40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
20 Aralık 2025 Cumartesi
Samsun‘da “Uluslararası Kooperatifler Yılı” etkinlikleri kapsamında 350 fidan toprakla buluşturuldu.
Samsun Ticaret İl Müdürlüğünce, İlkadım ilçesindeki Samsun T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunun yanında bulunan ağaçlandırma alanında “Uluslararası Kooperatifler Yılı Hatıra Ormanı” oluşturuldu.
Ticaret İl Müdürü Kürşat Turpçu, fidan dikim töreninde yaptığı konuşmada, kooperatiflerin toplumsal kalkınmada önemli role sahip olduğunu söyledi.
Kooperatifçilik hareketinin güçlendirilmesi ve hayatlara dokunabilmesi için etkinlikler düzenlediklerini belirten Turpçu, bu kapsamda düzenlenen etkinlikte 350 fidanı toprakla buluşturduklarını anlattı.
Programda konuşmaların ardından fidanların dikimi gerçekleştirildi.
Programa Ticaret Bakanlığı Esnaf, Sanatkarlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü Taha Enes Şener de katıldı.
Kastamonu’nun Küre ilçesinde çeşitli programlar düzenlendi.
Küre Kaymakamı Hasan Çakır, göreve başlamasının ardından geçen üç aylık sürede çalışmalarını sürdürüyor.
Kaymakam Çakır, çalışmalarla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Amacımız kamu hizmetlerinin sahada karşılık bulmasını sağlamak. Köylerimizde, pazarlarda ve kurumlarımızda yaptığımız ziyaretlerle ihtiyaçları yerinde tespit ediyor, kurumlarımızla koordinasyon içinde çözüm sürecini takip ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Küre Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğünden ziyaret
Küre Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü tarafından, İlçe Emniyet Amiri Hasan Hüseyin Kara’ya nezaket ziyareti gerçekleştirildi.
Ziyaret kapsamında, ilçede hizmete sunulan yeni spor tesisleri detaylı şekilde tanıtılarak, gençlere, çocuklara ve tüm vatandaşlara yönelik planlanan sportif, kültürel ve sosyal faaliyetler hakkında bilgi paylaşıldı.
İlçede sporun yaygınlaştırılması, sağlıklı yaşam bilincinin artırılması ve toplumsal birlikteliğin güçlendirilmesi amacıyla yapılacak etkinliklere İlçe Emniyet Müdürlüğü personelinin katılımı için davette bulunuldu.
“Gönül Elçileri ile Koruyucu Aile Farkındalık Toplantısı” yapıldı
Küre Kaymakamı Hasan Çakır ve eşi Eda Çakır ile Belediye Başkanı Salih Turan, Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Pehlivan ve protokol üyelerinin katılımıyla “Gönül Elçileri ile Koruyucu Aile Farkındalık Toplantısı” düzenlendi.
Toplantıda, koruyucu aile hizmetlerinin önemi, çocukların korunmasına yönelik yürütülen çalışmalar ve kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesi konuları ele alındı.
Katılımcılara bilgilendirmelerin yapıldığı toplantılar, görüş ve değerlendirmelerin paylaşılmasının ardından sona erdi.
İspanya‘nın doğusundaki Balear Adaları grubundan Palma’da Belediye Meclisi, aşırı sağcı Vox partisinin girişimiyle Başbakan Pedro Sanchez’in “istenmeyen kişi” ilan edilmesini talep eden öneriyi kabul etti.
Vox partisinin, Başbakan Sanchez karşıtı ifadelerin yer aldığı Palma Belediye Meclisine sunduğu öneri, sağ görüşlü Halk Partisinin desteğiyle kabul edildi.
Aynı zamanda Sol görüşlü Sosyalist İşçi Partisinin (PSOE) lideri olan Sanchez’in, Palma’da “istenmeyen kişi” olarak gösterildiği önergede, Başbakan’ın istifa etmesi ve erken genel seçime gidilmesi istendi.
Önergenin görüşülmesinde söz alan Vox partisinin sözcüsü Fulgencia Coll, Başbakan Sanchez için “Yolsuzluğa batmış, 21. yüzyılın bir otokratı. Moncloa’da (Başbakanlık konutu) bir gün daha kalabilmek için her konuda ayrılıkçı ortaklarına boyun eğen bu karakteri hükümetten uzaklaştırmanın zamanı geldi.” dedi.
PSOE adına söz alan Francisco Ducros ise bu önergenin “uygunsuz ve yasa dışı” olduğunu savunarak öneriye destek veren İspanya’da ana muhalefetteki Halk Partisini aşırı sağın söylemlerini benimsemekle suçladı.
