40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
Türkiye genelinde sosyal medya platformlarında hızla yayılan ve “mezat” adı altında yapılan canlı yayın satışları, hem tüketiciyi aldatıyor hem de devleti milyonlarca liralık vergi kaybına uğratıyor. Mezatlarda satılan ürünlerin büyük çoğunluğunun 1. sınıf replika ya da sahte olduğu belirtilirken, yetkililer hala bu yasadışı ticarete karşı ciddi bir adım atmış değil.
Her akşam saat 20.00 itibarıyla başlayan ve gece 02.00-03.00 saatlerine kadar süren bu mezatlar, YouTube, TikTok, Instagram ve Facebook gibi platformlarda canlı yayınlar aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Bu satışlarda dikkat çeken en önemli unsurlardan biri ise satılan ürünlerin tamamına yakınının ya replika ya da sahte olması. Ürün yelpazesi ise oldukça geniş:
Bu mezatlarda ürünlerin faturası bulunmuyor çünkü ürünler ya gümrük kaçağı, ya sahte ya da merdiven altı üretim. Ödeme yöntemleri de şeffaflıktan uzak: Her gün farklı bir isim ve IBAN üzerinden para transferi isteniyor. Bu yöntemle iz sürülmesi güçleştiriliyor ve vergi takibinin önüne geçiliyor.
Günlük satış hacmi ise dudak uçuklatacak cinsten. Elde edilen verilere göre, birçok mezatçı gecelik 75.000 TL ile 250.000 TL arasında satış yapıyor. Haftalık bazda bakıldığında bu rakamlar milyonları buluyor. Ancak tüm bu gelirler kayıt dışı olduğu için devlete tek kuruş vergi ödenmiyor.
Vergi uzmanlarına göre, yalnızca sosyal medya mezatlarında kayıtdışı olarak dönen para nedeniyle devletin uğradığı yıllık vergi kaybı yüz milyonlarca lirayı bulabilir. Sadece KDV değil, gelir vergisi, stopaj ve gümrük vergilerinden de kaçınılmış oluyor.
İstanbul merkezli bir vergi danışmanının ifadeleri şöyle:
“Bu tarz satışlarda hem tüketici mağdur oluyor hem de devlet. 35.000 TL’lik bir Dyson süpürgesinin sahtesi 10.000 TL’ye satılıyor ama bu ürün ne garantili, ne kayıtlı, ne de test edilmiş. Üstelik satıcı bu satıştan ciddi kâr ediyor, ama kazancını beyan etmiyor. Bir nevi kayıt dışı zenginleşme yaşanıyor.”
Tüketici Kanunu’na göre faturasız ürün satışı ve marka taklidi ürün pazarlamak ciddi yaptırımlara tabidir. Ayrıca Marka Koruma Kanunu kapsamında, lisanssız ürün satışı fikri mülkiyet haklarının ihlaline giriyor. Bu suçların cezası ise yalnızca para cezası değil; hapis cezası da söz konusu olabilir.
Ancak sorun burada bitmiyor. Tüketici sahte ürün aldığını fark ettiğinde iade ya da değişim talep edemiyor çünkü ortada muhatap yok. Mezata katılanlar genellikle sahte hesaplar üzerinden yönetiliyor ve hesaplar sık sık değiştirilerek iz kaybettiriliyor.
Tüm bu tabloya rağmen henüz Maliye Bakanlığı’nın ya da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) bu konuya ilişkin geniş çaplı bir operasyon gerçekleştirdiği görülmedi. Oysa bu mezatlar, hem ticaretin doğasına zarar veriyor hem de dürüst esnafı zor durumda bırakıyor.
Sosyal medyada yüz binlerce takipçiye ulaşan bu hesaplar üzerinden her akşam adeta “kara borsa pazarı” kuruluyor. Bu durumun önüne geçilmemesi halinde kayıt dışı ekonominin daha da büyümesi ve sahte ürünlerin daha fazla hayatımıza girmesi kaçınılmaz hale gelecek.
Türkiye’de kayıt dışı ekonominin dijital ayağı artık ciddi bir tehdit haline gelmiş durumda. Sosyal medya mezatları sadece ekonomik değil; aynı zamanda ticari etik, tüketici güvenliği ve kamu düzeni açısından da risk oluşturuyor.
Maliye Bakanlığı’nın bu konuda ne zaman ve nasıl harekete geçeceği ise büyük bir merak konusu. Her geçen gün geç kalınan bu müdahale, devletin kasasında daha fazla vergi kaybı ve vatandaşın cebinde daha fazla sahte ürünle sonuçlanabilir.
Corendon Airlines’tan 2025 tatil verileri ve 2026 yaz uçuş planı
1
Kayseri’de Huzur Operasyonu!
2
Pençe-Kilit Operasyonu’nda 9 terörist etkisiz hale getirildi
3
MHP Kayseri İl Başkanı Kalın: "Zafer Partisi'nin provokasyonları Kayseri'de huzursuzluk yarattı, Gençlerimizi koruyoruz"
4
Aranan 30 suçlu Amasya’da yakalandı
5
Ağrı’da Jandarma zehir tacirlerine göz açtırmıyor