40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.319,39%0,53
3.335,86%0,37
10.219,67%-0,06
02:00
19 Aralık 2025 Cuma
(ANKARA) – Dem Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM’de yaşanan cinsel istismar olayıyla ilgili kurumsal eksikliklerin tespiti, kalıcı ve bağımsız mekanizmaların oluşturulması amacıyla araştırma önergesi verdi. Koçyiğit, “Kadınları ve çocukları cinsel şiddet, istismar ve ayrımcılıktan koruyamayan, şiddetin üstünün örtülebildiği algısının yaygınlaştığı bir Meclis; topluma eşitlik, adalet ve hukuk üretme iddiasını sürdüremez. TBMM, kendi çatısı altında yaşanan bu ihlallerle yüzleşmek ve ataerkil sessizliği kurumsal düzeyde kırmakla yükümlüdür” dedi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM bünyesinde kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddet, istismar ve ayrımcılığın önlenmesine ilişkin kurumsal eksikliklerin tespiti ile kalıcı ve bağımsız mekanizmaların oluşturulması amacıyla hazırladığı araştırma önergesini TBMM Başkanlığı’na sundu.
Koçyiğit, önergesinde “Kadınları ve çocukları cinsel şiddet, istismar ve ayrımcılıktan koruyamayan, şiddetin üstünün örtülebildiği algısının yaygınlaştığı bir Meclis; topluma eşitlik, adalet ve hukuk üretme iddiasını sürdüremez. TBMM, kendi çatısı altında yaşanan bu ihlallerle yüzleşmek ve ataerkil sessizliği kurumsal düzeyde kırmakla yükümlüdür. Bu nedenle, TBMM bünyesinde kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddet, istismar ve ayrımcılığın önlenmesine ilişkin kurumsal eksikliklerin tespiti ile kalıcı ve bağımsız mekanizmaların oluşturulması amacıyla Anayasa’nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederim” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, ILO’nun 190 sayılı ‘Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’ni hala imzalamadı”
Önergenin gerekçesinde, Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) kurucu ve aktif bir üyesi olmasına rağmen çalışma yaşamında şiddet ve tacizi açık biçimde tanımlayan ve önleme ile koruma yükümlülüklerini devletler açısından bağlayıcı hale getiren ILO’nun 190 sayılı “Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi”ni hala imzalamadığı ve onaylamadığına dikkat çekildi. TBMM bünyesinde kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel istismar, cinsel taciz, cinsel saldırı, tehdit ve ayrımcılık vakalarının açığa çıkmasının, bu ihlallerin münferit ya da istisnai olmadığını gösterdiği belirtilen açıklamada, söz konusu şiddetin kurumsal yapı içerisinde yeniden üretildiği, süreklilik kazandığı ve çoğu zaman sistematik biçimde görünmez kılındığı kaydedildi.
“Sessizliğe zorlandılar”
TBMM’de yaşananların söz konusu yapısal eşitsizliğin doğrudan sonucu olduğu kaydedilen gerekçede, başta stajyer öğrenci çocuklar, genç kadınlar, geçici personel ve hiyerarşik olarak daha alt konumda bulunanlar olmak üzere, üst kademelerde görev yapan kadınların dahi şikayet etmeleri halinde işlerini, eğitimlerini, mesleki geleceklerini, itibarlarını ya da fiziksel güvenliklerini kaybetme korkusuyla sessizliğe zorlandıkları vurgulandı. Bu sessizliğin, failin değil şiddete maruz bırakılanın sorumluluk üstlendiği ve bedel ödediği bir düzen yarattığı; cinsel şiddetin bu yolla kurumsal olarak tolere edilen, bastırılan ve yok sayılan bir olguya dönüştüğü belirtildi.
