KİB/Emre Değirmencioğlu: Kassandra’nın Çığlığı: Zayıf dolar, emtiada keskin ayrışma #2026

Editör’ün Notu: Yıl boyunca sabah analizlerinde ürünlerini kullandığımız ve büyük ilham aldığımız Kıbrıs İktisat Bankası Hazine Grup Başkanı Emre Değirmencioğlu’na teşekkürlerimizi ifade ederek….
Küresel mali piyasaların büyük bir bölümünün tatil konumunda olduğu geride bıraktığımız haftayı, biz de bülten yazmadan geçirdik. Söz konusu haftayı, biraz zihin yatırımına ayırırken, kalan enerjimizi ise yıl sonu banka bilançosuna, biraz da sistem geçişi için yeni versiyonlara ayırdık. Bugün ise, yılın son bültenini kaleme alırken, geçen yıla çok da değinmeden, yeni yıl için görüşlerimizi, elbette sihirli küremize bakarak, basit bir şekilde sıralamaya gayret edeceğiz.
Ne olacak doların hali?
Trump sonrası dönemin en belirgin teması, dolar cephesinde yaşanan değer kaybının, yeni senede de devam etmesini bekliyoruz. Dolara bilinçli bir şekilde değer kaybettirilmesi ile doların ölçü birimi olarak görevini yerine getirmekte oldukça zorlandığını sene içinde hemen hemen her gün bültenimizde kaleme aldık. Dolar endeksi (DXY) seneyi %10 değer kaybı ile tamamlarken, tartının diğer kefesinde yer alan enstrümanların ise büyük bir bölümünde kayda değer artışların yaşandığını görüyoruz. Hisse senetleri cephesinde, en büyük 500 şirketi şemsiyesi altında barındıran ABD’nin S&P500 endeksi tüm zamanların en yüksek seviyesine yükselirken, yılı %18 artıda tamamladı. Faizin %4 olduğu bir ekosistemde, hisse senetleri yatırımcısının bu yıl da yüzünü güldürdü. Bir adım geri çekilirsek, MSCI Dünya endeksi yılı tüm zamanların zirvesinde ve %20’nin üzerinde getiri ile tamamladı. Gelişmiş ülkelerin geneline benzer bir eğilimin hâkim olduğunu söylememiz gerekiyor.
Faizler düşecek
Yıl boyunca önem verdiğimiz demografi konusuna bültenimizde sıklıkla yer verdik. Evlenme oranlarının düşmesi, boşanma oranlarının artması, doğum oranlarının Kıta Afrikası hâriç dünya genelinde keskin bir şekilde yavaşlaması, insan ömrünün uzaması derken, daha az çalışanın daha çok yaşlı insana bakmak zorunda kalacağının altını ısrarla çizdik. Bu tablo bizlere hükûmetlerin sağlık harcamalarını önümüzdeki yıllarda keskin bir şekilde artırmak zorunda kalacağını söylüyor. Kamu maliyesinde yaşanacak ilave bozulmalara paralel, artacak borcu finanse edebilmek adına faiz oranlarının düşük olması gerektiğini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu minvalde, faiz oranlarının başta ABD olmak üzere 2026 yılında da düşmeye devam edeceğini söylememiz gerekiyor. Hazır faiz oranlarından söz etmişken, 2025 yılında, G20 merkez bankalarının toplamda 58 kez faiz indirdiğini, sadece 7 kez faiz artırdığını (Japonya ve Brezilya ayrıştı) not edelim.
Gümüşün hikayesi ve geleceği
Enflasyonun artacağı bir ekosistemde, faiz oranlarının borcu çevirebilmek adına düşük tutulmak zorunda olacağı beklentisi, tasarrufların korunması ve enflasyona yenilmemesi için tarihin en bilinen koruma aracı veya gerçek parası konumunda altın ve gümüşü, devamında ise periyodik tabloda yer alan pek çok metalin değerinin çok hızlı bir şekilde artmasına neden oldu. Yıllardır çok büyük bir potansiyel taşıdığını söylediğimiz gümüşün ons fiyatı yılı %175 yükselişe getiri liginde ilk sırada yer alarak tamamlıyor. Başka bir bakış açısı getirmemiz gerekirse, gümüş, S&P500 endeksinin getirisini neredeyse sekize katladı! Daha az işlem yapma fırsatı bulduğumuz ama bültenimizde çok da yer vermediğimiz bir başka enstrüman olan platin, gümüşün hemen ardından ikinci sırada yer alırken, altın ise yılı %72 yükselişle tamamlıyor. Doların yerini alacak alternatif bir ‘babayiğit’ bulunamayınca, kıymetli metallerde devam eden yükseliş isteğinin önümüzdeki senede de devam edeceğini düşünüyoruz.