Palma Belediye Meclisinde kabul edilen Başbakan Sanchez karşıtı önerinin bir benzeri, geçen ay, yine aşırı sağcı Vox’un girişimiyle Albacete Belediye Meclisinde çıkmıştı.
İspanya’da görevdeki bir başbakan için üç belediyede “istenmeyen kişi” ilan edilmesini isteyen öneriler kabul edildi.
Bu önerilerin ilki ise 2016 yılında ülkenin kuzeyindeki Galiçya Özerk Bölgesi’ndeki Pontevedra Belediye Meclisinde, bölgedeki kağıt fabrikasıyla ilgili alınan bir karardan dolayı, Halk Partisinden olan dönemin başbakanı Mariano Rajoy için çıkartılmıştı.
İspanya’da 2018’den bu yana üç dönem başbakan olan Sanchez, son genel seçimlerin ardından Kasım 2023’te kurduğu azınlık koalisyon hükümetiyle ülkeyi yönetiyor.
Film Sanayi ve Tüm Sanatçıları Güçlendirme Vakfı (Film-San) yürütücülüğünde, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Erasmus+ KA154-YOU Gençlik Katılımı Programı kapsamında desteklenen “Sanatla Yeşil Dönüşüm: Geleceğin İnovatörleri (Art Green)” projesi tamamlandı.
Vakıftan yapılan açıklamaya göre, proje, gençleri çevresel sorunlara yaratıcı çözümler üretmek, sanatsal becerilerini geliştirmek ve yeşil dönüşüm alanında farkındalık kazanmak üzere bir araya getirdi.
Sanatın dönüştürücü gücünden yararlanılarak gençlerin çevre bilincine teşvik edildiği proje, sürdürülebilirlik temelli yaratıcı üretimlere yönlendiren yenilikçi bir gençlik girişimi olarak öne çıktı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Film-San Vakfı Başkanı Murat Özen, Art Green’in gurur duydukları bir projeye dönüştüğünü belirterek, “Gençlerin sanatı bir dönüşüm aracına dönüştürerek çevre sorunlarına çözüm araması, geleceğin sürdürülebilir dünyasına atılmış en değerli adımlardan biridir.” ifadesini kullandı.
Film-San Vakfı Genel Müdürü Kıvanç Terzioğlu da “Bu proje, gençlerin hem sanat hem çevre alanında ortaya koyduğu yaratıcı enerjinin somut bir göstergesi oldu. Üretilen her çalışma, geleceğe bırakılan güçlü bir mesaj niteliği taşıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Proje Danışmanı Eyüp Üstdağ ise projenin gençlerin potansiyelini ortaya koyan, onlara ifade alanı ve toplumsal etki yaratma imkanı sunan örnek bir model olduğunu kaydetti.
“İhtiyaç Analizi ve Araştırma”, “Eğitim Kampı” ve “Atölye ve Tasarım Programı” başlıklı 3 aşamada gerçekleştirilen proje sürecinde gençler, iklim değişikliği, çevre kirliliği ve sürdürülebilir yaşam konularında kapsamlı bilgi edinirken, aynı zamanda kısa film, video prodüksiyonu, dijital tasarım ve yaratıcı iletişim alanlarında becerilerini geliştirdi.
(TBMM) – CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay bütçenin toplumdaki gelir adaletsizliğini derinleştirdiğini savunarak, “Bir grup var ki ekmeği marketten alıyor, 15 liraya ama bir grup var ki bunlar özel fırınlarda üretilen yok tam buğday, yok karabuğday, yok ekşi mayalı; kaç lira biliyor musunuz? 65 lira, aynı gramaj, 65 liraya da ekmek yiyen var, 10 liraya yağmur altında kuyrukta bekleyip ekmek yiyen var; tablo bu” dedi. Altay, Türkiye‘de parlamentonun işlevsiz hale geldiğini öne sürerek, “Bu Parlamento sembolik, işlevsel olan saray; bu da kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin maddelerinin görüşmeleri sürüyor.