“TBMM Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddeti Önleme ve İzleme Kurulu/Birimi oluşturulmalı”
Mevcut durumda TBMM bünyesinde kadınlar ve çocuklar için önleyici risk değerlendirmelerinin yapılmadığı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk hakları konusunda zorunlu ve sürekli eğitimlerin bulunmadığı, güvenli, bağımsız ve erişilebilir başvuru mekanizmalarının işletilmediği belirtilen gerekçede, TBMM bünyesinde kadınları ve çocukları kapsayan, açık tanımlara dayanan, önleyici ve koruyucu niteliği güçlü bir “TBMM Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddetle Mücadele ve Önleme Politika Belgesi”nin hazırlanması çağrısı yapıldı. Gerekçede ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel şiddetle mücadele ve çocuk hakları alanında bağımsız uzmanlardan ve grubu bulunan tüm partilerden deneyimli kadın milletvekillerinin yer aldığı bağımsız bir “TBMM Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddeti Önleme ve İzleme Kurulu/Birimi”nin oluşturulmasının da ertelenemez bir zorunluluk olduğu kaydedildi.
(İSTANBUL) – Toplum Çalışmaları Enstitü’nün (TÇE) 16. Yönetim Kurulu toplantısında alınan kararla Başkan Osman Ertürk Özel ve Siyaset Programı Direktörü Hüseyin Raşit Yılmaz görevlerinden ayrılırken, başkanlık görevine Dr. Yavuz Selim Günay getirildi.
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün 16. Yönetim Kurulu toplantısında alınan kararlar doğrultusunda Enstitü yönetiminde değişikliğe gidildi. Buna göre Enstitü Başkanı Osman Ertürk Özel ile Siyaset Programı Direktörü Hüseyin Raşit Yılmaz görevlerinden ayrıldı. Hukuk ve Adalet Politikaları Programı Direktörü Dr. Yavuz Selim Günay, Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün yeni başkanı seçildi.
Yönetim kadrosuna yeni isimler de dahil edildi. Dr. Halim Alperen Çıtak Hukuk ve Adalet Programı Direktörü, Yasemin Satır Çilingir Ekonomi Programı Direktörü olurken; Mustafa Gül Yönetim Kurulu Üyeliği görevine getirildi.
Toplum Çalışmaları Enstitüsü, Kurucu Başkanı Osman Ertürk Özel tarafından “Ürettiğimiz her bilginin, kutuplaşmanın kısırlaştırıcı gölgesinden uzakta, toplumun ihtiyaçlarına yönelik olmasına özen göstereceğiz. Cumhuriyet değerleri ortak paydasında, itibarsızlaştırılan, akıl dışına itilen kurumların boşluğunu kendi sahamızda doldurmak istiyoruz. Takipçilerimiz enstitümüzün her çıktısında yalnızca bilime ve akla uygun da çalışılabildiğini görecekler” ifadeleriyle anlatılmıştı.
“Kişilere değil, sisteme dayalı bir yapı kurduk”
Görevini devreden Osman Ertürk Özel, enstitünün en başından beri hiçbir siyasi parti veya odakla finansal bağımlılık ilişkisi kurmadığının altını çizerek; kişilere bağlı olmayan, bir sistem dahilinde işleyen kurumsal bir yapı oluşturduklarını belirtti. Finansal bağımsızlığı koruyacak tüm tedbirlerin alındığını sözlerine ekleyen Özel, bu bayrağı liyakatine ve vizyonuna güvendiği Yavuz Selim Günay’a devrettiğini vurguladı.
Günay’dan liyakat ve tarafsızlık vurgusu
TÇE’nin yeni Başkanı Yavuz Selim Günay, enstitünün Türkiye’de kurumlara duyulan güvenin azaldığı bir dönemde “doğru bilgiye erişim” bağlamında kritik bir misyon üstlendiğini belirtti. 14 aylık süreçte ekonomiden hukuka, insan haklarından anayasaya kadar pek çok alanda raporlar sunduklarını hatırlatan Günay, bundan sonra da aynı tarafsızlık ve bilimsel metodolojiyle çalışmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Gündemdeki “açılım” süreci: “Millet bu fikri satın almıyor”
Enstitü yöneticileri, Türkiye’nin son dönemde tartıştığı yeni “açılım” süreci ve İmralı ziyaretleri üzerine de değerlendirmelerde bulundu. Yapılan araştırmaların halkın bu sürece yönelik ciddi endişeleri olduğunu gösterdiğini savunan Hüseyin Raşit Yılmaz, doğru bilginin halka ulaşmasının milli güvenlik kadar önemli olduğunu dile getirdi.