Sanayide artan kullanımı, azalan stoklar, Çin’in yeni yıl ile birlikte devreye koyacağı ihracat kontrolleri derken, tümünü bir kenara bırakırsak, gümüş, hâlen daha herkesin alım gücüne uygun en önemli değerli metal olarak ilk sıralarda yer almaya devam edeceğini düşünüyoruz! Altın gümüş rasyosunun, önemle takip ettiğimiz 77,50 seviyesini aşağı yönlü kırması ardından gümüş lehine sergilediği etkileyici performans ile 57 seviyesine çok süratli bir şekilde geldik. Son günlerde parabolik bir görünüm sergileyen gümüşün çok da uzak olmayan bir noktada, kuvvetle muhtemel 87bin dolar civarında, sert bir düzeltmeye maruz kalacağını, lâkin önümüzdeki dönemde yükseliş isteğinin tekrar belirgin bir hâl alacağını düşünüyoruz. Yukarıda dolar bazlı bir hedef seviyesi vermektense, altın gümüş rasyosunun 31-32 seviyelerine kadar -gümüş lehine- ilerleyeceğini düşünüyoruz.
Yeni Fed başkanı ne yapacak?
2026 yılının en önemli satır başlarından birinin ise görev süresi dolacak Fed Başkanı Powell yerine kimin atacağı olacaktır. Başkan Powell’ı faiz oranlarını indirmeyerek kendilerine destek olmadığı gerekçesi ile devamlı bir şekilde ve sertçe eleştiren Trump’ın, Fed cephesinde nüfusunu artırmak adına yönetim kuruluna yaptığı atamalar, mayıs ayından sonra para politikası kararlarını ciddi şekilde etkileyeceğini düşünüyoruz. Kevin Hassett ismi üzerinde kuvvetli bir mutabakat olduğunun altını çizsem de, Fed içinde yaşanacak görüş ayrılıkları piyasalar tarafından dikkatle takip edilecektir. Hassett’in faiz indirimlerini savunması, zayıf dolar temasının yeni yılda da devam etmesine neden olacağını fikrini kuvvetlendirdiğini söylememiz gerekiyor. Kıymetli metal tercihini bu gözle de değerlendirmek gerekiyor! Belki de bu yüzden, herkesin henüz duymak istemediği ama giderek daha görünür hâle gelen bu tabloyu, “Cassandra’nın Çığlığı” olarak okumak gerekiyor. Kıymetli metal tercihini de bu gözle değerlendirmek gerekir.
Trump’ın, Fed üzerinde tam saha pres uygulaması ile, doların önde gelen para birimlerine göre değerini gösteren dolar endeksinin (DXY) sert bir geri çekilmeyle 15 yıllık güçlü destek bölgesine test ettiğini aşağıdaki grafikten görebilirsiniz. Teknik mânâda büyük bir öneme sahip olan 97 seviyesinin, son aylarda defalarca test edildiğini ve kırılma anına artık iyice yaklaştığımızı düşünüyoruz. ABD’de artan borçlanma maliyetleri ve Fed üzerinde var olan faiz indirim baskısının daha da arttığı bir dönemde, zayıf dolar temasının yeni senede de devam edeceğini düşünüyoruz. Kıymetli metallerin yukarı yönlü yolculuğuna volatilitenin de eşlik edeceğini unutmamak gerekiyor. Yatırım tercihi yaparken, zengin olmaktan ziyade servetin değer kaybetmesinin de önüne geçmek adına basiretli tüccar gibi davranılması gerektiğini düşünüyoruz.