Altıncı madde üzerinde Yeni Yol Grubu adına konuşan Ankara Milletvekili İdris Şahin, “Bugün bu kürsüde yalnızca bütçe kalemlerini değil, bu bütçenin hangi Türkiye hayaline hizmet ettiğini konuşmak zorundayız çünkü bütçe, yalnızca bir yıllık gelir, gider cetveli değil bir siyasi tercihler belgesidir. Bu bütçe ülkemizin hangi sorunları öncelediğini, hangi kesimleri koruduğunu ve hangi yükleri kimin omuzlarına bıraktığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Yanlış önceliklerle şekillenen bir bütçe anlayışı hakimdir. Üretimi, istihdamı ve toplumsal refahı artırmak yerine borçlanmaya, faiz ödemelerine ve kısa vadeli günü kurtarmaya yönelik tercihler öne çıkmaktadır” diye konuştu.
Şahin: “Daha harcamaya başlamadığınız bütçede bugünden 2 trilyon 712 milyar açığınız var”
TÜİK verileri üzerinden son beş yılda ülke nüfusunun yalnızca yüzde 5’inin gelirinin reel olarak arttığını, yüzde 95’inin yerinde saydığını ya da fakirleştiğini sözlerine ekleyen Şahin, “Şimdi, soruyorum: Bu mudur büyüme, bu mudur refah? Evet, bir ülkede ekonomi büyürken toplumun yüzde 95’i fakirleşiyorsa ortada bir başarı hikayesi yoktur; ortada derin bir adaletsizlik vardır. Henüz daha harcamaya başlamadığınız bütçede bugünden 2 trilyon 712 milyar açığınız var. Bu adaletsizlik 2026 yılı bütçesinde tek bir rakamla somutlaşıyor: 2 trilyon 742 milyar liralık faiz ödemesi. Bu rakam, çiftçiye destek yerine faize ödeme demektir. Bütçede 2026 yılı için tarım sektörüne doğrudan desteğin toplamı 168 milyar, bu paranın tam 16 katını faize ödüyorsunuz” dedi.
“Bunlar yanlış yönetimin açık sonucu”
Tarım sektörünün hem stratejik hem sosyal açıdan vazgeçilmez bir alan olduğunu, buna rağmen, 2026 bütçesinde tarıma ayrılan payın kanuni olarak öngörülen seviyenin dahi altında kaldığını sözlerine ekleyen ve “Yine, faize ayrılan kısım, eğitime ayrılan bütçeden 760 milyar daha fazla” diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hani önceliğimiz eğitim olacaktı, hani gelecek nesilleri yetiştirmek arzusundaydık; niçin faiz rakamları eğitim bütçesinin katbekat üstünde? Övündüğünüz sosyal yardımlara ayrılan miktarın tam 6 katı faize ayrılan bütçe. Israrla söylüyorsunuz, özellikle Maliye Bakanı ifade ediyor ‘Kemer sıkalım.’ Peki, bu kemeri kim sıkacak arkadaşlar? Emekçiden, çiftçiden, dar gelirliden, emekliden tasarruf istenirken, faiz ödemeleri neden sorgulanamaz bir alan olarak görülmekte. Bu rantiyecilerin, faizde parası olanların boğazına yapışıp vatandaştan alacağınızı, çiftçiden alacağınızı, emekliden, dar gelirliden, emek yoğun çalışandan alacağınızı onlardan alsanız ne kaybedersiniz? Hatırlatalım size, 23 yıl önce büyük iddialarla yola çıkmıştınız ‘3Y’yle mücadele edeceğiz’ diyerek. Bugün geldiğimiz noktada tablo açık ortada; yoksulluk bitmemiş, derinleşmiş. Yolsuzluk iddiaları artmış, hesap verilebilirlik zayıflamıştır. Yasaklar bitmemiş, sadece şekil değiştirmiştir. Bunlar birer çelişki değil yanlış yönetimin açık sonucudur. ‘Hata yaptık’ diyemezsiniz çünkü bu sizin iradenize yansımış, bir davranış şekline dönüşmüştür.”
