Yavuz Ağıralioğlu: “Evlatlarını Madde Bağımlılığından Kurtaramayan Bir Milletin Geleceği Olmaz”
(ANKARA) - Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, "Evlatlarını madde bağımlılığından kurtaramayan bir milletin geleceği olmaz. Bu soruna çözüm üretmekle yükümlü olan siyaset ve ülke yönetimi, uyuşturucuyla mücadeleyi bugün birinci gündem maddesi haline getirmezse; milletimiz, evlatlarımız ve ailelerimiz için çok geç olacaktır" dedi. Bağımlı oğlu için mücadele eden anne Hatice Çobanoğlu, "Sadece sokaktaki satıcılar değil, asıl bu düzeni kuran baronlar hedef alınmalı" dedi.
Ağıralioğlu, partisinin Kadın Kolları üyeleri ve çocukları için bağımlılıkla mücadele eden anneler ile birlikte Ulus'taki Atatürk Heykeli önünde basın açıklaması yaptı.
Ağıralioğlu, burada yaptığı açıklamada, uyuşturucuyla mücadelede yalnızca bu suçu teşvik edenler ve ticaretini yapanların yakalanmasının yeterli olmadığına, bununla birlikte, uyuşturucuya bağımlı hale gelmiş gençlerin tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinin de en az cezai mücadele kadar hayati önem taşıdığına dikkat çekti.
"Rehabilitasyon merkezleri acilen çok yaygın hale getirilmeli"
Bağımlılıkla mücadelede, gençlerin yeniden topluma kazandırılmasını esas alan bütüncül ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Ağıralioğlu, "Hapishaneleriniz var ama bağımlılar için rehabilitasyon merkezleriniz yok. Madde bağımlılığına müptela olmuş, bağımlılığı artık kontrol edilemez olmuş evlatlarımızın tedavi edilmeleri için devletin rehabilitasyon merkezlerine, tedavi merkezlerine ihtiyaç var. Bu da 24 saat tam zamanlı takip gerektiren bir süreçtir. Bağımlılığını kendine hatırlatacak bir atak durumunda çocukların bir yıllık tedavisini boşa düşürecek bir denetim, denetimsizlik oluyor. O yüzden rehabilitasyon merkezlerinin acilen çok yaygın hale getirilmesi lazım" şeklinde konuştu.
Hükümetin, uyuşturucuyla mücadeleyi yalnızca rehabilitasyon ve tedavi çalışmalarıyla sınırlı tutmaması gerektiğini belirten Ağıralioğlu, bu mücadelenin adeta bir seferberlik anlayışıyla ele alınması gerektiğini ifade etti. Okullardan muhtarlıklara, televizyon yayınlarından dizilere, tiyatro ve kültürel faaliyetlere kadar devletin tüm kurum ve imkanlarının bu mücadele doğrultusunda etkin biçimde seferber edilmesi gerektiğini vurgulayan Ağıralioğlu, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Evlatlarına yetişemeyen bir devletin geleceği olmaz. Cumhurbaşkanı Yardımcısı üzerinden uyuşturucuyla mücadelede seferberlik ilan edilmiştir. Bu seferberliğe bağımlılıkla mücadeleyi de eklemeniz, bağımlılığı artık kendi imkanlarıyla yönetemeyen aileleri dinlemeniz ve onların taleplerine göre ihtiyaçları şekillendirmeniz gerekmektedir. Çok fazla aile var evladı tarafından öldürülmekten korkuyor. Böyle yaşamak ne demektir? Siyasetçiler biraz empati yapsınlar. Bir gün evlatları tarafından öldürüleceklerini düşünsünler bakalım. Kendi evlatlarını şikayet etmek zorunda olduklarını düşünsünler. Cezaevinden evlatları çıkacak diye korkan bir anneyle konuşun mesela."
"Asıl sorumluluk ve irade hükümete aittir"
Bağımlılık ile mücadelenin siyaset üstü olduğunu söyleyen Ağıralioğlu, "Bu meselede iktidar, muhalefet ayrılmaz. Devletin bütün bakanlıkları odaklanmalıdır. Evlatlarını madde bağımlılığından kurtaramayan bir milletin geleceği olmaz. Evlatlarına sahip çıkmak zorunda olan bir devletin, annelerin ve babaların feryadını duyması gerekir. Bu soruna çözüm üretmekle yükümlü olan siyaset ve ülke yönetimi, uyuşturucuyla mücadeleyi bugün birinci gündem maddesi haline getirmezse; milletimiz, evlatlarımız ve ailelerimiz için çok geç olacaktır" dedi.