Bitcoin’siz kalmayın
Herkesin yeteri kadar kıymetli metal yatırımı olmadığı gibi, bitcoini de olmadığını gözlemliyorum. Geçen sene 125bin dolar hedefimizi test eden bitcoin, akabinde zayıf dolar temasına eşlik edemeyerek bizleri de şaşırtmak suretiyle 80bin dolar seviyesine kadar geri çekildi. Son haftalarda yukarı yönlü tepki hareketlerinin de zayıf kalmasıyla bitcoinde aşağı yönlü baskının artma ihtimalini göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyoruz. Teknik mânâda, zayıf bir görünüm sergileyen bitcoinde, aşağıdaki grafikte de görebileceğiniz üzere, her ne kadar 89bin dolar etrafında tutunma isteği devam etse de, aşağı yönlü riskin arttığını düşünüyoruz. Büyük resimde ise, ABD’nin Çin ve Rusya üzerinde baskısını daha da artıracağı gerçeğinden hareketle, swift sistemine alternatif olabilecek blokzincir sistemini ve hâliyle amiral gemiyi tamamen göz ardı etmemek gerekiyor. Her ne kadar düşüş isteğinin nereye kadar devam edeceğini bilemesek de, sabredip alım için doğru zamanın gelmesini bekleyeceğiz. Model portföyümüzde mutlak surette Bitcoin’e de yer vermek istiyoruz.
Yapay Zeka’nın dümen suyundan gidenler
Geçen sene yapay zekâ (AI) tartışmaları neredeyse senenin ikinci yarısında epeyce konuşuldu. AI meselesinin yeni yılda da zirvede olacağını düşünüyoruz. Devasa yatırımların ne zaman kâra döneceği görüşü ile (balon), büyük bir hikâyeyi satın alan kamplar arasında uçurumun korunmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Her iki kampın da haklı gerekçeleri olsa da, AI meselesinin balon olmadığını, ara ara kâr satışlarını sağlıklı göreceğimizi, teknolojinin ise yine ön sıralarda olacağını düşünüyoruz. Bu noktada, AI cephesinde başat aktörlerden ziyade (Nvidia %41, Palantir ise %150 yükseldi vb…), AI’ı işinde kullanan ve bu minvalde işine verim ve katma değer artışı sağlayan şirketlerin hisselerinin ön sıralarda olacağını düşünüyoruz. AI cephesinde ihtiyaç olan ciddi enerji nedeniyle, enerji hisselerinin de bu yıl yine ön planda olacağını düşünüyoruz.
Trump sonrası savunma harcamalarının arttığı ve artacağı görüşünden hareketle, savunma hisselerinin de ön planda olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Avrupa’nın kendisini savunması gerektiği görüşünden hareketle, Avrupa hisse senetlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Her ne kadar uzun bir süredir beğenmesek de, güzellerden ziyade çirkinler arasından EUR’nun yeni yılda da daha iyi bir performans sergileyeceğini düşünüyoruz. Seneyi dolar karşısında 1,18 seviyesinin hemen altında kapatan EURUSD paritesinin, yeni senede 1,2250 – 1,2500 bandını hedefleyeceğini düşünüyoruz.
Türkiye piyasaları 2026
Türkiye cephesinde ise dezenflasyonist süreç devam ederken, TCMB’nin yeni yılda da faiz indirimlerine devam edeceğine kesin gözüyle bakıyoruz. TCMB’nin artık enflasyon sorununu, kendi görev alanında kontrol altına almak adına önünde bulunan 12 aylık zamanı çok iyi değerlendireceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Petrolün varil fiyatının seneyi neredeyse %20 düşüşle tamamladığından hareketle, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin söz konusu süreçten -hem cari açık hem de enflasyonla mücadelede- yarar sağlayacağını düşünüyoruz. Yurt dışında var olan risk iştahının yanı sıra, ABD – Türkiye ilişkilerinde yaşanan iyileşmenin de (CAATSA yaptırımlarının kalkabileceği beklentisi) sermaye girişlerini güçlendireceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Beş yıl vadeli CDS risk priminin de 200 baz puanın dibine kadar gerileyerek 2018 yılından bu yana en düşük seviyeye gelmesini de göz ardı etmemek gerekiyor. Yükselen altın fiyatlarının en büyük yastık altı yatırımcısı olan Ayşe Teyzeden, TCMB’ye kadar geniş bir yelpazeye olumlu etkilediğini unutmamak gerekiyor. TCMB’nin net yabancı para pozisyonu (swap ve kamu dövizleri hâriç) 60 milyar dolara gelerek 19 Mart öncesi döneme geri dönmesi de TL ve TL cinsi varlıkları destekleyeceğini düşünüyoruz (ordunun envanteri güçlü).