Osman Ertürk Özel ise mevcut süreci “siyasi bir strateji” olarak nitelendirerek, milletin bu fikri satın almadığını savundu. Özel, sürecin şeffaf yürütülmediğini belirterek, Türk milliyetçilerinin bu duruma karşı daha tutarlı ve akademik bir muhalefet geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Toplum Çalışmaları Enstitüsü yoluna devam ediyor
Yönetim kuruluna yeni isimlerin katıldığı ve direktör atamalarının tamamlandığı belirtilen TÇE, yeni dönemde de bağımsız araştırma faaliyetlerine ve toplumsal sorunlara yönelik çözüm önerileri üretmeye devam edecek.
Haber : Mehmet OFLAZ
(ANKARA) – Hatay‘da, 10 yıldır evli olduğu ve iki çocuğunun annesi Sinem Dönmez’i bıçakla 42 yerinden ağır yaralayan sanık Enver Dönmez, “eşe ve kadına karşı kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı; haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildi. ANKA Haber Ajansı’nın ulaştığı gerekçeli kararda, olay sırasında kolluk tarafından ayağından vurularak durdurulabilen sanığın eylemini öldürme kastıyla gerçekleştirdiğinin kabul edildiği, yaralama eyleminin, “eşe ve kadına karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçunun maddi ve manevi unsurlarını oluşturduğu” vicdani kanaatine varıldığı bildirildi.
Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yaşayan Enver Dönmez, 10 yıllık eşi ve 2 çocuk annesi Sinem Dönmez’i geçen yıl araç içinde bıçakla yaraladı.
Sinem Dönmez’in çığlıkları üzerine olay yerine gelen jandarma, eşini bıçaklamaya devam eden Enver Dönmez’i ayağından ateş ederek etkisiz hale getirdi. Sinem Dönmez, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Üç kez ameliyat edilen Dönmez, yeniden hayata tutundu.
Yargılama sırasında dosyaya giren Adli Tıp Kurumu raporunda, Sinem Dönmez’in vücudunda 31’i kesici alet yaralanması, 11’i sıyrık şeklinde olmak üzere toplam 42 yaralanma tespit edildi.
Kırıkhan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanık Enver Dönmez, Sinem Dönmez’e yönelik “eşe ve kadına karşı kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildi.
*]: pointer-events-auto scroll-mt-[calc(var(–header-height)+min(200px,max(70px,20svh)))]” dir=”auto” tabindex=”-1″ data-turn-id=”request-WEB: ed0192d6-b0dd-4cd2-aa34-bc78c8133c2a-3″ data-testid=”conversation-turn-8″ data-scroll-anchor=”true” data-turn=”assistant”>
Malatya‘da, 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde 27 kişinin hayatını kaybettiği, 21 kişinin ise yaralandığı Ergün Apartmanı’nın yıkılmasına ilişkin tutuksuz 10 sanığın yargılanmasına devam edildi.
2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, taraf avukatları katıldı.
Duruşma, mahkeme heyetinin değişmesi nedeniyle 21 Ocak 2026’ya ertelendi.
Kahramanmaraş merkezli depremde yıkılan Ergün Apartmanı’nda 27 kişi hayatını kaybetmiş, 21 kişi yaralanmıştı. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıklar B.A, B.Ö, B.B, H.A, İ.G, M.G, Y,E, D.Ö, B.S. ve A.Ö. hakkında 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ’da motorlu kara taşıtı sayısı 766 bin 547’ye yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumun (TÜİK) tarafından 2025 kasım ayı itibariyle trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtları istatistikleri açıklandı.
Buna göre motorlu kara taşıtı sayısı Tekirdağ’da 381 bin 389, Edirne’de 207 bin 555, Kırklareli’nde ise 177 bin 603 oldu.
Trakya’da motorlu kara taşıtı sayısı eylül ayında 758 bin 473, ekim ayında ise 762 bin 475 olarak kayıtlara geçmişti.