"Bizim tek derdimiz evlatlarımızdır"
Konya'dan gelen ve çocuğu için bağımlılık ile mücadele eden Ayşe Çetin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oğlunun bağımlılığına ilişkin mektup yazdığını anlatarak, şunları söyledi:
*]: pointer-events-auto scroll-mt-" dir="auto" tabindex="-1" data-turn-id="request-WEB: 078f8708-bf3e-4461-a11c-ea5f1dad00e2-7" data-testid="conversation-turn-16" data-scroll-anchor="true" data-turn="assistant">
"Sayın Cumhurbaşkanım, gözyaşlarımız ekmeğimize katık oldu. Yazdığım mektupların sayısı yüzü aşmıştır. Hiçbirine geri dönüş alamadım. Eleştirmek gibi bir niyetimiz yok. Herhangi bir partiyle ilgili bir derdimiz de yok. Bizim tek derdimiz evlatlarımızdır. Sayın Cumhurbaşkanım, zorunlu tedavi, ilaçsız tedavi ve etkin rehabilitasyon merkezlerine ihtiyaç vardır. Çocuklarımız bu merkezlerde kısa süreli yatıyor, ardından izinle çıkıyor ve aynı sürece yeniden giriyorlar. Biz sürekli başa dönmekten yorulduk. Gerçekten çok yorulduk. Çip taktırdık, tedavi merkezlerine yatırdık, her yolu denedik. Bazı tedavi merkezleri uygun fiyatlı olsa da, etkili ve başarılı olan birçok merkez maddi olarak bizim ulaşamayacağımız düzeydedir. Zaten maddi ve manevi olarak tükenmiş durumdayız. Bu yükü taşımamız mümkün değildir."
"Kapı kapı dolaşarak çocuğumun kurtulması için mücadele ettim"
Antalya'dan gelen anne Ümmü Küçükyanar ise "Benim çocuğum pırlanta gibi bir çocuktu. Ancak iki yıldır evladımı tanıyamaz hale geldim" sözleriyle yaşadıklarını anlattı. Anne Küçükyanar şunları kaydetti:
"Onun gibi pek çok arkadaşı da aynı durumda. Hepsi tertemiz, iyi çocuklardı. Hiçbirinin suça eğilimi yoktu. Ben herhangi bir parti adına burada değilim. Burada olmamın tek sebebi evlatlarımızdır. Ben Antalya'dan geldim. Bir bağımlı annesiyim. Hepimizin gözleri yaşlı, ancak gözyaşlarımızı gerçekten gören yok. Anneler çocuklarına kıyamaz; fakat bu süreçte çocuklarını büyüten anneler büyük bir bedel ödedi. Bizim neden sesimizi duyan olmuyor? Neden yetkililer bizi dinlemiyor? Neden rehabilitasyon merkezlerinde çocuklarımıza tam ve etkili bir tedavi uygulanmıyor? Ben Antalya'nın Korkuteli ilçesinden geldim. Kapı kapı dolaşarak çocuğumun kurtulması için mücadele ettim. Çok şükür, 2,5 yıldır temiz. Bunu yalnızca kendi evladım için değil, diğer annelerin çocukları da kurtulsun diye anlatıyorum. Bizim yaşadığımız bu çaresizliği artık görün. Yetkililerden beklentimiz nettir: Uyuşturucu satıcılarının kararlılıkla yakalanması ve çocuklarımıza zorunlu, etkili ve sürekli tedavi uygulanmasıdır. Lütfen bu annelerin gözyaşını görün, sesimizi duyun ve evlatlarımıza sahip çıkın."
"Uyuşturucu satıcılarının ve bu işin arkasındaki baronların kararlılıkla yakalanmasını istiyoruz"
Konya'dan geldiğini belirten bir diğer anne Hatice Çobanoğlu de çocuğunun bağımlılığı ile mücadelelerini şu sözlerle anlattı:
"Sayın Cumhurbaşkanı, size sesleniyorum. Ben yüreği yanık bir anneyim. Konya'dan geldim. Ne olur bize yardım edin. Çocuklarımız hayatını kaybediyor, gençlerimiz yok oluyor. Türkiye'nin geleceği olan gençler hızla kayboluyor. Biz temiz bir Türkiye istiyoruz. Elimizden tutun, çocuklarımıza sahip çıkın ve onları devlet güvencesi altına alın. Bu sorun bir ya da iki yıllık çözümlerle aşılmıyor. Çocuklarımız için devlet kapsamında kalıcı tedavi, rehabilitasyon ve istihdam imkanları istiyoruz. Öncelikle etkili bir tedavi süreci talep ediyoruz. Annelerin elinden tutun, bize destek olun. Kapı kapı dolaştık, bütün Türkiye'yi gezdik ama gittiğimiz her yerde kapılar yüzümüze kapandı. Artık kapılar açılsın. Anneler tükenmiş durumda. Bu süreçte psikolojimiz bozuldu. Uyuşturucu satıcılarının ve bu işin arkasındaki baronların kararlılıkla yakalanmasını istiyoruz. Sadece sokaktaki satıcılar değil, asıl bu düzeni kuran baronlar hedef alınmalıdır. Baronlar yakalanırsa, sokak satıcıları da ortadan kalkacaktır. Konya'da bu işi yöneten birçok kişinin varlığı bilinmektedir. Defalarca yetkililere bildirdik. Artık somut adımlar atılmasını istiyoruz."