İYİ Partili Arslan: “Bugün Hükümet eliyle, Meclis eliyle Türk milli kimliği tartışma konusu yapılıyor”
“Bütçeler yapılır, hedefler koyulur, ekonomik sıkıntıların telafisi de olur ama devletler ve milletler tarihi telafisi mümkün olmayan hatalarla doludur. Konuşmamda telafisi mümkün olmayan milli kimlik ve egemenlik meselesine değineceğim” diyen İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, şunları kaydetti:
“Bugün Hükümet eliyle, Meclis eliyle Türk milli kimliği tartışma konusu yapılıyor. Bir taraftan milletin çeşitliliğini yansıtan Anayasa, diğer taraftan eşit yurttaşlık kavramlarıyla niyetleri gün yüzüne çıkıyor, etnik ve dini kimlikler köpürtülüyor. Orta Çağ saltanat düzenleri egemenliği soya dayandırırdı, milli devletlerde ise egemenlik millete dayanır. Eşit yurttaşlık, milletin çeşitliliği gibi tanımlar ise egemenliği etnik ve dini kökenlere dayandırma çabasını ifade eder. Bugün karşı karşıya olduğumuz şeyin adı Türk’süz Anadolu, milletsiz devlet hazırlığıdır. BOP’un maaşlı elemanları ve Türk’ün ezeli düşmanları el ele vermişler, Türkiye’yi yönetenler uluslararası muhatapları nezdinde şahsi itibarlarını güçlendirmek için ilkeleri paspas etmeye razı hale geldiler. Papa’nın sözde ziyareti, emperyalizmin aparatı PKK terör örgütüyle yürütülen kirli süreç, Barzani’nin hadsizlikleri, Suriye’de oluşan tablo ve eşit yurttaşlık masalları razı olduğunuz şeylerin milletimizin hayrına olmadığını gösteriyor.
“Bugün etnik bölücülerin ve Apo’nun vesayetini kendi elinizle yaratıyorsunuz”
Etnik kimlikleri istismar edenlere paye vermeyin diyoruz. Türk devletinin omurgasını hedef alan iki ayaklı virüslerle mücadele edin diyoruz. Milli kimliğimizi sinsi planların gölgesinde bırakmayın diyoruz. Artık ‘Silahlar susacak, şehit cenazesi gelmeyecek’ diye duygu tüccarlığı yapmayı alışkanlık haline getirenler var. Oradan bakınca silah tüccarları, morg bekçisi gibi mi gözüküyoruz? Biz ‘Analar ağlamasın’ diyenlere şehit analarının gözyaşını, yürek yangınını, vatan nöbetini unutmayın diyoruz. Biz Türk milleti bedel ödemesin diye mücadele ediyoruz. Türk devletinin omurgası, taşıyıcı kolonu çökmesin diye itiraz ediyoruz. Çünkü siz devletin, milletin ve egemenliğin ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Yaşayan ihanet sürecine ‘devlet projesi’ diyerek milletin tepkisini hafifletmeye çalışıyorsunuz. Sizin devlete biçtiğiniz rolle Türk milletinin devlete yüklediği anlam aynı değil. Siz devleti ve makamlarınızı eli kanlı Apo’nun faziletlerini anlatmak için kullananlar olarak tarihe geçtiniz. Yıllarca yargının, ordunun vesayeti var diye ortalığı yıktınız. Dün ‘FETO vesayeti var.’ dedik, dinlemediniz. Bugün etnik bölücülerin ve Apo’nun vesayetini kendi elinizle yaratıyorsunuz.”
MHP’li Bulut: “Adaletsizlikle karşı karşıya kaldığımızın da hep beraber kabulünü sağlamak durumundayız”
MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, şunları kaydetti:
“Birçok arkadaşımızın bu konuşmaları esnasında ifade etmiş olduğu bir hakikat var, o da emeklilerimizin içinde bulunduğu hal ve şartların hak ettiklerinden oldukça uzak olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Tabii ki bunun birtakım arka planları var, gerekçeleri var; özellikle Türkiye’nin yaşamış olduğu deprem süreci, hemen onun öncesinde yaşanmış olan pandemi sürecinin yarattığı yüksek enflasyon oranları ve depremde ortaya çıkmış hasarın merkezi bütçe üzerinde oluşturmuş olduğu ağır yük nedeniyle sadece emeklilerimiz değil, toplumun bütün kesimleri mali disiplinin mecburen bozulmasından kaynaklı olarak baskı altında kaldı ancak bu baskıdan en fazla etkilenen kesimin bugün emekliler olduğunu görüyoruz. Gerçekten başka bir gelir kalemi olmayan, yaşı itibarıyla başka bir gelir kalemini inşa etmek yahut da çalışmak imkanı olmayan, özellikle ailesinden yahut da başka bir yerden destek alma imkanı olmayan yaşı ilerlemiş emeklilerimizin şu an içinde bulunduğu hal ve şartların vicdanları oldukça yaraladığı ve kanattığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.
