışmalar var. Firmaları biz görüyoruz. Yapay zeka merkezli çalışıyorlar.” dedi.
Yapay zekanın tıptan eğitime kadar birçok alanda hayatı baştan sona değiştireceğini dile getiren Fidan, güvenlik, savunma ve sanayinde bir çok fırsatın yanında riskleri de beraberinde getireceğini vurguladı.
“İnsanların sahilde çocuklarıyla el ele tutuşup yürümeleri için birilerinin bunu yapmaması gerekiyor”
Fidan, ailesine vakit ayırıp ayıramadığına ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
“Çalıştığım tüm kurumlarda arkadaşlarıma verdiğim tavsiyeyi önce kendime veriyorum. MİT, burası, Silahlı Kuvvetler, diğer kurumlar olsun o kadar özellikli kurumlar ki… Türkiye’de nüfusun ve halkın normal bir hayat yaşaması için birilerinin anormal bir hayat yaşaması gerekiyor. İnsanların sahilde çocuklarıyla el ele tutuşup yürümeleri için birilerinin bunu yapmaması gerekiyor. Vazgeçmesi gerekiyor. Maalesef o noktada kendi aileme ödeyemeyeceğim kadar borçluyum. Onu hiçbir şekilde ödeme şansım yok.”
(Bitti)

Adana’da kaza: 1 ölü, 2 yaralı