Piyasa Katılımcılar Anketi’ne göre 2026 sonu enflasyon hedefinin yaklaşık %24 olduğunu not ederek senenin ilk yarısında şahin bir duruş sergileyerek faiz indirimlerine ölçülü bir şekilde devam edecek TCMB’nin, yılın ikinci yarısında elinin daha rahat olacağını düşünüyoruz. Faizin yanı sıra etkin bir politika aracı olarak kullanılan makro ihtiyati tedbirlerin yılın ilk yarısında büyük ölçüde korunacağını, musluğun ise yılın ikinci yarısından itibaren bir miktar da olsa gevşeyeceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, Türk Lirası’nın reel olarak bir miktar da olsa değer kazanmayı sürdüreceği görüşünden hareketle en azından yılın ilk altı ayında portföylerin en az %50’sinde Türk Lirası’nın yer alması gerektiğini düşünüyoruz. 2026 yılı sonu USDTRY kuru beklentimizi bilanço çalışma kuru olarak 53,00, EURTRY kurunu ise 64,00 olarak belirledik. On yıl vadeli tahvil neredeyse dokuz ay aradan sonra ilk kez %30 seviyesinin altına indiğini bir ortamda, dezenflasyon sürecinde şayet bir sorun olmazsa, gelecek yıl sonu %24 seviyelerinin radar menziline gireceğini düşünüyoruz. Hülâsa, Türk Lirası tahviller için olumlu görüşümüzü koruyoruz. CDS risk primindeki yaşanan keskin düşüşün de yurt dışı borçlanmalarda Hazine’nin elini (daha ucuza borçlanma) kolaylaştıracağını düşünüyoruz.
Yurt dışı borsalarının %20 civarında prim yaptığı senede, parti havasına eşlik edemeyen Borsa İstanbul ana endeksi, yılı dolar bazlı %5’ten fazla düşüşle tamamladığını söylememiz gerekiyor. Hisse senetleri cephesinde maalesef kârsızlık sorunu temel unsur olarak ön plana çıkıyor. Faiz indirimlerinin yeni yılda yarayacağını beklediğimiz bankacılık endeksi her ne kadar seneyi dolar bazlı %8 düşüşle tamamlasa da, yeni senede yükseliş potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz. Geçen hafta 17bin seviyesindeki direncini zorlayan BIST banka endeksi, maalesef kırmızı kart görerek bu girişimde başarılı olamayarak geri çekildi. İlk ciddi sınav, 17bin seviyesinin üzerinde haftalık kapanmış denemesi ile olacaktır. Böyle bir durumda, 22bin endeks seviyesinin radar menziline gireceğini düşünüyoruz. Faiz indirimlerinin gayrimenkul hisselerine de yarayacağını not etmemiz gerekiyor. Bu bağlamda, konut sektörünü de alıcı bir gözle takip edeceğiz.
Yıl boyunca, sizlere, yalın bir dil ve büyük resme odaklanan bir bakış açısıyla konuk olmaya özen gösterdim. Her gün bu satırlarla geniş kitlelerin ağzında güvenilir, yetkin ve etkili bir tat bırakmaya, finansal okuryazarlığı teşvik ederek detaylarda boğulmamaya özen gösterdim. Kusurum olduysa peşinen affola. Büyük bir gelişme olmazsa, ocak ayının ikinci yarısında yeniden buluşmak dileğiyle sizlere, ailenize ve sevdiklerinize sağlıklı ve en önemlisi huzurlu bir yıl dilerim. Az şeye ihtiyaç duyup çok şeye sahip olmaktan uzak bir yıl olsun; kararında para, bolca huzur ve mutluluk dileğiyle. Benim hedeflerim arasında Mart ayında Berlin’de yarı maraton, sene sonunda ise Valensiya’da maraton koşmak var. Hatta, uzun bir süredir ara verdiğim gitar çalışmalarına da yeniden başlayacağım. Unutmadan, doğru yaptığınız pek çok küçük işin bileşkesi olsun başarı. Hoşçakalın!