“Bugün artık, ev kirasının bir emekli maaşının en az 2 katı olduğu bir dönemde…”
Özellikle EYT düzenlemesinin SGK bütçesinde oluşturduğu baskı, emeklilerimizi hak etmiş oldukları rakamın çok altında bir gelirle geçinmeye çalışmak mecburiyetinde bırakıyor. Uygulanan sıkı mali disiplinin yavaş yavaş neticeleri ortaya çıkmaya başladı. 2026 yılında inşallah bu mali disiplinin meyvelerini toplayacağımız, Türkiye’nin genel anlamda ekonomisinin çok daha sağlıklı bir zemine doğru ilerleyeceği bir yıl olacağını bugün görüyor ve bütün verileriyle okuyabiliyoruz. Bugün artık, ev kirasının bir emekli maaşının en az 2 katı olduğu bir dönemde, bir yaşlının toruna alacağı bir oyuncağın ya da hediyenin emekli maaşının neredeyse yarısına denk geldiği bir dönemde, bir telefonun emekli maaşının 6 katına denk geldiği bir dönemde burada adaletsizlikle ve vicdanları kanatan bir durumla karşı karşıya kaldığımızın hep beraber kabulünü sağlamak durumundayız.”
DEM Partili Sayyiğit: ” Yurttaş enflasyon ve hayat pahalılığı altında daha ne kadar ezilecek”
DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, 2026 yılı bütçesinin emekliyi, emekçiyi, kadını, çocuğu, genci, engelliyi yok saydığını söyleyerek, “Bu bütçeye ‘hayır’ diyoruz. Doğa daha ne kadar talan edilecek? Kadın ve çocuk yoksulluğu daha ne kadar derinleşecek? Fabrikalarda işçilerin emeği daha ne kadar sömürülecek? Yurttaş enflasyon ve hayat pahalılığı altında daha ne kadar ezilecek ve elbette barış en önemli teşvik ve yatırım olacak mı, olmayacak mı? Bütün bunların seyri, kasım ve aralık aylarında sürdürülen tartışma ve siyasi iktidarın tutumuna bağlı. Bu sebeple, devlet aklının muhalefete, sivil topluma ve sokaklara kulak vermesi gerekiyor ve bu akıl, istikametini patronlara değil; kadınlara, emekçilere, gençlere, bunlara bakarak belirlemelidir. Bütçenin tamamına baktığımızda, dünyada artan silahlanma yarışından bağımsız hazırlanmadığını kolaylıkla fark edebiliriz, bunu ifade edebiliriz.” ifadelerini kullandı.
CHP’li Altay’dan ekmek örneği: 65 liraya yiyen de var, 10 liraya yağmur altında kuyrukta bekleyip yiyen de”
CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay ise bütçe politikalarını eleştirdi. Altay, bütçenin toplumdaki gelir adaletsizliğini derinleştirdiğini savunarak, “Bir grup var ki ekmeği marketten alıyor, 15 liraya ama bir grup var ki bunlar özel fırınlarda üretilen yok tam buğday, yok karabuğday, yok ekşi mayalı; kaç lira biliyor musunuz? 65 lira, aynı gramaj, 65 liraya da ekmek yiyen var, 10 liraya yağmur altında kuyrukta bekleyip ekmek yiyen var; tablo bu” dedi.
“Bütün para olduğu gibi faize gidecek”
Altay, iktidarın “24’üncü bütçemizi yapıyoruz” söylemini eleştirerek, bütçenin hak, hukuk, adalet, ekmek, vergi ve faizle doğrudan ilişkili olduğunu ifade etti. Toplumdaki yoksullaşmaya dikkati çeken Altay, geçmişte aynı ekmeği yiyen farklı gelir gruplarının bugün farklı fiyatlarda ekmeğe mahkum edildiğini söyledi. Konuşmasında Türk lirasının değer kaybına da dikkati çeken Altay, 200 liralık banknotun 2009 yılında 135 dolara karşılık geldiğini, bugün ise “5 dolar bile etmediğini” söyledi. Bütçeyi faiz-yatırım dengesi açısından da eleştiren Altay, 2024 yılında yatırımın faizden yüksek olduğunu, 2025 ve 2026 bütçelerinde ise faizin yatırımı geçtiğini ifade etti. Altay, 2026 bütçesinde faize ayrılan payın 2 trilyon 742 milyar lira, yatırımın ise 1 trilyon 834 milyar lira olduğunu belirterek, “Bütün para olduğu gibi faize gidecek” dedi. Altay, bu durumun yurttaşların beklentilerini boşa çıkardığını savundu.
Konuşmasının sonunda yönetim sistemine ilişkin eleştirilerde bulunan Altay, Türkiye’de parlamentonun işlevsiz hale geldiğini öne sürerek, “Bu Parlamento sembolik, işlevsel olan saray; bu da kabul edilemez” ifadelerini kullandı. Altay’ın konuşması CHP sıralarından alkışlarla karşılandı.